Ankara
Enerji depolama sistemleri alanında Türkiye'de yıl içinde yaşanan gelişmeleri AA muhabirine değerlendiren EDİDER Genel Sekreteri Bilgin, "2024, Türkiye'nin enerji depolama sistemleri için kritik bir dönüm noktası olmuştur. Enerji arz güvenliğini sağlama ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu artırma hedefleri doğrultusunda enerji depolama sistemlerinde kapsamlı değişimler yaşanmıştır." diye konuştu.
Bilgin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) liderliğinde yapılan düzenlemeler, stratejik yatırımlar ve bütçe artışlarının, sektördeki dönüşümün temel taşlarını oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Enerji depolama sistemlerinin kapasitesini artırma hedefi, 2024 itibarıyla somut adımlara dönüşmüştür. ETKB'nin 2024-2028 Stratejik Planında kümülatif batarya depolama kapasitesinin 2024'te bin megavat seviyesinden 2028'de 10 bin megavata çıkarılması hedeflenmiştir. Bu hedef, yenilenebilir enerji üretimindeki dalgalanmaların şebekeye entegrasyonunu kolaylaştırarak enerji arz güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Depolama kapasitesindeki bu büyüme, enerji sektöründe daha esnek ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmanın temelini atmıştır."
Bilgin, bu kapsamda enerji depolama sistemlerine ilişkin mevzuat düzenlemelerinde önemli değişikliklerin göze çarptığını, EPDK ve ETKB'nin, sektörün ihtiyaçlarını karşılamak için kapsamlı yönetmelik taslakları hazırladığını ve kamuoyunun görüşüne sunduğunu hatırlattı.
Özellikle Elektrik Üretim ve Depolama Tesisleri Kabul Yönetmeliği değişiklik taslağının, enerji depolama sistemlerinin yasal ve teknik altyapısını genişletmeyi amaçladığın vurgulayan Bilgin, "Yönetmelikte, batarya yönetim sistemi, enerji yönetim sistemi ve sistem kontrol yazılımı gibi modern enerji teknolojilerine yönelik tanımlar yapılmış, bu sistemlerin güvenli ve standartlara uygun şekilde işletilmesini sağlayan düzenlemeler getirilmiştir." şeklinde konuştu.
Depolamanın enerji piyasasındaki rolleri yeniden tanımlandı
Bilgin, mevzuat değişiklikleriyle gelen düzenlemelerin hem güvenlik standartlarını yükseltmeyi hem de sektöre daha şeffaf bir çerçeve sunmayı amaçladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"2024 ayrıca enerji depolama sistemlerinin enerji piyasasındaki rollerinin yeniden tanımlandığı bir yıl olmuştur. Sonuç olarak, 2024 Türkiye'nin enerji depolama alanında kayda değer ilerlemeler kaydettiği bir yıl olmuştur. Artan depolama kapasitesi hedefleri, bütçe destekleri ve kapsamlı mevzuat düzenlemeleri, Türkiye'nin enerji sektöründe dönüşüm sürecini hızlandırmıştır. Bu gelişmeler, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha etkin kullanılmasını sağlayarak enerji arz güvenliğine ve sürdürülebilirliğe önemli katkılar sunmuştur. Türkiye, bu adımlarla enerji depolama sistemlerinde bölgesel bir lider olma yolunda kararlı bir şekilde ilerlemektedir."
Bilgin, EDİDER olarak, Enerji Depolama Sistemleri Derneği ile Mayıs’ta Türkiye'nin enerji dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla 2. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi'ni düzenlediklerini, zirvenin, enerji depolama sistemlerinin geleceği üzerine derinlemesine tartışmaların yapıldığı, sektör paydaşlarını bir araya getiren önemli bir platform olduğunu söyledi.
Finansman modelleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu, izin süreçlerindeki yenilikler, GES-RES projelerindeki gelişmelerin zirvenin ana başlıklarını oluşturduğunu aktaran Bilgin, "Zirvede, enerji depolama sistemlerine yönelik stratejik yaklaşımlar ele alınırken, dernek olarak taslak yönetmeliklere ilişkin kapsamlı görüşler sunarak sektörel gelişimin şekillenmesine katkı sağladık." dedi.
Bilgin, bu çabalarının, Türkiye'nin enerji depolama sistemlerindeki düzenleyici altyapısının iyileştirilmesi ve sektörün küresel rekabet gücünün artırılması açısından fayda sağladığını ümit ettiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-nin-enerji-depolama-sistemleri-icin-2024-kritik-bir-donum-noktasi-oldu-191207.html
13 Aralık 2024 Cuma
Kuruluş Osman 175.bölüm fragmanı: Düşmanları kıskandıran hareket! Çatır çatır çatladılar
Ekranların reyting rekortmeni dizisi Kuruluş Osman, ATV ekranlarındaki 174.bölümüyle reytinglerin ve sosyal medyanın zirvesinde yer aldı.
‘Kuruluş Osman’ 174. Bölümü Tüm Kişiler kategorisinde 6,96 reyting, 17,24 izlenme payı; ABC1 kategorisinde 6,66 reyting, 15,78 izlenme payı elde ederek Tüm Kişiler ve ABC1 kategorisinde günün en çok izlenen yapımı olurken, AB kategorisinde ise 4,89 reyting, 12,98 izlenme payı elde etti. Öte yandan dizi, #KuruluşOsman etiketiyle gece boyunca sosyal medyada çok konuşuldu.
Dizinin 174. bölümünde; Sofia, Osman Bey ve Bala Hatun’un sonunu getirmek için Poena’yı (Halime) kullanmakta kararlıydı ve bunun için Poena’yı obaya gönderdi. Fatma Hatun’a kalacak bir yere ihtiyacı olduğunu ve bacıyanlar arasında katılmak istediğini söyleyerek obaya sızan Halime, obada öz annesi olduğunu bilmeden Bala Hatun’la karşılaştı. Elinde kırmızı bir elmayla çadırların arasında ilerleyen Poena, karşısında Bala Hatun’u gördüğünde duraksadı.
Gerginlik içinde, Bala’nın yanından geçmeye çalışsa da Bala, Poena’nın kolundan tutarak onu durdurdu. Bala’nın elini kaldırıp gözyaşını silmek istediği anda Poena geri adım atarak, kendi gözyaşını sildi. Bala şaşkınlıkla, “Daha evvel hiç görmedim seni… Kimsin sen?” diye sorduğunda, Poena kısa bir tereddütten sonra, “Ben… Ben!” diyerek kendini toparladı. Poena’nın sözleri, geçmişindeki yaşadığı acıyı şu şekilde anlattı: “Yıllar evvel kefere obamıza baskın vermiş. Anamla babamı öldürmüşler… Bacıyan olup intikamlarını almak isterim Bala Hatun!”
Lucas ve Sofia, Osman Bey’in obadaki yokluğunu fırsat bilerek obaya baskın yaptı. Lucas ve Sofia, Bayhan Bey’i şehit etti. Beyler ve alplar ise çabalarına rağmen Bayhan Bey’i kurtaramadı.
Osman Bey, Karesi Bey’i tek başına bırakmak ve onu destekleyen beyleri yanına çekmek için büyük bir oyun kurdu. Daha önce Kanyumaz’ın gerçekleri görmesini sağlayarak yanına çeken Osman Bey ordusuyla Karesi Bey’in karşısına dikildi. Osman Bey “Bu meydandaki herkes, her şeyi bilir Karesi… Sana diyeceğim, yalan söz edip daha da küçülmeyesin” sözleriyle meydan okudu.
Karesi Bey’in, alplerinden Kanyumaz, beyler arasından çıkarak “Bundan böyle benim beyim sensin Osman Bey!” sözleriyle sadakatini ilan etti. Kanyumaz’ın çıkışı sonrası Karesi Bey’i destekleyen birçok bey taraf değiştirip Osman Bey’in yanına geçti. Osman Bey’in “Savaşsan da Karesi, savaşmasan da!.. Ne sana ne de ardında durmaya devam eden şu gafillere buradan öte yol yok!” sözleri karşısında Karesi Bey “Kazandın Osman… Pusat dahi sallamadan, aklınla bu cengi kazandın” diyerek savaş meydanını terk etti.
Yapım ve proje tasarımı Mehmet Bozdağ’a ait; yönetmenliğini Ahmet Yılmaz’ın ve başrolünü Osman Bey karakteriyle Burak Özçivit’in üstlendiği ‘Kuruluş Osman’, altıncı sezonunda da çarşamba akşamlarına damgasını vurmaya devam edecek.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kurulus-osman-175.bolum-fragmani-dusmanlari-kiskandiran-hareket-catir-catir-catladilar-191206.html
‘Kuruluş Osman’ 174. Bölümü Tüm Kişiler kategorisinde 6,96 reyting, 17,24 izlenme payı; ABC1 kategorisinde 6,66 reyting, 15,78 izlenme payı elde ederek Tüm Kişiler ve ABC1 kategorisinde günün en çok izlenen yapımı olurken, AB kategorisinde ise 4,89 reyting, 12,98 izlenme payı elde etti. Öte yandan dizi, #KuruluşOsman etiketiyle gece boyunca sosyal medyada çok konuşuldu.
Dizinin 174. bölümünde; Sofia, Osman Bey ve Bala Hatun’un sonunu getirmek için Poena’yı (Halime) kullanmakta kararlıydı ve bunun için Poena’yı obaya gönderdi. Fatma Hatun’a kalacak bir yere ihtiyacı olduğunu ve bacıyanlar arasında katılmak istediğini söyleyerek obaya sızan Halime, obada öz annesi olduğunu bilmeden Bala Hatun’la karşılaştı. Elinde kırmızı bir elmayla çadırların arasında ilerleyen Poena, karşısında Bala Hatun’u gördüğünde duraksadı.
Gerginlik içinde, Bala’nın yanından geçmeye çalışsa da Bala, Poena’nın kolundan tutarak onu durdurdu. Bala’nın elini kaldırıp gözyaşını silmek istediği anda Poena geri adım atarak, kendi gözyaşını sildi. Bala şaşkınlıkla, “Daha evvel hiç görmedim seni… Kimsin sen?” diye sorduğunda, Poena kısa bir tereddütten sonra, “Ben… Ben!” diyerek kendini toparladı. Poena’nın sözleri, geçmişindeki yaşadığı acıyı şu şekilde anlattı: “Yıllar evvel kefere obamıza baskın vermiş. Anamla babamı öldürmüşler… Bacıyan olup intikamlarını almak isterim Bala Hatun!”
Lucas ve Sofia, Osman Bey’in obadaki yokluğunu fırsat bilerek obaya baskın yaptı. Lucas ve Sofia, Bayhan Bey’i şehit etti. Beyler ve alplar ise çabalarına rağmen Bayhan Bey’i kurtaramadı.
Osman Bey, Karesi Bey’i tek başına bırakmak ve onu destekleyen beyleri yanına çekmek için büyük bir oyun kurdu. Daha önce Kanyumaz’ın gerçekleri görmesini sağlayarak yanına çeken Osman Bey ordusuyla Karesi Bey’in karşısına dikildi. Osman Bey “Bu meydandaki herkes, her şeyi bilir Karesi… Sana diyeceğim, yalan söz edip daha da küçülmeyesin” sözleriyle meydan okudu.
Karesi Bey’in, alplerinden Kanyumaz, beyler arasından çıkarak “Bundan böyle benim beyim sensin Osman Bey!” sözleriyle sadakatini ilan etti. Kanyumaz’ın çıkışı sonrası Karesi Bey’i destekleyen birçok bey taraf değiştirip Osman Bey’in yanına geçti. Osman Bey’in “Savaşsan da Karesi, savaşmasan da!.. Ne sana ne de ardında durmaya devam eden şu gafillere buradan öte yol yok!” sözleri karşısında Karesi Bey “Kazandın Osman… Pusat dahi sallamadan, aklınla bu cengi kazandın” diyerek savaş meydanını terk etti.
Yapım ve proje tasarımı Mehmet Bozdağ’a ait; yönetmenliğini Ahmet Yılmaz’ın ve başrolünü Osman Bey karakteriyle Burak Özçivit’in üstlendiği ‘Kuruluş Osman’, altıncı sezonunda da çarşamba akşamlarına damgasını vurmaya devam edecek.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kurulus-osman-175.bolum-fragmani-dusmanlari-kiskandiran-hareket-catir-catir-catladilar-191206.html
CUMA HUTBESİ KONUSU: Her Zorluktan Sonra Kolaylık Vardır
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, bugün Cuma namazının farzından önce okunacak olan Cuma Hutbesini yayımladı.
Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu "Her Zorluktan Sonra Kolaylık Vardır" oldu.
İşte 13 Aralık 2024 Cuma Hutbesi tam metni...
CUMA HUTBESİ KONUSU
"HER ZORLUKTAN SONRA KOLAYLIK VARDIR"
Muhterem Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s) ve güzide ashabının Mekke’nin fethi için hazırlıklara başladığı günlerdeyiz. Geliniz bu haftaki Cuma hutbemizde içinde nice ibretler ve hikmetler barındıran Mekke’nin fethini yeniden hatırlayalım. O gün yaşananları bir kez daha tefekkür edelim. Hayatımıza olumlu katkılar sunacak gerekli dersleri çıkaralım.
Aziz Müminler!
Hicretin sekizinci yılıydı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve sahâbe-i kirâm, hüzünle ayrılmak zorunda kaldıkları vatanlarına kavuşmak ve Kâbe’yi putlardan arındırmak amacıyla Mekke’ye doğru sefere çıktılar. Fetih hazırlıklarının ardından İslam ordusu Mekke’ye girdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), büyük bir tevazu içinde Rabbine hamdederek Kâbe’ye yöneldi; Beytullah’ı tavaf etti, iki rekât namaz kıldı. Sonra da Kâbe’nin merdivenlerine çıkarak, “Hamd Mekke’nin fethine dair vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.”[1] dedi. Mekke halkı ise Kâbe’nin etrafında toplanmış, endişe ve korkuyla Allah Resûlü (s.a.s)’in kendileri için vereceği kararı beklemekteydi. Rahmet Elçisi (s.a.s), kendisini bekleyen kalabalığa doğru şefkat ve merhametle şöyle seslendi
“Tıpkı Hz. Yûsuf gibi ben de sizlere, لَا تَثْر۪يبَ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَۜ يَغْفِرُ اللّٰهُ لَكُمْۘ وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ ‘Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.’ diyorum. Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz.”[2]
Kıymetli Müslümanlar!
