Kan Çiçekleri 398.bölümde Çınar'a yapılan kötü muameleye katlanamayan Dilan, Tarık'ın eşine tokadı yapıştırır. Hacer, Tarık ve eşinin bir şeyler çevirdiğini söyleyen Dilan, onlardan şüphelenmeye başlar. Baran ise bu işin peşini bırakmaz ve Tarık'ı karşısına alarak konuşma vaktinin geldiğini söyler. Tarık ve Baran için hesaplaşma vakti mi?
Kanal 7’nin gönüllere taht kuran dizisi Kan Çiçekleri, yeni sezonuyla izleyicileri ekrana kilitlemeye geliyor. Kan Çiçekleri üçüncü sezonunda Baran ve Dilan trafik kazası geçirir. İçinde bulundukları araba denize uçar ve oğulları Miran’ı denizde kaybederler.
Evlat hasretinin izleyenleri yakıp kavuracağı Kan Çiçekleri duygu dolu yeni bölümleriyle hafta içi her gün 16:20’de Kanal 7’de…#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kan-cicekleri-398.bolum-fragmani-yuzlesme-vakti-dilan-tarik-in-esine-tokadi-yapistirdi-188607.html
28 Kasım 2024 Perşembe
ABD'li rapçinin kefaletle serbest kalma talebine aynı cevap
ABD'de ‘Diddy’ olarak tanınan Amerikalı yapımcı ve rapçi Sean Combs hakkında daha önce 100'ü aşkın kişiye cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle dava açıldı. Hapishanede olan Combs’un kefaletle serbest bırakılma talebine hakimden cevap gecikmedi.
HAKİM DİDDY'NİN KEFALET TALEBİNE NE DEDİ?
Amerikalı yapımcı ve rapçi Sean Combs hakkında daha önce 100'ü aşkın kişiye cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle dava açıldı. Diddy suçlamalarıyla ilgili devam eden davasında üçüncü kez kefalet talebinde bulundu ancak mahkeme talebini reddetti.
Mahkeme, Combs'un kefaletle serbest kalması durumunda tanıkları etkileme riski taşıdığını belirtti. Combs, tutuklu yargılanmaya devam edecek ve duruşması 2025 Mayıs ayında gerçekleşecek.
Rapçi Diddy'ye 120 kişi dava açacak
Avukatları, Combs'un kaçma riski olmadığını ve kefalet için önerilen 50 milyon dolarlık bir teminatın güvence sağlayacağını öne sürdü ancak mahkeme bu argümanları kabul etmedi. Suçlamalar arasında insan kaçakçılığı ve dolandırıcılık da bulunuyor.
SEKİZ FARKLI SUÇTAN AÇILAN DAVALAR
ABD'de cinsel istismar, zorla çalıştırma, adam kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınan Sean Combs'a aralarında reşit olmayan çocukların da bulunduğu 100’ü aşkın kişi tarafından istismar davası açıldı.
Cinsel saldırıyla suçlanan ABD'li rapçi 'Diddy'den açıklama!
Mahkeme tarafından kamuoyuyla paylaşılan belgelerde Combs'un, evinde düzenlediği günlerce süren ve kayıt altına alınan partilerinde katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel şiddete maruz bıraktığı ifade edildi. ABD medyasında yer alan haberlere göre, Combs’un avukatları mahkemede savunma yapabilmek adına dava açan kişilerin isimlerinin kamuoyuna açılmasını talep etti. Mahkeme tarafından herhangi bir cevap verilmediği ifade edildi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-li-rapcinin-kefaletle-serbest-kalma-talebine-ayni-cevap-188606.html
HAKİM DİDDY'NİN KEFALET TALEBİNE NE DEDİ?
Amerikalı yapımcı ve rapçi Sean Combs hakkında daha önce 100'ü aşkın kişiye cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle dava açıldı. Diddy suçlamalarıyla ilgili devam eden davasında üçüncü kez kefalet talebinde bulundu ancak mahkeme talebini reddetti.
Mahkeme, Combs'un kefaletle serbest kalması durumunda tanıkları etkileme riski taşıdığını belirtti. Combs, tutuklu yargılanmaya devam edecek ve duruşması 2025 Mayıs ayında gerçekleşecek.
Rapçi Diddy'ye 120 kişi dava açacak
Avukatları, Combs'un kaçma riski olmadığını ve kefalet için önerilen 50 milyon dolarlık bir teminatın güvence sağlayacağını öne sürdü ancak mahkeme bu argümanları kabul etmedi. Suçlamalar arasında insan kaçakçılığı ve dolandırıcılık da bulunuyor.
SEKİZ FARKLI SUÇTAN AÇILAN DAVALAR
ABD'de cinsel istismar, zorla çalıştırma, adam kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınan Sean Combs'a aralarında reşit olmayan çocukların da bulunduğu 100’ü aşkın kişi tarafından istismar davası açıldı.
Cinsel saldırıyla suçlanan ABD'li rapçi 'Diddy'den açıklama!
Mahkeme tarafından kamuoyuyla paylaşılan belgelerde Combs'un, evinde düzenlediği günlerce süren ve kayıt altına alınan partilerinde katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel şiddete maruz bıraktığı ifade edildi. ABD medyasında yer alan haberlere göre, Combs’un avukatları mahkemede savunma yapabilmek adına dava açan kişilerin isimlerinin kamuoyuna açılmasını talep etti. Mahkeme tarafından herhangi bir cevap verilmediği ifade edildi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-li-rapcinin-kefaletle-serbest-kalma-talebine-ayni-cevap-188606.html
YÖK'ten eksi net açıklaması: Mümkün değil
"Eksi netle herhangi bir adayın puanının hesaplanması mümkün değildir." ifadesine yer verilen açıklamada, YKS'de puan türlerine göre puan hesaplamasında kullanılan testler ve ağırlıklarının sınav kılavuzunda yayımlandığı anımsatıldı.
Haberde yer alan ön lisans programlarına Temel Yeterlilik Testi puanına göre, Türk Dili ve Edebiyatı programına ise sözel puan türüne göre yerleştirme yapıldığı aktarılan açıklamada, şunlara yer verildi:
"2018 yılından itibaren uygulanmakta olan yeni sınav sistemine göre, adayın TYT puanının hesaplanmasında Türkçe Testi ile Temel Matematik Testindeki cevapları dikkate alınmaktadır. Bu iki testin en az birinden ham puanı 0,5 veya üzeri olan adayların TYT puanı hesaplanmaktadır. Haberde verilen bazı örneklere bakıldığında, ilgili adayların Matematik veya Türkçe testlerinin en az birinde 0,5 veya üzerinde ham puana sahip oldukları görülmektedir. Bu nedenle de adayların TYT puanları hesaplanmıştır."
Haberde yer alan örneklerin de paylaşıldığı açıklamada, YKS'de her aday için hesaplanmış Ortaöğretim Başarı Puanı'nın (OBP), 0,12 katsayısı ile çarpılarak sınav puanlarına eklendiği, böylece adayların yerleştirme puanlarının hesaplandığı anlatıldı.
Açıklamada, ilgili puan türünde sınav puanı hesaplanan tüm adayların söz konusu puan türünde yerleştirme puanlarının hesaplandığı, TYT puanı olmayan veya TYT puanı hesaplanmayan adayların, Alan Yeterlilik Testi (AYT) ve/veya Yabancı Dil Testi'ne (YDT)girmiş olsalar da sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil için sınav/yerleştirme puanlarının hesaplanmadığı belirtildi.
Merkezi yerleştirmede adayların yükseköğretim programlarına yerleştirme puanları, varsa ek puanları, yükseköğretim programları ile ilgili tercihleri ve bu programların kontenjan ve koşulları göz önünde tutularak ÖSYM tarafından yerleştirildiği aktarılan açıklamada, "Haberde yer almış olan örneklerde, adayların TYT puanının hesaplanabilmesi için gerekli olan testlerden en az birinden 0,5 veya üzerinde ham puana sahip oldukları görülmektedir." denildi.
'SÖZ KONUSU DEĞİL'
Açıklamada, herhangi bir adayın sözel puanının hesaplanabilmesi için TYT'deki Türkçe Testi veya Temel Matematik Testi ile AYT'deki Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testi veya Sosyal Bilimler-2 Testi'nin en az birinden 0,5 veya üzerinde ham puana sahip olması gerektiği belirtilerek, "Haberde yer alan adayın sözel puanının hesaplanabilmesi için gereken TYT'de matematik testinde 0,5 ham puan aldığı görülmektedir. Adayın AYT testinde ise Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testi'nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde 0,5, Tarih-1 bölümünde 1, Coğrafya-1 bölümünde 3,5 ham puanı bulunmaktadır. Bu puanlara TYT puanının yüzde 40'ı ile OBP'si ilave edilerek yerleştirmeye esas puanı belirlenmektedir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere eksi netle üniversiteli olunması söz konusu değildir." ifadeleri kullanıldı.
Tüm adayların puanları hesaplandıktan sonra tercih edilen programın kontenjanı dahilinde puanı en yüksek olan adaydan başlamak suretiyle kontenjan kadar adayın, puanları ve tercihleriyle varsa programın koşulları dikkate alınarak ÖSYM tarafından merkezi olarak yerleştirildiği ifade edilen açıklamada, "Adayların ham puanının hesaplanması, onların üniversiteyi kazanması anlamına gelmez fakat üniversitelerin programlarına yerleştirilmek için tercihte bulunmasına imkan verir." değerlendirmesine yer verildi.
Sistemin o programı tercih edenleri kontenjan sayısı kadar başarı puanlarına göre sıraladığı ve sıralamaya girenin kazandığı aktarılan açıklamada, ilk yerleştirme sonrasında boş kontenjanlar kalmışsa bir programa yerleşemeyen adayların ilgili puan türünde yine tercihte bulunabilecekleri, sistemin kalan kontenjanlar için tercihte bulunan adayları başarı puanlarına göre sıraladığı, puanı yüksek olanların kalan kontenjan adedince yerleştirmeye hak kazandığı anlatıldı.
2024 yılında 3 milyon 120 bin 870 kişinin YKS'ye başvurduğu bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"TYT Sınavı'na 2 milyon 819 bin 362 aday girmiş ve bunlardan 2 milyon 755 bin 301 adayın puanı hesaplanmıştır. 64 bin 61 adayın puanı ise ilgili şartı sağlamadıkları için hesaplanamamıştır. Puanı hesaplanan adaylardan ön lisans programlarını tercih edip bu programlara yerleşenlerin sayısı 532 bin 915 olmuştur. TYT Puanı hesaplanan 2 milyon 755 bin 301 adayın 1 milyon 776 bin 496'sı AYT Sınavına girmiş, 978 bin 805’nin ise sadece TYT Puanı bulunmaktadır.
YKS öncesi ve sonrası barajın uygulandığı veya uygulanmadığı dönemler hakkında yapılacak bir araştırmada adayların yerleştirildikleri programın ilgili olduğu alan testlerinden herhangi birinde eksi net yapanlara rastlanabilecektir.
2022 yılı sonrasında YKS, başarı sıralamasına dayalı bir rekabet anlayışını getirmiştir. Yerleştirme işlemleri, adayların tercih ve puanlarına göre yapılmaktadır. Sınav, doğası gereği ilgili programı tercih eden diğer adaylardan daha yüksek puan ve sıralamaya sahip olana yerleşme imkanı vermektedir.
Sonuç olarak, sistemin işleyişi ve adayların eksi netle yerleştirilemeyeceği konusundaki açıklamalara rağmen yapılan yanıltıcı haber ve paylaşımlara itibar edilmemesi hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yok-ten-eksi-net-aciklamasi-mumkun-degil-188605.html
Haberde yer alan ön lisans programlarına Temel Yeterlilik Testi puanına göre, Türk Dili ve Edebiyatı programına ise sözel puan türüne göre yerleştirme yapıldığı aktarılan açıklamada, şunlara yer verildi:
"2018 yılından itibaren uygulanmakta olan yeni sınav sistemine göre, adayın TYT puanının hesaplanmasında Türkçe Testi ile Temel Matematik Testindeki cevapları dikkate alınmaktadır. Bu iki testin en az birinden ham puanı 0,5 veya üzeri olan adayların TYT puanı hesaplanmaktadır. Haberde verilen bazı örneklere bakıldığında, ilgili adayların Matematik veya Türkçe testlerinin en az birinde 0,5 veya üzerinde ham puana sahip oldukları görülmektedir. Bu nedenle de adayların TYT puanları hesaplanmıştır."
Haberde yer alan örneklerin de paylaşıldığı açıklamada, YKS'de her aday için hesaplanmış Ortaöğretim Başarı Puanı'nın (OBP), 0,12 katsayısı ile çarpılarak sınav puanlarına eklendiği, böylece adayların yerleştirme puanlarının hesaplandığı anlatıldı.
Açıklamada, ilgili puan türünde sınav puanı hesaplanan tüm adayların söz konusu puan türünde yerleştirme puanlarının hesaplandığı, TYT puanı olmayan veya TYT puanı hesaplanmayan adayların, Alan Yeterlilik Testi (AYT) ve/veya Yabancı Dil Testi'ne (YDT)girmiş olsalar da sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil için sınav/yerleştirme puanlarının hesaplanmadığı belirtildi.
Merkezi yerleştirmede adayların yükseköğretim programlarına yerleştirme puanları, varsa ek puanları, yükseköğretim programları ile ilgili tercihleri ve bu programların kontenjan ve koşulları göz önünde tutularak ÖSYM tarafından yerleştirildiği aktarılan açıklamada, "Haberde yer almış olan örneklerde, adayların TYT puanının hesaplanabilmesi için gerekli olan testlerden en az birinden 0,5 veya üzerinde ham puana sahip oldukları görülmektedir." denildi.
'SÖZ KONUSU DEĞİL'
Açıklamada, herhangi bir adayın sözel puanının hesaplanabilmesi için TYT'deki Türkçe Testi veya Temel Matematik Testi ile AYT'deki Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testi veya Sosyal Bilimler-2 Testi'nin en az birinden 0,5 veya üzerinde ham puana sahip olması gerektiği belirtilerek, "Haberde yer alan adayın sözel puanının hesaplanabilmesi için gereken TYT'de matematik testinde 0,5 ham puan aldığı görülmektedir. Adayın AYT testinde ise Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testi'nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde 0,5, Tarih-1 bölümünde 1, Coğrafya-1 bölümünde 3,5 ham puanı bulunmaktadır. Bu puanlara TYT puanının yüzde 40'ı ile OBP'si ilave edilerek yerleştirmeye esas puanı belirlenmektedir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere eksi netle üniversiteli olunması söz konusu değildir." ifadeleri kullanıldı.
Tüm adayların puanları hesaplandıktan sonra tercih edilen programın kontenjanı dahilinde puanı en yüksek olan adaydan başlamak suretiyle kontenjan kadar adayın, puanları ve tercihleriyle varsa programın koşulları dikkate alınarak ÖSYM tarafından merkezi olarak yerleştirildiği ifade edilen açıklamada, "Adayların ham puanının hesaplanması, onların üniversiteyi kazanması anlamına gelmez fakat üniversitelerin programlarına yerleştirilmek için tercihte bulunmasına imkan verir." değerlendirmesine yer verildi.
Sistemin o programı tercih edenleri kontenjan sayısı kadar başarı puanlarına göre sıraladığı ve sıralamaya girenin kazandığı aktarılan açıklamada, ilk yerleştirme sonrasında boş kontenjanlar kalmışsa bir programa yerleşemeyen adayların ilgili puan türünde yine tercihte bulunabilecekleri, sistemin kalan kontenjanlar için tercihte bulunan adayları başarı puanlarına göre sıraladığı, puanı yüksek olanların kalan kontenjan adedince yerleştirmeye hak kazandığı anlatıldı.
2024 yılında 3 milyon 120 bin 870 kişinin YKS'ye başvurduğu bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"TYT Sınavı'na 2 milyon 819 bin 362 aday girmiş ve bunlardan 2 milyon 755 bin 301 adayın puanı hesaplanmıştır. 64 bin 61 adayın puanı ise ilgili şartı sağlamadıkları için hesaplanamamıştır. Puanı hesaplanan adaylardan ön lisans programlarını tercih edip bu programlara yerleşenlerin sayısı 532 bin 915 olmuştur. TYT Puanı hesaplanan 2 milyon 755 bin 301 adayın 1 milyon 776 bin 496'sı AYT Sınavına girmiş, 978 bin 805’nin ise sadece TYT Puanı bulunmaktadır.
YKS öncesi ve sonrası barajın uygulandığı veya uygulanmadığı dönemler hakkında yapılacak bir araştırmada adayların yerleştirildikleri programın ilgili olduğu alan testlerinden herhangi birinde eksi net yapanlara rastlanabilecektir.
2022 yılı sonrasında YKS, başarı sıralamasına dayalı bir rekabet anlayışını getirmiştir. Yerleştirme işlemleri, adayların tercih ve puanlarına göre yapılmaktadır. Sınav, doğası gereği ilgili programı tercih eden diğer adaylardan daha yüksek puan ve sıralamaya sahip olana yerleşme imkanı vermektedir.
Sonuç olarak, sistemin işleyişi ve adayların eksi netle yerleştirilemeyeceği konusundaki açıklamalara rağmen yapılan yanıltıcı haber ve paylaşımlara itibar edilmemesi hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yok-ten-eksi-net-aciklamasi-mumkun-degil-188605.html
Şanlıurfa'da ele geçirildi: Tam 1 ton 200 kilogram tarihi geçmiş tavuk eti!
Son dakika haberi... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin, işletmelere yönelik denetimleri sürüyor.
Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde Gıda Kontrol Birimi ile Eyyübiye Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Gıdacılar Sitesi'ndeki bir depoda denetim gerçekleştirdi.
TARİHİ GEÇMİŞ TAVUK BULUNDU
Denetimde son kullanma tarihi geçmiş 1 ton 200 kilogram tavuk eti bulundu.
Tavuk etlerine imha edilmek üzere el konulurken işletmeye de idari ceza uygulandı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/sanliurfa-da-ele-gecirildi-tam-1-ton-200-kilogram-tarihi-gecmis-tavuk-eti-188604.html
Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde Gıda Kontrol Birimi ile Eyyübiye Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Gıdacılar Sitesi'ndeki bir depoda denetim gerçekleştirdi.
TARİHİ GEÇMİŞ TAVUK BULUNDU
Denetimde son kullanma tarihi geçmiş 1 ton 200 kilogram tavuk eti bulundu.
Tavuk etlerine imha edilmek üzere el konulurken işletmeye de idari ceza uygulandı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/sanliurfa-da-ele-gecirildi-tam-1-ton-200-kilogram-tarihi-gecmis-tavuk-eti-188604.html
Steam Kasım indirimi başladı mı? Steam sonbahar indirimleri ne zaman sona erecek?
Steam Kasım indirimi 27 Kasım 2024 tarihinde başladı. Warhammer 40,000: Space Marine 2 Standart Edition, 39.99 dolardan 31.99 dolara düştü.
Kingdom Come: Deliverance, %90 indirimle 2.29 dolara indi. Mount & Blade II: Bannerlord
ise yüzde 40 indirimle 11.99 dolardan satılıyor. Bunun gibi birçok yapımda indirimler devam ediyor. Peki, Steam sonbahar indirimleri ne zaman sona erecek?
STEAM SONBAHAR İNDİRİMLERİ NE ZAMAN SONA ERECEK?
Steam Sonbahar İndirimleri 27 Kasım 2024 tarihinde başladı ve 4 Aralık 2024 tarihinde sona erecek. Popüler olan birçok oyunlar indirime girdi.
İNDİRİMLERE GÖZ ATMAK İÇİN TIKLAYINIZ#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/steam-kasim-indirimi-basladi-mi-steam-sonbahar-indirimleri-ne-zaman-sona-erecek-188603.html
Kingdom Come: Deliverance, %90 indirimle 2.29 dolara indi. Mount & Blade II: Bannerlord
ise yüzde 40 indirimle 11.99 dolardan satılıyor. Bunun gibi birçok yapımda indirimler devam ediyor. Peki, Steam sonbahar indirimleri ne zaman sona erecek?
STEAM SONBAHAR İNDİRİMLERİ NE ZAMAN SONA ERECEK?
Steam Sonbahar İndirimleri 27 Kasım 2024 tarihinde başladı ve 4 Aralık 2024 tarihinde sona erecek. Popüler olan birçok oyunlar indirime girdi.
İNDİRİMLERE GÖZ ATMAK İÇİN TIKLAYINIZ#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/steam-kasim-indirimi-basladi-mi-steam-sonbahar-indirimleri-ne-zaman-sona-erecek-188603.html
Okan Buruk, eski Fenerbahçeli öğrencisini istiyor!
Bu sezon hem Süper Lig'de hem Avrupa'da şampiyonluk hedefleyen Galatasaray, çapraz bağları kopan ve sezonu kapatan Mauro Icardi'nin boşluğunu doldurmak için girişimlerini sürdürüyor.
HEDEFTE MURİQİ VAR!
Sarı-kırmızılı ekibin, son hedefinin bir dönem Fenerbahçe forması giyen Vedat Muriqi olduğu öne sürüldü.
Galatasaray'ın, forvet bölgesi için Mallorca'da forma giyen Vedat Muriqi'yi gündemine aldığı iddia edildi.
Okan Buruk'un Çaykur Rizespor'dan eski öğrencisini takımda görmek istediği aktarıldı. 30 yaşındaki forvetin ise Türkiye'ye geri dönmeye sıcak baktığı öğrenildi.
PAZARLIKLAR SÜRÜYOR!
İspanyol ekibi Mallorca'nın ise 4-5 milyon Euro bonservis ücreti karşılığında transfere onay vereceği kaydedildi. Galatasaray'ın ise fiyatı aşağı çekmek için çalışmalarını sürdürdüğü aktarıldı.
Şu an Mallorca forması giyen Vedat Muriqi, 2020 yılında Fenerbahçe'den 21 milyon Euro bonservis ücretine Lazio'ya transfer olmuştu..
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-eski-fenerbahceli-ogrencisini-istiyor-188602.html
HEDEFTE MURİQİ VAR!
Sarı-kırmızılı ekibin, son hedefinin bir dönem Fenerbahçe forması giyen Vedat Muriqi olduğu öne sürüldü.
Galatasaray'ın, forvet bölgesi için Mallorca'da forma giyen Vedat Muriqi'yi gündemine aldığı iddia edildi.
Okan Buruk'un Çaykur Rizespor'dan eski öğrencisini takımda görmek istediği aktarıldı. 30 yaşındaki forvetin ise Türkiye'ye geri dönmeye sıcak baktığı öğrenildi.
PAZARLIKLAR SÜRÜYOR!
İspanyol ekibi Mallorca'nın ise 4-5 milyon Euro bonservis ücreti karşılığında transfere onay vereceği kaydedildi. Galatasaray'ın ise fiyatı aşağı çekmek için çalışmalarını sürdürdüğü aktarıldı.
Şu an Mallorca forması giyen Vedat Muriqi, 2020 yılında Fenerbahçe'den 21 milyon Euro bonservis ücretine Lazio'ya transfer olmuştu..
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-eski-fenerbahceli-ogrencisini-istiyor-188602.html
DHMİ'den Esenboğa Havalimanı'nda uçak yangını tatbikatı
Ankara
Anadolu Ajansı (AA) tarafından görüntülenen tatbikatta, senaryo gereği içinde 160 yolcu ve 7 mürettebat bulunan bir havayollarına ait 1261 sayılı İstanbul-Ankara seferini yapan A321 tipindeki yolcu uçağı iniş sırasında kaza yaptı.
Kazada uçağın motorlarında ve gövde altında çıkan yangın nedeniyle "uçak kaza kırım" alarmı verildi, Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele (ARFF) ekipleri verilen alarmla harekete geçti.
Ekipler, 3 dakika içinde olay yerine gelerek yangına müdahale etti ve alevleri kısa sürede söndürdü. Mürettebat içeriden uçağın kapısını açamadığı için ARFF ekipleri uçağa harici giriş yaptı.
Kurtarma ve tahliye operasyonunun başlatılmasıyla yaralılar sedyelerle ambulanslara taşınarak buradaki ilk müdahalenin ardından hastanelere sevk edildi.
Tahliye operasyonu ve yangın soğutma işlemlerinin ardından uçak güvenli bölgeye çekildi, pist yeniden ulaşıma açıldı.
DHMİ Genel Müdürlüğü ekiplerinin başarısı Antalya'da 95 kişinin hayatını kurtardı
Söz konusu tatbikatlar sayesinde 24 Kasım'da Antalya Havalimanı'nda meydana gelen uçak yangınına saniyeler içerisinde müdahale edilerek Rusya-Antalya seferini yapan uçaktaki89 yolcu ve 6 mürettebat güvenli bir şekilde tahliye edildi.
ARFF ekipleri başarılarını ve tatbikatların önemini iniş esnasında adeta alev topuna dönen Rus uçağındaki yangını 2 dakika gibi bir sürede kontrol altına alarak bir kez daha göstermiş oldu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dhmi-den-esenboga-havalimani-nda-ucak-yangini-tatbikati-188601.html
Anadolu Ajansı (AA) tarafından görüntülenen tatbikatta, senaryo gereği içinde 160 yolcu ve 7 mürettebat bulunan bir havayollarına ait 1261 sayılı İstanbul-Ankara seferini yapan A321 tipindeki yolcu uçağı iniş sırasında kaza yaptı.
Kazada uçağın motorlarında ve gövde altında çıkan yangın nedeniyle "uçak kaza kırım" alarmı verildi, Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele (ARFF) ekipleri verilen alarmla harekete geçti.
Ekipler, 3 dakika içinde olay yerine gelerek yangına müdahale etti ve alevleri kısa sürede söndürdü. Mürettebat içeriden uçağın kapısını açamadığı için ARFF ekipleri uçağa harici giriş yaptı.
Kurtarma ve tahliye operasyonunun başlatılmasıyla yaralılar sedyelerle ambulanslara taşınarak buradaki ilk müdahalenin ardından hastanelere sevk edildi.
Tahliye operasyonu ve yangın soğutma işlemlerinin ardından uçak güvenli bölgeye çekildi, pist yeniden ulaşıma açıldı.
DHMİ Genel Müdürlüğü ekiplerinin başarısı Antalya'da 95 kişinin hayatını kurtardı
Söz konusu tatbikatlar sayesinde 24 Kasım'da Antalya Havalimanı'nda meydana gelen uçak yangınına saniyeler içerisinde müdahale edilerek Rusya-Antalya seferini yapan uçaktaki89 yolcu ve 6 mürettebat güvenli bir şekilde tahliye edildi.
ARFF ekipleri başarılarını ve tatbikatların önemini iniş esnasında adeta alev topuna dönen Rus uçağındaki yangını 2 dakika gibi bir sürede kontrol altına alarak bir kez daha göstermiş oldu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dhmi-den-esenboga-havalimani-nda-ucak-yangini-tatbikati-188601.html
Hac ek kayıt başvuruları yarın sona eriyor
Ankara
Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünün internet sayfasında yer alan bilgiye göre, noter huzurunda gerçekleştirilen hac kurası sonucunda kesin kayıt hakkı elde eden hacı adaylarından boş kalan kontenjanlar için ek kayıt süresi yarın bitecek.
Ek kayıt sırası gelen hacı adayları 21 Kasım itibarıyla erişime açılan işlemleri yarına kadar e-Devlet üzerinden yapabilecek.
Hac kesin kayıt işlemlerine ilişkin detaylı bilgi il ve ilçe müftülükleri ile Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 0 (850) 260 13 13 numaralı çağrı merkezinden alınabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hac-ek-kayit-basvurulari-yarin-sona-eriyor-188600.html
Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünün internet sayfasında yer alan bilgiye göre, noter huzurunda gerçekleştirilen hac kurası sonucunda kesin kayıt hakkı elde eden hacı adaylarından boş kalan kontenjanlar için ek kayıt süresi yarın bitecek.
Ek kayıt sırası gelen hacı adayları 21 Kasım itibarıyla erişime açılan işlemleri yarına kadar e-Devlet üzerinden yapabilecek.
Hac kesin kayıt işlemlerine ilişkin detaylı bilgi il ve ilçe müftülükleri ile Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 0 (850) 260 13 13 numaralı çağrı merkezinden alınabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hac-ek-kayit-basvurulari-yarin-sona-eriyor-188600.html
Niğde'de inşaatta erkek cesedi bulundu
Edinilen bilgiye göre; Şehitler Mahallesi Firaki Sokak’ta meydana gelen olayda; sabah saatlerinde işe gelen inşaat işçileri hareketsiz şekilde yatan bir kişiyi fark etti.
İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken; yapılan ilk müdahalede üzerinden kimlik çıkmayan şahsın yaşamını yitirdiğini tespit etti.
Polis ekipleri de inceleme yaptı. Erkek cesedi, yapılan incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı.
Cesedin kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için savcılık incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu’na sevk edileceği öğrenildi.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/nigde-de-insaatta-erkek-cesedi-bulundu-188599.html
İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken; yapılan ilk müdahalede üzerinden kimlik çıkmayan şahsın yaşamını yitirdiğini tespit etti.
Polis ekipleri de inceleme yaptı. Erkek cesedi, yapılan incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı.
Cesedin kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için savcılık incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu’na sevk edileceği öğrenildi.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/nigde-de-insaatta-erkek-cesedi-bulundu-188599.html
Bir Yemin Ettim 9.bölüm fragmanı: Kerim, Tekin’in tuzağına mı düştü? Fark edebilecek mi?
Bir Yemin Ettim 9.bölümde Ecrin, Beste'nin eziyetlerine katlanmaya çalışırken Kerim ise onu kaçıranların izini sürmeye devam eder. Kerim'i bu işin peşini bırakması için yeni bir oyunun içine Tekin, yanlış belge düzenleyerek onu Mustafa Gölcüklü'ye yönlendirir. Kerim kendisine kurulan bu tuzağı fark edebilecek mi?
Bir tarafta genç yaşında babasının şaibeli ölümüyle sarsılan ve ağır bir sorumluluğun altına giren Kerim, diğer tarafta babasının masum olduğunu ispatlamaya çalışan Ecrin’in intikam hırsıyla başlayan hikayesi Bir Yemin Ettim ile gönüllere taht kuruyor.
İntikam duygusuyla bir araya gelen Kerim ve Ecrin’in zamanla aşka dönüşen dramatik hikayesi “Bir Yemin Ettim” hafta içi her gün 16:30’da Kanal 7’de.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bir-yemin-ettim-9.bolum-fragmani-kerim-tekin-in-tuzagina-mi-dustu-fark-edebilecek-mi-188598.html
Bir tarafta genç yaşında babasının şaibeli ölümüyle sarsılan ve ağır bir sorumluluğun altına giren Kerim, diğer tarafta babasının masum olduğunu ispatlamaya çalışan Ecrin’in intikam hırsıyla başlayan hikayesi Bir Yemin Ettim ile gönüllere taht kuruyor.
İntikam duygusuyla bir araya gelen Kerim ve Ecrin’in zamanla aşka dönüşen dramatik hikayesi “Bir Yemin Ettim” hafta içi her gün 16:30’da Kanal 7’de.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bir-yemin-ettim-9.bolum-fragmani-kerim-tekin-in-tuzagina-mi-dustu-fark-edebilecek-mi-188598.html
Boşanma davası açmak için evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmesi şartı devam edecek
Ankara
Ankara 18. Aile Mahkemesi, anlaşmalı boşanma talebiyle açılan davada uygulama konusu olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, "boşanma davası açmak için evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmüş olması" şartını düzenleyen maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "... bir yıl..." ibaresinin iptali istenen başvuru dilekçesinde, kuralın, kişilerin iradesini yok saydığı, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını ve eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesini aşırı derecede zorlaştırdığı, taraflarca fiilen bitirilen bir evliliğin hukuken belirli bir süre daha geçerli kılındığı, bu durumun bir yıllık sürenin dolmadığı hallerde tarafları boşanma davası açılabilmeleri için farklı usullere yönelmeye ve uzun süren yargılama süreçlerine katlanmaya zorladığı belirtildi.
Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin iptal istemini reddetti.
Gerekçede, eşlerin aynı yöndeki iradelerine rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasına ilişkin karinenin geçerli olabilmesinin evliliğin üzerinden bir yıl geçmiş olması şartına bağlanmasının kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduğu belirtildi.
4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının boşanma sebeplerinden biri olarak düzenlendiği kaydedilen gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Kanun koyucunun mümkün olduğu ölçüde aile kurumunun ayakta kalması amacıyla evliliğin üzerinden belirli bir süre geçmeksizin eşlerin bu yönde karar alarak boşanma davası açmalarını arzulamadığı anlaşılmaktadır. Böyle bir geciktirici etkinin eşlerin kararlarını yeniden değerlendirmelerine imkan sunacağı açıktır. Evliliğin en az bir yıl sürmesi halinde eşlerin bu usul ile boşanmaları mümkün olduğu gibi ayrıca anılan Kanun'da düzenlenen diğer boşanma sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmalarının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır."
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, bu itibarla kişilerin özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına getirilen sınırlamanın kişilere orantısız bir külfet getirmediği ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bosanma-davasi-acmak-icin-evlilik-birliginin-en-az-1-yil-surmesi-sarti-devam-edecek-188597.html
Ankara 18. Aile Mahkemesi, anlaşmalı boşanma talebiyle açılan davada uygulama konusu olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, "boşanma davası açmak için evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmüş olması" şartını düzenleyen maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "... bir yıl..." ibaresinin iptali istenen başvuru dilekçesinde, kuralın, kişilerin iradesini yok saydığı, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını ve eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesini aşırı derecede zorlaştırdığı, taraflarca fiilen bitirilen bir evliliğin hukuken belirli bir süre daha geçerli kılındığı, bu durumun bir yıllık sürenin dolmadığı hallerde tarafları boşanma davası açılabilmeleri için farklı usullere yönelmeye ve uzun süren yargılama süreçlerine katlanmaya zorladığı belirtildi.
Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin iptal istemini reddetti.
Gerekçede, eşlerin aynı yöndeki iradelerine rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasına ilişkin karinenin geçerli olabilmesinin evliliğin üzerinden bir yıl geçmiş olması şartına bağlanmasının kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduğu belirtildi.
4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının boşanma sebeplerinden biri olarak düzenlendiği kaydedilen gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Kanun koyucunun mümkün olduğu ölçüde aile kurumunun ayakta kalması amacıyla evliliğin üzerinden belirli bir süre geçmeksizin eşlerin bu yönde karar alarak boşanma davası açmalarını arzulamadığı anlaşılmaktadır. Böyle bir geciktirici etkinin eşlerin kararlarını yeniden değerlendirmelerine imkan sunacağı açıktır. Evliliğin en az bir yıl sürmesi halinde eşlerin bu usul ile boşanmaları mümkün olduğu gibi ayrıca anılan Kanun'da düzenlenen diğer boşanma sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmalarının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır."
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, bu itibarla kişilerin özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına getirilen sınırlamanın kişilere orantısız bir külfet getirmediği ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bosanma-davasi-acmak-icin-evlilik-birliginin-en-az-1-yil-surmesi-sarti-devam-edecek-188597.html
Güney Kore'de 100 yılın en sert karı yağdı
Güney Kore'nin meteoroloji ajansı, mevsimin ilk kar yağışının rekor seviyede olduğunu açıkladı. Yetkililer, çarşamba sabahı saat 07.00'ye kadar 16,5 cm kar yağdığını, bunun Seul'de 28 Kasım 1972'de kaydedilen 12,4 cm'lik rekoru geçtiğini bildirdi. Ajans, bunun 1907'de kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana gerçekleşen en yoğun kar yağışı olduğunu duyurdu.
Kore Meteoroloji İdaresi’ne (KMA) göre kar kalınlığı Seul'ün Gwanak bölgesinde 40.2 santimetreye, Seongbuk bölgesinde ise 27.1 santimetreye ulaştı.
Pyeongtaek'te golf sahasında kar temizlerken çöken bir yapının altında 1 kişi hayatını kaybetti. Bir otoparkta ise tentenin çökmesi sonucu 1 kişi yaşamını yitirdi. Yoğun kar yağışı nedeniyle toplam can kaybı 4'e yükseldi.
Gece boyunca bazı araçlar yollarda kalırken, bazıları ise ilerlemekte güçlük çekti. Wonju şehrinde buzlanma nedeniyle 53 aracın karıştırdığı zincirleme kaza meydana geldi, 11 kişi yaralandı.
ULAŞIM FELÇ OLDU
Şiddetli kar yağışı, hava, deniz ve demiryolu ulaşımını da olumsuz etkiledi. Bugün 142 uçuş iptal edilirken, 76 güzergahta 99 feribot seferi askıya alındı. Kore Demiryolları ise bazı tren hatlarındaki seferlerde gecikmeler yaşandığını duyurdu.
Seul yönetimi, kar ve buzlanma ile mücadele çalışmalarının 11 bini aşkın personelin katılımıyla sürdüğünü açıkladı.
Meteoroloji İdaresi, Seul’ün yanı sıra Gangwon eyaletindeki Chuncheon, Wonju ve Hoengseong şehirlerinin yoğun kar yağışı uyarısı altında olduğunu duyurdu.
2 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Güney Kore'nin başkenti Seul ve çevresinde dün rekor düzeyde kar yağışı gözlenmiş, olumsuz hava şartları nedeniyle 317 uçuş iptal edilmişti. Trafikte aksamalara neden olan şiddetli kar yağışı, elektrik kesintilerine de yol açmıştı. Şiddetli kar yağışı nedeniyle Gangwon eyaletinde 5 aracın karıştığı trafik kazasında 1 kişi hayatını kaybetmiş, Yangju'da ise kar temizleyen 1 kişi yaşamını yitirmişti.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/guney-kore-de-100-yilin-en-sert-kari-yagdi-188596.html
Kore Meteoroloji İdaresi’ne (KMA) göre kar kalınlığı Seul'ün Gwanak bölgesinde 40.2 santimetreye, Seongbuk bölgesinde ise 27.1 santimetreye ulaştı.
Pyeongtaek'te golf sahasında kar temizlerken çöken bir yapının altında 1 kişi hayatını kaybetti. Bir otoparkta ise tentenin çökmesi sonucu 1 kişi yaşamını yitirdi. Yoğun kar yağışı nedeniyle toplam can kaybı 4'e yükseldi.
Gece boyunca bazı araçlar yollarda kalırken, bazıları ise ilerlemekte güçlük çekti. Wonju şehrinde buzlanma nedeniyle 53 aracın karıştırdığı zincirleme kaza meydana geldi, 11 kişi yaralandı.
ULAŞIM FELÇ OLDU
Şiddetli kar yağışı, hava, deniz ve demiryolu ulaşımını da olumsuz etkiledi. Bugün 142 uçuş iptal edilirken, 76 güzergahta 99 feribot seferi askıya alındı. Kore Demiryolları ise bazı tren hatlarındaki seferlerde gecikmeler yaşandığını duyurdu.
Seul yönetimi, kar ve buzlanma ile mücadele çalışmalarının 11 bini aşkın personelin katılımıyla sürdüğünü açıkladı.
Meteoroloji İdaresi, Seul’ün yanı sıra Gangwon eyaletindeki Chuncheon, Wonju ve Hoengseong şehirlerinin yoğun kar yağışı uyarısı altında olduğunu duyurdu.
2 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Güney Kore'nin başkenti Seul ve çevresinde dün rekor düzeyde kar yağışı gözlenmiş, olumsuz hava şartları nedeniyle 317 uçuş iptal edilmişti. Trafikte aksamalara neden olan şiddetli kar yağışı, elektrik kesintilerine de yol açmıştı. Şiddetli kar yağışı nedeniyle Gangwon eyaletinde 5 aracın karıştığı trafik kazasında 1 kişi hayatını kaybetmiş, Yangju'da ise kar temizleyen 1 kişi yaşamını yitirmişti.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/guney-kore-de-100-yilin-en-sert-kari-yagdi-188596.html
Tam 3 milyon 600 bin Euro sahte para! İstanbul'da ele geçirildi
Sosyal medyada ve basında piyasada sahte para dolaştığına ilişkin haberlerin çıkması üzerine ekipler harekete geçti...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde "parada sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik" suçlarının önlenmesi ve şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma yaptı.
Emniyet ekipleri, sosyal medya platformlarında ve ulusal medyada çıkan sahte dövizin piyasada dolaştığı haberleri doğrultusunda yapılan saha çalışmaları, sistem kapalı kaynak araştırmaları neticesinde Fatih ve Zeytinburnu ilçelerinde sahte para basımı yapıldığına dair bilgiler elde etti.
SAHTE PARALARA EL KONULDU
Operasyon kapsamında Fatih ve Zeytinburnu olmak üzere iki ilçedeki adreslere baskın düzenlendi.
Operasyonda 3 bin adet üzerinde 100 ibaresi bulunan filigransız sahte banknot, bin 500 adet üzerinde 100 ibaresi ve Euro banknotunun filigranı bulunan sahte banknot, üzerinde Euro filigranı bulunan şeffaf ve mat kalıplar, mor ışıklar, basım makinaları ile özel ve devlet kurumlarına ait bankaların amblemi bulunan çek yapraklarına el konuldu.
1 ŞÜPHELİ YAKALANDI
Toplam basılmaya ve piyasaya sürülmeye hazır halde 3 milyon 600 bin Euro değerinde sahte banknotlara imha edilmek üzere el konulurken, baskında 1 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Yakalanan şüpheli sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Zanlının polisteki sorgusu sürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tam-3-milyon-600-bin-euro-sahte-para-istanbul-da-ele-gecirildi-188595.html
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde "parada sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik" suçlarının önlenmesi ve şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma yaptı.
Emniyet ekipleri, sosyal medya platformlarında ve ulusal medyada çıkan sahte dövizin piyasada dolaştığı haberleri doğrultusunda yapılan saha çalışmaları, sistem kapalı kaynak araştırmaları neticesinde Fatih ve Zeytinburnu ilçelerinde sahte para basımı yapıldığına dair bilgiler elde etti.
SAHTE PARALARA EL KONULDU
Operasyon kapsamında Fatih ve Zeytinburnu olmak üzere iki ilçedeki adreslere baskın düzenlendi.
Operasyonda 3 bin adet üzerinde 100 ibaresi bulunan filigransız sahte banknot, bin 500 adet üzerinde 100 ibaresi ve Euro banknotunun filigranı bulunan sahte banknot, üzerinde Euro filigranı bulunan şeffaf ve mat kalıplar, mor ışıklar, basım makinaları ile özel ve devlet kurumlarına ait bankaların amblemi bulunan çek yapraklarına el konuldu.
1 ŞÜPHELİ YAKALANDI
Toplam basılmaya ve piyasaya sürülmeye hazır halde 3 milyon 600 bin Euro değerinde sahte banknotlara imha edilmek üzere el konulurken, baskında 1 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Yakalanan şüpheli sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Zanlının polisteki sorgusu sürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tam-3-milyon-600-bin-euro-sahte-para-istanbul-da-ele-gecirildi-188595.html
Batı Balkanlar'da kış aylarının korkulu rüyası: "Hava kirliliği"
Ankara
Hava kalitesi teknoloji şirketi IQAir'in paylaştığı verilerde Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Kosova ve Sırbistan'daki birçok kent "dünyada hava kirliliğinin en yüksek olduğu kentler" arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Uzmanlara göre, ülkelerdeki eski model otomobil, kamyonet ve ticari araçların egzoz gazlarının yanı sıra ısınmada kullanılan düşük kalorili yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliği sağlığı da olumsuz etkiliyor.