Mekke’nin fethi; her zorluktan sonra bir kolaylığın, her sıkıntının ardından bir ferahlığın, her hüznün peşinden bir sevincin olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz İnşirâh sûresinde,
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ .فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ “Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.”[3] buyurmaktadır. Mekke’nin fethi; hakkın batıla, adaletin zulme, iyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğini haber vermektedir. Toprakları fethetmeden önce gönülleri fethetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Kaybederken Allah’ın yardımından ümidimizi kesmemeyi; kazanırken de adaleti, merhameti ve hakkaniyeti esas almamız gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır.
Değerli Müminler!
Tarih bize göstermektedir ki zulüm asla pâyidar olamamıştır, olamayacaktır. Tarih boyunca zalimler hain emellerine asla ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır. Yüce Rabbimizin,
وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[4] vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Zulümle âbâd olmaya çalışanın sonu berbat olmuştur, berbat olacaktır. Zulme yardımcı olanlar, zalime kol kanat gerenler ise tıpkı zalimler gibi Allah’ın gazabından asla kurtulamayacaktır. Mazlumların âhı hiçbir zaman yerde kalmamıştır, kalmayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır:
اِتَّقِ دَعْوَةَ الْمَظْلُومِ، فَإِنَّهُ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ للّٰهِ حِجَابٌ “Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü onunla Allah arasında hiçbir perde yoktur.”[5]
Aziz Müslümanlar!
Dünyanın neresinde olursa olsun; dinine, ırkına ve rengine bakmadan mazlumların yanında yer almaya devam edelim. Mekke’nin fethinde olduğu gibi Kur’an ve sünnetin rehberliğinde birbirimize kenetlenelim. Kardeşlik hukukunu ve ahlakını gözeterek geleceğe dair umutlarımızı diri tutalım. Aramıza fitne ve fesat tohumu ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım.
Kıymetli Müminler!
Ecdadımıza, Endülüs’ten Balkanlar’a, Kırım’dan Kafkaslar’a, Asya’dan Afrika’ya kadar mazlumlara kol kanat germeyi nasip ettiği gibi torunları olarak bizlere de aynı yolu benimseyip mazlumların duasını almayı lütfeden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamdüsenalar olsun. Zalimlere karşı hak ve hakikat mücadelesi veren, iyiliğin yeryüzünde hâkim olması için gayret gösteren, bütün insanların onurlu, güvenli ve özgürce yaşamaları için çabalayan kardeşlerimizi muvaffak kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hutbemi Nasr sûresinin mealiyle bitiriyorum: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde; insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamdederek O’nu tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.”[6]#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/cuma-hutbesi-konusu-her-zorluktan-sonra-kolaylik-vardir-191205.html
Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu "Her Zorluktan Sonra Kolaylık Vardır" oldu.
İşte 13 Aralık 2024 Cuma Hutbesi tam metni...
CUMA HUTBESİ KONUSU
"HER ZORLUKTAN SONRA KOLAYLIK VARDIR"
Muhterem Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s) ve güzide ashabının Mekke’nin fethi için hazırlıklara başladığı günlerdeyiz. Geliniz bu haftaki Cuma hutbemizde içinde nice ibretler ve hikmetler barındıran Mekke’nin fethini yeniden hatırlayalım. O gün yaşananları bir kez daha tefekkür edelim. Hayatımıza olumlu katkılar sunacak gerekli dersleri çıkaralım.
Aziz Müminler!
Hicretin sekizinci yılıydı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve sahâbe-i kirâm, hüzünle ayrılmak zorunda kaldıkları vatanlarına kavuşmak ve Kâbe’yi putlardan arındırmak amacıyla Mekke’ye doğru sefere çıktılar. Fetih hazırlıklarının ardından İslam ordusu Mekke’ye girdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), büyük bir tevazu içinde Rabbine hamdederek Kâbe’ye yöneldi; Beytullah’ı tavaf etti, iki rekât namaz kıldı. Sonra da Kâbe’nin merdivenlerine çıkarak, “Hamd Mekke’nin fethine dair vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.”[1] dedi. Mekke halkı ise Kâbe’nin etrafında toplanmış, endişe ve korkuyla Allah Resûlü (s.a.s)’in kendileri için vereceği kararı beklemekteydi. Rahmet Elçisi (s.a.s), kendisini bekleyen kalabalığa doğru şefkat ve merhametle şöyle seslendi
“Tıpkı Hz. Yûsuf gibi ben de sizlere, لَا تَثْر۪يبَ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَۜ يَغْفِرُ اللّٰهُ لَكُمْۘ وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ ‘Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.’ diyorum. Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz.”[2]
Kıymetli Müslümanlar!
Mekke’nin fethi; her zorluktan sonra bir kolaylığın, her sıkıntının ardından bir ferahlığın, her hüznün peşinden bir sevincin olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz İnşirâh sûresinde,
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ .فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ “Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.”[3] buyurmaktadır. Mekke’nin fethi; hakkın batıla, adaletin zulme, iyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğini haber vermektedir. Toprakları fethetmeden önce gönülleri fethetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Kaybederken Allah’ın yardımından ümidimizi kesmemeyi; kazanırken de adaleti, merhameti ve hakkaniyeti esas almamız gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır.
Değerli Müminler!
Tarih bize göstermektedir ki zulüm asla pâyidar olamamıştır, olamayacaktır. Tarih boyunca zalimler hain emellerine asla ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır. Yüce Rabbimizin,
وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[4] vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Zulümle âbâd olmaya çalışanın sonu berbat olmuştur, berbat olacaktır. Zulme yardımcı olanlar, zalime kol kanat gerenler ise tıpkı zalimler gibi Allah’ın gazabından asla kurtulamayacaktır. Mazlumların âhı hiçbir zaman yerde kalmamıştır, kalmayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır:
اِتَّقِ دَعْوَةَ الْمَظْلُومِ، فَإِنَّهُ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ للّٰهِ حِجَابٌ “Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü onunla Allah arasında hiçbir perde yoktur.”[5]
Aziz Müslümanlar!
Dünyanın neresinde olursa olsun; dinine, ırkına ve rengine bakmadan mazlumların yanında yer almaya devam edelim. Mekke’nin fethinde olduğu gibi Kur’an ve sünnetin rehberliğinde birbirimize kenetlenelim. Kardeşlik hukukunu ve ahlakını gözeterek geleceğe dair umutlarımızı diri tutalım. Aramıza fitne ve fesat tohumu ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım.
Kıymetli Müminler!
Ecdadımıza, Endülüs’ten Balkanlar’a, Kırım’dan Kafkaslar’a, Asya’dan Afrika’ya kadar mazlumlara kol kanat germeyi nasip ettiği gibi torunları olarak bizlere de aynı yolu benimseyip mazlumların duasını almayı lütfeden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamdüsenalar olsun. Zalimlere karşı hak ve hakikat mücadelesi veren, iyiliğin yeryüzünde hâkim olması için gayret gösteren, bütün insanların onurlu, güvenli ve özgürce yaşamaları için çabalayan kardeşlerimizi muvaffak kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hutbemi Nasr sûresinin mealiyle bitiriyorum: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde; insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamdederek O’nu tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.”[6]#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/cuma-hutbesi-konusu-her-zorluktan-sonra-kolaylik-vardir-191205.html
Siber farkındalığı artıracak "Siber Zeka Bilgi Yarışması" pazartesi günü başlıyor
Ankara
AA muhabirinin, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden edindiği bilgiye göre, siber güvenlik zincirinin en zayıf halkası olan insanın bu konuda bilinçlendirilmesi ve güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Siber güvenlik konusundaki eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin bir parçası olarak düzenlenen yarışmaların söz konusu çalışmalarda önemli etkisi bulunuyor. Bu amaçla Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından düzenlenen Siber Zeka Bilgi Yarışması ile ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki öğrencilerin siber farkındalık düzeylerinin artırılması hedefleniyor.
Yarışmada başarılı olanları sürpriz hediyeler bekliyor
Gençlerin bu alanda yeterlilik kazanması için "Siber Güvenlikte Milli Ruh" sloganıyla gelecekte ulusal siber güvenliğin emanet edileceği çocukların yeterlilik kazanması için yapılan yarışma kapsamında, konunun uzmanlarınca siber güvenlik konularını kapsayacak şekilde 20 soruluk testler hazırlandı.
Eğlenceli ve bilgilendirici şekilde hazırlanan yarışmada, en çok doğru cevabı en kısa sürede veren öğrenciler, Ofis tarafından hazırlanan sürpriz hediyelerin sahibi olacak.
Yarışmaya ilkokul öğrencileri 16-17 Aralık, ortaokul öğrencileri 18-19 Aralık ve lise öğrencileri 20-21 Aralık'ta "siberzeka.cbddo.gov.tr" adresinden giriş yaparak katılabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/siber-farkindaligi-artiracak-siber-zeka-bilgi-yarismasi-pazartesi-gunu-basliyor-191204.html
AA muhabirinin, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden edindiği bilgiye göre, siber güvenlik zincirinin en zayıf halkası olan insanın bu konuda bilinçlendirilmesi ve güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Siber güvenlik konusundaki eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin bir parçası olarak düzenlenen yarışmaların söz konusu çalışmalarda önemli etkisi bulunuyor. Bu amaçla Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından düzenlenen Siber Zeka Bilgi Yarışması ile ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki öğrencilerin siber farkındalık düzeylerinin artırılması hedefleniyor.
Yarışmada başarılı olanları sürpriz hediyeler bekliyor
Gençlerin bu alanda yeterlilik kazanması için "Siber Güvenlikte Milli Ruh" sloganıyla gelecekte ulusal siber güvenliğin emanet edileceği çocukların yeterlilik kazanması için yapılan yarışma kapsamında, konunun uzmanlarınca siber güvenlik konularını kapsayacak şekilde 20 soruluk testler hazırlandı.
Eğlenceli ve bilgilendirici şekilde hazırlanan yarışmada, en çok doğru cevabı en kısa sürede veren öğrenciler, Ofis tarafından hazırlanan sürpriz hediyelerin sahibi olacak.
Yarışmaya ilkokul öğrencileri 16-17 Aralık, ortaokul öğrencileri 18-19 Aralık ve lise öğrencileri 20-21 Aralık'ta "siberzeka.cbddo.gov.tr" adresinden giriş yaparak katılabilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/siber-farkindaligi-artiracak-siber-zeka-bilgi-yarismasi-pazartesi-gunu-basliyor-191204.html
Afrikalı analist Sheekh: Somali-Etiyopya arasındaki anlaşma cesaret verici ve takdire şayan
Cenevre
Doğu Afrika'daki Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nin (IGAD) Eski Sözcüsü ve Afrika bölgesiyle ilgili çalışmalar yürüten analist Nuur Mohamud Sheekh, Somali ile Etiyopya arasında yaklaşık bir yıldır devam eden bölgesel gerilimi Türkiye'nin arabuluculuğunda sona erdiren mutabakata ilişkin AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.
Bu anlaşmanın detaylarına henüz erişememesine rağmen bölge barışı için önemine işaret eden Sheekh, "Türkiye'nin ara buluculuğunun sonucu cesaret verici ve takdire şayandır. Ankara Bildirisi, Etiyopya ve Somali gibi iki komşu ülkenin hükümetlerinin en üst düzeylerinde güven inşası, gerginliğin azaltılması ve diyalogun devamı için önemli bir çerçeve oluşturulmasına yardımcı oldu." ifadelerini kullandı.
Sheekh, bu süreçte Afrika Birliği'nin (AfB) ve IGAD'ın eksikliğinin kaçırılmış bir fırsat olduğunu söyledi.
Bu iki kuruluşun paydaşlar olmalarının yanı sıra bölgesel istikrarın koruyucuları olduğunu ve Afrika'daki çözümler için arabuluculuk yapma ve sağlama yetkisine sahip olduğunu kaydeden Sheekh, AfB ve IGAD'ın bölgedeki liderliklerini yeniden iddia etmek için bu süreci değerlendirmeleri gerektiğini kaydetti.
Sheekh, "Bu kuruluşlar, anlaşmanın uygulanmasını destekleyerek ve onu daha geniş bölgesel gündemle bütünleştirerek, Afrika genelinde barışı koruma ve kalkınmayı ilerletmede vazgeçilmezliklerini gösterebilir." ifadelerini kullandı.
Ankara Süreci
Somali'den 1991'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile Etiyopya arasında 1 Ocak’ta imzalanan mutabakat zaptı bölgesel tansiyonu artırmıştı.
Etiyopya'nın Somaliland'i bağımsız bir ülke olarak tanıma, Somaliland’in de Etiyopya’ya denize erişim imkanı sağlamaya hazırlanması Somali yönetiminin büyük tepkisine ve krize neden olmuştu.
Arap Birliği, Afrika Birliği, Kenya ve Cibuti'nin krizi aşma girişimleri sonuçsuz kalmıştı.
Türkiye’nin tarafları Ankara Süreci kapsamında bir araya getirmesiyle tansiyon azalmış, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde 11 Aralık'ta Ankara'da buluşan liderler sorunun çözümü için mutabakata varmıştı.
Anlaşmaya göre Somali'nin toprak bütünlüğü teyit edilirken, Etiyopya'nın denize erişim istekleri, her iki tarafın kazançlı çıkacağı bir işbirliği sürecine dönüştürüldü.
Taraflar, Türkiye'nin kolaylaştırıcılığında Şubat 2025 sonuna kadar teknik müzakerelere başlamaya ve 4 ay içinde görüşmeleri sonuçlandırmayı hedefliyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/afrikali-analist-sheekh-somali-etiyopya-arasindaki-anlasma-cesaret-verici-ve-takdire-sayan-191203.html
Doğu Afrika'daki Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nin (IGAD) Eski Sözcüsü ve Afrika bölgesiyle ilgili çalışmalar yürüten analist Nuur Mohamud Sheekh, Somali ile Etiyopya arasında yaklaşık bir yıldır devam eden bölgesel gerilimi Türkiye'nin arabuluculuğunda sona erdiren mutabakata ilişkin AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.
Bu anlaşmanın detaylarına henüz erişememesine rağmen bölge barışı için önemine işaret eden Sheekh, "Türkiye'nin ara buluculuğunun sonucu cesaret verici ve takdire şayandır. Ankara Bildirisi, Etiyopya ve Somali gibi iki komşu ülkenin hükümetlerinin en üst düzeylerinde güven inşası, gerginliğin azaltılması ve diyalogun devamı için önemli bir çerçeve oluşturulmasına yardımcı oldu." ifadelerini kullandı.
Sheekh, bu süreçte Afrika Birliği'nin (AfB) ve IGAD'ın eksikliğinin kaçırılmış bir fırsat olduğunu söyledi.
Bu iki kuruluşun paydaşlar olmalarının yanı sıra bölgesel istikrarın koruyucuları olduğunu ve Afrika'daki çözümler için arabuluculuk yapma ve sağlama yetkisine sahip olduğunu kaydeden Sheekh, AfB ve IGAD'ın bölgedeki liderliklerini yeniden iddia etmek için bu süreci değerlendirmeleri gerektiğini kaydetti.