Bosna Hersek'te binlerce kişi hava kirliliği nedeniyle ölüyor
Bosna Hersek, kış aylarında dünyada havası en kirli ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle başkent Saraybosna başta olmak üzere, Tuzla ve Zenica gibi büyük kentlerde oluşan hava kirliliği insanların yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor.
Uzmanlar, Bosna Hersek'teki hava kirliliğinin doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması, katı yakıt kullanımının azaltılması ve yasal düzenlemelerle denetimin artırılmasıyla önlenebileceğini ifade ediyor.
Dünya Bankası verilerine göre, Bosna Hersek'te her yıl ortalama 3 bin 300 kişi hava kirliliğine bağlı sebeplerle erken yaşta hayatını kaybediyor. Binlerce kişi ise solunum ve kalp damar hastalığı şikayetiyle hastanelere gidiyor. Hava kirliliği, özellikle çocukları ve yaşlıları etkiliyor.
Saraybosna'daki Eko Akcija Derneğinden Anes Podic, AA muhabirine, Bosna Hersek'te kış aylarında günlerin kısa, güneş ışığının az olduğunu, bu koşullarda özellikle vadilere yerleşmiş şehirlerde hava kirliliğinin daha da arttığını söyledi.
Bosna Hersek'teki hava kirliliğinin uzun bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Podic, "Bizim sorunumuz çevre, halk ve doğayı koruyacak etkili bir mekanizmaya sahip olmamamız. Geçmişte bu sorunların nasıl çözüldüğüne dair olağanüstü örnekler var. Ancak şu anda, siyasi beyanların ötesine geçen bir ilerleme yok." dedi.
Podic, Bosna Hersek'te yaklaşık 700 bin haneden 200 bininin ısınmak için kömür kullandığını, yaş odun kullanımının da yaygın olduğunu belirterek "Evlerde kullanılan sobaların düşük kalitesi de büyük bir problem. Bosna Hersek'te bu alanda hiçbir standart yok. Üreticileri daha verimli, düşük emisyonlu modeller üretmeye zorlayacak standartlar mevcut değil." ifadelerini kullandı.
Doktor Aida Vilic Svraka ise hava kirliliğinin hem kısa hem de uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açtığını kaydetti.
Kirliliğin en büyük sağlık sorunu riskini oluşturduğunu aktaran Svraka, "İnce partiküller en büyük sağlık riskini oluşturuyor. Bu partiküller, solunum yollarına derinlemesine nüfuz ederek solunum hastalıklarının yanı sıra akciğer kanseri riskini artırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kuzey Makedonya'da hava kirliliğini ölçen yenilikçi uygulamalar
Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp de Avrupa ve dünyanın en kirli kentleri arasında sıklıkla üst sıralarda yer alıyor.
Hava kirliliği konusunda farkındalık yaratmak için çalışan Makedon eko-aktivist, girişimci ve yazılım mühendisi Gorjan Jovanovski, durumun endişe verici olduğunu ve yetkililerin derhal harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
10 yıldır hava kirliliği konusuyla ilgilendiğini aktaran Jovanovski, "Savaşta değiliz, savaş halinde değiliz ancak yılda 5 bin kişi kirli hava nedeniyle hayatını kaybediyor." dedi.
Bunun sis olmadığını, sisle karışmış duman olduğunu söyleyen Jovanovski, "Bu, akciğer yollarımıza giren ve insan sağlığında, özellikle de en fazla risk altında olanlarda anormal sorunlar yaratan bir şey." diye konuştu.
Jovanovski, Üsküp'teki kirliliğin, kentin vadide yer alan doğal coğrafyasının da etkisiyle daha da arttığını, bu yüzden kirliliğin bölgede sıkışıp kalması ve havadan kolayca temizlenememesine neden olduğunu ifade etti.
Kontrolsüz sanayide hanelerin ve devlet kurumlarının ısıtma sistemlerinin tamamen değiştirilmesine kadar birçok alanda değişikliklere ihtiyaç olduğunu söyleyen Jovanovski, kirliliği azaltılması için toplu taşıma ve atık yönetimi gibi meselelerin de iyileştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Jovanovski, kirliliği azaltabilecek somut önlemlerin var olduğuna ancak devletin uygun adımları atmadığına dikkati çekti.
Bu konuda yıllar önce geliştirdiği mobil uygulaması hakkında bilgi veren Jovanovski, uygulamanın devlet ölçüm istasyonlarından, gönüllülerden ve uydulardan veri toplayarak gerçek zamanlı kirlilik izleme olanağı sağladığını anlattı.
Jovanovski, "Uygulama biz sıradan vatandaşlar olarak dışarıda soluduğumuz havanın gerçekte ne kadar kirli olduğu konusunda bilgi sahibi olmamız, kirliliğin yoğun olduğu dönemlerde kendimizi korumamız, dışarı çıkmamamız, pencereler kapalı oturmamamız, maske takmamız amacıyla yapıldı." diye konuştu.
Forbes, BBC, NASA, New York Times, Washington Post gibi kuruluşların yanı sıra Japonya'daki dergilerde de uluslararası tanınırlık kazanan uygulama sayesinde Jovanovski 2020 yılında 30 yaş altı gençler kategorisinde en Avrupa Genç Yenilikçi ödülünü kazandı.
"Kosova'daki hava kalitesi iyi durumda değil"
Kosova'da tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 90'ını üreten ve 1960 ila 1980'li yıllarda inşa edilen başkent Priştine yakınındaki Kosova A ve Kosova B termoelektrik santralleri, ülkedeki hava kirliliğinin ana faktörleri arasında gösteriliyor.
UNICEF yayımladığı raporla, Kosova'daki hava kalitesinin Avrupa'nın en kötüleri arasında yer aldığını ve bunun Dünya Sağlık Örgütü tarafından çocuklar için belirlenen güvenlik sınırının 25 kat üstünde olduğunu duyurmuştu.
Kosova Hidrometeoroloji Enstitüsünde hava kalitesi uzmanı olarak görev yapan Mentor Shala ise ülkesinin yıllık bazda hava kirliliği sorununun olmadığını ancak özellikle kış aylarında hava kalitesinin iyi olmadığını söyledi.
Havanın soğumaya başladığı ve halkın daha fazla ısınma ihtiyacının başladığı ekim ayından itibaren hava kalitesinin de düşmeye başladığını belirten Shala, "Yıllar boyunca sürekli izleme deneyimlerimize dayanarak hava kalitesinde bir iyileşme gözlemledik. Ancak Avrupa Birliği'nin (AB) talep ettiği standartlarla karşılaştırıldığında, (Kosova'daki) hava kalitesi hala iyi durumda değil." dedi.
Kosova genelinde hava kirliliğini ölçen 13 istasyonun bulunduğunu söyleyen Shala, bu istasyonlardan anlık aktarılan verileri vatandaşların bilgisayar, telefon veya başkent Priştine'nin meydanlarına yerleştirdikleri ekranlardan takip edebildiklerini aktardı.
Shala, Priştine'de hava kirliliğine neden olan faktörleri sıralarken "Kirliliğin kaynakları Kosova A ve Kosova B termik santralleri, ulaşım ve uzun süre yeterince dikkate alınmayan ancak hava kirliliğine önemli ölçüde katkıda bulunan küçük ölçekli yanmalardır." diye konuştu.
Shala, kurum ve vatandaşların almaya başladığı önlemlerle beraber ülkesindeki hava kalitesinde gelecek yıllarda iyileşme beklediklerini sözlerine ekledi.
Sırbistan'da hava kirliliği "tehlikeli" seviyede
Bir diğer bölge ülkesi Sırbistan'da da kış aylarının gelmesiyle hava kirliliğinin "tehlikeli" seviyeye ulaştığı aktarıldı.
Ülkedeki birçok kentte yoğun sis bulutunu andıran hava kirliliğinin insan sağlığını da olumsuz etkilediği yönünde uyarılar yapıldı.
Uzmanlar, Sırbistan'da önceki yıllara oranla bu yıl hava kirliliği seviyesinin düştüğünü belirterek, hava kalitesini iyileştirmenin AB üyelik süreci kapsamında da önemli rol oynadığı kaydedildi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bati-balkanlar-da-kis-aylarinin-korkulu-ruyasi-hava-kirliligi-188594.html
Hava kalitesi teknoloji şirketi IQAir'in paylaştığı verilerde Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Kosova ve Sırbistan'daki birçok kent "dünyada hava kirliliğinin en yüksek olduğu kentler" arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Uzmanlara göre, ülkelerdeki eski model otomobil, kamyonet ve ticari araçların egzoz gazlarının yanı sıra ısınmada kullanılan düşük kalorili yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliği sağlığı da olumsuz etkiliyor.
Bosna Hersek'te binlerce kişi hava kirliliği nedeniyle ölüyor
Bosna Hersek, kış aylarında dünyada havası en kirli ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle başkent Saraybosna başta olmak üzere, Tuzla ve Zenica gibi büyük kentlerde oluşan hava kirliliği insanların yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor.
Uzmanlar, Bosna Hersek'teki hava kirliliğinin doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması, katı yakıt kullanımının azaltılması ve yasal düzenlemelerle denetimin artırılmasıyla önlenebileceğini ifade ediyor.
Dünya Bankası verilerine göre, Bosna Hersek'te her yıl ortalama 3 bin 300 kişi hava kirliliğine bağlı sebeplerle erken yaşta hayatını kaybediyor. Binlerce kişi ise solunum ve kalp damar hastalığı şikayetiyle hastanelere gidiyor. Hava kirliliği, özellikle çocukları ve yaşlıları etkiliyor.
Saraybosna'daki Eko Akcija Derneğinden Anes Podic, AA muhabirine, Bosna Hersek'te kış aylarında günlerin kısa, güneş ışığının az olduğunu, bu koşullarda özellikle vadilere yerleşmiş şehirlerde hava kirliliğinin daha da arttığını söyledi.
Bosna Hersek'teki hava kirliliğinin uzun bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Podic, "Bizim sorunumuz çevre, halk ve doğayı koruyacak etkili bir mekanizmaya sahip olmamamız. Geçmişte bu sorunların nasıl çözüldüğüne dair olağanüstü örnekler var. Ancak şu anda, siyasi beyanların ötesine geçen bir ilerleme yok." dedi.
Podic, Bosna Hersek'te yaklaşık 700 bin haneden 200 bininin ısınmak için kömür kullandığını, yaş odun kullanımının da yaygın olduğunu belirterek "Evlerde kullanılan sobaların düşük kalitesi de büyük bir problem. Bosna Hersek'te bu alanda hiçbir standart yok. Üreticileri daha verimli, düşük emisyonlu modeller üretmeye zorlayacak standartlar mevcut değil." ifadelerini kullandı.
Doktor Aida Vilic Svraka ise hava kirliliğinin hem kısa hem de uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açtığını kaydetti.
Kirliliğin en büyük sağlık sorunu riskini oluşturduğunu aktaran Svraka, "İnce partiküller en büyük sağlık riskini oluşturuyor. Bu partiküller, solunum yollarına derinlemesine nüfuz ederek solunum hastalıklarının yanı sıra akciğer kanseri riskini artırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kuzey Makedonya'da hava kirliliğini ölçen yenilikçi uygulamalar
Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp de Avrupa ve dünyanın en kirli kentleri arasında sıklıkla üst sıralarda yer alıyor.
Hava kirliliği konusunda farkındalık yaratmak için çalışan Makedon eko-aktivist, girişimci ve yazılım mühendisi Gorjan Jovanovski, durumun endişe verici olduğunu ve yetkililerin derhal harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
10 yıldır hava kirliliği konusuyla ilgilendiğini aktaran Jovanovski, "Savaşta değiliz, savaş halinde değiliz ancak yılda 5 bin kişi kirli hava nedeniyle hayatını kaybediyor." dedi.
Bunun sis olmadığını, sisle karışmış duman olduğunu söyleyen Jovanovski, "Bu, akciğer yollarımıza giren ve insan sağlığında, özellikle de en fazla risk altında olanlarda anormal sorunlar yaratan bir şey." diye konuştu.
Jovanovski, Üsküp'teki kirliliğin, kentin vadide yer alan doğal coğrafyasının da etkisiyle daha da arttığını, bu yüzden kirliliğin bölgede sıkışıp kalması ve havadan kolayca temizlenememesine neden olduğunu ifade etti.
Kontrolsüz sanayide hanelerin ve devlet kurumlarının ısıtma sistemlerinin tamamen değiştirilmesine kadar birçok alanda değişikliklere ihtiyaç olduğunu söyleyen Jovanovski, kirliliği azaltılması için toplu taşıma ve atık yönetimi gibi meselelerin de iyileştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Jovanovski, kirliliği azaltabilecek somut önlemlerin var olduğuna ancak devletin uygun adımları atmadığına dikkati çekti.
Bu konuda yıllar önce geliştirdiği mobil uygulaması hakkında bilgi veren Jovanovski, uygulamanın devlet ölçüm istasyonlarından, gönüllülerden ve uydulardan veri toplayarak gerçek zamanlı kirlilik izleme olanağı sağladığını anlattı.
Jovanovski, "Uygulama biz sıradan vatandaşlar olarak dışarıda soluduğumuz havanın gerçekte ne kadar kirli olduğu konusunda bilgi sahibi olmamız, kirliliğin yoğun olduğu dönemlerde kendimizi korumamız, dışarı çıkmamamız, pencereler kapalı oturmamamız, maske takmamız amacıyla yapıldı." diye konuştu.
Forbes, BBC, NASA, New York Times, Washington Post gibi kuruluşların yanı sıra Japonya'daki dergilerde de uluslararası tanınırlık kazanan uygulama sayesinde Jovanovski 2020 yılında 30 yaş altı gençler kategorisinde en Avrupa Genç Yenilikçi ödülünü kazandı.
"Kosova'daki hava kalitesi iyi durumda değil"
Kosova'da tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 90'ını üreten ve 1960 ila 1980'li yıllarda inşa edilen başkent Priştine yakınındaki Kosova A ve Kosova B termoelektrik santralleri, ülkedeki hava kirliliğinin ana faktörleri arasında gösteriliyor.
UNICEF yayımladığı raporla, Kosova'daki hava kalitesinin Avrupa'nın en kötüleri arasında yer aldığını ve bunun Dünya Sağlık Örgütü tarafından çocuklar için belirlenen güvenlik sınırının 25 kat üstünde olduğunu duyurmuştu.
Kosova Hidrometeoroloji Enstitüsünde hava kalitesi uzmanı olarak görev yapan Mentor Shala ise ülkesinin yıllık bazda hava kirliliği sorununun olmadığını ancak özellikle kış aylarında hava kalitesinin iyi olmadığını söyledi.
Havanın soğumaya başladığı ve halkın daha fazla ısınma ihtiyacının başladığı ekim ayından itibaren hava kalitesinin de düşmeye başladığını belirten Shala, "Yıllar boyunca sürekli izleme deneyimlerimize dayanarak hava kalitesinde bir iyileşme gözlemledik. Ancak Avrupa Birliği'nin (AB) talep ettiği standartlarla karşılaştırıldığında, (Kosova'daki) hava kalitesi hala iyi durumda değil." dedi.
Kosova genelinde hava kirliliğini ölçen 13 istasyonun bulunduğunu söyleyen Shala, bu istasyonlardan anlık aktarılan verileri vatandaşların bilgisayar, telefon veya başkent Priştine'nin meydanlarına yerleştirdikleri ekranlardan takip edebildiklerini aktardı.
Shala, Priştine'de hava kirliliğine neden olan faktörleri sıralarken "Kirliliğin kaynakları Kosova A ve Kosova B termik santralleri, ulaşım ve uzun süre yeterince dikkate alınmayan ancak hava kirliliğine önemli ölçüde katkıda bulunan küçük ölçekli yanmalardır." diye konuştu.
Shala, kurum ve vatandaşların almaya başladığı önlemlerle beraber ülkesindeki hava kalitesinde gelecek yıllarda iyileşme beklediklerini sözlerine ekledi.
Sırbistan'da hava kirliliği "tehlikeli" seviyede
Bir diğer bölge ülkesi Sırbistan'da da kış aylarının gelmesiyle hava kirliliğinin "tehlikeli" seviyeye ulaştığı aktarıldı.
Ülkedeki birçok kentte yoğun sis bulutunu andıran hava kirliliğinin insan sağlığını da olumsuz etkilediği yönünde uyarılar yapıldı.
Uzmanlar, Sırbistan'da önceki yıllara oranla bu yıl hava kirliliği seviyesinin düştüğünü belirterek, hava kalitesini iyileştirmenin AB üyelik süreci kapsamında da önemli rol oynadığı kaydedildi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bati-balkanlar-da-kis-aylarinin-korkulu-ruyasi-hava-kirliligi-188594.html
Sağlık Bakanlığına bağlı HPV Bölge Laboratuvarı sayısı 12'ye çıkarılacak
Ankara
Sağlık Bakanlığınca, rahim ağzı kanserinin (serviks) gelişmesinden sorumlu olan Human Papilloma Virüs (HPV) testlerinin ücretsiz yapılabildiği Ulusal ve Bölgesel HPV Laboratuvar sayısı, yıl sonuna kadar 7'den 12'ye çıkarılacak.
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığından edindiği bilgiye göre, rahim ağzı kanseri, en sık görülen kanser türleri arasında dünyada dördüncü, Türkiye'de ise onuncu sırada yer alıyor.
En son yayımlanan resmi verilere göre, Türkiye'de rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı yüz binde 4,5 olarak gerçekleşiyor ve bir yılda 2 bin 300'den fazla kadına, rahim ağzı kanseri tanısı konuluyor.
Rahim ağzı kanseri önlenebilen ya da erken teşhis edildiğinde yüksek oranda tedavi edilebilen bir kanser türü olarak tanımlanıyor. Human Papilloma Virüs (İnsan Papilloma Virüsü-HPV) ile ilişkili en yaygın hastalık olan rahim ağzı kanserinin neredeyse tümü HPV enfeksiyonu nedeniyle gelişiyor. Bu nedenle HPV'nin tespiti, kanserin erken teşhisini kolaylaştırıyor.
"Taramalar yerli HPV-DNA kitleri ile yapılıyor"
Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından Toplum Temelli Kanser Tarama Programı kapsamında, rahim ağzı kanserine yönelik tarama programı yürütülüyor. Bu bağlamda, 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ile tarama yapılıyor.
Toplum tabanlı kanser taramaları, birinci basamak sağlık tesislerinin yanı sıra mobil kanser tarama araçlarıyla vatandaşlara bulundukları yerlerde ücretsiz olarak yapılıyor. Halen, aile sağlığı merkezlerinin dışında 360 Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) ve Sağlıklı Hayat Merkezi ile 46 mobil kanser tarama aracıyla kanser tarama hizmetleri veriliyor.
Rahim ağzı kanseri taramaları, 2 Ocak 2023 itibarıyla yerli HPV-DNA kitleri ile yapılıyor ve bu kitlerle 14 yüksek riskli tip analiz ediliyor.
Rahim ağzı kanseri taraması kapsamında alınan tüm örneklerin analizi, ulusal ve bölge laboratuvarlarında yapılıyor.
Rahim ağzı kanseri taraması kapsamında alınan tüm örnekler, Ankara'da bulunan Ulusal HPV Laboratuvarının yanı sıra Adana, Eskişehir, Antalya, Gaziantep, Van ve İzmir'de hizmete açılan HPV Bölge Laboratuvarları'nda analiz ediliyor. Analiz sonuçları, vatandaşlara e-Nabız sisteminden iletiliyor.
Hizmetlerin güçlendirilmesi için bölge laboratuvarları sayısının yıl sonuna kadar 7'den 12'ye çıkarılması için çalışmalar yürütülüyor.
Öte yandan, HPV laboratuvarlarında bu yılın 9 ayında 840 bin numunenin analizini gerçekleştirildi. Şüpheli bulunan vakalar, her ildeki teşhis merkezlerine yönlendirilerek tedavileri başlatıldı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/saglik-bakanligina-bagli-hpv-bolge-laboratuvari-sayisi-12-ye-cikarilacak-188593.html
Sağlık Bakanlığınca, rahim ağzı kanserinin (serviks) gelişmesinden sorumlu olan Human Papilloma Virüs (HPV) testlerinin ücretsiz yapılabildiği Ulusal ve Bölgesel HPV Laboratuvar sayısı, yıl sonuna kadar 7'den 12'ye çıkarılacak.
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığından edindiği bilgiye göre, rahim ağzı kanseri, en sık görülen kanser türleri arasında dünyada dördüncü, Türkiye'de ise onuncu sırada yer alıyor.
En son yayımlanan resmi verilere göre, Türkiye'de rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı yüz binde 4,5 olarak gerçekleşiyor ve bir yılda 2 bin 300'den fazla kadına, rahim ağzı kanseri tanısı konuluyor.
Rahim ağzı kanseri önlenebilen ya da erken teşhis edildiğinde yüksek oranda tedavi edilebilen bir kanser türü olarak tanımlanıyor. Human Papilloma Virüs (İnsan Papilloma Virüsü-HPV) ile ilişkili en yaygın hastalık olan rahim ağzı kanserinin neredeyse tümü HPV enfeksiyonu nedeniyle gelişiyor. Bu nedenle HPV'nin tespiti, kanserin erken teşhisini kolaylaştırıyor.
"Taramalar yerli HPV-DNA kitleri ile yapılıyor"
Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından Toplum Temelli Kanser Tarama Programı kapsamında, rahim ağzı kanserine yönelik tarama programı yürütülüyor. Bu bağlamda, 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ile tarama yapılıyor.