Sheekh, "Bu kuruluşlar, anlaşmanın uygulanmasını destekleyerek ve onu daha geniş bölgesel gündemle bütünleştirerek, Afrika genelinde barışı koruma ve kalkınmayı ilerletmede vazgeçilmezliklerini gösterebilir." ifadelerini kullandı.
Ankara Süreci
Somali'den 1991'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile Etiyopya arasında 1 Ocak’ta imzalanan mutabakat zaptı bölgesel tansiyonu artırmıştı.
Etiyopya'nın Somaliland'i bağımsız bir ülke olarak tanıma, Somaliland’in de Etiyopya’ya denize erişim imkanı sağlamaya hazırlanması Somali yönetiminin büyük tepkisine ve krize neden olmuştu.
Arap Birliği, Afrika Birliği, Kenya ve Cibuti'nin krizi aşma girişimleri sonuçsuz kalmıştı.
Türkiye’nin tarafları Ankara Süreci kapsamında bir araya getirmesiyle tansiyon azalmış, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde 11 Aralık'ta Ankara'da buluşan liderler sorunun çözümü için mutabakata varmıştı.
Anlaşmaya göre Somali'nin toprak bütünlüğü teyit edilirken, Etiyopya'nın denize erişim istekleri, her iki tarafın kazançlı çıkacağı bir işbirliği sürecine dönüştürüldü.
Taraflar, Türkiye'nin kolaylaştırıcılığında Şubat 2025 sonuna kadar teknik müzakerelere başlamaya ve 4 ay içinde görüşmeleri sonuçlandırmayı hedefliyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/afrikali-analist-sheekh-somali-etiyopya-arasindaki-anlasma-cesaret-verici-ve-takdire-sayan-191203.html
Yulaf kabızlığa neden olur mu? Yulaf tükettikten sonra kabızlık yaşıyorsanız dikkat!
Yulaf, sindirim sağlığına olan faydalarıyla bilinen, lif açısından zengin bir besindir. Ancak bazı kişiler, yulaf tükettikten sonra kabızlık gibi sindirim sorunları yaşadıklarını belirtiyor. Peki, yulaf kabızlığa neden olur mu?
Yulaf ve kabızlık arasındaki ilişki, genellikle yulafın lif içeriği ve doğru şekilde tüketilmesiyle ilgilidir. Yulaf, sindirimi düzenleyen çözünür ve çözünmeyen lifler açısından zengin olsa da, yanlış kullanım alışkanlıkları, yetersiz sıvı alımı veya ani beslenme değişiklikleri kabızlık sorunlarına yol açabilir.
YULAFIN SİNDİRİM ÜZERİNDEKİ FAYDALARI NELERDİR?
Yulaf, yüksek miktarda çözünür ve çözünmeyen lif içerir. Çözünür lif, su ile birleşerek dışkıyı yumuşatır ve bağırsaklardan daha hızlı geçmesini sağlar. Çözünmeyen lif ise dışkıya hacim kazandırarak bağırsak hareketlerini hızlandırır.
Yulaf, bu iki lif türüyle genellikle sağlıklı bir sindirim sistemi için tavsiye edilen bir besindir. Yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı, aslında doğrudan bir ilişki olmadığı için genellikle olumsuz değildir. Ancak, yanlış tüketim alışkanlıkları bazen bu olumlu etkileri tersine çevirebilir.
YULAF KABIZLIĞA NEDEN OLUR MU?
Yulaf, genellikle kabızlığa neden olmaz, ancak bazı kişilerin yaşadığı problemler akıllara “yulaf kabızlığa neden olur mu” sorusunu getirir. Yulafın kabızlık yapma potansiyeli, genellikle yanlış tüketim alışkanlıklarından kaynaklanır. İşte yulaf ve kabızlık arasında bağlantı kuran bazı faktörler:
1- Yetersiz Su Alımı
Yulafın içeriğindeki çözünür lif, suyla birleştiğinde etkili olur ve dışkıyı yumuşatır. Ancak yeterli miktarda su içilmediğinde, bu lif suyu çeker ve dışkıyı sertleştirir. Sonuç olarak, kabızlık riski artabilir. Bu nedenle, yulaf tüketiminin ardından bol su içmek, sindirimin düzenli olmasını sağlar ve kabızlık sorununu önler.
2- Ani Lif Artışı
Yulaf, lif açısından zengin bir gıda olduğu için, lif alımında ani bir artış, sindirim sistemini zorlayabilir. Eğer vücudunuz yüksek lifli gıdalara alışık değilse, yulaf tüketiminin birden artması, şişkinlik, gaz ve kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Bu durumda sıklıkla tüketicilerde “yulaf kabızlığa neden olur mu” sorusu gündeme getirir.
3- Çözünmeyen Lif Eksikliği
Yulaf, çözünür lif açısından oldukça zengindir, ancak çözünmeyen lif oranı düşüktür. Çözünmeyen lif, dışkıya hacim kazandırarak bağırsaklardan daha hızlı geçmesini sağlar. Yulaf az miktarda çözünür lif içerdiği için, bu durumu dengelemek adına diğer çözünmeyen lif kaynaklarına yönelmek, yulafın kabızlık oluşturma riskini azaltır.
4- İşlenmiş Yulaf Ürünleri
Hazır yulaf ezmesi ve işlenmiş yulaf ürünleri, tam yulaf çeşitlerine göre daha düşük lif içerebilir. Ayrıca, bu ürünler şeker, yapay tatlandırıcılar ve koruyucu maddeler gibi sindirimi zorlaştırabilecek katkılarda içerir. İşlenmemiş yulaf çeşitleri, daha fazla lif ve besin değeri sunduğundan sindirim sağlığını destekler ve kabızlık probleminin yaşanmasının önüne geçer.
5- Bireysel Hassasiyetler
Bazı kişiler, yulafın içeriğindeki belirli bileşiklere karşı hassasiyet gösterebilir. Özellikle gluten intoleransı veya irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi sindirim rahatsızlıkları olan bireylerde, yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı evet olabilir. Ayrıca, yulafın işlenmesi sırasında glütenle çapraz bulaşma riski de bulunmaktadır. Bu nedenle, glütensiz yulaf tercih edilmesi, yulaf ve kabızlık bağlantısını engelleyebilir.
Yulaf, genellikle kabızlığa neden olmayan, sindirimi destekleyen sağlıklı bir gıdadır. Ancak, yanlış tüketim alışkanlıkları kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı yulafın tüketimine bağlı olarak değişebilir.
Yulafı güvenle tüketmek için bol su içmeye özen göstermek, lif alımını kademeli olarak artırmak ve işlenmemiş yulaf çeşitlerini tercih etmek önemlidir. Ayrıca, sağlıklı bir sindirim için çözünmeyen lif kaynaklarıyla öğünlerinizi desteklemelisiniz.
İlginizi çekebilir;
Kakaolu yulaf lapası tarifi, nasıl yapılır?
Rafine şekersiz, kakaolu yulaf topları tarifi, nasıl yapılır?
Mükemmel pankekler için yapmaktan vazgeçmeniz gereken hatalar#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yulaf-kabizliga-neden-olur-mu-yulaf-tukettikten-sonra-kabizlik-yasiyorsaniz-dikkat-191202.html
Yulaf ve kabızlık arasındaki ilişki, genellikle yulafın lif içeriği ve doğru şekilde tüketilmesiyle ilgilidir. Yulaf, sindirimi düzenleyen çözünür ve çözünmeyen lifler açısından zengin olsa da, yanlış kullanım alışkanlıkları, yetersiz sıvı alımı veya ani beslenme değişiklikleri kabızlık sorunlarına yol açabilir.
YULAFIN SİNDİRİM ÜZERİNDEKİ FAYDALARI NELERDİR?
Yulaf, yüksek miktarda çözünür ve çözünmeyen lif içerir. Çözünür lif, su ile birleşerek dışkıyı yumuşatır ve bağırsaklardan daha hızlı geçmesini sağlar. Çözünmeyen lif ise dışkıya hacim kazandırarak bağırsak hareketlerini hızlandırır.
Yulaf, bu iki lif türüyle genellikle sağlıklı bir sindirim sistemi için tavsiye edilen bir besindir. Yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı, aslında doğrudan bir ilişki olmadığı için genellikle olumsuz değildir. Ancak, yanlış tüketim alışkanlıkları bazen bu olumlu etkileri tersine çevirebilir.
YULAF KABIZLIĞA NEDEN OLUR MU?
Yulaf, genellikle kabızlığa neden olmaz, ancak bazı kişilerin yaşadığı problemler akıllara “yulaf kabızlığa neden olur mu” sorusunu getirir. Yulafın kabızlık yapma potansiyeli, genellikle yanlış tüketim alışkanlıklarından kaynaklanır. İşte yulaf ve kabızlık arasında bağlantı kuran bazı faktörler:
1- Yetersiz Su Alımı
Yulafın içeriğindeki çözünür lif, suyla birleştiğinde etkili olur ve dışkıyı yumuşatır. Ancak yeterli miktarda su içilmediğinde, bu lif suyu çeker ve dışkıyı sertleştirir. Sonuç olarak, kabızlık riski artabilir. Bu nedenle, yulaf tüketiminin ardından bol su içmek, sindirimin düzenli olmasını sağlar ve kabızlık sorununu önler.
2- Ani Lif Artışı
Yulaf, lif açısından zengin bir gıda olduğu için, lif alımında ani bir artış, sindirim sistemini zorlayabilir. Eğer vücudunuz yüksek lifli gıdalara alışık değilse, yulaf tüketiminin birden artması, şişkinlik, gaz ve kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Bu durumda sıklıkla tüketicilerde “yulaf kabızlığa neden olur mu” sorusu gündeme getirir.
3- Çözünmeyen Lif Eksikliği
Yulaf, çözünür lif açısından oldukça zengindir, ancak çözünmeyen lif oranı düşüktür. Çözünmeyen lif, dışkıya hacim kazandırarak bağırsaklardan daha hızlı geçmesini sağlar. Yulaf az miktarda çözünür lif içerdiği için, bu durumu dengelemek adına diğer çözünmeyen lif kaynaklarına yönelmek, yulafın kabızlık oluşturma riskini azaltır.
4- İşlenmiş Yulaf Ürünleri
Hazır yulaf ezmesi ve işlenmiş yulaf ürünleri, tam yulaf çeşitlerine göre daha düşük lif içerebilir. Ayrıca, bu ürünler şeker, yapay tatlandırıcılar ve koruyucu maddeler gibi sindirimi zorlaştırabilecek katkılarda içerir. İşlenmemiş yulaf çeşitleri, daha fazla lif ve besin değeri sunduğundan sindirim sağlığını destekler ve kabızlık probleminin yaşanmasının önüne geçer.
5- Bireysel Hassasiyetler
Bazı kişiler, yulafın içeriğindeki belirli bileşiklere karşı hassasiyet gösterebilir. Özellikle gluten intoleransı veya irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi sindirim rahatsızlıkları olan bireylerde, yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı evet olabilir. Ayrıca, yulafın işlenmesi sırasında glütenle çapraz bulaşma riski de bulunmaktadır. Bu nedenle, glütensiz yulaf tercih edilmesi, yulaf ve kabızlık bağlantısını engelleyebilir.
Yulaf, genellikle kabızlığa neden olmayan, sindirimi destekleyen sağlıklı bir gıdadır. Ancak, yanlış tüketim alışkanlıkları kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Yulaf kabızlığa neden olur mu sorusunun cevabı yulafın tüketimine bağlı olarak değişebilir.
Yulafı güvenle tüketmek için bol su içmeye özen göstermek, lif alımını kademeli olarak artırmak ve işlenmemiş yulaf çeşitlerini tercih etmek önemlidir. Ayrıca, sağlıklı bir sindirim için çözünmeyen lif kaynaklarıyla öğünlerinizi desteklemelisiniz.
İlginizi çekebilir;
Kakaolu yulaf lapası tarifi, nasıl yapılır?
Rafine şekersiz, kakaolu yulaf topları tarifi, nasıl yapılır?
Mükemmel pankekler için yapmaktan vazgeçmeniz gereken hatalar#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yulaf-kabizliga-neden-olur-mu-yulaf-tukettikten-sonra-kabizlik-yasiyorsaniz-dikkat-191202.html
Kışlık alışverişte İstanbul ve Ankara zirvede
İstanbul
Kışlık ürün ve kayak malzemeleri satışında en çok alışveriş yapılan illere bakıldığında başta İstanbul ve Ankara olmak üzere İzmir, Bursa, Antalya öne çıkıyor.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, AA muhabirine, e-ticaret sektörünün özellikle Kovid-19 salgını sonrası yakaladığı ivmeyi her geçen yıl artırarak devam ettirdiğini vurgulayarak, "Tüketiciler artık evde oturdukları yerden kendilerine sunulan binlerce mağaza ve milyonlarca ürün arasından rahatlıkla ve mevsim ihtiyaçlarına göre seçim yapabiliyor. Özellikle tatil dönemleri, özel gün ve haftalar, indirim kampanyalarının yoğun olduğu dönemlerde e-ticarete olan ilgi artıyor." ifadelerini kullandı.
Mevsimsel olarak ürünlere talebin arttığını anlatan Çevikoğlu, "Kış koşullarının ülkemizin her bölgesinde hissedilmesiyle tüketici talebi doğal olarak özellikle kış koşullarına uygun olan kaban, mont, bot, outdoor, kayak montu gibi ürünlere geliyor." dedi.
Çevikoğlu, kayak merkezlerinin açıldığı bu dönemde kayak malzemeleri satışında da artış gözlemlediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle çocuk kış giyim ve spor malzemelerine talep artışı gözleniyor. İlgi gören ürünler arasında kayak montu, termal kıyafetler, kar botu, spor ceketler, eldiven, kayak gözlüğü, kar maskesi yer alıyor ve bunların yanı sıra kayak takımı, tahtası, batonu ve kayak bağlama aparatı gibi ekipmanlara da talep artışı gözlemliyoruz. Elbette özellikle çocuk kış giyim ürünlerinde önemli bir talep artışı ön plana çıkıyor. Geçtiğimiz yıla oranla bu tür ürünlerin satışında bir önceki yıla göre iki kata yakın satış artışı gözlemliyoruz. Yaklaşan yılbaşını kayak merkezlerinde geçirmek isteyen vatandaşların sayısının artmasıyla bu ürünlere ilginin daha da yoğun olacağını düşünüyoruz."