Toplum tabanlı kanser taramaları, birinci basamak sağlık tesislerinin yanı sıra mobil kanser tarama araçlarıyla vatandaşlara bulundukları yerlerde ücretsiz olarak yapılıyor. Halen, aile sağlığı merkezlerinin dışında 360 Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) ve Sağlıklı Hayat Merkezi ile 46 mobil kanser tarama aracıyla kanser tarama hizmetleri veriliyor.
Rahim ağzı kanseri taramaları, 2 Ocak 2023 itibarıyla yerli HPV-DNA kitleri ile yapılıyor ve bu kitlerle 14 yüksek riskli tip analiz ediliyor.
Rahim ağzı kanseri taraması kapsamında alınan tüm örneklerin analizi, ulusal ve bölge laboratuvarlarında yapılıyor.
Rahim ağzı kanseri taraması kapsamında alınan tüm örnekler, Ankara'da bulunan Ulusal HPV Laboratuvarının yanı sıra Adana, Eskişehir, Antalya, Gaziantep, Van ve İzmir'de hizmete açılan HPV Bölge Laboratuvarları'nda analiz ediliyor. Analiz sonuçları, vatandaşlara e-Nabız sisteminden iletiliyor.
Hizmetlerin güçlendirilmesi için bölge laboratuvarları sayısının yıl sonuna kadar 7'den 12'ye çıkarılması için çalışmalar yürütülüyor.
Öte yandan, HPV laboratuvarlarında bu yılın 9 ayında 840 bin numunenin analizini gerçekleştirildi. Şüpheli bulunan vakalar, her ildeki teşhis merkezlerine yönlendirilerek tedavileri başlatıldı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/saglik-bakanligina-bagli-hpv-bolge-laboratuvari-sayisi-12-ye-cikarilacak-188593.html
Kadın Sağlığına “Demir Gibi Destek"
Orzaks İlaç proje kapsamında Olimpiyatlarda derece kazanmış kadın sporcularla toplum sağlığını önceliklendiren bir sosyal sorumluluk kampanyası yürütecek.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde her üç kadından birinde demir eksikliği görülüyor. Türkiye'de ise her dört kadından biri bu sorunla karşı karşıya. Demir, vücudun oksijen taşıma kapasitesini artırmanın yanı sıra bağışıklık sistemi, zihinsel performans ve enerji üretiminde de kritik rol oynuyor. Demir eksikliği durumunda halsizlik, nefes darlığı, konsantrasyon güçlüğü, saç dökülmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Kadınlar, adet döngüsü ve gebelik gibi süreçlerden dolayı bu soruna daha fazla maruz kalıyor. Yetersiz beslenme ve demirin gıdalardan düşük emilimi gibi eksiklikler de sorunun yaygınlaşmasına neden oluyor. Orzaks İlaç, toplum sağlığını derinden etkileyen bu konuyu gündemde tutmak ve kadın sağlığında demir eksikliğinin önemine dikkat çeken "Gücünü Demirden Alan Kadınlar" isimli sosyal sorumluluk projesini başlattı.
Orzaks, başarı hikayeleriyle farkındalık yaratıyor
Projenin ilk etabında olimpiyatlarda derece kazanmış paralimpik sporcularımız Halime Yıldız, Aysel Özgan, Kader Güvenç ve olimpiyat sporcusu Nurten Mermer yer alıyor. Demir eksikliği hem oksijen taşınmasında rolü olduğundan, hem de ATP yapımında yer aldığından sporda performans açısından önem taşır. Bu sporcuların hikayeleri, demir eksikliğinin giderilmesiyle sağlanan başarıların ve demir takviyesinin kullanımıyla daha sağlıklı bir yaşamın mümkün olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Orzaks İlaç, “Gücünü Demirden Alan Kadınlar” projesiyle yalnızca bir farkındalık kampanyasına imza atmanın ötesinde, aynı zamanda uzun vadeli bir sosyal harekete de öncülük etmeyi planlıyor. Kadınların sağlığını iyileştirmenin, toplumun sağlığını iyileştirmek anlamına geldiğini vurgulayan bu projeyle, gelecek nesiller için sağlam temeller atmayı hedefleniyor.
“Demir gibi güçlü kadınlar toplumun temeli”
Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, projeyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Demir eksikliği, yalnızca bireylerin sağlığını değil, toplumun geleceğini de tehdit eden bir sorun. Kadınlarımız hem toplumda hem de ailede sağlığın temellerini atan bireylerdir. ‘Gücünü Demirden Alan Kadınlar’ projesiyle bu önemli konuya dikkat çekmeyi ve güçlü kadın figürleriyle bu farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Orzaks olarak, yenilikçi ürünlerimizle bu noktada hem etkili ve kullanıcı dostu çözümler sunuyor hem de paralimpik sporcularımızın ilham verici başarı hikayeleriyle demir gibi güçlü kadınların toplumun temeli olduğunu vurguluyoruz.”
“Tüm toplumu bilinçlendirmek adına çok değerli bir adım”
Proje Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan ise demir eksikliğinin yaygınlığı ve etkilerine dair şu bilgileri paylaştı: “Demir eksikliği yalnızca kansızlık değil; vücutta dokulara oksijen taşınamaması, enerji mekanizmalarının bozulması ve bağışıklığın zayıflaması gibi birçok sorunun temelinde yer alıyor. Kadınlar, gebelik ve adet döngüsü nedeniyle daha fazla risk altında. Besinlerden alınan demirin yalnızca yüzde 10’u emilebiliyor, bu da sorunun çözümünde demir takviyesinin önemini artırıyor. Paralimpik sporcularla gerçekleştirdiğimiz bu proje, demir eksikliğinin konuşulmayan yönlerine dikkat çekmek ve tüm toplumu bilinçlendirmek adına çok değerli bir adım.”#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kadin-sagligina-demir-gibi-destek-188592.html
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde her üç kadından birinde demir eksikliği görülüyor. Türkiye'de ise her dört kadından biri bu sorunla karşı karşıya. Demir, vücudun oksijen taşıma kapasitesini artırmanın yanı sıra bağışıklık sistemi, zihinsel performans ve enerji üretiminde de kritik rol oynuyor. Demir eksikliği durumunda halsizlik, nefes darlığı, konsantrasyon güçlüğü, saç dökülmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Kadınlar, adet döngüsü ve gebelik gibi süreçlerden dolayı bu soruna daha fazla maruz kalıyor. Yetersiz beslenme ve demirin gıdalardan düşük emilimi gibi eksiklikler de sorunun yaygınlaşmasına neden oluyor. Orzaks İlaç, toplum sağlığını derinden etkileyen bu konuyu gündemde tutmak ve kadın sağlığında demir eksikliğinin önemine dikkat çeken "Gücünü Demirden Alan Kadınlar" isimli sosyal sorumluluk projesini başlattı.
Orzaks, başarı hikayeleriyle farkındalık yaratıyor
Projenin ilk etabında olimpiyatlarda derece kazanmış paralimpik sporcularımız Halime Yıldız, Aysel Özgan, Kader Güvenç ve olimpiyat sporcusu Nurten Mermer yer alıyor. Demir eksikliği hem oksijen taşınmasında rolü olduğundan, hem de ATP yapımında yer aldığından sporda performans açısından önem taşır. Bu sporcuların hikayeleri, demir eksikliğinin giderilmesiyle sağlanan başarıların ve demir takviyesinin kullanımıyla daha sağlıklı bir yaşamın mümkün olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Orzaks İlaç, “Gücünü Demirden Alan Kadınlar” projesiyle yalnızca bir farkındalık kampanyasına imza atmanın ötesinde, aynı zamanda uzun vadeli bir sosyal harekete de öncülük etmeyi planlıyor. Kadınların sağlığını iyileştirmenin, toplumun sağlığını iyileştirmek anlamına geldiğini vurgulayan bu projeyle, gelecek nesiller için sağlam temeller atmayı hedefleniyor.
“Demir gibi güçlü kadınlar toplumun temeli”
Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, projeyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Demir eksikliği, yalnızca bireylerin sağlığını değil, toplumun geleceğini de tehdit eden bir sorun. Kadınlarımız hem toplumda hem de ailede sağlığın temellerini atan bireylerdir. ‘Gücünü Demirden Alan Kadınlar’ projesiyle bu önemli konuya dikkat çekmeyi ve güçlü kadın figürleriyle bu farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Orzaks olarak, yenilikçi ürünlerimizle bu noktada hem etkili ve kullanıcı dostu çözümler sunuyor hem de paralimpik sporcularımızın ilham verici başarı hikayeleriyle demir gibi güçlü kadınların toplumun temeli olduğunu vurguluyoruz.”
“Tüm toplumu bilinçlendirmek adına çok değerli bir adım”
Proje Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan ise demir eksikliğinin yaygınlığı ve etkilerine dair şu bilgileri paylaştı: “Demir eksikliği yalnızca kansızlık değil; vücutta dokulara oksijen taşınamaması, enerji mekanizmalarının bozulması ve bağışıklığın zayıflaması gibi birçok sorunun temelinde yer alıyor. Kadınlar, gebelik ve adet döngüsü nedeniyle daha fazla risk altında. Besinlerden alınan demirin yalnızca yüzde 10’u emilebiliyor, bu da sorunun çözümünde demir takviyesinin önemini artırıyor. Paralimpik sporcularla gerçekleştirdiğimiz bu proje, demir eksikliğinin konuşulmayan yönlerine dikkat çekmek ve tüm toplumu bilinçlendirmek adına çok değerli bir adım.”#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kadin-sagligina-demir-gibi-destek-188592.html
ABD'li rapçi Diddy'nin kefaletle serbest bırakılma talebi reddedildi
Ankara
Yargıç Arun Subramanian, Combs'un kefaletle serbest bırakılma talebine ilişkin kararını açıkladı.
Subramanian, Combs'un "şiddet eğilimine dair ikna edici kanıtların" bulunduğunu belirtti.
Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde (MDC) tutulan Combs'un, diğer mahkumların telefonlarını kullanarak rapçinin "aranabilecekler" listesinde olmayan birçok kişiyle iletişime geçtiğini hatırlatan Subramanian, Diddy'nin kefaletle serbest bırakılması talebini reddetti.
Yargıç Subramanian ayrıca, kararında Combs'un iletişimini gizlemek için "kuralları çiğnemeye istekli" olmasının da etkili olduğunu kaydetti.
Subramanian, bu davadaki iddiaların niteliği ve hükümet tarafından sağlanan bilgiler göz önüne alındığında, mahkemenin Combs'un kefaletle serbest bırakılma koşullarına uyması konusunda güven vermediğini vurguladı.
Combs'un daha önceki kefaletle serbest kalma talepleri, "davanın tanıklarını etkileme ihtimali" gerekçesiyle reddedilmişti.
Federal savcılar, 17 Kasım'da Combs'un, aleyhinde tanıklık edecek kişileri hapishaneden arayarak etkilemeye çalıştığını bildirmişti.
Savcılarca dava dosyasına eklenen yeni suçlamada Combs'un, dinlemeye takılmamak için para karşılığında 8 mahkumun telefonlarını kullandığı, konuştuğu kişilere görüşme yasağı listesinde bulunan şahısları bağlatarak üçlü görüşmeler yaptığı belirtilmişti.
Combs'un görüşmelerinde davada aleyhine tanıklık yapacak kişileri de arayarak tehdit ettiğini kaydeden savcılar, "Davalı, MDC'de tutulduğu süre boyunca yasalara aykırı şekilde tanıkları etkilemeyi sürdürmüş ve davanın işleyişine zarar verecek davranışlarda bulunmuştur." görüşünü paylaşmıştı.
- Diddy'nin "kirli geçmişi"
"Diddy" lakaplı Combs, "seks ticareti, zorla çalıştırma, kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme" suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınmıştı.
Mahkemece 17 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılan 14 sayfalık iddianamede Combs'un bazen günlerce süren, genellikle kayıt altına alınan "Freak Offs" adlı partileri çoğunlukla evlerinde düzenlediği ve bu partilere katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel ilişkiye girmeye zorladığı ifade edilmişti.
Combs'un mağdurlar hakkında "nüfuzunu kullanarak kariyerlerini kontrol etmekle tehdit, ekonomik, psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddette bulunma" gibi yöntemlere başvurduğu belirtilen iddianamede, ünlü rapçinin evlerinde yapılan aramalarda "uyuşturucu maddelerin" ele geçirildiği bildirilmişti.
İddianamede Combs'un tanık ve mağdurlara sessiz kalmaları veya yalancı şahitlik yapmaları için rüşvet teklif ettiği de kaydedilmişti. Combs, Manhattan'da çıkarıldığı federal mahkemede hakkındaki suçlamaların tamamını reddetmişti.
Suçlu bulunması halinde Combs, en az 15 yıl, en fazla da ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir. Amerikalı yapımcı ve rapçinin davaları, 5 Mayıs 2025'te görülmeye başlanacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-li-rapci-diddy-nin-kefaletle-serbest-birakilma-talebi-reddedildi-188591.html
Yargıç Arun Subramanian, Combs'un kefaletle serbest bırakılma talebine ilişkin kararını açıkladı.
Subramanian, Combs'un "şiddet eğilimine dair ikna edici kanıtların" bulunduğunu belirtti.
Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde (MDC) tutulan Combs'un, diğer mahkumların telefonlarını kullanarak rapçinin "aranabilecekler" listesinde olmayan birçok kişiyle iletişime geçtiğini hatırlatan Subramanian, Diddy'nin kefaletle serbest bırakılması talebini reddetti.
Yargıç Subramanian ayrıca, kararında Combs'un iletişimini gizlemek için "kuralları çiğnemeye istekli" olmasının da etkili olduğunu kaydetti.
Subramanian, bu davadaki iddiaların niteliği ve hükümet tarafından sağlanan bilgiler göz önüne alındığında, mahkemenin Combs'un kefaletle serbest bırakılma koşullarına uyması konusunda güven vermediğini vurguladı.
Combs'un daha önceki kefaletle serbest kalma talepleri, "davanın tanıklarını etkileme ihtimali" gerekçesiyle reddedilmişti.
Federal savcılar, 17 Kasım'da Combs'un, aleyhinde tanıklık edecek kişileri hapishaneden arayarak etkilemeye çalıştığını bildirmişti.
Savcılarca dava dosyasına eklenen yeni suçlamada Combs'un, dinlemeye takılmamak için para karşılığında 8 mahkumun telefonlarını kullandığı, konuştuğu kişilere görüşme yasağı listesinde bulunan şahısları bağlatarak üçlü görüşmeler yaptığı belirtilmişti.
Combs'un görüşmelerinde davada aleyhine tanıklık yapacak kişileri de arayarak tehdit ettiğini kaydeden savcılar, "Davalı, MDC'de tutulduğu süre boyunca yasalara aykırı şekilde tanıkları etkilemeyi sürdürmüş ve davanın işleyişine zarar verecek davranışlarda bulunmuştur." görüşünü paylaşmıştı.
- Diddy'nin "kirli geçmişi"
"Diddy" lakaplı Combs, "seks ticareti, zorla çalıştırma, kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme" suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınmıştı.
Mahkemece 17 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılan 14 sayfalık iddianamede Combs'un bazen günlerce süren, genellikle kayıt altına alınan "Freak Offs" adlı partileri çoğunlukla evlerinde düzenlediği ve bu partilere katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel ilişkiye girmeye zorladığı ifade edilmişti.
Combs'un mağdurlar hakkında "nüfuzunu kullanarak kariyerlerini kontrol etmekle tehdit, ekonomik, psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddette bulunma" gibi yöntemlere başvurduğu belirtilen iddianamede, ünlü rapçinin evlerinde yapılan aramalarda "uyuşturucu maddelerin" ele geçirildiği bildirilmişti.
İddianamede Combs'un tanık ve mağdurlara sessiz kalmaları veya yalancı şahitlik yapmaları için rüşvet teklif ettiği de kaydedilmişti. Combs, Manhattan'da çıkarıldığı federal mahkemede hakkındaki suçlamaların tamamını reddetmişti.
Suçlu bulunması halinde Combs, en az 15 yıl, en fazla da ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir. Amerikalı yapımcı ve rapçinin davaları, 5 Mayıs 2025'te görülmeye başlanacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-li-rapci-diddy-nin-kefaletle-serbest-birakilma-talebi-reddedildi-188591.html
Anadolu Efes, LDLC ASVEL deplasmanında
Lyon kentindeki LDLC Arena'da oynanacak müsabaka, TSİ 23.00'te başlayacak.
Avrupa Ligi'nde 6 galibiyet ve 5 mağlubiyeti olan Anadolu Efes, 9. sırada yer alıyor.
Fransız temsilcisi ise 3 galibiyet ve 8 yenilgiyle 16. sırada bulunuyor.
Avrupa'da 848. randevu
Anadolu Efes, Avrupa kupalarında 848. karşılaşmasını oynayacak.
Lacivert-beyazlılar, 1979-1980 sezonundan itibaren sahne aldığı Avrupa arenasında çıktığı 846 maçta 478 galibiyet elde etti, 369 yenilgi yaşadı.
Türk temsilcisi, 2 şampiyonluk sevinci yaşadığı THY Avrupa Ligi'nde 600. müsabakasını yapacak.
Organizasyonda 2001-02 sezonundan bu yana 599 maça çıkan Anadolu Efes, bu karşılaşmaların 321'ini kazandı, 278'inden mağlup ayrıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/anadolu-efes-ldlc-asvel-deplasmaninda-188590.html
Avrupa Ligi'nde 6 galibiyet ve 5 mağlubiyeti olan Anadolu Efes, 9. sırada yer alıyor.
Fransız temsilcisi ise 3 galibiyet ve 8 yenilgiyle 16. sırada bulunuyor.
Avrupa'da 848. randevu
Anadolu Efes, Avrupa kupalarında 848. karşılaşmasını oynayacak.
Lacivert-beyazlılar, 1979-1980 sezonundan itibaren sahne aldığı Avrupa arenasında çıktığı 846 maçta 478 galibiyet elde etti, 369 yenilgi yaşadı.
Türk temsilcisi, 2 şampiyonluk sevinci yaşadığı THY Avrupa Ligi'nde 600. müsabakasını yapacak.
Organizasyonda 2001-02 sezonundan bu yana 599 maça çıkan Anadolu Efes, bu karşılaşmaların 321'ini kazandı, 278'inden mağlup ayrıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/anadolu-efes-ldlc-asvel-deplasmaninda-188590.html
Dünya devinin eski yıldızı komşuda cumhurbaşkanı adayı oldu!
Gürcistan, cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor. 4. kez iktidar için yarışan Gürcü Rüyası Partisi, parlamento seçimlerini kazandı. Yüzde 54 oyu bulunan partinin, Rusya ile yakın ilişkileri bulunuyor.
ESKİ FUTBOLCU ADAY GÖSTERİLDİ!
Cumhurbaşkanlığı seçimine iddialı bir isimle girmek isteyen parti, eski futbolcu Mikheil Kavelashvili'yi aday gösterdi.
Gürcü Rüyası, parlamento üyeleri ve yerel yönetim temsilcilerinden oluşan seçim kurulunda çoğunluğa sahip olduğu için Mikheil Kavelashvili'nin 14 Aralık'taki oylamayı kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
SİYASİ HAYATI!
2016'da Gürcü Rüyası listesinden parlamentoya seçilen Kavelashvili, iktidar partisinden 2022'de ayrılan ve Batı karşıtı söylemleriyle tanınan Halkın Gücü siyasi hareketinin kurucuları arasında yer aldı.
Kavelashvili, 1997-1999 yıllarında Machester City forması giydi. Santrfor olarak görev yapan Kavelashvili, kariyerinde 317 maça çıktı ve bu karşılaşmalarda 93 gol-8 asistlik performans gösterdi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dunya-devinin-eski-yildizi-komsuda-cumhurbaskani-adayi-oldu-188589.html
ESKİ FUTBOLCU ADAY GÖSTERİLDİ!
Cumhurbaşkanlığı seçimine iddialı bir isimle girmek isteyen parti, eski futbolcu Mikheil Kavelashvili'yi aday gösterdi.
Gürcü Rüyası, parlamento üyeleri ve yerel yönetim temsilcilerinden oluşan seçim kurulunda çoğunluğa sahip olduğu için Mikheil Kavelashvili'nin 14 Aralık'taki oylamayı kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
SİYASİ HAYATI!
2016'da Gürcü Rüyası listesinden parlamentoya seçilen Kavelashvili, iktidar partisinden 2022'de ayrılan ve Batı karşıtı söylemleriyle tanınan Halkın Gücü siyasi hareketinin kurucuları arasında yer aldı.
Kavelashvili, 1997-1999 yıllarında Machester City forması giydi. Santrfor olarak görev yapan Kavelashvili, kariyerinde 317 maça çıktı ve bu karşılaşmalarda 93 gol-8 asistlik performans gösterdi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dunya-devinin-eski-yildizi-komsuda-cumhurbaskani-adayi-oldu-188589.html
Fenerbahçe Beko, Armani Milan'ı konuk edecek
Avrupa Ligi çıktığı son 6 müsabakayı kazanan Fenerbahçe Beko, İtalya temsilcisi EA7 Emporio Armani Milan'ı ile Ülker Spor ve Etkinlik Salonu'nda yarın saat 20.45'te karşılaşacak.
Fenerbahçe Beko, THY Avrupa Ligi'nde 9 galibiyet, 2 mağlubiyetle lider durumda bulunurken EA7 Emporio Armani Milan ise 5 galibiyet, 6 mağlubiyetle 12. sırada yer alıyor.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-beko-armani-milan-i-konuk-edecek-188588.html
Fenerbahçe Beko, THY Avrupa Ligi'nde 9 galibiyet, 2 mağlubiyetle lider durumda bulunurken EA7 Emporio Armani Milan ise 5 galibiyet, 6 mağlubiyetle 12. sırada yer alıyor.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-beko-armani-milan-i-konuk-edecek-188588.html
Ticaret Bakanlığından "influencer"lara eğitim
Ankara
AA muhabirinin Bakanlıktan edindiği bilgiye göre, influencerlara yönelik "Sorumlu Sosyal Medya Etkileyicileri Eğitim Programı" düzenlendi.
Program, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Reklam Özdenetim Kurulu işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Eğitimde, paylaşımlarıyla vatandaşları etkileyen fenomenlere, tüketici haklarına ve sosyal medya reklamlarına ilişkin yasal düzenlemeler, Reklam Kurulunun yapısı, işleyişi ve örnek kararlar hakkında sunum yapıldı.
Pazarlama iletişiminin temel etik ve yasal kuralları, sorumlu reklamcılık ilkeleri, telif hakları, kişisel verilerin korunması gibi konu başlıkları hakkında da eğitim verildi. Influencerların kaçınması gereken konular ve paylaşımlar da eğitim konuları arasında yer aldı.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığınca görevlendirilen vergi müfettişleri de sosyal medya faaliyetlerinde vergilendirme ve yasal yükümlülükler hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Bu yılın sonuna kadar 1000 influencera eğitim verilecek
İlki 25 Kasım'da Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının İstanbul'daki hizmet binasında gerçekleştirilen ve tüm gün süren programa, sosyal medya hesaplarında 300 bin ve üstü takipçisi olan influencerlar katıldı. Eğitimde yer alan 70 fenomen, programı başarıyla tamamlayarak katılım belgesi almaya hak kazandı.
Eğitim programının yıl boyunca iki ayda bir İstanbul'da yüz yüze yapılması planlanıyor. Programa 2025 yılı sonuna kadar 1000'e yakın sosyal medya etkileyicisinin katılması hedefleniyor.
Bir sonraki eğitimin ocak ayı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Fenomenler, program hakkında detaylı bilgiye "smeegitimi.com" adresinden ulaşabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakanligindan-influencer-lara-egitim-188587.html
AA muhabirinin Bakanlıktan edindiği bilgiye göre, influencerlara yönelik "Sorumlu Sosyal Medya Etkileyicileri Eğitim Programı" düzenlendi.
Program, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Reklam Özdenetim Kurulu işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Eğitimde, paylaşımlarıyla vatandaşları etkileyen fenomenlere, tüketici haklarına ve sosyal medya reklamlarına ilişkin yasal düzenlemeler, Reklam Kurulunun yapısı, işleyişi ve örnek kararlar hakkında sunum yapıldı.
Pazarlama iletişiminin temel etik ve yasal kuralları, sorumlu reklamcılık ilkeleri, telif hakları, kişisel verilerin korunması gibi konu başlıkları hakkında da eğitim verildi. Influencerların kaçınması gereken konular ve paylaşımlar da eğitim konuları arasında yer aldı.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığınca görevlendirilen vergi müfettişleri de sosyal medya faaliyetlerinde vergilendirme ve yasal yükümlülükler hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Bu yılın sonuna kadar 1000 influencera eğitim verilecek
İlki 25 Kasım'da Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının İstanbul'daki hizmet binasında gerçekleştirilen ve tüm gün süren programa, sosyal medya hesaplarında 300 bin ve üstü takipçisi olan influencerlar katıldı. Eğitimde yer alan 70 fenomen, programı başarıyla tamamlayarak katılım belgesi almaya hak kazandı.
Eğitim programının yıl boyunca iki ayda bir İstanbul'da yüz yüze yapılması planlanıyor. Programa 2025 yılı sonuna kadar 1000'e yakın sosyal medya etkileyicisinin katılması hedefleniyor.
Bir sonraki eğitimin ocak ayı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Fenomenler, program hakkında detaylı bilgiye "smeegitimi.com" adresinden ulaşabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakanligindan-influencer-lara-egitim-188587.html
Ekonomide yılın son ayına yoğun ajandayla girilecek
Ankara
AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yarın yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini kamuoyuyla paylaşacak. Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyümüştü. Böylece, ekonomi üst üste 16 çeyrek büyüme performansı sergilemişti.
AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, GSYH'nin 3. çeyrekte yıllık bazda yüzde 2,64 arttığını tahmin ediyor. Ekonomistlerin yılın tamamına ilişkin büyüme beklentilerinin ortalaması ise yüzde 2,98 oldu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın kasım ayı dış ticaret verilerini 2 Aralık'ta Ankara'da açıklaması bekleniyor. Bolat, yılın 10'uncu ayına ilişkin verileri paylaşırken "Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır." ifadelerini kullanmıştı.
Kasım enflasyonu 3 Aralık'ta açıklanacak
TÜİK, 3 Aralık'ta ise kasım ayı enflasyon verilerini açıklayacak. Enflasyon, ekimde aylık bazda yüzde 2,88 artarken yıllık bazda yüzde 48,58'e gerilemişti. Böylece, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda Temmuz 2023'ten, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) de Mart 2021'den bu yana en düşük oran olarak kayıtlara geçmişti.
Ekim ayına ilişkin sanayi üretim endeksi ve iş gücü istatistikleri 10 Aralık'ta belli olacak. Türkiye'de işsizlik oranı, eylülde bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 8,6'da kalmıştı. Sanayi üretim endeksi ise eylülde aylık bazda yüzde 1,6 artarken yıllık bazda yüzde 2,4 azalış göstermişti.
TÜİK, 12 Aralık'ta 2023 yılı il bazında gayrisafi yurt içi hasıla verilerini ilan edecek. Bir önceki yıl GSYH'de en yüksek payı yüzde 30,4 ile İstanbul alırken söz konusu dönemde kişi başına GSYH'de 302 bin 772 Türk lirası ile Kocaeli ilk sırada çıkmıştı.
Aynı gün Merkez Bankası ekim ayı ödemeler dengesi istatistiklerini kamuoyuna duyuracak. Türkiye'nin cari işlemler hesabında eylülde 2 milyar 988 milyon dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 7 milyar 734 milyon dolarlık fazla oluşmuştu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 16 Aralık'ta kasım ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarını açıklayacak. Merkezi yönetim bütçe gelirleri ekimde 769 milyar 207 milyon lira, giderleri 955 milyar 478 milyon lira olarak kaydedilmişti.
Bu yıla ilişkin gelir dağılımı istatistikleri de belli olacak. Bu yılın son gününde ayrıca kasım ayı dış ticaret istatistikleri de kamuoyuyla paylaşılacak.
Bütçe maratonu Genel Kurulda devam edecek
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başlayan bütçe maratonu aralıkta Genel Kurula taşınacak. Bütçe görüşmeleri, Genel Kurulda 9 Aralık'ta başlayacak ve 20 Aralık'a kadar devam edecek.
Kamu idarelerinin bütçeleri üzerindeki görüşmeler 8 turda tamamlanacak; turların bitiminden sonra bütçe ve kesin hesap kanun teklifi maddeleri oylanacak.
İşçinin gözü kulağı asgari ücret zammında
Yılın son ayında milyonlarca işçi ile işverenin gözü ise Asgari Ücret Tespit Komisyonunda olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, hafta başında, "Süreci geçen seneki gibi yürüteceğiz. Aralık ayının ilk haftası ya da ikinci haftası taraflarla bir araya geleceğiz, biz hazırız. Asgari ücret takvimi belli olunca süreci açıklayacağız." ifadelerini kullanmıştı.
Komisyonda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) yetkilileri temsil edecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcileri de masada yer alacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ekonomide-yilin-son-ayina-yogun-ajandayla-girilecek-188586.html
AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yarın yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini kamuoyuyla paylaşacak. Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyümüştü. Böylece, ekonomi üst üste 16 çeyrek büyüme performansı sergilemişti.
AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, GSYH'nin 3. çeyrekte yıllık bazda yüzde 2,64 arttığını tahmin ediyor. Ekonomistlerin yılın tamamına ilişkin büyüme beklentilerinin ortalaması ise yüzde 2,98 oldu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın kasım ayı dış ticaret verilerini 2 Aralık'ta Ankara'da açıklaması bekleniyor. Bolat, yılın 10'uncu ayına ilişkin verileri paylaşırken "Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır." ifadelerini kullanmıştı.
Kasım enflasyonu 3 Aralık'ta açıklanacak
TÜİK, 3 Aralık'ta ise kasım ayı enflasyon verilerini açıklayacak. Enflasyon, ekimde aylık bazda yüzde 2,88 artarken yıllık bazda yüzde 48,58'e gerilemişti. Böylece, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda Temmuz 2023'ten, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) de Mart 2021'den bu yana en düşük oran olarak kayıtlara geçmişti.
Ekim ayına ilişkin sanayi üretim endeksi ve iş gücü istatistikleri 10 Aralık'ta belli olacak. Türkiye'de işsizlik oranı, eylülde bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 8,6'da kalmıştı. Sanayi üretim endeksi ise eylülde aylık bazda yüzde 1,6 artarken yıllık bazda yüzde 2,4 azalış göstermişti.
TÜİK, 12 Aralık'ta 2023 yılı il bazında gayrisafi yurt içi hasıla verilerini ilan edecek. Bir önceki yıl GSYH'de en yüksek payı yüzde 30,4 ile İstanbul alırken söz konusu dönemde kişi başına GSYH'de 302 bin 772 Türk lirası ile Kocaeli ilk sırada çıkmıştı.
Aynı gün Merkez Bankası ekim ayı ödemeler dengesi istatistiklerini kamuoyuna duyuracak. Türkiye'nin cari işlemler hesabında eylülde 2 milyar 988 milyon dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 7 milyar 734 milyon dolarlık fazla oluşmuştu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 16 Aralık'ta kasım ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarını açıklayacak. Merkezi yönetim bütçe gelirleri ekimde 769 milyar 207 milyon lira, giderleri 955 milyar 478 milyon lira olarak kaydedilmişti.
Bu yıla ilişkin gelir dağılımı istatistikleri de belli olacak. Bu yılın son gününde ayrıca kasım ayı dış ticaret istatistikleri de kamuoyuyla paylaşılacak.
Bütçe maratonu Genel Kurulda devam edecek
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başlayan bütçe maratonu aralıkta Genel Kurula taşınacak. Bütçe görüşmeleri, Genel Kurulda 9 Aralık'ta başlayacak ve 20 Aralık'a kadar devam edecek.
Kamu idarelerinin bütçeleri üzerindeki görüşmeler 8 turda tamamlanacak; turların bitiminden sonra bütçe ve kesin hesap kanun teklifi maddeleri oylanacak.
İşçinin gözü kulağı asgari ücret zammında
Yılın son ayında milyonlarca işçi ile işverenin gözü ise Asgari Ücret Tespit Komisyonunda olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, hafta başında, "Süreci geçen seneki gibi yürüteceğiz. Aralık ayının ilk haftası ya da ikinci haftası taraflarla bir araya geleceğiz, biz hazırız. Asgari ücret takvimi belli olunca süreci açıklayacağız." ifadelerini kullanmıştı.
Komisyonda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) yetkilileri temsil edecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcileri de masada yer alacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ekonomide-yilin-son-ayina-yogun-ajandayla-girilecek-188586.html
İstanbul'da bir şahıs polisin elini ısırdı, tekme attı
26 Kasım Salı günü saat 19.50 sıralarında Sinanpaşa Mahallesi İskele Caddesi'nde yaşanan olay, kameralara da yansıdı.
Edinilen bilgiye göre; akşam saatlerinde ateş yakıldığı ihbarı üzerine polis ekipleri iskele meydanına geldi.
Polis buradaki gruba Genel Bilgi Tarama (GBT) sorgulaması yaptığı sırada 27 yaşındaki Reşit Bahadır B. isimli şahıs, kimliğini vermek istemedi. Reşit Bahadır B. polise mukavemet göstererek hakaret ve küfür içerikli konuşmalar yapmaya başladı.
POLİSİN ELİNİ ISIRDI, YUMRUK VE TEKMELER ATTI
Bunun üzerine şüpheli, polis ekipleri tarafından kimlik tespiti için emniyete götürülmek istendi. Ancak bu sırada arbede yaşandı. Reşit Bahadır B., polis memuruna yumruk attı.
Dakikalarca direnen şüpheli, bir polisin elini ısırıp yumruk atmaya devam etti. Biber gazı kullanılarak etkisiz hale getirilen şüpheli, güçlükle gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Yaşananları ise çevredekiler cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.
SERBEST BIRAKILDI
Öte yandan şüphelinin attığı yumruk sonucu polis memuru İ.Y.'nin parmağında çatlak meydana geldiği öğrenildi.
Reşit Bahadır B., emniyette ifadesi alındıktan sonra 'Görevi Yaptırmamak İçin Direnme' ve 'Tehdit-Hakaret' suçlarından adliyeye sevk edildi. Tutuklama talebiyle mahkemeye çıkartılan şüpheli adli kontrolle serbest kaldı. Şüphelinin 'gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet' suçundan poliste kaydı olduğu ortaya çıktı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/istanbul-da-bir-sahis-polisin-elini-isirdi-tekme-atti-188585.html
Edinilen bilgiye göre; akşam saatlerinde ateş yakıldığı ihbarı üzerine polis ekipleri iskele meydanına geldi.
Polis buradaki gruba Genel Bilgi Tarama (GBT) sorgulaması yaptığı sırada 27 yaşındaki Reşit Bahadır B. isimli şahıs, kimliğini vermek istemedi. Reşit Bahadır B. polise mukavemet göstererek hakaret ve küfür içerikli konuşmalar yapmaya başladı.
POLİSİN ELİNİ ISIRDI, YUMRUK VE TEKMELER ATTI
Bunun üzerine şüpheli, polis ekipleri tarafından kimlik tespiti için emniyete götürülmek istendi. Ancak bu sırada arbede yaşandı. Reşit Bahadır B., polis memuruna yumruk attı.
Dakikalarca direnen şüpheli, bir polisin elini ısırıp yumruk atmaya devam etti. Biber gazı kullanılarak etkisiz hale getirilen şüpheli, güçlükle gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Yaşananları ise çevredekiler cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.
SERBEST BIRAKILDI
Öte yandan şüphelinin attığı yumruk sonucu polis memuru İ.Y.'nin parmağında çatlak meydana geldiği öğrenildi.
Reşit Bahadır B., emniyette ifadesi alındıktan sonra 'Görevi Yaptırmamak İçin Direnme' ve 'Tehdit-Hakaret' suçlarından adliyeye sevk edildi. Tutuklama talebiyle mahkemeye çıkartılan şüpheli adli kontrolle serbest kaldı. Şüphelinin 'gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet' suçundan poliste kaydı olduğu ortaya çıktı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/istanbul-da-bir-sahis-polisin-elini-isirdi-tekme-atti-188585.html
27 Kasım 2024 Çarşamba
Türkiye'den Çin'e yatırım çağrıs! Tam 30 trilyon dolar...
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat öncülüğündeki bir heyet, Pekin'de düzenlenen Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı'na katıldı.
Çinli yatırımcılar ve kurumlarla yatırımlar ve tedarik zincirlerinde işbirliği olanaklarını ele alan Polat, Çinli şirketlerin Türkiye'ye yapacağı doğrudan yatırımların yanı sıra iki ülkenin üçüncü ülkelere yönelik ortak yatırımlarının ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin yaratacağı potansiyele ve fırsatlara işaret etti.
Fuarda düzenlenen sempozyumunda konuşan Polat, Türkiye ve Çin'in, tarihi İpek Yolu'nun en batısı ve doğusunda yer alan ülkeler olarak, geçmişi binlerce yıla dayanan özel bir tarihi bağa sahip olduğunu belirtti. Polat, "Milletlerimiz geçmişte ticaret, kültür ve diplomasi aracılığıyla güçlü insani ve kültürel bağlar kurdu. Bu paylaşılan miras modern zamanlarda daha derin işbirliğine zemin teşkil ediyor." dedi.
48 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ
Çin'in Türkiye'nin Asya'daki en büyük, küresel olarak ise üçüncü büyük ticaret ortağı olduğuna dikkati çeken Polat, iki ülke arasında ticaret hacminin 2023'te 48 milyar dolara ulaştığını bildirdi.
Çin şirketlerinin Türkiye'ye ilgisinin belirgin şekilde arttığının altını çizen Polat, "2024 yılı ortası itibarıyla Türkiye'de 1300'den fazla Çinli şirket faaliyet gösteriyor, yatırımların miktarı 6 milyar dolara yaklaştı. Bu artan ekonomik ilişki, iki tarafın büyümeye olan bağlılığını gösteriyor. Gelecek yıllarda bu bağları daha ileri taşımak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE, COĞRAFİ KONUMUYLA DOĞAL BİR LİMAN"
Polat, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye'nin, son 20 yılda ortalama 5,4 büyüme ile ekonomik direncini kanıtladığını, üç kıtada 1,3 milyar insanı birbirine bağlayan stratejik konumuyla, Avrupa, Asya ve Orta Doğu ekseninde 30 trilyon dolarlık bir ekonomik hasılanın merkezinde yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin genç ve iyi eğitimli nüfusa sahip olduğunu dile getiren Polat, bunu Türkiye'yi işgücü demografisi bakımından Avrupa'ya kıyasla daha avantajlı bir konuma sahip kıldığını vurguladı.
Polat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedeflediğini, bu doğrultuda gelecek 4 yılda yabancı doğrudan yatırım stratejisinin nitelikli yatırım çekmeye odaklanacağını, iklim dostu teknolojiler, dijital yatırımlar ve küresel tedarik zincirleri gibi sektörlere öncelik verileceğini anlattı.
Türkiye'nin coğrafi konumuyla doğal bir liman olduğunu ifade eden Polat "Çinli dostlarımızı ve şirketleri Türkiye'de yüksek teknolojili üretime ve araştırma-geliştirmeye yatırım yapmaya, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunurken Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına daha iyi erişim sağlamaya davet ediyoruz." diye konuştu.
Polat, Türkiye'nin Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklediğini, bu çerçevede işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğunu belirterek, "Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye'nin Orta Koridor Girişimi'ni uyumlaştırmaya yönelik Ortak Çalışma Grubu'nun (bu ayın başında Pekin'de yaptığı) ilk toplantısı bu alanda daha derin entegrasyona kapı açmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE İŞBİRLİĞİ, POTANSİYEL VE FIRSATLAR SUNACAKTIR"
İleriye yönelik olarak endüstriyel dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, ulaştırma, finans, kültür ve sağlık alanlarında büyük işbirliği potansiyeli gördüklerinin altını çizen Polat, "Yalnızca Türkiye'de yatırım ve iş yapmak için değil, Türk şirketlerle el ele vererek üçüncü ülkelerde iş ve yatırım yapmak Çinli dostlarımıza ve şirketlere büyük potansiyel ve fırsatlar sunacaktır." dedi.
Polat, Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik bağları güçlendirmenin, iki ülkenin yararının yanında bölgesel ve küresel barış, istikrar ve refaha katkı sağlayacağına inandığını, iki ülkenin, karşılıklı güven, işbirliği ve paylaşılan büyümeyle daha parlak bir geleceği inşa edeceğini umduklarını dile getirdi.
Türkiye'nin fuarda kurduğu stantta Çinli yatırımcılar ve ilgililerle görüşmeler yapan Polat, AA ve TRT'ye yaptığı değerlendirmede, Kovid-19 salgını sırasında tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların tüm ülkeler için sorunlar yarattığını, bu açıdan Türkiye'nin önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.
Çin'in yakın zamanda "InvestGo" stratejisiyle Çinli yatırımcıları ve firmaları daha fazla küreselleşme ve deniz aşırı yatırım yapmaya teşvik ettiğine dikkati çeken Polat, "Biz de onlara ülkemizin sunduğu fırsatları, son 20 yıldaki ekonomik büyümesi, genç ve kalifiye işgücü, altyapı yatırımları ve iş dostu, yatırım dostu bir ortamın oluşturulması için yaptığımız çalışmaları anlatıyoruz." şeklinde konuştu.
Çin'deki temasları kapsamında ülkenin en büyük hukuk firmalarından Yingke ile bir mutabakat zaptı imzaladıklarını anımsatan Polat, firmanın, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen kurumsal müşterilerine destek vermeyi taahhüt ettiklerini bildirdi.
Öte yandan "Çin'in Silikon Vadisi" olarak adlandırılan Congguansun Bilişim Vadisi ile işbirliği mutabakatı imzalayacaklarını dile getiren Polat, ayrıca InvestGo programı kapsamında, Çin Ticaret Bakanlığı himayesinde farklı kurumlar ve yatırımcılarla toplantılar yapacaklarını anlattı.
"ÇİN'İN POLİTİKASIYLA TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİ TAMAMLAYICI"
Polat, temaslarında Çinli firmalara ve potansiyel yatırımcılara Türkiye'nin sunduğu fırsatları anlatmaya çalıştıklarının altını çizerek, "Çinli firmaların Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyoruz. Ama özellikle şunu da anlatmak istiyoruz. Türk firmaları, hem Orta Doğu'da hem Kuzey Afrika'da hem de Türki Cumhuriyetler'de başarılı ve ilişki ağları geniş olan firmalar. Çinlilere, 'Türkiye'ye yatırımı düşünün ama aynı zamanda Türk firmalarıyla üçüncü ülkelerde yatırım yapmayı da değerlendin, orada da sizin için fırsatlar olabilir.' diyoruz." ifadelerini kullandı.