Kışlık malzemelerin sepet tutarına ilişkin bilgi veren Çevikoğlu, şöyle devam etti:
"Kışlık malzemelerin sepet tutarını ürün bazlı olarak değerlendirdiğimizde kayak takımı hariç kışlık malzemelerin ortalama sepet büyüklüğü genel ortalama sepet büyüklüğü ile orantılı olarak 2-3 bin lira şeklinde değerlendirilebilir. Kayak malzemeleri görece diğer tatil ekipmanlarına göre daha pahalı olduğundan ürünün kalitesine göre fiyatlar oldukça farklılık gösterebiliyor. Üçlü set olarak atkı, bere, eldiven satın alımında ise ortalama sepet tutarı 300 lira."
"Coğrafi bölgelere göre değişen soğuk havaların alışveriş sepetlerine yansıdığını görüyoruz"
Çevikoğlu, kasım kampanyalarının etkisiyle birlikte kasımda bir önceki yıla kıyasla yaklaşık iki katlık artışla 500 milyar liralık toplam işlem hacminin öngörüldüğünü belirterek, "Kışlık tüm ürün gruplarının bunun içinde yüzde 10 civarında bir payının olduğu tahmin ediliyor." ifadesini kullandı.
Kış aylarında özellikle kış lastiği zorunluluğunun başlaması ve kayak merkezlerine gitmeyi planlayan insanların yoğun kar yağışı olan bölgeleri tercih etmelerinden dolayı yolda kalmamak için kış lastiği, lastik zinciri gibi araçlarını yolda bırakmayacak ekipmanları satın aldığını dile getiren Çevikoğlu, şöyle konuştu:
"Kışlık ürün ve kayak malzemeleri satışında en çok alışveriş yapılan illere bakıldığında ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya başı çekiyor. Coğrafi bölgelere göre değişen soğuk havaların alışveriş sepetlerine yansıdığını da görüyoruz. İnsanlar yalnızca tatil maksadıyla değil günlük kullanım için de elbette mont, bot, bere, atkı, eldiven alıyor. Bu aylarda kış koşullarının yoğun hissedildiği Kars, Sivas, Erzurum, Ağrı, Niğde gibi illerde bu ürünlere ilginin arttığını görüyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kislik-alisveriste-istanbul-ve-ankara-zirvede-191201.html
Kışlık ürün ve kayak malzemeleri satışında en çok alışveriş yapılan illere bakıldığında başta İstanbul ve Ankara olmak üzere İzmir, Bursa, Antalya öne çıkıyor.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, AA muhabirine, e-ticaret sektörünün özellikle Kovid-19 salgını sonrası yakaladığı ivmeyi her geçen yıl artırarak devam ettirdiğini vurgulayarak, "Tüketiciler artık evde oturdukları yerden kendilerine sunulan binlerce mağaza ve milyonlarca ürün arasından rahatlıkla ve mevsim ihtiyaçlarına göre seçim yapabiliyor. Özellikle tatil dönemleri, özel gün ve haftalar, indirim kampanyalarının yoğun olduğu dönemlerde e-ticarete olan ilgi artıyor." ifadelerini kullandı.
Mevsimsel olarak ürünlere talebin arttığını anlatan Çevikoğlu, "Kış koşullarının ülkemizin her bölgesinde hissedilmesiyle tüketici talebi doğal olarak özellikle kış koşullarına uygun olan kaban, mont, bot, outdoor, kayak montu gibi ürünlere geliyor." dedi.
Çevikoğlu, kayak merkezlerinin açıldığı bu dönemde kayak malzemeleri satışında da artış gözlemlediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle çocuk kış giyim ve spor malzemelerine talep artışı gözleniyor. İlgi gören ürünler arasında kayak montu, termal kıyafetler, kar botu, spor ceketler, eldiven, kayak gözlüğü, kar maskesi yer alıyor ve bunların yanı sıra kayak takımı, tahtası, batonu ve kayak bağlama aparatı gibi ekipmanlara da talep artışı gözlemliyoruz. Elbette özellikle çocuk kış giyim ürünlerinde önemli bir talep artışı ön plana çıkıyor. Geçtiğimiz yıla oranla bu tür ürünlerin satışında bir önceki yıla göre iki kata yakın satış artışı gözlemliyoruz. Yaklaşan yılbaşını kayak merkezlerinde geçirmek isteyen vatandaşların sayısının artmasıyla bu ürünlere ilginin daha da yoğun olacağını düşünüyoruz."
Kışlık malzemelerin sepet tutarına ilişkin bilgi veren Çevikoğlu, şöyle devam etti:
"Kışlık malzemelerin sepet tutarını ürün bazlı olarak değerlendirdiğimizde kayak takımı hariç kışlık malzemelerin ortalama sepet büyüklüğü genel ortalama sepet büyüklüğü ile orantılı olarak 2-3 bin lira şeklinde değerlendirilebilir. Kayak malzemeleri görece diğer tatil ekipmanlarına göre daha pahalı olduğundan ürünün kalitesine göre fiyatlar oldukça farklılık gösterebiliyor. Üçlü set olarak atkı, bere, eldiven satın alımında ise ortalama sepet tutarı 300 lira."
"Coğrafi bölgelere göre değişen soğuk havaların alışveriş sepetlerine yansıdığını görüyoruz"
Çevikoğlu, kasım kampanyalarının etkisiyle birlikte kasımda bir önceki yıla kıyasla yaklaşık iki katlık artışla 500 milyar liralık toplam işlem hacminin öngörüldüğünü belirterek, "Kışlık tüm ürün gruplarının bunun içinde yüzde 10 civarında bir payının olduğu tahmin ediliyor." ifadesini kullandı.
Kış aylarında özellikle kış lastiği zorunluluğunun başlaması ve kayak merkezlerine gitmeyi planlayan insanların yoğun kar yağışı olan bölgeleri tercih etmelerinden dolayı yolda kalmamak için kış lastiği, lastik zinciri gibi araçlarını yolda bırakmayacak ekipmanları satın aldığını dile getiren Çevikoğlu, şöyle konuştu:
"Kışlık ürün ve kayak malzemeleri satışında en çok alışveriş yapılan illere bakıldığında ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya başı çekiyor. Coğrafi bölgelere göre değişen soğuk havaların alışveriş sepetlerine yansıdığını da görüyoruz. İnsanlar yalnızca tatil maksadıyla değil günlük kullanım için de elbette mont, bot, bere, atkı, eldiven alıyor. Bu aylarda kış koşullarının yoğun hissedildiği Kars, Sivas, Erzurum, Ağrı, Niğde gibi illerde bu ürünlere ilginin arttığını görüyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kislik-alisveriste-istanbul-ve-ankara-zirvede-191201.html
Türkiye'nin Çin'e ihracatı 2,8 milyar dolara çıkarken, öne çıkan sektör madencilik ürünler
İstanbul
Çinli yatırımcıların son dönemde Türkiye'ye ilgisi artarken, iki ülke arasındaki ticaret güç kazanmaya devam ediyor.
Çin ile Türkiye arasındaki ticari iş birliğinin hızla gelişmesiyle ticaret hacmi 2023'te 44 milyar doları aşarak 2015 rakamının iki katına çıktı.
İki ülke arasındaki tabii kaynaklar, geleneksel enerji ve altyapı gibi alanlarda iş birliği istikrarlı şekilde artarken, 5G ağı, biyoloji, tıp, ilaçlar, insansız tren vagonları, yeni enerji gibi alanlarda da iş birliği gelişmeye devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, geçen ay Çin'de resmi temaslarda bulundu.
Bu temaslar kapsamında Türkiye ile Çin arasındaki en üst düzeyli istişare mekanizması olan Türkiye-Çin Hükümetler Arası İşbirliği Komitesi'nin (HİK) ikinci toplantısı, Pekin'de yapıldı.
Şimşek ile Çin Başbakan Yardımcısı Cang Guoçing'in eş başkanlığını yaptığı komite toplantısına, iki ülkenin ilgili bakanlıklarından üst düzey temsilciler de katıldı.
Şimşek ayrıca Türkiye'nin de üyesi olduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın (AIIB) Pekin'deki merkezini ziyaret etti.
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin Çin'e ihracatı ocak-kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 artarak 2,8 milyar dolara çıktı.
Çin, bu dönemde Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı 18'inci ülke olarak kayıtlara geçti.
Ülkeye en fazla ihracatı 1,5 milyar dolarla madencilik ürünleri gerçekleştirdi. Bu sektörü, 502,2 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri, 137,2 milyon dolarla demir ve demir dışı metaller, 118,5 milyon dolarla tekstil ve hammaddeleri, 85,9 milyon dolarla fındık ve mamulleri izledi.
Ülkeye en az dış satımı 133,8 bin dolarla tütün, 232,5 bin dolarla yaş meyve ve sebze, 281,2 bin dolarla süs bitkileri ve mamulleri, 364,8 bin dolarla gemi yat ve hizmetleri, 1,2 milyon dolarla zeytin ve zeytinyağı sektörleri yaptı.
Değer bazında ihracat artışında da madencilik ürünleri öne çıktı
Ocak-kasım döneminde Çin'e ihracatını değer bazında en fazla 113 milyon dolarla madencilik ürünleri artırdı.
İhracat artışında, madencilik ürünlerini 50,8 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri, 25,7 milyon dolarla fındık ve mamulleri, 17,6 milyon dolarla demir ve demir dışı metaller, 4,9 milyon dolarla makine ve aksamları takip etti.
Ülkeye, fındık ve mamulleri sektörü 85,9 milyon dolarlık, makine ve aksamları 38 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirdi.
En fazla dış satım Ankara'dan
İl bazında bakıldığında, Çin'e en fazla dış satım Ankara'dan yapıldı.
Ülkeye, Ankara'dan 936,7 milyon dolar, İstanbul'dan 759,7 milyon dolar, İzmir'den 117,6 milyon dolar, Antalya'dan 109,6 milyon dolar, Bursa'dan 85,9 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi.
TİM verilerine göre, Çin'e ocak-kasım döneminde sektörlerin gerçekleştirdiği ihracat miktarları (bin dolar) ve geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları şöyle:
1 OCAK - 30 KASIM
SEKTÖR
2023 (BİN DOLAR)
2024 (BİN DOLAR)
DEĞİŞİM (YÜZDE)
Madencilik Ürünleri
1.427.486,70
1.540.504,58
%7,9
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
451.373,07
502.189,18
%11,3
Demir ve Demir Dışı Metaller
119.589,05
137.159,68
%14,7
Tekstil ve Hammaddeleri
165.129,23
118.536,85
-(,2
Fındık ve Mamulleri
60.273,64
85.942,43
%42,6
Elektrik ve Elektronik
89.733,48
67.733,40
-%24,5
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
69.195,27
64.985,98
-%6,1
Otomotiv Endüstrisi
46.666,73
45.353,94
-%2,8
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
51.394,69
42.038,54
-%18,2
İklimlendirme Sanayii
48.173,84
41.642,82
-%13,6
Makine ve Aksamları
33.044,67
37.981,75
%14,9
Kuru Meyve ve Mamulleri
28.211,41
23.050,98
-%18,3
Meyve Sebze Mamulleri
27.691,34
22.834,62
-%17,5
Çelik
34.511,25
17.847,98
-%48,3
Deri ve Deri Mamulleri
12.990,13
17.839,72
%37,3
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller
20.183,17
15.118,66
-%25,1
Halı
10.133,07
11.980,22
%18,2
Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri
17.108,83
11.715,23
-%31,5
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
4.626,17
5.319,54
%15,0
Mücevher
17.027,26
1.590,68
-%90,7
Zeytin ve Zeytinyağı
1.074,49
1.161,48
%8,1
Gemi, Yat ve Hizmetleri
7.536,91
364,82
-%95,2
Süs Bitkileri ve Mamulleri
114,29
281,22
%146,1
Yaş Meyve ve Sebze
81,85
232,53
%184,1
Tütün
43,71
133,78
6,1
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-nin-cin-e-ihracati-2-8-milyar-dolara-cikarken-one-cikan-sektor-madencilik-urunler-191200.html
Çinli yatırımcıların son dönemde Türkiye'ye ilgisi artarken, iki ülke arasındaki ticaret güç kazanmaya devam ediyor.
Çin ile Türkiye arasındaki ticari iş birliğinin hızla gelişmesiyle ticaret hacmi 2023'te 44 milyar doları aşarak 2015 rakamının iki katına çıktı.
İki ülke arasındaki tabii kaynaklar, geleneksel enerji ve altyapı gibi alanlarda iş birliği istikrarlı şekilde artarken, 5G ağı, biyoloji, tıp, ilaçlar, insansız tren vagonları, yeni enerji gibi alanlarda da iş birliği gelişmeye devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, geçen ay Çin'de resmi temaslarda bulundu.
Bu temaslar kapsamında Türkiye ile Çin arasındaki en üst düzeyli istişare mekanizması olan Türkiye-Çin Hükümetler Arası İşbirliği Komitesi'nin (HİK) ikinci toplantısı, Pekin'de yapıldı.
Şimşek ile Çin Başbakan Yardımcısı Cang Guoçing'in eş başkanlığını yaptığı komite toplantısına, iki ülkenin ilgili bakanlıklarından üst düzey temsilciler de katıldı.
Şimşek ayrıca Türkiye'nin de üyesi olduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın (AIIB) Pekin'deki merkezini ziyaret etti.
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin Çin'e ihracatı ocak-kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 artarak 2,8 milyar dolara çıktı.
Çin, bu dönemde Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı 18'inci ülke olarak kayıtlara geçti.
Ülkeye en fazla ihracatı 1,5 milyar dolarla madencilik ürünleri gerçekleştirdi. Bu sektörü, 502,2 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri, 137,2 milyon dolarla demir ve demir dışı metaller, 118,5 milyon dolarla tekstil ve hammaddeleri, 85,9 milyon dolarla fındık ve mamulleri izledi.
Ülkeye en az dış satımı 133,8 bin dolarla tütün, 232,5 bin dolarla yaş meyve ve sebze, 281,2 bin dolarla süs bitkileri ve mamulleri, 364,8 bin dolarla gemi yat ve hizmetleri, 1,2 milyon dolarla zeytin ve zeytinyağı sektörleri yaptı.
Değer bazında ihracat artışında da madencilik ürünleri öne çıktı
Ocak-kasım döneminde Çin'e ihracatını değer bazında en fazla 113 milyon dolarla madencilik ürünleri artırdı.
İhracat artışında, madencilik ürünlerini 50,8 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri, 25,7 milyon dolarla fındık ve mamulleri, 17,6 milyon dolarla demir ve demir dışı metaller, 4,9 milyon dolarla makine ve aksamları takip etti.
Ülkeye, fındık ve mamulleri sektörü 85,9 milyon dolarlık, makine ve aksamları 38 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirdi.