"ÇİN İLE TÜRKİYE BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR"
"Türkiye ile Çin'in küresel tedarik zincirlerinde rakip mi yoksa tamamlayıcı ortak mı" olduğu sorusuna Çin'in küresel politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı olarak gördükleri yanıtını veren Polat, şunları kaydetti:
"Çin'in küreselleşme bağlamındaki atılımının Türkiye'ye faydası olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin Avrupa ile gümrük birliği ve 30'a yakın ülke ile serbest ticaret anlaşmaları, bize 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 30 trilyon dolarlık bir pazara erişim sağlıyor. Çinli dostlarımıza da bu mesajı veriyoruz. 'Siz Türkiye'ye yatırım yaptığınızda yalnızca Türkiye pazarına değil Türkiye'yi bölgesel bir üs olarak kullanarak daha geniş bir alana ulaşabilirsiniz.' Çin'in bu alandaki politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı görüyoruz."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-den-cin-e-yatirim-cagris-tam-30-trilyon-dolar...-188618.html
Çinli yatırımcılar ve kurumlarla yatırımlar ve tedarik zincirlerinde işbirliği olanaklarını ele alan Polat, Çinli şirketlerin Türkiye'ye yapacağı doğrudan yatırımların yanı sıra iki ülkenin üçüncü ülkelere yönelik ortak yatırımlarının ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin yaratacağı potansiyele ve fırsatlara işaret etti.
Fuarda düzenlenen sempozyumunda konuşan Polat, Türkiye ve Çin'in, tarihi İpek Yolu'nun en batısı ve doğusunda yer alan ülkeler olarak, geçmişi binlerce yıla dayanan özel bir tarihi bağa sahip olduğunu belirtti. Polat, "Milletlerimiz geçmişte ticaret, kültür ve diplomasi aracılığıyla güçlü insani ve kültürel bağlar kurdu. Bu paylaşılan miras modern zamanlarda daha derin işbirliğine zemin teşkil ediyor." dedi.
48 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ
Çin'in Türkiye'nin Asya'daki en büyük, küresel olarak ise üçüncü büyük ticaret ortağı olduğuna dikkati çeken Polat, iki ülke arasında ticaret hacminin 2023'te 48 milyar dolara ulaştığını bildirdi.
Çin şirketlerinin Türkiye'ye ilgisinin belirgin şekilde arttığının altını çizen Polat, "2024 yılı ortası itibarıyla Türkiye'de 1300'den fazla Çinli şirket faaliyet gösteriyor, yatırımların miktarı 6 milyar dolara yaklaştı. Bu artan ekonomik ilişki, iki tarafın büyümeye olan bağlılığını gösteriyor. Gelecek yıllarda bu bağları daha ileri taşımak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE, COĞRAFİ KONUMUYLA DOĞAL BİR LİMAN"
Polat, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye'nin, son 20 yılda ortalama 5,4 büyüme ile ekonomik direncini kanıtladığını, üç kıtada 1,3 milyar insanı birbirine bağlayan stratejik konumuyla, Avrupa, Asya ve Orta Doğu ekseninde 30 trilyon dolarlık bir ekonomik hasılanın merkezinde yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin genç ve iyi eğitimli nüfusa sahip olduğunu dile getiren Polat, bunu Türkiye'yi işgücü demografisi bakımından Avrupa'ya kıyasla daha avantajlı bir konuma sahip kıldığını vurguladı.
Polat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedeflediğini, bu doğrultuda gelecek 4 yılda yabancı doğrudan yatırım stratejisinin nitelikli yatırım çekmeye odaklanacağını, iklim dostu teknolojiler, dijital yatırımlar ve küresel tedarik zincirleri gibi sektörlere öncelik verileceğini anlattı.
Türkiye'nin coğrafi konumuyla doğal bir liman olduğunu ifade eden Polat "Çinli dostlarımızı ve şirketleri Türkiye'de yüksek teknolojili üretime ve araştırma-geliştirmeye yatırım yapmaya, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunurken Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına daha iyi erişim sağlamaya davet ediyoruz." diye konuştu.
Polat, Türkiye'nin Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklediğini, bu çerçevede işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğunu belirterek, "Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye'nin Orta Koridor Girişimi'ni uyumlaştırmaya yönelik Ortak Çalışma Grubu'nun (bu ayın başında Pekin'de yaptığı) ilk toplantısı bu alanda daha derin entegrasyona kapı açmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE İŞBİRLİĞİ, POTANSİYEL VE FIRSATLAR SUNACAKTIR"
İleriye yönelik olarak endüstriyel dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, ulaştırma, finans, kültür ve sağlık alanlarında büyük işbirliği potansiyeli gördüklerinin altını çizen Polat, "Yalnızca Türkiye'de yatırım ve iş yapmak için değil, Türk şirketlerle el ele vererek üçüncü ülkelerde iş ve yatırım yapmak Çinli dostlarımıza ve şirketlere büyük potansiyel ve fırsatlar sunacaktır." dedi.
Polat, Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik bağları güçlendirmenin, iki ülkenin yararının yanında bölgesel ve küresel barış, istikrar ve refaha katkı sağlayacağına inandığını, iki ülkenin, karşılıklı güven, işbirliği ve paylaşılan büyümeyle daha parlak bir geleceği inşa edeceğini umduklarını dile getirdi.
Türkiye'nin fuarda kurduğu stantta Çinli yatırımcılar ve ilgililerle görüşmeler yapan Polat, AA ve TRT'ye yaptığı değerlendirmede, Kovid-19 salgını sırasında tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların tüm ülkeler için sorunlar yarattığını, bu açıdan Türkiye'nin önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.
Çin'in yakın zamanda "InvestGo" stratejisiyle Çinli yatırımcıları ve firmaları daha fazla küreselleşme ve deniz aşırı yatırım yapmaya teşvik ettiğine dikkati çeken Polat, "Biz de onlara ülkemizin sunduğu fırsatları, son 20 yıldaki ekonomik büyümesi, genç ve kalifiye işgücü, altyapı yatırımları ve iş dostu, yatırım dostu bir ortamın oluşturulması için yaptığımız çalışmaları anlatıyoruz." şeklinde konuştu.
Çin'deki temasları kapsamında ülkenin en büyük hukuk firmalarından Yingke ile bir mutabakat zaptı imzaladıklarını anımsatan Polat, firmanın, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen kurumsal müşterilerine destek vermeyi taahhüt ettiklerini bildirdi.
Öte yandan "Çin'in Silikon Vadisi" olarak adlandırılan Congguansun Bilişim Vadisi ile işbirliği mutabakatı imzalayacaklarını dile getiren Polat, ayrıca InvestGo programı kapsamında, Çin Ticaret Bakanlığı himayesinde farklı kurumlar ve yatırımcılarla toplantılar yapacaklarını anlattı.
"ÇİN'İN POLİTİKASIYLA TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİ TAMAMLAYICI"
Polat, temaslarında Çinli firmalara ve potansiyel yatırımcılara Türkiye'nin sunduğu fırsatları anlatmaya çalıştıklarının altını çizerek, "Çinli firmaların Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyoruz. Ama özellikle şunu da anlatmak istiyoruz. Türk firmaları, hem Orta Doğu'da hem Kuzey Afrika'da hem de Türki Cumhuriyetler'de başarılı ve ilişki ağları geniş olan firmalar. Çinlilere, 'Türkiye'ye yatırımı düşünün ama aynı zamanda Türk firmalarıyla üçüncü ülkelerde yatırım yapmayı da değerlendin, orada da sizin için fırsatlar olabilir.' diyoruz." ifadelerini kullandı.
"ÇİN İLE TÜRKİYE BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR"
"Türkiye ile Çin'in küresel tedarik zincirlerinde rakip mi yoksa tamamlayıcı ortak mı" olduğu sorusuna Çin'in küresel politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı olarak gördükleri yanıtını veren Polat, şunları kaydetti:
"Çin'in küreselleşme bağlamındaki atılımının Türkiye'ye faydası olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin Avrupa ile gümrük birliği ve 30'a yakın ülke ile serbest ticaret anlaşmaları, bize 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 30 trilyon dolarlık bir pazara erişim sağlıyor. Çinli dostlarımıza da bu mesajı veriyoruz. 'Siz Türkiye'ye yatırım yaptığınızda yalnızca Türkiye pazarına değil Türkiye'yi bölgesel bir üs olarak kullanarak daha geniş bir alana ulaşabilirsiniz.' Çin'in bu alandaki politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı görüyoruz."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-den-cin-e-yatirim-cagris-tam-30-trilyon-dolar...-188618.html
TÜVTÜRK muayene ücretleri değişiyor! Resmi Gazete'de yayımlandı
TÜVTÜRK araç muayene ücretlerinin son hali vatandaş tarafından merak ediliyor. Araç sahiplerinin yılda minimum 1 defa yaptırmak zorunda oldukları muayene ücretleri için yeni yılda düzenleme geliyor.
2024 yılı için yeniden değerlendirme oranı % 43,93 olmuştu. Yüzde 43,93 oranı TÜVTÜRK araç muayene ücretine yansıdı. Bu doğrultuda araç muayenesi 1.821 TL'den 2.621 TL'ye çıkacak.
RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI
TÜVTÜRK yetkilileri yapılan zam oranının yeniden değerleme oranına bağlı olarak belirlendiğini duyurdu.
Yeni tarifeler 2025 yılı itibarıyla geçerli olacaktır.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tuvturk-muayene-ucretleri-degisiyor-resmi-gazete-de-yayimlandi-188617.html
2024 yılı için yeniden değerlendirme oranı % 43,93 olmuştu. Yüzde 43,93 oranı TÜVTÜRK araç muayene ücretine yansıdı. Bu doğrultuda araç muayenesi 1.821 TL'den 2.621 TL'ye çıkacak.
RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI
TÜVTÜRK yetkilileri yapılan zam oranının yeniden değerleme oranına bağlı olarak belirlendiğini duyurdu.
Yeni tarifeler 2025 yılı itibarıyla geçerli olacaktır.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tuvturk-muayene-ucretleri-degisiyor-resmi-gazete-de-yayimlandi-188617.html
Türkiye ve Libya'nın egemenlik haklarını koruyan deniz yetki anlaşması 5'inci yılını doldu
Ankara
27 Kasım 2019'da imzalanan anlaşma, iki ülkenin Akdeniz'de belirlenen sınırlar içinde doğal kaynaklarda hak talep edebilecekleri anlamına geliyor.
Dönemin Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından Libya'da kalıcı barış, istikrar ve güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunmak ve karşılıklı fayda temelinde mümkün olan tüm alanlarda ilişkiler geliştirmek amacıyla imzalanan anlaşma, 2020'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından BM Şartı'nın 102. maddesi gereğince onaylandı.
Hakkaniyet ilkesi ve uluslararası hukuk kurallarına uygun düzenlenen Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması, her iki ülkenin de Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı amaçlıyor.
Anlaşma, BM tarafından onaylanmasına rağmen tepki çekti
BM'nin onayına rağmen Mısır, Avrupa Birliği (AB), Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) anlaşmaya karşı durdu.
Anlaşmaya tepki göstermek amacıyla Yunanistan, o dönem Libya'nın Atina Büyükelçisi olan Muhammed el-Menfi'ye mutabakatın içeriğini sunması için ültimatom verdi. El-Menfi, verilen ültimatoma uymayınca Yunanistan tarafından istenmeyen adam ilan edildi.
El-Menfi'nin, Aralık 2019'da Yunanistan'ı 72 saat içinde terk etmesi istendi ve Libya'ya döndükten yaklaşık 1,5 yıl sonra Libya Başkanlık Konseyi Başkanı olarak ülke yönetiminin başına geldi.
El-Menfi, bu göreve geldikten bir ay sonra ise kendisini istenmeyen adam ilan eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ı, Trablus'ta kabul etti.
"Türk dış politikası için başarılı bir anlaşma"
Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Özgöker, anlaşmanın imzalanmasının beşinci yılında, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Özgöker, 2019'da Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmanın BM tarafından da tanındığını hatırlattı.
Anlaşmanın ardından Yunanistan'ın tepki gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Özgöker, "Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi, ikisi de AB üyesi olması hasebiyle Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den enerji yollarından dışlamak için çeşitli stratejiler geliştirdiler." dedi.
Özgöker, Türkiye'nin akıllı politikalar izlediğini vurgulayarak Yunanistan'ın söz konusu planlarını boşa çıkardığını, Yunanistan'ın GKRY'nin AB üyeliğini kullanarak "Seville Haritası" çıkardığını kaydetti.
"Sonra Amerika'yı da yanlarına alarak bir East-Med yani Doğu Akdeniz projesi geliştirdiler. ABD vardı bunun içinde, İsrail vardı bunun içinde, Mısır vardı." diyen Özgöker, o dönemde Türkiye'nin hem Mısır hem de İsrail ile ilişkilerinin iyi olmadığını hatırlattı.
Prof. Dr. Özgöker, Yunanistan'ın, GKRY, Mısır, İsrail ve ABD'nin Doğu Akdeniz Gaz Projesi'ni imzaladığını anımsatarak bunun, Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türkleri baypas etme projesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin "East Med" (Doğu Akdeniz) projesine itiraz ettiğini anlatan Özgöker, "Yunanistan'ın ve Kıbrıs'ın Rum kesiminin Akdeniz kaynaklarından Doğu Akdeniz enerji kaynaklarından, fosil enerji, doğal gaz ve petrol kaynaklarından dışlama projeleri boşa çıkmış oldu." diye konuştu.
Uğur Özgöker, "Bu anlaşma Lozan'dan sonra belki de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaptığı en başarılı anlaşmalardan biri. Türkiye'nin bütün Akdeniz'deki mevcudiyetini, enerji kaynakları üzerindeki söz hakimiyetini sağlayan bir anlaşma çok başarılıdır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-ve-libya-nin-egemenlik-haklarini-koruyan-deniz-yetki-anlasmasi-5-inci-yilini-doldu-188616.html
27 Kasım 2019'da imzalanan anlaşma, iki ülkenin Akdeniz'de belirlenen sınırlar içinde doğal kaynaklarda hak talep edebilecekleri anlamına geliyor.
Dönemin Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından Libya'da kalıcı barış, istikrar ve güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunmak ve karşılıklı fayda temelinde mümkün olan tüm alanlarda ilişkiler geliştirmek amacıyla imzalanan anlaşma, 2020'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından BM Şartı'nın 102. maddesi gereğince onaylandı.
Hakkaniyet ilkesi ve uluslararası hukuk kurallarına uygun düzenlenen Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması, her iki ülkenin de Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı amaçlıyor.
Anlaşma, BM tarafından onaylanmasına rağmen tepki çekti
BM'nin onayına rağmen Mısır, Avrupa Birliği (AB), Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) anlaşmaya karşı durdu.
Anlaşmaya tepki göstermek amacıyla Yunanistan, o dönem Libya'nın Atina Büyükelçisi olan Muhammed el-Menfi'ye mutabakatın içeriğini sunması için ültimatom verdi. El-Menfi, verilen ültimatoma uymayınca Yunanistan tarafından istenmeyen adam ilan edildi.
El-Menfi'nin, Aralık 2019'da Yunanistan'ı 72 saat içinde terk etmesi istendi ve Libya'ya döndükten yaklaşık 1,5 yıl sonra Libya Başkanlık Konseyi Başkanı olarak ülke yönetiminin başına geldi.
El-Menfi, bu göreve geldikten bir ay sonra ise kendisini istenmeyen adam ilan eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ı, Trablus'ta kabul etti.
"Türk dış politikası için başarılı bir anlaşma"
Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Özgöker, anlaşmanın imzalanmasının beşinci yılında, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Özgöker, 2019'da Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmanın BM tarafından da tanındığını hatırlattı.
Anlaşmanın ardından Yunanistan'ın tepki gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Özgöker, "Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi, ikisi de AB üyesi olması hasebiyle Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den enerji yollarından dışlamak için çeşitli stratejiler geliştirdiler." dedi.
Özgöker, Türkiye'nin akıllı politikalar izlediğini vurgulayarak Yunanistan'ın söz konusu planlarını boşa çıkardığını, Yunanistan'ın GKRY'nin AB üyeliğini kullanarak "Seville Haritası" çıkardığını kaydetti.
"Sonra Amerika'yı da yanlarına alarak bir East-Med yani Doğu Akdeniz projesi geliştirdiler. ABD vardı bunun içinde, İsrail vardı bunun içinde, Mısır vardı." diyen Özgöker, o dönemde Türkiye'nin hem Mısır hem de İsrail ile ilişkilerinin iyi olmadığını hatırlattı.
Prof. Dr. Özgöker, Yunanistan'ın, GKRY, Mısır, İsrail ve ABD'nin Doğu Akdeniz Gaz Projesi'ni imzaladığını anımsatarak bunun, Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türkleri baypas etme projesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin "East Med" (Doğu Akdeniz) projesine itiraz ettiğini anlatan Özgöker, "Yunanistan'ın ve Kıbrıs'ın Rum kesiminin Akdeniz kaynaklarından Doğu Akdeniz enerji kaynaklarından, fosil enerji, doğal gaz ve petrol kaynaklarından dışlama projeleri boşa çıkmış oldu." diye konuştu.
Uğur Özgöker, "Bu anlaşma Lozan'dan sonra belki de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaptığı en başarılı anlaşmalardan biri. Türkiye'nin bütün Akdeniz'deki mevcudiyetini, enerji kaynakları üzerindeki söz hakimiyetini sağlayan bir anlaşma çok başarılıdır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-ve-libya-nin-egemenlik-haklarini-koruyan-deniz-yetki-anlasmasi-5-inci-yilini-doldu-188616.html
Bakan Göktaş: Evlilik kredisinde 5 bin çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesi görüşmelerine başlandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumunda şunları kaydetti:
"EVLİLİK KREDİSİNDE 5 BİN GENÇ ÇİFTİN ÖDEMELERİNİ YAPTIK"
Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi pilot olarak deprem bölgesini önceleyerek başlattık. Projenin uygulama alanını, doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın’ın yanı sıra Osmaniye’yi de dahil ederek genişlettik. Proje kapsamında 6 bin 17 çifte evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Ayrıca 5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik.
"SED ÖDEMELERİNDE 41 BİN 30 ÇOCUĞA DESTEK VERİLDİ"
“Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetimiz” ile 169 bin 584 çocuğumuzu ailelerinin yanında destekliyoruz. Bu kapsamda çoğunlukla annelere olmak üzere aylık ortalama 1 milyar lira tutarında ödeme yapıyoruz. Bu aileleri en az 3 ayda bir evlerinde ziyaret ederek danışmanlık hizmeti veriyoruz. Okul Destek Projesi ile, SED’den faydalanan 41 bin 30 çocuğumuza sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda kendilerini geliştirme imkânı sunuyoruz.
20 BİN 69 ÇOCUK EVLAT EDİNME HİZMETİNDEN FAYDALANDI
Gönül Elçileri Projesiyle 10 bin 316 çocuğumuz koruyucu aile hizmetinden yararlanıyor. Bugüne kadar 20 bin 69 çocuğumuzu ise evlat edinme hizmetinden faydalandırdık.
"KADIN İSTİHDAMI VE GİRİŞİMCİLİĞİNİ DESTEKLİYORUZ"
Kadın istihdamının ve girişimciliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kamuda çalışan kadın oranı yüzde 42,7’ye ulaştı. Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 37,4’e; kadın istihdam oranı yüzde 32,5’e yükseldi. Elbette bunu yeterli görmüyoruz. 12. Kalkınma Planımızla, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz.
"ŞÖNİM'LERDE 2 MİLYON KADINA DESTEK VERİLDİ"
“ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı” ile şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan, destek ve yardıma ihtiyacı olan kadınlara ve çocuklara 7 gün 24 saat hizmet veriyoruz. Ayrıca, ALO 183 hattımızın 112 Acil Çağrı Merkezine dâhil edilmesi konusunda çalışmalarımızı da başlattık. Elektronik kelepçe ve KADES gibi uygulamalarımızla, GAMER ile İçişleri Bakanlığımız ve ilgili tüm kurumlarımızla şiddet vakalarına anında müdahale ediyoruz. 81 ilimizde bulunan 84 ŞÖNİM’de 2012’den bugüne kadar yaklaşık 2 milyon kişiye kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında danışmanlık ve rehberlik hizmeti verdik. 2024 yılında, bu ay dahil olmak üzere, İstanbul ve İzmir’de yeni ŞÖNİM’leri açtık. Ayrıca 6 ilimizde daha yeni ŞÖNİM’lerimizi faaliyete geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
"TÜRKİYE AİLE DESTEK PROGRAMI HANELERE 103,2 MİLYAR LİRA DESTEK SAĞLADIK"
Yüzyılın afetinde milletimizin yanında olduk. 6 Şubat Depremleri sonrasında bölgede afetin etkilerini azaltmak için ilk günden beri sahada, vatandaşlarımızın yanındayız. Ayni yardım dağıtımlarını ve psikososyal destek hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Süreli olarak başlattığımız, Türkiye Aile Destek Programımız, afetle mücadele eden vatandaşlarımız ve tek seferlik yardımlarımız da dâhil olmak üzere, sosyal yardım programlarımızdan 4,9 milyon hanemiz yararlandı. Türkiye Aile Destek Programı kapsamında hanelere bu yıl 39,2 milyar lira olmak üzere toplam 103,2 milyar lira destek sağladık. Hedefimiz, sosyal yardım sistemimizi sadeleştirip dijitalleştirerek daha kapsayıcı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktır.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-goktas-evlilik-kredisinde-5-bin-ciftin-kredi-odemelerini-gerceklestirdik-188615.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumunda şunları kaydetti:
"EVLİLİK KREDİSİNDE 5 BİN GENÇ ÇİFTİN ÖDEMELERİNİ YAPTIK"
Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi pilot olarak deprem bölgesini önceleyerek başlattık. Projenin uygulama alanını, doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın’ın yanı sıra Osmaniye’yi de dahil ederek genişlettik. Proje kapsamında 6 bin 17 çifte evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Ayrıca 5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik.