En fazla dış satım Ankara'dan
İl bazında bakıldığında, Çin'e en fazla dış satım Ankara'dan yapıldı.
Ülkeye, Ankara'dan 936,7 milyon dolar, İstanbul'dan 759,7 milyon dolar, İzmir'den 117,6 milyon dolar, Antalya'dan 109,6 milyon dolar, Bursa'dan 85,9 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi.
TİM verilerine göre, Çin'e ocak-kasım döneminde sektörlerin gerçekleştirdiği ihracat miktarları (bin dolar) ve geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları şöyle:
1 OCAK - 30 KASIM
SEKTÖR
2023 (BİN DOLAR)
2024 (BİN DOLAR)
DEĞİŞİM (YÜZDE)
Madencilik Ürünleri
1.427.486,70
1.540.504,58
%7,9
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
451.373,07
502.189,18
%11,3
Demir ve Demir Dışı Metaller
119.589,05
137.159,68
%14,7
Tekstil ve Hammaddeleri
165.129,23
118.536,85
-(,2
Fındık ve Mamulleri
60.273,64
85.942,43
%42,6
Elektrik ve Elektronik
89.733,48
67.733,40
-%24,5
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
69.195,27
64.985,98
-%6,1
Otomotiv Endüstrisi
46.666,73
45.353,94
-%2,8
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
51.394,69
42.038,54
-%18,2
İklimlendirme Sanayii
48.173,84
41.642,82
-%13,6
Makine ve Aksamları
33.044,67
37.981,75
%14,9
Kuru Meyve ve Mamulleri
28.211,41
23.050,98
-%18,3
Meyve Sebze Mamulleri
27.691,34
22.834,62
-%17,5
Çelik
34.511,25
17.847,98
-%48,3
Deri ve Deri Mamulleri
12.990,13
17.839,72
%37,3
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller
20.183,17
15.118,66
-%25,1
Halı
10.133,07
11.980,22
%18,2
Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri
17.108,83
11.715,23
-%31,5
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
4.626,17
5.319,54
%15,0
Mücevher
17.027,26
1.590,68
-%90,7
Zeytin ve Zeytinyağı
1.074,49
1.161,48
%8,1
Gemi, Yat ve Hizmetleri
7.536,91
364,82
-%95,2
Süs Bitkileri ve Mamulleri
114,29
281,22
%146,1
Yaş Meyve ve Sebze
81,85
232,53
%184,1
Tütün
43,71
133,78
6,1
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-nin-cin-e-ihracati-2-8-milyar-dolara-cikarken-one-cikan-sektor-madencilik-urunler-191200.html
Uyuşturucu çetelerinden donanma hastanesine saldırı! Askerler ve tanklar harekete geçti
Uyuşturucu çetelerinden donanma hastanesine saldırı! Askerler ve tanklar harekete geçti
GALERİNİN DEVAMI
">">">">
Haberin fotoğrafları için tıklayın
Saldırı sırasında hastanede görev yapan bir denizci doktor vuruldu.
Güvenliği sağlamak amacıyla Brezilya Donanması, 250 askeri personel, 40 araç ve tanklarla desteklenen bir operasyon başlattı.
Güvenlik güçleri, donanmaya ait zırhlı araçlarla askeri hastane çevresinde devriye geziyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/uyusturucu-cetelerinden-donanma-hastanesine-saldiri-askerler-ve-tanklar-harekete-gecti-191199.html
GALERİNİN DEVAMI
">">">">
Haberin fotoğrafları için tıklayın
Saldırı sırasında hastanede görev yapan bir denizci doktor vuruldu.
Güvenliği sağlamak amacıyla Brezilya Donanması, 250 askeri personel, 40 araç ve tanklarla desteklenen bir operasyon başlattı.
Güvenlik güçleri, donanmaya ait zırhlı araçlarla askeri hastane çevresinde devriye geziyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/uyusturucu-cetelerinden-donanma-hastanesine-saldiri-askerler-ve-tanklar-harekete-gecti-191199.html
66 yaşındaki kadının feci ölümü! 7 metre derinlikte can verdi!
Olay, dün saat 15.30 sıralarında Avanos ilçesi Özkonak beldesinde meydana geldi. Fatma G., evlerinin bahçesindeki yaklaşık 7 metre derinlikteki su kuyusuna düştü. Olayı fark eden yakınları, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Olay yerine gelen AFAD, jandarma ve sağlık ekipleri çalışma başlattı. Kuyuya inen ekipler, Fatma G.'nin hayatını kaybettiğini belirledi. Kuyudan çıkarılan Fatma G., otopsisi yapılmak üzere Nevşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Jandarma, olayla ilgili inceleme başlattı.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/66-yasindaki-kadinin-feci-olumu-7-metre-derinlikte-can-verdi-191198.html
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/66-yasindaki-kadinin-feci-olumu-7-metre-derinlikte-can-verdi-191198.html
Tarım ve Orman Bakanlığı sahipsiz hayvanlara ilişkin esasları belirledi
Ankara
Bakanlığın Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, "Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la getirilen düzenlemeleri içeriyor.
Düzenleme, sahipsiz hayvanların toplanmasına ilişkin yöntemleri, bakımevlerine getirildiklerinde işleyecek süreci, bakımevi ile doğal yaşam alanlarında tutulmaları ve sahiplendirilmeleri gibi konuları detaylandırıyor.
Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamaya göre, sahiplenilebilecek hayvan tanımı yapılarak, hangilerinin rehabilite edilerek sahiplendirilmek üzere bakımevi ve doğal yaşam alanlarında tutulabileceği açıklığa kavuşturuldu.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili hükümlerinin uygulanması kapsamında, sahipsiz hayvan popülasyonunun sorun yarattığına yönelik kararı alacak yetkili merci olarak belediye meclisleri görevlendirildi.
Kanunda yapılan yeni düzenleme ile benimsenen "yakala-kısırlaştır-tut/sahiplendir" metodu çerçevesinde, belediyelerce yakalanarak rehabilite edilen hayvanlar hayvan refahı ilkeleri gözetilerek barındırılacak. Bu kapsamda, "doğal yaşam alanları" ve hayvan bakımevlerinin özellikleri belirlendi.
Bakanlıktan izin alınarak gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince kurulacak ve hayvanların sahiplenerek barındırılacağı "özel hayvan yaşam evleri" tanımlanarak özellikleri tespit edildi.
Hayvan bakımevi, doğal yaşam alanı ve özel hayvan yaşam evlerinde 6 aylıktan küçük hayvanlar ile küçük ırklar 8 metrekare, büyük ırk hayvanlar ise 10 metrekarelik alanlardan daha küçük yerlerde tutulamayacak.
Herhangi bir nedenle sahiplendiği hayvana bakamayacak olan vatandaşlar, bunları sokağa bırakmak yerine bakım şartları yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiş barınaklara bırakacak.
Yerel yönetimlere bakımevlerinin sağlıklı koşullarda hizmet vermesi için bütçe ayırmaları konusunda zorunluluk getirildi. Hayvanların hayvan severlerle sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri, bunun mümkün olmadığı durumlarda da bakımevlerinde sağlıklı şartlarda tutularak tekrar sahiplendirilmeleri öngörüldü.
Hayvan sahiplenme şartları düzenlendi
Yönetmelikle, hayvan sahiplerinin, hayvanlarını dijital yöntemlerle kayıt altına aldırması, onlara uygun bakım ve besleme şartlarını sağlaması, il hayvanları koruma kurullarının alacakları kararlar ile Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine uyması gibi şartlar da düzenlendi.
Bu kapsamda kişiler, hayvanlarının insanlara, diğer canlılara ve çevreye olası zararlarını önlemek ve gerekli tedbirler almalarına rağmen gerçekleşen zararları tazmin etmekle yükümlü tutuldu.
Kişiler, hayvan bakımevlerinden il hayvanları koruma kurullarının belirlediği sayıda hayvan sahiplenebilecek.
Sahiplendiği hayvanı terk ettiği gerekçesiyle idari yaptırım uygulananlar, aynı takvim yılı içerisinde birden fazla hayvanını kaybedenler ile hayvanını aynı takvim yılı içerisinde birden fazla kez kaybedenler, 3 yıl süreyle bakımevlerinden hayvan sahiplenemeyecek.
Yerel yönetimlere görev
Sahipsiz hayvanlarla ilgili işlemlerde, "yerel yönetim" kavramına açıklık getirilerek il özel idareleri, büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyeleri, il belediyeleri, diğer ilçe ve belde belediyelerinin görevli olduğu belirtildi.
Yerel yönetimler, sahipsiz köpekleri toplamakla, bakımevine alınan köpeklerden, insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara kanun hükümlerini uygulamakla ve uygun hayvanların sahiplendirme işlemlerini yapmakla görevlendirildi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar il şube müdürlüklerine, kanunun uygulanmasında yerel yönetim ve diğer kurum kuruluşlar ile koordinasyon, il hayvanları koruma kurullarının sekretaryasının yürütülmesi, hayvan bakımevi, doğal yaşam alanları ve özel hayvan yaşam evlerinin çalışma izinlerinin düzenlenmesi ve kanun hükümlerinin uygulanmasının denetimi görevleri verildi.
İl hayvanları koruma kurulları, il sınırları içinde sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolüyle ilgili tüm işlemleri koordine ederek, kişilerin bakımevlerinden sahiplenebileceği hayvan sayısını belirleyecek.
Söz konusu kurullar, denetime yetkili mercilerin görev dağılımını belirlemek, bakımevlerinin ve doğal yaşam alanlarının ildeki sahipsiz hayvan sayısına kıyasla yeterliliğini değerlendirmekle görevlendirildi.
Yerel yönetimlere bütçe şartı
Ağustos ayında yapılan kanun değişikliğiyle, nüfusu 25 binin üstünde olan yerel yönetimler, bütçelerinin binde 5'ini, büyükşehirler ise binde 3'ünü sahipsiz hayvanların bakımı ve rehabilitasyonuna ayırmakla görevlendirilmişti.
Yönetmelik kapsamında, yerel yönetimler, hayvan bakımevinin ve doğal yaşam alanlarının kapasitelerinin ildeki sahipsiz köpek sayısına kıyasla yeterli olduğuna il hayvanları koruma kurulunca karar verilinceye kadar, kanun kapsamında ayırmak zorunda oldukları mali kaynağın asgari yüzde 50'sini hayvan bakımevi ile doğal yaşam alanı yapımına veya mevcutlarının kapasitesini artırmaya harcamakla yükümlü tutuldu.
"Sahiplenme şartları belirlendi"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da uygulama yönetmeliğiyle, ev hayvanlarının sahiplenme şartları ile hayvan sahiplerinin görev ve sorumluluklarının belirlendiğini bildirdi.
Düzenlemeyle sahipsiz hayvanların toplanması, bakımevlerine götürülmesi, rehabilite edilmesi ve bakımevlerinde tutulması konularındaki işlemlerin düzenlendiğine işaret eden Yumaklı, "Bakımevleri, doğal yaşam alanları ve özel hayvan yaşam evlerinin haiz olması gereken şartlar ve çalışma yöntemleri ile sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü kapsamında buralarda yapılacak iş ve işlemler sıralandı. Yönetmelik, hayvan refahının korunması, gözetilmesi ve hayvanların sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri için son derece ayrıntılı düzenlemeler içeriyor. Ayrıca yerel yönetimler başta olmak üzere tüm ilgili kesimlere de bu konuda sorumluluklar yüklüyor." ifadesini kullandı.
Yumaklı, yönetmelikle il hayvanları koruma kurullarının çalışma usul ve esaslarının belirlendiğini, ilgili kanun kapsamında yapılacak denetimler ile idari yaptırımların uygulanması yöntemlerinin de ele alındığını kaydederek, "Uygulama yönetmeliği, hayvan refahının gözetilmesini ve toplum sağlığının korunmasını amaçlamaktadır, dolayısıyla düzenleme, kurallara uyan ve hayvan refahını gözeten hayvan sahiplerinin de haklarını korumaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tarim-ve-orman-bakanligi-sahipsiz-hayvanlara-iliskin-esaslari-belirledi-191197.html
Bakanlığın Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, "Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la getirilen düzenlemeleri içeriyor.
Düzenleme, sahipsiz hayvanların toplanmasına ilişkin yöntemleri, bakımevlerine getirildiklerinde işleyecek süreci, bakımevi ile doğal yaşam alanlarında tutulmaları ve sahiplendirilmeleri gibi konuları detaylandırıyor.
Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamaya göre, sahiplenilebilecek hayvan tanımı yapılarak, hangilerinin rehabilite edilerek sahiplendirilmek üzere bakımevi ve doğal yaşam alanlarında tutulabileceği açıklığa kavuşturuldu.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili hükümlerinin uygulanması kapsamında, sahipsiz hayvan popülasyonunun sorun yarattığına yönelik kararı alacak yetkili merci olarak belediye meclisleri görevlendirildi.
Kanunda yapılan yeni düzenleme ile benimsenen "yakala-kısırlaştır-tut/sahiplendir" metodu çerçevesinde, belediyelerce yakalanarak rehabilite edilen hayvanlar hayvan refahı ilkeleri gözetilerek barındırılacak. Bu kapsamda, "doğal yaşam alanları" ve hayvan bakımevlerinin özellikleri belirlendi.
Bakanlıktan izin alınarak gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince kurulacak ve hayvanların sahiplenerek barındırılacağı "özel hayvan yaşam evleri" tanımlanarak özellikleri tespit edildi.
Hayvan bakımevi, doğal yaşam alanı ve özel hayvan yaşam evlerinde 6 aylıktan küçük hayvanlar ile küçük ırklar 8 metrekare, büyük ırk hayvanlar ise 10 metrekarelik alanlardan daha küçük yerlerde tutulamayacak.
Herhangi bir nedenle sahiplendiği hayvana bakamayacak olan vatandaşlar, bunları sokağa bırakmak yerine bakım şartları yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiş barınaklara bırakacak.
Yerel yönetimlere bakımevlerinin sağlıklı koşullarda hizmet vermesi için bütçe ayırmaları konusunda zorunluluk getirildi. Hayvanların hayvan severlerle sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri, bunun mümkün olmadığı durumlarda da bakımevlerinde sağlıklı şartlarda tutularak tekrar sahiplendirilmeleri öngörüldü.
Hayvan sahiplenme şartları düzenlendi
Yönetmelikle, hayvan sahiplerinin, hayvanlarını dijital yöntemlerle kayıt altına aldırması, onlara uygun bakım ve besleme şartlarını sağlaması, il hayvanları koruma kurullarının alacakları kararlar ile Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine uyması gibi şartlar da düzenlendi.
Bu kapsamda kişiler, hayvanlarının insanlara, diğer canlılara ve çevreye olası zararlarını önlemek ve gerekli tedbirler almalarına rağmen gerçekleşen zararları tazmin etmekle yükümlü tutuldu.