"SED ÖDEMELERİNDE 41 BİN 30 ÇOCUĞA DESTEK VERİLDİ"
“Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetimiz” ile 169 bin 584 çocuğumuzu ailelerinin yanında destekliyoruz. Bu kapsamda çoğunlukla annelere olmak üzere aylık ortalama 1 milyar lira tutarında ödeme yapıyoruz. Bu aileleri en az 3 ayda bir evlerinde ziyaret ederek danışmanlık hizmeti veriyoruz. Okul Destek Projesi ile, SED’den faydalanan 41 bin 30 çocuğumuza sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda kendilerini geliştirme imkânı sunuyoruz.
20 BİN 69 ÇOCUK EVLAT EDİNME HİZMETİNDEN FAYDALANDI
Gönül Elçileri Projesiyle 10 bin 316 çocuğumuz koruyucu aile hizmetinden yararlanıyor. Bugüne kadar 20 bin 69 çocuğumuzu ise evlat edinme hizmetinden faydalandırdık.
"KADIN İSTİHDAMI VE GİRİŞİMCİLİĞİNİ DESTEKLİYORUZ"
Kadın istihdamının ve girişimciliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kamuda çalışan kadın oranı yüzde 42,7’ye ulaştı. Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 37,4’e; kadın istihdam oranı yüzde 32,5’e yükseldi. Elbette bunu yeterli görmüyoruz. 12. Kalkınma Planımızla, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz.
"ŞÖNİM'LERDE 2 MİLYON KADINA DESTEK VERİLDİ"
“ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı” ile şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan, destek ve yardıma ihtiyacı olan kadınlara ve çocuklara 7 gün 24 saat hizmet veriyoruz. Ayrıca, ALO 183 hattımızın 112 Acil Çağrı Merkezine dâhil edilmesi konusunda çalışmalarımızı da başlattık. Elektronik kelepçe ve KADES gibi uygulamalarımızla, GAMER ile İçişleri Bakanlığımız ve ilgili tüm kurumlarımızla şiddet vakalarına anında müdahale ediyoruz. 81 ilimizde bulunan 84 ŞÖNİM’de 2012’den bugüne kadar yaklaşık 2 milyon kişiye kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında danışmanlık ve rehberlik hizmeti verdik. 2024 yılında, bu ay dahil olmak üzere, İstanbul ve İzmir’de yeni ŞÖNİM’leri açtık. Ayrıca 6 ilimizde daha yeni ŞÖNİM’lerimizi faaliyete geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
"TÜRKİYE AİLE DESTEK PROGRAMI HANELERE 103,2 MİLYAR LİRA DESTEK SAĞLADIK"
Yüzyılın afetinde milletimizin yanında olduk. 6 Şubat Depremleri sonrasında bölgede afetin etkilerini azaltmak için ilk günden beri sahada, vatandaşlarımızın yanındayız. Ayni yardım dağıtımlarını ve psikososyal destek hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Süreli olarak başlattığımız, Türkiye Aile Destek Programımız, afetle mücadele eden vatandaşlarımız ve tek seferlik yardımlarımız da dâhil olmak üzere, sosyal yardım programlarımızdan 4,9 milyon hanemiz yararlandı. Türkiye Aile Destek Programı kapsamında hanelere bu yıl 39,2 milyar lira olmak üzere toplam 103,2 milyar lira destek sağladık. Hedefimiz, sosyal yardım sistemimizi sadeleştirip dijitalleştirerek daha kapsayıcı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktır.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-goktas-evlilik-kredisinde-5-bin-ciftin-kredi-odemelerini-gerceklestirdik-188615.html
Tütün mamullerinin üretim ve ticaretine ilişkin usul ve esaslarda düzenlemeye gidildi
Ankara
Bakanlık tarafından hazırlanan "Tütün Mamullerinin Üretim ve Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.
Düzenlemede, kayıt dışı üretim ve ticaretin önlenmesine yönelik değişiklikler yapıldı.
Buna göre, "Tütün Mamulleri, Makaron, Yaprak Sigara Kağıdı ve Alkollü İçkilerde Ürün İzleme Sistemi Uygulama Genel Tebliği" uyarınca kurulan "Ürün İzleme Sistemi"nin kapsamı genişletildi.
Makine çalışma testi, ürün denemesi ve deneme üretiminde test bandrol kullanılması şartı getirildi. Üretim tarihi ve kodlama bilgisinin birim paket üzerine üretim esnasında basılması ve üretim tarihiyle bandrol aktivasyon tarihinin uyumlu olması zorunlu oldu.
Tütün ithali, sadece tütün mamulleri üreten firmalar ve tütün işleme tesisi bulunanlar tarafından yapılabilecek.
İhraç edilecek tütün mamullerinde, yurt içi piyasaya arz edilen mamulat çeşidinin birim paket ve grupman ambalajı kullanılamayacak.
Faaliyetine son verilen üretim tesisleri
Düzenlemeyle, faaliyetine son verilen üretim tesisinde bulunan makineler, ham maddeler, ürünler ve bandroller için nasıl işlem yapılacağı belirlendi.
Bu kapsamda üretim tesisini devralandan teminat alınması ile hem devredenin hem de devralanın, idari para cezası ve vergi borcunun bulunmadığını belgelendirmesi hükmü getirildi.
Vergi ve SGK borçlarını yapılandıran firmaların tesislerinin devrinde, yapılandırma kapsamındaki borçların tamamının ödenmiş olması şartı konuldu.
Ürünlerin piyasaya arz edilebilmesi için başvuru ve izin koşulları revize edilerek düzenlenen uygunluk belgesi, o ürünlerin üretildiği tesisin devredildiği gerçek veya tüzel kişi dışında başka bir kişiye devredilemeyecek.
Aynı markayla piyasaya arz edilecek mamulat çeşitleri, aynı kategoride sadece bir üretici veya ithalatçı tarafından piyasaya arz edilebilecek. Şark tipi tütün ile tütün tozu ithalatı yapılamayacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tutun-mamullerinin-uretim-ve-ticaretine-iliskin-usul-ve-esaslarda-duzenlemeye-gidildi-188614.html
Bakanlık tarafından hazırlanan "Tütün Mamullerinin Üretim ve Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.
Düzenlemede, kayıt dışı üretim ve ticaretin önlenmesine yönelik değişiklikler yapıldı.
Buna göre, "Tütün Mamulleri, Makaron, Yaprak Sigara Kağıdı ve Alkollü İçkilerde Ürün İzleme Sistemi Uygulama Genel Tebliği" uyarınca kurulan "Ürün İzleme Sistemi"nin kapsamı genişletildi.
Makine çalışma testi, ürün denemesi ve deneme üretiminde test bandrol kullanılması şartı getirildi. Üretim tarihi ve kodlama bilgisinin birim paket üzerine üretim esnasında basılması ve üretim tarihiyle bandrol aktivasyon tarihinin uyumlu olması zorunlu oldu.
Tütün ithali, sadece tütün mamulleri üreten firmalar ve tütün işleme tesisi bulunanlar tarafından yapılabilecek.
İhraç edilecek tütün mamullerinde, yurt içi piyasaya arz edilen mamulat çeşidinin birim paket ve grupman ambalajı kullanılamayacak.
Faaliyetine son verilen üretim tesisleri
Düzenlemeyle, faaliyetine son verilen üretim tesisinde bulunan makineler, ham maddeler, ürünler ve bandroller için nasıl işlem yapılacağı belirlendi.
Bu kapsamda üretim tesisini devralandan teminat alınması ile hem devredenin hem de devralanın, idari para cezası ve vergi borcunun bulunmadığını belgelendirmesi hükmü getirildi.
Vergi ve SGK borçlarını yapılandıran firmaların tesislerinin devrinde, yapılandırma kapsamındaki borçların tamamının ödenmiş olması şartı konuldu.
Ürünlerin piyasaya arz edilebilmesi için başvuru ve izin koşulları revize edilerek düzenlenen uygunluk belgesi, o ürünlerin üretildiği tesisin devredildiği gerçek veya tüzel kişi dışında başka bir kişiye devredilemeyecek.
Aynı markayla piyasaya arz edilecek mamulat çeşitleri, aynı kategoride sadece bir üretici veya ithalatçı tarafından piyasaya arz edilebilecek. Şark tipi tütün ile tütün tozu ithalatı yapılamayacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tutun-mamullerinin-uretim-ve-ticaretine-iliskin-usul-ve-esaslarda-duzenlemeye-gidildi-188614.html
Belediyelere bağlı şirketlerin vergi ve SGK borcu idare payından kesilebilecek
Ankara
Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yapılan değişiklikle "tüzel kişilik" tanımı eklenerek, il özel idareleri ve belediyelerin şirketleri de kapsama dahil edildi.
Buna göre, tüzel kişilik, "il özel idareleri ve belediyeler ile bunların bağlı kuruluşlarının doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları tüzel kişilik" olarak tanımlandı.
Böylece bu tüzel kişiliklerin, vergi ve SGK borçları için de ilgili mahalli idare payından kesinti yapılabilecek.
Ayrıca, karara ekli listede yer alan kurumlar güncellendi.
Önceki durumda mahalli idareler ile bunların bağlı kuruluşlarının vergi ve SGK borçları "İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun" kapsamında genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylardan alınabiliyordu.
İdarelere ait şirketlerin borçları Bakanlar Kurulu kararıyla kapsam dışında bırakılmıştı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/belediyelere-bagli-sirketlerin-vergi-ve-sgk-borcu-idare-payindan-kesilebilecek-188613.html
Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yapılan değişiklikle "tüzel kişilik" tanımı eklenerek, il özel idareleri ve belediyelerin şirketleri de kapsama dahil edildi.
Buna göre, tüzel kişilik, "il özel idareleri ve belediyeler ile bunların bağlı kuruluşlarının doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları tüzel kişilik" olarak tanımlandı.
Böylece bu tüzel kişiliklerin, vergi ve SGK borçları için de ilgili mahalli idare payından kesinti yapılabilecek.
Ayrıca, karara ekli listede yer alan kurumlar güncellendi.
Önceki durumda mahalli idareler ile bunların bağlı kuruluşlarının vergi ve SGK borçları "İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun" kapsamında genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylardan alınabiliyordu.
İdarelere ait şirketlerin borçları Bakanlar Kurulu kararıyla kapsam dışında bırakılmıştı.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/belediyelere-bagli-sirketlerin-vergi-ve-sgk-borcu-idare-payindan-kesilebilecek-188613.html
Bolsonaro darbeye dahil olmakla suçlandı
Brezilya Yüksek Mahkemesi, Federal Polisin, darbe planına ilişkin raporunu kamuoyunun erişimine sundu.
Raporda, soruşturma boyunca toplanan kanıtların, eski Devlet Başkanı Bolsonaro'nun Devlet Başkanı Lula da Silva hükümetini iktidardan düşürmeye yönelik darbe planına dahil olduğunu gösterdiği ifade edildi.
Brezilya'da darbe girişimi: Lula Silva'ya öldüreceklerdi
Ses kayıtlarında çarpıcı detay! Darbe için eski başkana baskı!
Bolsonaro'nun söz konusu darbe planına "aktif katılımı" olduğu belirtilen raporda, ordunun direnmesi nedeniyle darbenin gerçekleştirilemediği bildirildi.
Polis, 19 Kasım'da Devlet Başkanı Lula da Silva'yı öldürüp hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasıyla 4 asker ve 1 polisi tutuklamıştı.
Brezilya Federal Polisi, 21 Kasım'da Lula da Silva hükümetine darbe girişiminde bulunduğu iddiasıyla eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun da yer aldığı 37 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Temeli 2022'ye uzanan polis raporunda, Bolsonaro ile bazı generaller, eski bakanlar ve hükümetin eski danışmanları da dahil çok sayıda üst düzey yetkilinin yer aldığı ifade edilmişti.
Bolsonaro, suçlamalara sosyal medya hesabından tepki göstererek, "Yargıç Alexandre de Moraes tüm soruşturmayı tek başına yürütüyor; ifadeleri ayarlıyor, şikayet olmaksızın tutuklama kararı veriyor, muhtemel kanıtlar bulmak için geniş çaplı bir arama yapıyor ve oldukça yaratıcı bir tarafı var." değerlendirmesinde bulundu.
Brezilya'daki olaylar
Brezilya'da 30 Ekim 2022'de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde sol görüşlü Devlet Başkanı Lula da Silva, aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’yu koltuğundan etmişti. Seçimleri kazanan Lula da Silva, 1 Ocak 2023'te parlamentoda yemin ederek göreve başlamıştı.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Bolsonaro destekçileri önce ülkede günlerce süren otoyol kapatma eylemleri yapmış, 8 Ocak 2023'te de ordunun müdahalede bulunması talebiyle slogan atarak polis bariyerini aşıp Ulusal Kongre binasını basmıştı.
Polis, ayrıca göstericilerin Devlet Başkanlığı Sarayı ve Yüksek Mahkeme binasına zorla girmesine de engel olamamıştı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bolsonaro-darbeye-dahil-olmakla-suclandi-188612.html
Raporda, soruşturma boyunca toplanan kanıtların, eski Devlet Başkanı Bolsonaro'nun Devlet Başkanı Lula da Silva hükümetini iktidardan düşürmeye yönelik darbe planına dahil olduğunu gösterdiği ifade edildi.
Brezilya'da darbe girişimi: Lula Silva'ya öldüreceklerdi
Ses kayıtlarında çarpıcı detay! Darbe için eski başkana baskı!
Bolsonaro'nun söz konusu darbe planına "aktif katılımı" olduğu belirtilen raporda, ordunun direnmesi nedeniyle darbenin gerçekleştirilemediği bildirildi.
Polis, 19 Kasım'da Devlet Başkanı Lula da Silva'yı öldürüp hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasıyla 4 asker ve 1 polisi tutuklamıştı.
Brezilya Federal Polisi, 21 Kasım'da Lula da Silva hükümetine darbe girişiminde bulunduğu iddiasıyla eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun da yer aldığı 37 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Temeli 2022'ye uzanan polis raporunda, Bolsonaro ile bazı generaller, eski bakanlar ve hükümetin eski danışmanları da dahil çok sayıda üst düzey yetkilinin yer aldığı ifade edilmişti.
Bolsonaro, suçlamalara sosyal medya hesabından tepki göstererek, "Yargıç Alexandre de Moraes tüm soruşturmayı tek başına yürütüyor; ifadeleri ayarlıyor, şikayet olmaksızın tutuklama kararı veriyor, muhtemel kanıtlar bulmak için geniş çaplı bir arama yapıyor ve oldukça yaratıcı bir tarafı var." değerlendirmesinde bulundu.
Brezilya'daki olaylar
Brezilya'da 30 Ekim 2022'de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde sol görüşlü Devlet Başkanı Lula da Silva, aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’yu koltuğundan etmişti. Seçimleri kazanan Lula da Silva, 1 Ocak 2023'te parlamentoda yemin ederek göreve başlamıştı.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Bolsonaro destekçileri önce ülkede günlerce süren otoyol kapatma eylemleri yapmış, 8 Ocak 2023'te de ordunun müdahalede bulunması talebiyle slogan atarak polis bariyerini aşıp Ulusal Kongre binasını basmıştı.
Polis, ayrıca göstericilerin Devlet Başkanlığı Sarayı ve Yüksek Mahkeme binasına zorla girmesine de engel olamamıştı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bolsonaro-darbeye-dahil-olmakla-suclandi-188612.html
Rusya ile Ukrayna'nın gerilimi Almanya'yı tedirgin etti
Almanya’da, Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesi ile İçişleri Bakanlığının, artan tehditler karşısında yeni bir "sığınak koruma planı" hazırlığı içinde olduğu belirtildi.
ÜLKELERİN VATANDAŞLARINI KORUMA PLANI
Bild gazetesinin haberinde, Rus saldırısına karşı birçok ülkenin vatandaşlarını en iyi şekilde korumaya yönelik planlar yaptığına dikkat çekildi.
EVLERDE KORUMA ODASI
Polonya’da 2026’dan sonra yeni yapılacak evlerde koruma odası bulunması şartı getirildiğine işaret edilen haberde, Almanya’da ise sığınak sayısının az olması ve bunların inşa edilmesinin uzun sürmesinin sorun olarak görüldüğü ifade edildi.
EVLER VE BELEDİYE BİNALARI DA DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Haberde, Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesinin eyaletlerle Almanya için sığınak koruma planı üzerinde çalıştığı kaydedildi. Metro istasyonları dahil evler ve belediye binaları gibi tüm yapıların savaş durumunda koruma alanına dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği plan çerçevesinde tespit edilecek.
Çalışmayla en yakın sığınağı gösterecek mobil uygulama geliştirilecek ve vatandaşlar bodrum katları ile garajlarını sığınak yapmaları için teşvik edilecek. Ayrıca halk kendisini nasıl koruyacağı konusunda da bilgilendirilecek.
KAPSAMLI KOORDİNASYON GEREKİYOR
Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mehmet Ata, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, eyaletlerle koruma alanlarına ilişkin tasarının çerçevesinin oluşturulmasının istendiğini belirterek, bu konuda kapsamlı koordinasyon sağlanması gerektiği için tasarının tamamlanmasının zaman alacağını kaydetti.
Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesinden yapılan açıklamada da tasarının önemli noktalarının haziranda düzenlenen İçişleri Bakanları Toplantısı'nda ele alındığı, şimdi ise ortak çalışma grubunun bunun üzerinde çalıştığı bilgisi paylaşıldı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/rusya-ile-ukrayna-nin-gerilimi-almanya-yi-tedirgin-etti-188611.html
ÜLKELERİN VATANDAŞLARINI KORUMA PLANI
Bild gazetesinin haberinde, Rus saldırısına karşı birçok ülkenin vatandaşlarını en iyi şekilde korumaya yönelik planlar yaptığına dikkat çekildi.
EVLERDE KORUMA ODASI
Polonya’da 2026’dan sonra yeni yapılacak evlerde koruma odası bulunması şartı getirildiğine işaret edilen haberde, Almanya’da ise sığınak sayısının az olması ve bunların inşa edilmesinin uzun sürmesinin sorun olarak görüldüğü ifade edildi.
EVLER VE BELEDİYE BİNALARI DA DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Haberde, Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesinin eyaletlerle Almanya için sığınak koruma planı üzerinde çalıştığı kaydedildi. Metro istasyonları dahil evler ve belediye binaları gibi tüm yapıların savaş durumunda koruma alanına dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği plan çerçevesinde tespit edilecek.
Çalışmayla en yakın sığınağı gösterecek mobil uygulama geliştirilecek ve vatandaşlar bodrum katları ile garajlarını sığınak yapmaları için teşvik edilecek. Ayrıca halk kendisini nasıl koruyacağı konusunda da bilgilendirilecek.
KAPSAMLI KOORDİNASYON GEREKİYOR
Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mehmet Ata, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, eyaletlerle koruma alanlarına ilişkin tasarının çerçevesinin oluşturulmasının istendiğini belirterek, bu konuda kapsamlı koordinasyon sağlanması gerektiği için tasarının tamamlanmasının zaman alacağını kaydetti.
Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesinden yapılan açıklamada da tasarının önemli noktalarının haziranda düzenlenen İçişleri Bakanları Toplantısı'nda ele alındığı, şimdi ise ortak çalışma grubunun bunun üzerinde çalıştığı bilgisi paylaşıldı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/rusya-ile-ukrayna-nin-gerilimi-almanya-yi-tedirgin-etti-188611.html
A Milli Kadın Hentbol Takımı, Avrupa Şampiyonası'nda ilk kez boy gösterecek
Ankara
Ay-yıldızlı takım, EHF 2024 Avrupa Şampiyonası'nın elemelerinde Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan ile 6. Grup'ta oynadı.
Eleme gruplarında ilk iki sırayı alan takımlar ile en iyi dört üçüncü, Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı.
A Milli Kadın Hentbol Takımı, 2024 EHF Avrupa Şampiyonası Elemeleri 6. Grup'taki ilk maçında deplasmanda Karadağ'a 39-23 yenildi. İkinci maçında konuk ettiği Sırbistan ile 29-29 berabere kalan milliler, üçüncü maçında deplasmanda Bulgaristan'ı 30-24 yendi. Dördüncü maçında konuk ettiği Bulgaristan karşısında 38-13 kazanan ay-yıldızlı takım, beşinci maçında Karadağ'a 30-28 mağlup olurken, altıncı ve son maçında konuk olduğu Sırbistan'a 30-22 yenildi.
Türkiye, 6. Grupta elde ettiği sonuçlarla en iyi üçüncüler arasına girerek 2024 Avrupa Şampiyonası'na gitmeye hak kazandı.
Avrupa Şampiyonası, 28 Kasım-15 Aralık tarihlerinde Basel (İsviçre), Viyana ve Innsbruck (Avusturya) ile Debrecen'de (Macaristan) gerçekleştirilecek.
Altı grupta 24 ülke mücadele edecek
Şampiyonada 6 grupta 24 takım karşılaşacak. Türkiye, A Grubu'nda İsveç, Macaristan ve Kuzey Makedonya ile oynayacak.
Organizasyonun B Grubu'nda Karadağ, Romanya, Sırbistan ve Çekya, C Grubu'nda Fransa, İspanya, Polonya ve Portekiz, D Grubu'nda Danimarka, İsviçre, Hırvatistan ve Faroe Adaları, E Grubu'nda Norveç, Avusturya, Slovenya ve Slovakya, F Grubu'nda ise Hollanda, Almanya, İzlanda ve Ukrayna mücadele edecek.
Grup müsabakaları sonrası ilk 2 sırada yer alan 12 takım, 6'şarlı 2 ana grupta şampiyonaya devam edecek. Bu gruplarda ilk 2 sırada yer alan takımlar yarı finale yükselecek, üçüncü sırada yer alan takımlar ise beşincilik maçı yapacak.