Kişiler, hayvan bakımevlerinden il hayvanları koruma kurullarının belirlediği sayıda hayvan sahiplenebilecek.
Sahiplendiği hayvanı terk ettiği gerekçesiyle idari yaptırım uygulananlar, aynı takvim yılı içerisinde birden fazla hayvanını kaybedenler ile hayvanını aynı takvim yılı içerisinde birden fazla kez kaybedenler, 3 yıl süreyle bakımevlerinden hayvan sahiplenemeyecek.
Yerel yönetimlere görev
Sahipsiz hayvanlarla ilgili işlemlerde, "yerel yönetim" kavramına açıklık getirilerek il özel idareleri, büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyeleri, il belediyeleri, diğer ilçe ve belde belediyelerinin görevli olduğu belirtildi.
Yerel yönetimler, sahipsiz köpekleri toplamakla, bakımevine alınan köpeklerden, insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara kanun hükümlerini uygulamakla ve uygun hayvanların sahiplendirme işlemlerini yapmakla görevlendirildi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar il şube müdürlüklerine, kanunun uygulanmasında yerel yönetim ve diğer kurum kuruluşlar ile koordinasyon, il hayvanları koruma kurullarının sekretaryasının yürütülmesi, hayvan bakımevi, doğal yaşam alanları ve özel hayvan yaşam evlerinin çalışma izinlerinin düzenlenmesi ve kanun hükümlerinin uygulanmasının denetimi görevleri verildi.
İl hayvanları koruma kurulları, il sınırları içinde sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolüyle ilgili tüm işlemleri koordine ederek, kişilerin bakımevlerinden sahiplenebileceği hayvan sayısını belirleyecek.
Söz konusu kurullar, denetime yetkili mercilerin görev dağılımını belirlemek, bakımevlerinin ve doğal yaşam alanlarının ildeki sahipsiz hayvan sayısına kıyasla yeterliliğini değerlendirmekle görevlendirildi.
Yerel yönetimlere bütçe şartı
Ağustos ayında yapılan kanun değişikliğiyle, nüfusu 25 binin üstünde olan yerel yönetimler, bütçelerinin binde 5'ini, büyükşehirler ise binde 3'ünü sahipsiz hayvanların bakımı ve rehabilitasyonuna ayırmakla görevlendirilmişti.
Yönetmelik kapsamında, yerel yönetimler, hayvan bakımevinin ve doğal yaşam alanlarının kapasitelerinin ildeki sahipsiz köpek sayısına kıyasla yeterli olduğuna il hayvanları koruma kurulunca karar verilinceye kadar, kanun kapsamında ayırmak zorunda oldukları mali kaynağın asgari yüzde 50'sini hayvan bakımevi ile doğal yaşam alanı yapımına veya mevcutlarının kapasitesini artırmaya harcamakla yükümlü tutuldu.
"Sahiplenme şartları belirlendi"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da uygulama yönetmeliğiyle, ev hayvanlarının sahiplenme şartları ile hayvan sahiplerinin görev ve sorumluluklarının belirlendiğini bildirdi.
Düzenlemeyle sahipsiz hayvanların toplanması, bakımevlerine götürülmesi, rehabilite edilmesi ve bakımevlerinde tutulması konularındaki işlemlerin düzenlendiğine işaret eden Yumaklı, "Bakımevleri, doğal yaşam alanları ve özel hayvan yaşam evlerinin haiz olması gereken şartlar ve çalışma yöntemleri ile sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü kapsamında buralarda yapılacak iş ve işlemler sıralandı. Yönetmelik, hayvan refahının korunması, gözetilmesi ve hayvanların sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri için son derece ayrıntılı düzenlemeler içeriyor. Ayrıca yerel yönetimler başta olmak üzere tüm ilgili kesimlere de bu konuda sorumluluklar yüklüyor." ifadesini kullandı.
Yumaklı, yönetmelikle il hayvanları koruma kurullarının çalışma usul ve esaslarının belirlendiğini, ilgili kanun kapsamında yapılacak denetimler ile idari yaptırımların uygulanması yöntemlerinin de ele alındığını kaydederek, "Uygulama yönetmeliği, hayvan refahının gözetilmesini ve toplum sağlığının korunmasını amaçlamaktadır, dolayısıyla düzenleme, kurallara uyan ve hayvan refahını gözeten hayvan sahiplerinin de haklarını korumaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tarim-ve-orman-bakanligi-sahipsiz-hayvanlara-iliskin-esaslari-belirledi-191197.html
‘Ahmet Özer’ soruşturmasında yeni gelişme! Gözaltılar var
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, terör örgütü PKK/KCK'nın faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin çalışmalarda, örgütün TDÖ yapılanması mensubu olduğu belirlenen ve Ahmet Özer ile süreklilik ve yoğunluk arz edecek şekilde irtibatı olduğu anlaşılan 12 şüpheli belirlendi.
Şüphelilerden 6'sının, örgütün HDK yapılanması delegesi olduğu belirlenen soruşturmada, 4 Temmuz 2022'de Mersin Akdeniz Belediyesi meclis toplantısında dönemin Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak'ın "PKK/YPG/PYD terör örgütü diyenler el kaldırsın." ifadesinin ardından el kaldırmayan kişiler olduğu tespit edildi.
Soruşturmada, 5 şüphelinin ise terör örgütü propagandası yaptığı belirlenirken, 1 zanlının da KCK yapılanmasına bağlı örgütsel çalışmalar ve örgütün sözde "Adalet ve Barış Komisyonu" yapılanmasında aktif faaliyet yürüttüğü tespit edildi.
Savcılığın gözaltı kararı vermesinin ardından harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi ekipleri, düzenledikleri eş zamanlı operasyonlarla 12 şüpheliyi yakaladı.
Zanlıların emniyetteki işlemleri sürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ahmet-ozer-sorusturmasinda-yeni-gelisme-gozaltilar-var-191196.html
Şüphelilerden 6'sının, örgütün HDK yapılanması delegesi olduğu belirlenen soruşturmada, 4 Temmuz 2022'de Mersin Akdeniz Belediyesi meclis toplantısında dönemin Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak'ın "PKK/YPG/PYD terör örgütü diyenler el kaldırsın." ifadesinin ardından el kaldırmayan kişiler olduğu tespit edildi.
Soruşturmada, 5 şüphelinin ise terör örgütü propagandası yaptığı belirlenirken, 1 zanlının da KCK yapılanmasına bağlı örgütsel çalışmalar ve örgütün sözde "Adalet ve Barış Komisyonu" yapılanmasında aktif faaliyet yürüttüğü tespit edildi.
Savcılığın gözaltı kararı vermesinin ardından harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi ekipleri, düzenledikleri eş zamanlı operasyonlarla 12 şüpheliyi yakaladı.
Zanlıların emniyetteki işlemleri sürüyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ahmet-ozer-sorusturmasinda-yeni-gelisme-gozaltilar-var-191196.html
12 Aralık 2024 Perşembe
Terör örgütü DEAŞ'a yönelik "Gürz-29" operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı
Ankara
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara, İstanbul, Mardin, Samsun ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu terör örgütü DEAŞ'a yönelik "Gürz-29" operasyonlarının düzenlendiğini kaydetti.
Yerlikaya, 47 şüphelinin yakalandığı operasyonlar sonucunda, ruhsatsız tabancalar ile çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyalin ele geçirildiğini aktardı.5 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen “GÜRZ-29” operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı❗
Terör, insanlığın ortak düşmanıdır.
Aziz milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşliği için operasyonlarımız kesintisiz devam edecek❗️
????Ankara, İstanbul, Mardin, Samsun ve Sakarya… pic.twitter.com/k5v5vehgE8— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) December 12, 2024
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/teror-orgutu-deas-a-yonelik-gurz-29-operasyonlarinda-47-supheli-yakalandi-191005.html
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara, İstanbul, Mardin, Samsun ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu terör örgütü DEAŞ'a yönelik "Gürz-29" operasyonlarının düzenlendiğini kaydetti.
Yerlikaya, 47 şüphelinin yakalandığı operasyonlar sonucunda, ruhsatsız tabancalar ile çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyalin ele geçirildiğini aktardı.5 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen “GÜRZ-29” operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı❗
Terör, insanlığın ortak düşmanıdır.
Aziz milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşliği için operasyonlarımız kesintisiz devam edecek❗️
????Ankara, İstanbul, Mardin, Samsun ve Sakarya… pic.twitter.com/k5v5vehgE8— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) December 12, 2024
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/teror-orgutu-deas-a-yonelik-gurz-29-operasyonlarinda-47-supheli-yakalandi-191005.html
Dışişleri Bakanı Fidan'dan Somali ve Etiyopya arasındaki anlaşmazlığın çözümüyle ilgili paylaşı
İstanbul
Hakan Fidan, Somali ve Etiyopya arasındaki anlaşmazlığın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ara buluculuğu ve ev sahipliğinde çözülmesi ile imzalanan Ankara Bildirisine dair X sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.Etiyopya-Somali Ankara bildirisi: Ortak refah doğrultusunda kararlılıkla ilerleme konusunda mutabık kalındıCumhurbaşkanı Erdoğan: Somali ve Etiyopya arasında yeni bir başlangıcın ilk adımını attık
Somali ve Etiyopya arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözümü yönünde önemli bir aşamayı tamamladıklarını kaydeden Fidan, "8 aydır ortaya konan diplomatik çaba ve Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın süreci bizzat yönetmesi sayesinde Türkiye; Afrika kıtasında istikrar, huzur ve refaha katkı sağlayacak tarihi bir adıma öncülük etti." ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, süreç boyunca tarafların hassasiyetlerini, önceliklerini ve beklentilerini dikkatle dinlediklerini, her iki ülkenin katkılarıyla üzerinde mutabık kaldıkları Ankara Bildirisi metnini ortaya çıkardıklarını vurguladı.
Fidan, şunları kaydetti:
"Geçmişe değil geleceğe odaklanan bu ortak bildiri, iki dost ülkenin iş birlikleri üzerine inşa edecekleri ilkeleri belirlemektedir. Türkiye’ye duyulan güven ve sağlanan mutabakat, adil ve sürdürülebilir çözümler üreten diplomasi anlayışımızın güçlü bir tezahürüdür."
Somali ve Etiyopya’ya, Türkiye'nin arabuluculuğuna duydukları güven ve yapıcı yaklaşımları için teşekkür eden Fidan, "Bundan sonra da sürecin ilerlemesi ve taraflar arasında iş birliğinin güçlenmesi için desteğimizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine dün Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile iki ülkenin dışişleri bakanlarının da bulunduğu heyetler Ankara'da bir araya gelmişti.
Erdoğan, ikili görüşmelerin ardından muhataplarıyla üçlü görüşme gerçekleştirmişti.
Dışişleri Bakanı Fidan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hazır bulunduğu farklı formatlardaki görüşmeler özenle sürdürülmüştü.
Yaklaşık yedi saat süren müzakerelerin ardından üç lider ortak basın toplantısı düzenlemiş ve "Türkiye Cumhuriyeti'nin kolaylaştırıcılığıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti ve Somali Federal Cumhuriyeti'nin Ankara Bildirisi" dünyaya duyurulmuştu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/disisleri-bakani-fidan-dan-somali-ve-etiyopya-arasindaki-anlasmazligin-cozumuyle-ilgili-paylasi-191002.html
Hakan Fidan, Somali ve Etiyopya arasındaki anlaşmazlığın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ara buluculuğu ve ev sahipliğinde çözülmesi ile imzalanan Ankara Bildirisine dair X sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.Etiyopya-Somali Ankara bildirisi: Ortak refah doğrultusunda kararlılıkla ilerleme konusunda mutabık kalındıCumhurbaşkanı Erdoğan: Somali ve Etiyopya arasında yeni bir başlangıcın ilk adımını attık
Somali ve Etiyopya arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözümü yönünde önemli bir aşamayı tamamladıklarını kaydeden Fidan, "8 aydır ortaya konan diplomatik çaba ve Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın süreci bizzat yönetmesi sayesinde Türkiye; Afrika kıtasında istikrar, huzur ve refaha katkı sağlayacak tarihi bir adıma öncülük etti." ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, süreç boyunca tarafların hassasiyetlerini, önceliklerini ve beklentilerini dikkatle dinlediklerini, her iki ülkenin katkılarıyla üzerinde mutabık kaldıkları Ankara Bildirisi metnini ortaya çıkardıklarını vurguladı.
Fidan, şunları kaydetti:
"Geçmişe değil geleceğe odaklanan bu ortak bildiri, iki dost ülkenin iş birlikleri üzerine inşa edecekleri ilkeleri belirlemektedir. Türkiye’ye duyulan güven ve sağlanan mutabakat, adil ve sürdürülebilir çözümler üreten diplomasi anlayışımızın güçlü bir tezahürüdür."
Somali ve Etiyopya’ya, Türkiye'nin arabuluculuğuna duydukları güven ve yapıcı yaklaşımları için teşekkür eden Fidan, "Bundan sonra da sürecin ilerlemesi ve taraflar arasında iş birliğinin güçlenmesi için desteğimizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine dün Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile iki ülkenin dışişleri bakanlarının da bulunduğu heyetler Ankara'da bir araya gelmişti.
Erdoğan, ikili görüşmelerin ardından muhataplarıyla üçlü görüşme gerçekleştirmişti.
Dışişleri Bakanı Fidan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hazır bulunduğu farklı formatlardaki görüşmeler özenle sürdürülmüştü.
Yaklaşık yedi saat süren müzakerelerin ardından üç lider ortak basın toplantısı düzenlemiş ve "Türkiye Cumhuriyeti'nin kolaylaştırıcılığıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti ve Somali Federal Cumhuriyeti'nin Ankara Bildirisi" dünyaya duyurulmuştu.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/disisleri-bakani-fidan-dan-somali-ve-etiyopya-arasindaki-anlasmazligin-cozumuyle-ilgili-paylasi-191002.html
16 yaş altına sosyal medya yasağı mı geliyor? Bakan Uraloğlu açıkladı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, son dönemde gündeme gelen çocuklara yönelik sosyal medya kısıtlaması tartışmalarına ilişkin konuştu. Bakan Uraloğlu, "16 yaş altındaki çocuklarımızı sosyal medya ve online oyunların zararlarından korumak ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemek için yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık bir zorunluluk haline gelmiştir." dedi.
16 YAŞ ALTINA SOSYAL MEDYA YASAĞI MI GELİYOR?
TBMM Genel Kurulu'nda Bakanlığın bütçe görüşmelerinde konuşan Uraloğlu, 16 yaş altındakilere yönelik sosyal medya çalışmalarına ilişkin konuştu.
Uraloğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Dijital dünya, özellikle çocuklarımızı, altını çizerek söylemek istiyorum, popülerlik, beğeni ve izlenme-görüntülenme sayısı faktörleriyle her geçen gün daha fazla çevrim içi kalmalarını sağlamakta ve yönlendirmektedir. Karşımızda kelimenin tam manasıyla sosyal bir tehdit bulunmaktadır. Bu durumun farkında olan Amerika, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerin sorunu önlemeye yönelik çeşitli düzenlemeleri, tedbirleri, kısıtlamaları ve tamamen kapatmalara kadar giden kararlar aldığını hep beraber görüyoruz.
Yeni bir sosyal medya okuryazarlığı bilincine ve bakış açısına ihtiyacımız var. Bu noktada 16 yaş altındaki çocuklarımızı sosyal medya ve online oyunların zararlarından korumak ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemek için yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık bir zorunluluk haline gelmiştir."
Söz konusu düzenlemenin öncelikle sosyal ağ platformlarının sorumluluklarını ve denetimini artırmaya yönelik olacağını belirtti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/16-yas-altina-sosyal-medya-yasagi-mi-geliyor-bakan-uraloglu-acikladi-191001.html
16 YAŞ ALTINA SOSYAL MEDYA YASAĞI MI GELİYOR?
TBMM Genel Kurulu'nda Bakanlığın bütçe görüşmelerinde konuşan Uraloğlu, 16 yaş altındakilere yönelik sosyal medya çalışmalarına ilişkin konuştu.
Uraloğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Dijital dünya, özellikle çocuklarımızı, altını çizerek söylemek istiyorum, popülerlik, beğeni ve izlenme-görüntülenme sayısı faktörleriyle her geçen gün daha fazla çevrim içi kalmalarını sağlamakta ve yönlendirmektedir. Karşımızda kelimenin tam manasıyla sosyal bir tehdit bulunmaktadır. Bu durumun farkında olan Amerika, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerin sorunu önlemeye yönelik çeşitli düzenlemeleri, tedbirleri, kısıtlamaları ve tamamen kapatmalara kadar giden kararlar aldığını hep beraber görüyoruz.
Yeni bir sosyal medya okuryazarlığı bilincine ve bakış açısına ihtiyacımız var. Bu noktada 16 yaş altındaki çocuklarımızı sosyal medya ve online oyunların zararlarından korumak ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemek için yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık bir zorunluluk haline gelmiştir."
Söz konusu düzenlemenin öncelikle sosyal ağ platformlarının sorumluluklarını ve denetimini artırmaya yönelik olacağını belirtti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/16-yas-altina-sosyal-medya-yasagi-mi-geliyor-bakan-uraloglu-acikladi-191001.html
Son dakika... TÜİK illere göre GSYH verilerini açıkladı!
Türkiye'de 2022'de düşük GSYH'ye sahip olan doğu ve güneydoğu şehirleri, 2022/2023 kıyaslamasındaen yüksek oransal artışın yaşandığı iller oldu. Kişi başına GSYH artış hızında Şırnak yüzde 44'lük artışla birinci sırada yer alırken, yüzde 41 ile Ağrı ikinci, yüzde 40 ile Van üçüncü sırada yer aldı.
ARTVİN'DE KİŞİ BAŞINA GSYH DÜŞTÜ
GSYH'si 2022/2023 kıyasına göre azalan tel şehir ise yüzde 2'lik düşüşle Artvin oldu. En düşük GSYH artış hızına sahip iller sırasıyla yüzde 4 ile Zonguldak, yüzde 9 ile Uşak, yüzde 11 ile Kırıkkale, yüzde 12 ile Tekirdağ ve Bayburt olarak kayıtlara geçti.
ANKARA'DA GSYH'Sİ TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE BÜYÜDÜ
GSYH'de Türkiye artış ortalaması yüzde 24 olurken, Ankara yüzde 34 GSYH ile ortalamanın üzerinde yer aldı. İstanbul yüzde 25 ile ortalamaya yakın, İzmir ise yüzde 16 ile ortalamanın çok altında büyüme sergiledi. Bodrum, Marmaris gibi ilçelerine önemli bir göç alan Muğla'da yüzde 24 artışla Türkiye ortalamasında kaldı.
İSTANBUL RAKAMSAL ARTIŞTA ANKARA'NIN GERİSİNDE
Rakamsal olarak en yüksek kişi başına GSYH artışı yine 4 bin 736 dolar artış ile 18 bin 655 dolara ulaşan Ankara oldu. Onu 4 bin 392 dolar artışla 21 bin 741 dolara ulaşan İstanbul izledi. Kocaeli 3 bin 716 dolar artışla üçüncü, Antalya 3 bin 333 dolar artışla dördüncü, Yalova 2 bin 928 dolar artışla beşinci ve Tunceli 2 bin 682 dolar artışla altıncı en yüksek kişi başı GSYH yaşayan iller oldu.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/son-dakika...-tuik-illere-gore-gsyh-verilerini-acikladi-191000.html
ARTVİN'DE KİŞİ BAŞINA GSYH DÜŞTÜ
GSYH'si 2022/2023 kıyasına göre azalan tel şehir ise yüzde 2'lik düşüşle Artvin oldu. En düşük GSYH artış hızına sahip iller sırasıyla yüzde 4 ile Zonguldak, yüzde 9 ile Uşak, yüzde 11 ile Kırıkkale, yüzde 12 ile Tekirdağ ve Bayburt olarak kayıtlara geçti.
ANKARA'DA GSYH'Sİ TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE BÜYÜDÜ
GSYH'de Türkiye artış ortalaması yüzde 24 olurken, Ankara yüzde 34 GSYH ile ortalamanın üzerinde yer aldı. İstanbul yüzde 25 ile ortalamaya yakın, İzmir ise yüzde 16 ile ortalamanın çok altında büyüme sergiledi. Bodrum, Marmaris gibi ilçelerine önemli bir göç alan Muğla'da yüzde 24 artışla Türkiye ortalamasında kaldı.
İSTANBUL RAKAMSAL ARTIŞTA ANKARA'NIN GERİSİNDE
Rakamsal olarak en yüksek kişi başına GSYH artışı yine 4 bin 736 dolar artış ile 18 bin 655 dolara ulaşan Ankara oldu. Onu 4 bin 392 dolar artışla 21 bin 741 dolara ulaşan İstanbul izledi. Kocaeli 3 bin 716 dolar artışla üçüncü, Antalya 3 bin 333 dolar artışla dördüncü, Yalova 2 bin 928 dolar artışla beşinci ve Tunceli 2 bin 682 dolar artışla altıncı en yüksek kişi başı GSYH yaşayan iller oldu.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/son-dakika...-tuik-illere-gore-gsyh-verilerini-acikladi-191000.html
Dünyaya gözlerini Türkiye’de açtılar...Çoğu vatanlarını ilk kez görecek!
Türkiye'de doğan ve ülkelerini hiç görmeyen Suriyeli çocuklar, 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi sonrasında ilk kez vatan topraklarına gitti.
ONURLU DÖNÜŞ SÜRÜYOR
Ülkelerindeki iç savaş sırasında Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin Esed rejiminin çökmesiyle ülkelerine dönüşü sürüyor.
Kilis Öncüpınar Gümrük Kapısı'na aileleriyle gelen çocuklar, İl Göç İdaresi bünyesindeki Geri Gönderme Merkezi'nde işlemlerini yaptırdıktan sonra ülkelerine geçiş yapıyor.
Türkiye'ye 11 yıl önce eşi Sibel ile gelen Mahmod Hamido, önce İstanbul'a, ardından Kayseri'ye gitti.
TÜKİYE'YE 11 YIL ÖNCE GELMİŞLERDİ
Burada çeşitli işlerde çalışan çiftin Ali (10), Zekeriya (7), Rukiye (3), Kamer (2) ve Cemil (1) adında 5 evladı dünyaya geldi.
Daha önce hiç Suriye'ye gitmeyen Hamido ailesinin çocukları, ilk defa vatan topraklarına gitmenin heyecanını yaşadı.
Mahmod Hamido, AA muhabirine, Suriye'de iç savaş başladığında yeni evli olduğunu ve eşiyle Türkiye'ye sığındığını söyledi.
Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Hamido, çocukları ile Halep'e gideceğini ve ülkesine kavuştuğu için mutlu olduğunu ifade etti.
"VATAN TOPRAĞIMIZA DÖNÜYORUZ"
Halep'te yakınlarının olduğunu belirten Hamido, şöyle devam etti:
"5 çocuğum oldu. Ben burada evlat sahibi oldum. Çocuklarım ilk defa Suriye'ye gidecek ve bunun için çok mutluyum çünkü Suriye'ye kendi vatan toprağımıza dönüyoruz. Türkiye bize kucak açtı çok güzel ama bizim vatanımız bize daha güzel. Allah razı olsun herkesten."
Valid El Şeyhi ise 12 yıl önce ailesiyle Gaziantep'e geldiğini söyledi. Burada tekstil fabrikasında çalıştığını belirten El Şeyhi, eşi Nur ile burada evlendiğini, Abdulaziz (8), Hani (2) ve Halid (1) adında 3 çocuğunun olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE'Yİ UNUTMAYACAĞIZ, BİZE KUCAK AÇTI"
Vatan toprağının çok güzel olduğunu ve ilk defa çocuklarının Halep'i göreceğini dile getiren El Şeyhi, şunları kaydetti:
"Çocuklarımız mutlu ve biz de çok mutluyuz. Orası bizim vatanımız. 12 yıldır burada oturuyoruz. Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. En son döneceğiz çünkü bizim vatan orası. Çocuklarım vatanlarını hiç görmedi, ilk defa gidecekler. Türkiye'yi unutmayacağız, bize kucak açtı ama artık dönüyoruz. Dayılarım ve amcalarım orada, çocuklarım onları ilk defa görecek. Suriye'de artık yeni bir hayat ve yaşam olacak. Her şey yeni başlıyor bizim için."#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dunyaya-gozlerini-turkiye-de-actilar...cogu-vatanlarini-ilk-kez-gorecek-190999.html
ONURLU DÖNÜŞ SÜRÜYOR
Ülkelerindeki iç savaş sırasında Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin Esed rejiminin çökmesiyle ülkelerine dönüşü sürüyor.
Kilis Öncüpınar Gümrük Kapısı'na aileleriyle gelen çocuklar, İl Göç İdaresi bünyesindeki Geri Gönderme Merkezi'nde işlemlerini yaptırdıktan sonra ülkelerine geçiş yapıyor.
Türkiye'ye 11 yıl önce eşi Sibel ile gelen Mahmod Hamido, önce İstanbul'a, ardından Kayseri'ye gitti.
TÜKİYE'YE 11 YIL ÖNCE GELMİŞLERDİ
Burada çeşitli işlerde çalışan çiftin Ali (10), Zekeriya (7), Rukiye (3), Kamer (2) ve Cemil (1) adında 5 evladı dünyaya geldi.
Daha önce hiç Suriye'ye gitmeyen Hamido ailesinin çocukları, ilk defa vatan topraklarına gitmenin heyecanını yaşadı.
Mahmod Hamido, AA muhabirine, Suriye'de iç savaş başladığında yeni evli olduğunu ve eşiyle Türkiye'ye sığındığını söyledi.
Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Hamido, çocukları ile Halep'e gideceğini ve ülkesine kavuştuğu için mutlu olduğunu ifade etti.
"VATAN TOPRAĞIMIZA DÖNÜYORUZ"
Halep'te yakınlarının olduğunu belirten Hamido, şöyle devam etti:
"5 çocuğum oldu. Ben burada evlat sahibi oldum. Çocuklarım ilk defa Suriye'ye gidecek ve bunun için çok mutluyum çünkü Suriye'ye kendi vatan toprağımıza dönüyoruz. Türkiye bize kucak açtı çok güzel ama bizim vatanımız bize daha güzel. Allah razı olsun herkesten."
Valid El Şeyhi ise 12 yıl önce ailesiyle Gaziantep'e geldiğini söyledi. Burada tekstil fabrikasında çalıştığını belirten El Şeyhi, eşi Nur ile burada evlendiğini, Abdulaziz (8), Hani (2) ve Halid (1) adında 3 çocuğunun olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE'Yİ UNUTMAYACAĞIZ, BİZE KUCAK AÇTI"
Vatan toprağının çok güzel olduğunu ve ilk defa çocuklarının Halep'i göreceğini dile getiren El Şeyhi, şunları kaydetti:
"Çocuklarımız mutlu ve biz de çok mutluyuz. Orası bizim vatanımız. 12 yıldır burada oturuyoruz. Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. En son döneceğiz çünkü bizim vatan orası. Çocuklarım vatanlarını hiç görmedi, ilk defa gidecekler. Türkiye'yi unutmayacağız, bize kucak açtı ama artık dönüyoruz. Dayılarım ve amcalarım orada, çocuklarım onları ilk defa görecek. Suriye'de artık yeni bir hayat ve yaşam olacak. Her şey yeni başlıyor bizim için."#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/dunyaya-gozlerini-turkiye-de-actilar...cogu-vatanlarini-ilk-kez-gorecek-190999.html
S&P ve Fitch'ten Türkiye için 2025 öngörüleri
Türkiye 2024'ü uluslararası üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan ikişer basamak not artışıyla kapatırken, S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill ile Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri Başkanı Erich Arispe Morales, Türkiye ekonomisine ilişkin 2025 beklentilerini ve olası not artışına yönelik değerlendirmelerini AA muhabirine açıkladı.
Gill, Türkiye'de bu yıl sonu için enflasyon öngörülerini yüzde 42'den 45'e revize ettiklerini dile getirdi.
Türkiye ekonomisi için temel zorluğun enflasyonun düşürülmesi olduğunu söyleyen Gill, "Bu zor bir süreç ve özel tüketim oldukça dayanıklı. Türk yetkilileri talebi tamamen düşürmek değil, yumuşatmak istiyor." dedi.
Gill, döviz kurundaki gelişmeler dahil birçok faktörün enflasyon ve büyümeyi etkileyebileceğini belirterek, "Bu kapsamda 2025 yıl sonu enflasyon öngörümüz yüzde 24. Enflasyonun 2026 sonunda yüzde 15'in biraz üzerinde olacağını öngörüyoruz. Tek haneli enflasyonu ancak 2027 sonunda bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İlk faiz indirimi için 250 baz puan beklentisi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararlarında ihtiyatlı davranmasını öngördüklerini ve ilk faiz indirimi için asgari ücret görüşmelerinin sonucunu bekleyebileceklerini söyleyen Gill, bu kapsamda ilk indirimin 2025'in ocak veya şubat ayında yapılabileceğini ifade etti.