A Milli Hentbol Takımı, tarihinde ilk kez katılacağı EHF Avrupa Şampiyonası'nın açılış maçında, ev sahiplerinden Macaristan ile yarın Debrecen kentinde karşı karşıya gelecek.
Şampiyonanın final maçı, 15 Aralık'ta Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılacak.
Norveç, 9 kez şampiyon oldu
Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası, EHF tarafından 1994'ten bu yana iki yılda bir düzenleniyor. Bugüne kadar 15 kez düzenlenen şampiyonada Norveç, 9 şampiyonlukla en başarılı ülke konumunda.
Norveç ayrıca, 2004, 2006, 2008 ve 2010'da üst üste 4 kez şampiyonluğa uzanmayı başardı.
Organizasyonda Danimarka, 3 şampiyonluk kazanırken, Fransa, Macaristan ve Karadağ'ın ise 1'er şampiyonluğu bulunuyor.
Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası'nın oynandığı yıllarda 1994'ten beri şampiyon olan ülkeler şöyle:
Norveç: 9 kez (1998, 2004, 2006, 2008, 2010, 2014, 2016, 2020, 2022)
Danimarka: 3 kez (1994, 1996 ve 2002)
Macaristan: 1 kez (2000)
Karadağ: 1 kez (2012)
Fransa: 1 kez (2018)
Buceschi: "Ana grup etabına kalma şansını yakalamak istiyoruz"
A Milli Kadın Hentbol Takımı Başantrenörü Costica Buceschi, Avrupa Şampiyonası'nda ilk hedeflerinin gruplarda ilk ikiye kalarak 12 takım arasına adlarını yazdırmak olduğunu söyledi.
Rakip takımlardan Kuzey Makedonya karşısında başarılı olacaklarına inandığını kaydeden Buceschi, "Diğer güçlü takımlardan da puan almayı amaçlıyoruz. İlk tur grup maçlarında kendimizi ilk ikiye atıp, 12 takımın yer alacağı ana grup etabına kalma şansını yakalamak istiyoruz. Bunun için de bütün takımlarla aynı derecede mücadele etmemiz, savaşmamız gerekecek." diye konuştu.
Şampiyonadaki rakiplerinden İsveç ile Macaristan'ın gücüne dkkati çeken Buceschi, "İsveç ve Macaristan bizden çok deneyimli takımlar. Çok iyi sporcuları var ancak bu dönemde yurt dışında birçok sporcumuz oynuyor. Bunun verdiği tecrübeyle güçlü takımlar karışında da iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyoruz. Kazanacağımız tecrübeyle, 2026'da Antalya'da yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda da başarılı olmayı ve Dünya Şampiyonasına katılmayı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/a-milli-kadin-hentbol-takimi-avrupa-sampiyonasi-nda-ilk-kez-boy-gosterecek-188610.html
Ay-yıldızlı takım, EHF 2024 Avrupa Şampiyonası'nın elemelerinde Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan ile 6. Grup'ta oynadı.
Eleme gruplarında ilk iki sırayı alan takımlar ile en iyi dört üçüncü, Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı.
A Milli Kadın Hentbol Takımı, 2024 EHF Avrupa Şampiyonası Elemeleri 6. Grup'taki ilk maçında deplasmanda Karadağ'a 39-23 yenildi. İkinci maçında konuk ettiği Sırbistan ile 29-29 berabere kalan milliler, üçüncü maçında deplasmanda Bulgaristan'ı 30-24 yendi. Dördüncü maçında konuk ettiği Bulgaristan karşısında 38-13 kazanan ay-yıldızlı takım, beşinci maçında Karadağ'a 30-28 mağlup olurken, altıncı ve son maçında konuk olduğu Sırbistan'a 30-22 yenildi.
Türkiye, 6. Grupta elde ettiği sonuçlarla en iyi üçüncüler arasına girerek 2024 Avrupa Şampiyonası'na gitmeye hak kazandı.
Avrupa Şampiyonası, 28 Kasım-15 Aralık tarihlerinde Basel (İsviçre), Viyana ve Innsbruck (Avusturya) ile Debrecen'de (Macaristan) gerçekleştirilecek.
Altı grupta 24 ülke mücadele edecek
Şampiyonada 6 grupta 24 takım karşılaşacak. Türkiye, A Grubu'nda İsveç, Macaristan ve Kuzey Makedonya ile oynayacak.
Organizasyonun B Grubu'nda Karadağ, Romanya, Sırbistan ve Çekya, C Grubu'nda Fransa, İspanya, Polonya ve Portekiz, D Grubu'nda Danimarka, İsviçre, Hırvatistan ve Faroe Adaları, E Grubu'nda Norveç, Avusturya, Slovenya ve Slovakya, F Grubu'nda ise Hollanda, Almanya, İzlanda ve Ukrayna mücadele edecek.
Grup müsabakaları sonrası ilk 2 sırada yer alan 12 takım, 6'şarlı 2 ana grupta şampiyonaya devam edecek. Bu gruplarda ilk 2 sırada yer alan takımlar yarı finale yükselecek, üçüncü sırada yer alan takımlar ise beşincilik maçı yapacak.
A Milli Hentbol Takımı, tarihinde ilk kez katılacağı EHF Avrupa Şampiyonası'nın açılış maçında, ev sahiplerinden Macaristan ile yarın Debrecen kentinde karşı karşıya gelecek.
Şampiyonanın final maçı, 15 Aralık'ta Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılacak.
Norveç, 9 kez şampiyon oldu
Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası, EHF tarafından 1994'ten bu yana iki yılda bir düzenleniyor. Bugüne kadar 15 kez düzenlenen şampiyonada Norveç, 9 şampiyonlukla en başarılı ülke konumunda.
Norveç ayrıca, 2004, 2006, 2008 ve 2010'da üst üste 4 kez şampiyonluğa uzanmayı başardı.
Organizasyonda Danimarka, 3 şampiyonluk kazanırken, Fransa, Macaristan ve Karadağ'ın ise 1'er şampiyonluğu bulunuyor.
Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası'nın oynandığı yıllarda 1994'ten beri şampiyon olan ülkeler şöyle:
Norveç: 9 kez (1998, 2004, 2006, 2008, 2010, 2014, 2016, 2020, 2022)
Danimarka: 3 kez (1994, 1996 ve 2002)
Macaristan: 1 kez (2000)
Karadağ: 1 kez (2012)
Fransa: 1 kez (2018)
Buceschi: "Ana grup etabına kalma şansını yakalamak istiyoruz"
A Milli Kadın Hentbol Takımı Başantrenörü Costica Buceschi, Avrupa Şampiyonası'nda ilk hedeflerinin gruplarda ilk ikiye kalarak 12 takım arasına adlarını yazdırmak olduğunu söyledi.
Rakip takımlardan Kuzey Makedonya karşısında başarılı olacaklarına inandığını kaydeden Buceschi, "Diğer güçlü takımlardan da puan almayı amaçlıyoruz. İlk tur grup maçlarında kendimizi ilk ikiye atıp, 12 takımın yer alacağı ana grup etabına kalma şansını yakalamak istiyoruz. Bunun için de bütün takımlarla aynı derecede mücadele etmemiz, savaşmamız gerekecek." diye konuştu.
Şampiyonadaki rakiplerinden İsveç ile Macaristan'ın gücüne dkkati çeken Buceschi, "İsveç ve Macaristan bizden çok deneyimli takımlar. Çok iyi sporcuları var ancak bu dönemde yurt dışında birçok sporcumuz oynuyor. Bunun verdiği tecrübeyle güçlü takımlar karışında da iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyoruz. Kazanacağımız tecrübeyle, 2026'da Antalya'da yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda da başarılı olmayı ve Dünya Şampiyonasına katılmayı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/a-milli-kadin-hentbol-takimi-avrupa-sampiyonasi-nda-ilk-kez-boy-gosterecek-188610.html
Yeni Renault Duster Bursa'da banttan indi
Türkiye’nin Duster’ı Renault Duster, Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretilmeye başlandı. Renault Group Türkiye, Uluslararası Oyun Planı 2027 kapsamında Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki rolünü pekiştirecek ilk adımı attı. Bugüne kadar yaklaşık 100 ülkede 1,7 milyonun üzerinde satılan Duster’ın üretimine, Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda start verildi.
Duster, Aralık 2023’te İstanbul’da açıklanan ‘Renault Uluslararası Oyun Planı’ çerçevesinde Renault markası altında Bursa’da üretilerek tüm Türkiye’de satışa sunuluyor. Türkiye otomotiv endüstrisi için oldukça önemli olan bu girişim, markanın uzun yıllara dayanan vizyonunun Türk teknolojisiyle birleşmesinin somut bir sonucu olarak öne çıkıyor.
Renault Group ve güçlü ortağı OYAK’ın 55 yıldır Türkiye’de hayata geçirdiği yatırımlar, ülkenin sanayi altyapısını güçlendirirken uluslararası kalite standartlarının sağlanmasına da katkı sunuyor. Oyak Renault’da yapılan modernizasyon ve yenilikler, tesisi Türkiye’nin en ileri üretim merkezlerinden biri haline getiriyor. Bu çalışmalar, Renault’un bölgede kalıcı bir endüstriyel varlık oluşturma hedefini de destekliyor.
“DÜNYA GENELİNDEKİ DİĞER ÜLKELER İÇİN DE BİR İHRACAT MERKEZİ HALİNE GETİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’nin Renault Group için kritik bir merkez olarak önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Renault Group Türkiye CEO’su Jan Ptacek, “Bugün Türkiye'deki her 7 otomobilden biri, Renault logosunu taşıyor. Stratejimiz; yerli üretim, yeni ürünler ve elektrifikasyon üzerine odaklanıyor. Hedefimiz, Türkiye'deki pazar liderliğimizi daha da güçlendirmek. Bunun için Bursa fabrikamızın endüstriyel varlığı büyük önem taşıyor. Oyak Renault fabrikası, Türkiye'nin en büyük binek otomobil üretim kapasitesine sahip. Aralık 2023’te açıkladığımız ‘Renault Uluslararası Oyun Planı’ kapsamında, 2027 yılına kadar Türkiye’de 4 yeni modelin üretimine başlanacağını duyurmuştuk. Bu planın ilk adımını, Oyak Renault’ta Renault Duster üretimine geçerek attık. 2027’ye kadar devreye alacağımız 3 yeni modelle Türkiye pazarındaki liderliğimizi güçlendirmeyi ve Bursa fabrikasını sadece Avrupa için değil, dünya genelindeki diğer ülkeler için de bir ihracat merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 2025 yılının ilk yarısında yeni nesil hibrit motor üretimine geçmeye hazırlanıyoruz. Tüm bu gelişmelerle birlikte, mühendislik ekiplerimizi güçlendirme çalışmalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz” diye konuştu.
“BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR MODELİN TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR OLMASI KULLANICI KİTLESİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR”
Duster’ın uzun yıllardır dünya genelinde oldukça popüler olan ve severek kullanılan bir model olduğunu ifade eden MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “Böylesine önemli bir modelin Türkiye’de üretiliyor olması, gerek Türkiye otomotiv endüstrisi gerekse Türkiye’deki kullanıcı kitlesi açısından büyük önem arz ediyor. OYAK’ın girişimi ve destekleriyle Türkiye’de hayata geçirdiğimiz “Renault Uluslararası Oyun Planı” kapsamında, modelin üretimi Renault markası altında Bursa’da bulunan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda gerçekleşiyor. Bu başarıda, OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş Erdem’in vizyonu çok önemli. Bu yalnızca ekonomik ve ticari bakımdan bir başarı değil, aynı zamanda başta Türkiye otomotiv endüstrisi olmak üzere OYAK şirketleri olarak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Renault Duster’ın A’dan Z’ye Türkiye’de gerçekleşen üretim süreci ile hem Renault’nun Türkiye’deki başarısını pekiştiriyor hem de ülkemizin sanayisi ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyoruz. Bundan daha büyük bir gurur ve mutluluk olabileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
“2025 YILINDA FAİZLER DÜŞER VE KUR SABİTLENİRSE OTOMOTİV TALEBİNİN YİNE 1 MİLYON ADETLER OLMASI MÜMKÜNDÜR”
2023 yılından bir hayallerinin olduğunu ve bugün itibariyle bu hayalin gerçekleştiğini ifade eden Çağdaş, “Daha önce Duster’in hibrit modelini daha önce satmaya başlamıştık ama buradaki LPG’li modeli ilk defa tamamen Türkiye ve Türk işçisi tarafından üretildi. İlk aracımızı bugün banttan indirdik. Duster, Türkiye’nin sevdiği bir araç. Bu satış rakamlarımıza yansıdığını görebiliyoruz. Ben bu LPG’li modellerin önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde önem kazanacağına inanıyorum. Sadece Türkiye’de değil dünyada da süreç bu şekilde. 2024 yılı her markada olduğu gibi bizim içinde zor geçti. Sene başında olan seçim süreci otomotiv sektörünün talep dengesini değiştirdi. Dolayısıyla satış adeti olarak iyi ama finansal anlamda çok iyi bir beklenti olmadı genel anlamda. Bizim için satış adetimizi sattık. Hedeflediğimiz müşteri memnuniyetini sağladık. Finansal anlamda da kötü değiliz. 2025 yılında ise faizlerin aşağı gelmesi durumu ve kurların dengelenmesi gerçekleşirse otomotiv talebinin yine 1 milyon adetler civarında olması muhtemeldir. Daha düzgün şekilde artan piyasa bekliyorum” şeklinde konuştu.
RENAULT DUSTER, SON TEKNOLOJİ İLE DONATILAN OYAK RENAULT OTOMOBİL FABRİKALARI’NDA ÜRETİLİYOR
Açıklamaya göre, Oyak Renault Fabrikası, Renault Group’un endüstriyel dönüşüm vizyonu kapsamında modernizasyon ve dijitalleşme çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Endüstriyel Metaverse gibi yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu sayesinde, üretim süreçlerinde daha yüksek verimlilik ve kalite sağlanıyor. Ayrıca, yapay zekâ ve kestirimci bakım sistemleriyle fabrika süreçleri daha esnek ve çevik hale gelirken, karbon ayak izi de büyük ölçüde azaltılıyor. Renault Group’un Endüstri ve Kalite dönüşüm hedefleri doğrultusunda, Bursa’daki üretim süreçleri, global standartlarda bir kalite ve sürdürülebilirlik seviyesiyle şekilleniyor. Türkiye’nin en ileri üretim merkezlerinden biri olan Oyak Renault, Renault Group’un rekabet gücünü artıran bir üretim üssü olmayı sürdürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yeni-renault-duster-bursa-da-banttan-indi-188609.html
Duster, Aralık 2023’te İstanbul’da açıklanan ‘Renault Uluslararası Oyun Planı’ çerçevesinde Renault markası altında Bursa’da üretilerek tüm Türkiye’de satışa sunuluyor. Türkiye otomotiv endüstrisi için oldukça önemli olan bu girişim, markanın uzun yıllara dayanan vizyonunun Türk teknolojisiyle birleşmesinin somut bir sonucu olarak öne çıkıyor.
Renault Group ve güçlü ortağı OYAK’ın 55 yıldır Türkiye’de hayata geçirdiği yatırımlar, ülkenin sanayi altyapısını güçlendirirken uluslararası kalite standartlarının sağlanmasına da katkı sunuyor. Oyak Renault’da yapılan modernizasyon ve yenilikler, tesisi Türkiye’nin en ileri üretim merkezlerinden biri haline getiriyor. Bu çalışmalar, Renault’un bölgede kalıcı bir endüstriyel varlık oluşturma hedefini de destekliyor.
“DÜNYA GENELİNDEKİ DİĞER ÜLKELER İÇİN DE BİR İHRACAT MERKEZİ HALİNE GETİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’nin Renault Group için kritik bir merkez olarak önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Renault Group Türkiye CEO’su Jan Ptacek, “Bugün Türkiye'deki her 7 otomobilden biri, Renault logosunu taşıyor. Stratejimiz; yerli üretim, yeni ürünler ve elektrifikasyon üzerine odaklanıyor. Hedefimiz, Türkiye'deki pazar liderliğimizi daha da güçlendirmek. Bunun için Bursa fabrikamızın endüstriyel varlığı büyük önem taşıyor. Oyak Renault fabrikası, Türkiye'nin en büyük binek otomobil üretim kapasitesine sahip. Aralık 2023’te açıkladığımız ‘Renault Uluslararası Oyun Planı’ kapsamında, 2027 yılına kadar Türkiye’de 4 yeni modelin üretimine başlanacağını duyurmuştuk. Bu planın ilk adımını, Oyak Renault’ta Renault Duster üretimine geçerek attık. 2027’ye kadar devreye alacağımız 3 yeni modelle Türkiye pazarındaki liderliğimizi güçlendirmeyi ve Bursa fabrikasını sadece Avrupa için değil, dünya genelindeki diğer ülkeler için de bir ihracat merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 2025 yılının ilk yarısında yeni nesil hibrit motor üretimine geçmeye hazırlanıyoruz. Tüm bu gelişmelerle birlikte, mühendislik ekiplerimizi güçlendirme çalışmalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz” diye konuştu.
“BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR MODELİN TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR OLMASI KULLANICI KİTLESİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR”
Duster’ın uzun yıllardır dünya genelinde oldukça popüler olan ve severek kullanılan bir model olduğunu ifade eden MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “Böylesine önemli bir modelin Türkiye’de üretiliyor olması, gerek Türkiye otomotiv endüstrisi gerekse Türkiye’deki kullanıcı kitlesi açısından büyük önem arz ediyor. OYAK’ın girişimi ve destekleriyle Türkiye’de hayata geçirdiğimiz “Renault Uluslararası Oyun Planı” kapsamında, modelin üretimi Renault markası altında Bursa’da bulunan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda gerçekleşiyor. Bu başarıda, OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş Erdem’in vizyonu çok önemli. Bu yalnızca ekonomik ve ticari bakımdan bir başarı değil, aynı zamanda başta Türkiye otomotiv endüstrisi olmak üzere OYAK şirketleri olarak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Renault Duster’ın A’dan Z’ye Türkiye’de gerçekleşen üretim süreci ile hem Renault’nun Türkiye’deki başarısını pekiştiriyor hem de ülkemizin sanayisi ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyoruz. Bundan daha büyük bir gurur ve mutluluk olabileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
“2025 YILINDA FAİZLER DÜŞER VE KUR SABİTLENİRSE OTOMOTİV TALEBİNİN YİNE 1 MİLYON ADETLER OLMASI MÜMKÜNDÜR”
2023 yılından bir hayallerinin olduğunu ve bugün itibariyle bu hayalin gerçekleştiğini ifade eden Çağdaş, “Daha önce Duster’in hibrit modelini daha önce satmaya başlamıştık ama buradaki LPG’li modeli ilk defa tamamen Türkiye ve Türk işçisi tarafından üretildi. İlk aracımızı bugün banttan indirdik. Duster, Türkiye’nin sevdiği bir araç. Bu satış rakamlarımıza yansıdığını görebiliyoruz. Ben bu LPG’li modellerin önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde önem kazanacağına inanıyorum. Sadece Türkiye’de değil dünyada da süreç bu şekilde. 2024 yılı her markada olduğu gibi bizim içinde zor geçti. Sene başında olan seçim süreci otomotiv sektörünün talep dengesini değiştirdi. Dolayısıyla satış adeti olarak iyi ama finansal anlamda çok iyi bir beklenti olmadı genel anlamda. Bizim için satış adetimizi sattık. Hedeflediğimiz müşteri memnuniyetini sağladık. Finansal anlamda da kötü değiliz. 2025 yılında ise faizlerin aşağı gelmesi durumu ve kurların dengelenmesi gerçekleşirse otomotiv talebinin yine 1 milyon adetler civarında olması muhtemeldir. Daha düzgün şekilde artan piyasa bekliyorum” şeklinde konuştu.
RENAULT DUSTER, SON TEKNOLOJİ İLE DONATILAN OYAK RENAULT OTOMOBİL FABRİKALARI’NDA ÜRETİLİYOR
Açıklamaya göre, Oyak Renault Fabrikası, Renault Group’un endüstriyel dönüşüm vizyonu kapsamında modernizasyon ve dijitalleşme çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Endüstriyel Metaverse gibi yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu sayesinde, üretim süreçlerinde daha yüksek verimlilik ve kalite sağlanıyor. Ayrıca, yapay zekâ ve kestirimci bakım sistemleriyle fabrika süreçleri daha esnek ve çevik hale gelirken, karbon ayak izi de büyük ölçüde azaltılıyor. Renault Group’un Endüstri ve Kalite dönüşüm hedefleri doğrultusunda, Bursa’daki üretim süreçleri, global standartlarda bir kalite ve sürdürülebilirlik seviyesiyle şekilleniyor. Türkiye’nin en ileri üretim merkezlerinden biri olan Oyak Renault, Renault Group’un rekabet gücünü artıran bir üretim üssü olmayı sürdürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yeni-renault-duster-bursa-da-banttan-indi-188609.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Suriyeliler dönüşe başladı, ilanlar patladı! Uzmanlardan 'kelepir' uyarısı geldi
Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüş sürecinin hızlanması, Türkiye’deki otomobil, konut ve iş yeri piyasalarını hareketlendirdi. İlan site...
-
Tüm Spor - Kuzey İrlanda'nın ev sahipliği yaptığı UEFA Avrupa U19 Şampiyonası'nda Türkiye ile İspanya karşı karşıya gelecek. Seaview...
-
İstanbul'un ardından Bartın'ın Amasra ilçesine 845 yolcu ve 446 kişilik mürettebatıyla gelen Panama bandıralı gemi, Amasra Kaymakamı...
-
Gazze Şeridi'nde 9 aydır askerî başarı elde edemeyen İsrail'in hemen her gün askeri araçları havaya uçuruluyor. İsrail ordusu, Gazze...