Gill, buna rağmen TCMB'nin bu ay sonundaki toplantısında para politikasında bir gevşeme olasılığını da tamamen göz ardı etmemek gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Faiz indiriminin bu ay mı yoksa ocakta mı yapılması konusunda çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Daha önemli olan, piyasaya verilecek mesajlar ve faiz indiriminin boyutu. Bu nedenle, TCMB'nin ihtiyatlı davranacağını ve ilk kesintinin 250 baz puan seviyesinde olacağını öngörüyorum. Politika faizinin mevcut enflasyon seviyelerinin üzerinde kalacağını düşünüyorum. 2025 boyunca politika faizinin sürekli olarak manşet enflasyonun yüzde 3-4 puan üzerinde kalmasını bekliyoruz."
Türk lirasına güvenin tesis edilmesindeki ilerleme not kararlarını etkileyebilir
Gelecek yıl Türkiye'nin kredi notunda artış olup olmayacağına ilişkin ise Gill, Türkiye ekonomisinin durağan görünümünün sürdüğünü belirterek, "Türkiye'nin BB- notuna yönelik riskler dengeli. Odağımız, politika yapıcıların enflasyonu düşürmesi, yeterli net döviz rezervlerinin korunması ve bütçe açığının kademeli olarak daraltılması eşliğinde Türkiye ekonomisinin yumuşak bir iniş yapmasının sağlanması." dedi.
Gill, yetkililerin Türk hane halkının Türk lirasına olan güvenini yeniden tesis etmesindeki ilerlemenin notu etkileyebileceğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ilerlemeyi nasıl ölçeriz? Döviz mevduatları ve kur korumalı mevduatların toplam mevduat tabanının hala yüzde 42-43'ünü oluşturduğuna baktığımızda, bu oranın daha düşük seviyelere inmesi halinde, notun yükselmesi yönünde bir baskı oluşturabileceğini düşünüyorum. Ancak bu, 2025 ve muhtemelen 2026 boyunca para politikasının niteliğini, kararlarını ve sonuçlarını yansıtacaktır."
Yeni ABD hükümetinin ticaret ortaklarını gümrük tarifesi uygulamakla tehdit ettiğini anımsatan Gill, bu tarifelerden etkilenebilecek Avrupa'daki düşük büyümenin Türk ekonomisi üzerinde ikincil etkileri olabileceğini ve bu nedenle 2025'in özellikle Gümrük Birliği'ndeki ekonomiler olmak üzere birçok ülke için karmaşık olacağını kaydetti.
Türkiye'nin kredi notu 2021 öncesi seviyeye döndü
Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri Başkanı Morales de Fitch'in bu yıl Türkiye'nin kredi notunu iki kez artırarak BB-'ye yükselttiğini ve görünümünü durağan olarak belirlediğini anımsattı.
Türkiye'nin kredi notunun 2021 öncesi seviyeye geri döndüğünü dile getiren Morales, "2023'ün ortalarından beri uygulanan politika değişikliği ve daha geleneksel para politikasına dönüş, Türkiye'nin makro-finansal istikrar risklerinin azalmasını sağladı." dedi.
Morales, uluslararası rezervlerin seviyesi ve bileşiminde önemli bir iyileşme görüldüğüne, cari açıktaki azalma ve kur korumalı mevduatlardaki düşüşe dikkati çekti.
Enflasyonist baskıları azaltmanın bu yıl olduğu gibi temel politika zorluğu olmaya devam edeceğini söyleyen Morales, "Enflasyonun yılın son çeyreğinde öngörülenden güçlü bir ivme kazanması ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyretmesi, 2024'teki parasal sıkılaşmaya rağmen enflasyon kaynaklı baskıların kontrol altına alınmasının zorluğuna işaret ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"TCMB'nin politika faizini 2025 sonunda yüzde 29'a düşüreceğini öngörüyoruz"
Morales, bu kapsamda yüzde 46 olarak öngördükleri 2024 yıl sonu enflasyonunun 2025 sonunda yüzde 24 seviyesine gerilemesini beklediklerini bildirdi.
Tahminlerinin sıkı para politikası duruşu, önemli mali konsolidasyon ve asgari ücret ayarlaması dahil gelir politikalarının Merkez Bankasının dezenflasyon yörüngesiyle uyumlu olacağı beklentisine dayandığını anlatan Morales, "Merkez Bankasının kademeli gevşeme döngüsüne 2025 başında başlayacağı ve politika faizini 2025 yılı sonunda yüzde 29'a düşüreceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Ayrıca Merkez Bankasının sıkı parasal duruşu desteklemek için makro ihtiyati tedbirleri kullanmaya devam etmesini bekliyoruz." diye konuştu.
Morales, 2025'te not artışı ihtimaline ilişkin ise, şunları kaydetti:
"2024'te yapılan iki not artırımının ardından Türkiye'nin kredi notunda daha fazla iyileşmenin, BB- notuna sahip emsal ülkelere göre yüksek seyreden enflasyon ve daha zayıf para politikası nedeniyle biraz daha yavaş olması muhtemel. Enflasyon, Türkiye için önemli bir kırılganlık oluşturuyor."
Türkiye'nin 2024'teki kredi not artışları
Türkiye'nin 2023'ün ikinci yarısından itibaren ekonomide ortodoks politikalar uygulamaya başlamasının ardından, 2024 kredi notu ve görünümünde önemli iyileşmenin sağlandığı bir yıl oldu.
Fitch Ratings, Mart 2024'te Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çıkardı. Kuruluş, Eylül 2024'teki değerlendirmesinde ise kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltti, not görünümünü durağana çevirdi.
S&P Global Ratings de Mayıs 2024'te yayımladığı yılın ilk değerlendirmesinde, Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya çıkardı, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korudu.
Kuruluş Kasım 2024'te Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltti ve kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirledi.
Moody's ise Ocak 2024'te Türkiye'nin kredi notunu "B3" olarak teyit ederken, not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.
Moody's Temmuz 2024'teki değerlendirmesinde Türkiye'nin kredi notunu iki basamak birden yükselterek "B3"ten "B1"e çıkardı, kredi notu görünümünün "pozitif" olarak korunduğunu bildirdi.
Kredi derecelendirme kuruluşları bir hükümetin borcunu geri ödeme kabiliyetini ölçen ülke kredi notlarının yayınlanması yoluyla söz konusu ülkenin borç maliyetinin belirlenmesinde önemli bir rol oynarken, ülke notları yatırımcıların devlet tahvillerine yatırımlarında risklerin değerlendirilmesi için bir ölçüt olarak kullanılıyor.
Not yükseltme veya düşürme gibi değişiklikler, bir ülkenin uluslararası sermaye piyasalarından borçlanma maliyetlerini etkiliyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/s-p-ve-fitch-ten-turkiye-icin-2025-ongoruleri-190998.html
Gill, Türkiye'de bu yıl sonu için enflasyon öngörülerini yüzde 42'den 45'e revize ettiklerini dile getirdi.
Türkiye ekonomisi için temel zorluğun enflasyonun düşürülmesi olduğunu söyleyen Gill, "Bu zor bir süreç ve özel tüketim oldukça dayanıklı. Türk yetkilileri talebi tamamen düşürmek değil, yumuşatmak istiyor." dedi.
Gill, döviz kurundaki gelişmeler dahil birçok faktörün enflasyon ve büyümeyi etkileyebileceğini belirterek, "Bu kapsamda 2025 yıl sonu enflasyon öngörümüz yüzde 24. Enflasyonun 2026 sonunda yüzde 15'in biraz üzerinde olacağını öngörüyoruz. Tek haneli enflasyonu ancak 2027 sonunda bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İlk faiz indirimi için 250 baz puan beklentisi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararlarında ihtiyatlı davranmasını öngördüklerini ve ilk faiz indirimi için asgari ücret görüşmelerinin sonucunu bekleyebileceklerini söyleyen Gill, bu kapsamda ilk indirimin 2025'in ocak veya şubat ayında yapılabileceğini ifade etti.
Gill, buna rağmen TCMB'nin bu ay sonundaki toplantısında para politikasında bir gevşeme olasılığını da tamamen göz ardı etmemek gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Faiz indiriminin bu ay mı yoksa ocakta mı yapılması konusunda çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Daha önemli olan, piyasaya verilecek mesajlar ve faiz indiriminin boyutu. Bu nedenle, TCMB'nin ihtiyatlı davranacağını ve ilk kesintinin 250 baz puan seviyesinde olacağını öngörüyorum. Politika faizinin mevcut enflasyon seviyelerinin üzerinde kalacağını düşünüyorum. 2025 boyunca politika faizinin sürekli olarak manşet enflasyonun yüzde 3-4 puan üzerinde kalmasını bekliyoruz."
Türk lirasına güvenin tesis edilmesindeki ilerleme not kararlarını etkileyebilir
Gelecek yıl Türkiye'nin kredi notunda artış olup olmayacağına ilişkin ise Gill, Türkiye ekonomisinin durağan görünümünün sürdüğünü belirterek, "Türkiye'nin BB- notuna yönelik riskler dengeli. Odağımız, politika yapıcıların enflasyonu düşürmesi, yeterli net döviz rezervlerinin korunması ve bütçe açığının kademeli olarak daraltılması eşliğinde Türkiye ekonomisinin yumuşak bir iniş yapmasının sağlanması." dedi.
Gill, yetkililerin Türk hane halkının Türk lirasına olan güvenini yeniden tesis etmesindeki ilerlemenin notu etkileyebileceğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ilerlemeyi nasıl ölçeriz? Döviz mevduatları ve kur korumalı mevduatların toplam mevduat tabanının hala yüzde 42-43'ünü oluşturduğuna baktığımızda, bu oranın daha düşük seviyelere inmesi halinde, notun yükselmesi yönünde bir baskı oluşturabileceğini düşünüyorum. Ancak bu, 2025 ve muhtemelen 2026 boyunca para politikasının niteliğini, kararlarını ve sonuçlarını yansıtacaktır."
Yeni ABD hükümetinin ticaret ortaklarını gümrük tarifesi uygulamakla tehdit ettiğini anımsatan Gill, bu tarifelerden etkilenebilecek Avrupa'daki düşük büyümenin Türk ekonomisi üzerinde ikincil etkileri olabileceğini ve bu nedenle 2025'in özellikle Gümrük Birliği'ndeki ekonomiler olmak üzere birçok ülke için karmaşık olacağını kaydetti.
Türkiye'nin kredi notu 2021 öncesi seviyeye döndü
Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri Başkanı Morales de Fitch'in bu yıl Türkiye'nin kredi notunu iki kez artırarak BB-'ye yükselttiğini ve görünümünü durağan olarak belirlediğini anımsattı.
Türkiye'nin kredi notunun 2021 öncesi seviyeye geri döndüğünü dile getiren Morales, "2023'ün ortalarından beri uygulanan politika değişikliği ve daha geleneksel para politikasına dönüş, Türkiye'nin makro-finansal istikrar risklerinin azalmasını sağladı." dedi.
Morales, uluslararası rezervlerin seviyesi ve bileşiminde önemli bir iyileşme görüldüğüne, cari açıktaki azalma ve kur korumalı mevduatlardaki düşüşe dikkati çekti.
Enflasyonist baskıları azaltmanın bu yıl olduğu gibi temel politika zorluğu olmaya devam edeceğini söyleyen Morales, "Enflasyonun yılın son çeyreğinde öngörülenden güçlü bir ivme kazanması ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyretmesi, 2024'teki parasal sıkılaşmaya rağmen enflasyon kaynaklı baskıların kontrol altına alınmasının zorluğuna işaret ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"TCMB'nin politika faizini 2025 sonunda yüzde 29'a düşüreceğini öngörüyoruz"
Morales, bu kapsamda yüzde 46 olarak öngördükleri 2024 yıl sonu enflasyonunun 2025 sonunda yüzde 24 seviyesine gerilemesini beklediklerini bildirdi.
Tahminlerinin sıkı para politikası duruşu, önemli mali konsolidasyon ve asgari ücret ayarlaması dahil gelir politikalarının Merkez Bankasının dezenflasyon yörüngesiyle uyumlu olacağı beklentisine dayandığını anlatan Morales, "Merkez Bankasının kademeli gevşeme döngüsüne 2025 başında başlayacağı ve politika faizini 2025 yılı sonunda yüzde 29'a düşüreceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Ayrıca Merkez Bankasının sıkı parasal duruşu desteklemek için makro ihtiyati tedbirleri kullanmaya devam etmesini bekliyoruz." diye konuştu.
Morales, 2025'te not artışı ihtimaline ilişkin ise, şunları kaydetti:
"2024'te yapılan iki not artırımının ardından Türkiye'nin kredi notunda daha fazla iyileşmenin, BB- notuna sahip emsal ülkelere göre yüksek seyreden enflasyon ve daha zayıf para politikası nedeniyle biraz daha yavaş olması muhtemel. Enflasyon, Türkiye için önemli bir kırılganlık oluşturuyor."
Türkiye'nin 2024'teki kredi not artışları
Türkiye'nin 2023'ün ikinci yarısından itibaren ekonomide ortodoks politikalar uygulamaya başlamasının ardından, 2024 kredi notu ve görünümünde önemli iyileşmenin sağlandığı bir yıl oldu.
Fitch Ratings, Mart 2024'te Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çıkardı. Kuruluş, Eylül 2024'teki değerlendirmesinde ise kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltti, not görünümünü durağana çevirdi.
S&P Global Ratings de Mayıs 2024'te yayımladığı yılın ilk değerlendirmesinde, Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya çıkardı, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korudu.
Kuruluş Kasım 2024'te Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltti ve kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirledi.
Moody's ise Ocak 2024'te Türkiye'nin kredi notunu "B3" olarak teyit ederken, not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.
Moody's Temmuz 2024'teki değerlendirmesinde Türkiye'nin kredi notunu iki basamak birden yükselterek "B3"ten "B1"e çıkardı, kredi notu görünümünün "pozitif" olarak korunduğunu bildirdi.
Kredi derecelendirme kuruluşları bir hükümetin borcunu geri ödeme kabiliyetini ölçen ülke kredi notlarının yayınlanması yoluyla söz konusu ülkenin borç maliyetinin belirlenmesinde önemli bir rol oynarken, ülke notları yatırımcıların devlet tahvillerine yatırımlarında risklerin değerlendirilmesi için bir ölçüt olarak kullanılıyor.
Not yükseltme veya düşürme gibi değişiklikler, bir ülkenin uluslararası sermaye piyasalarından borçlanma maliyetlerini etkiliyor.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/s-p-ve-fitch-ten-turkiye-icin-2025-ongoruleri-190998.html
Yeni yılda kırmızı ete zam olacak mı? Bakan Yumaklı'dan açıklama
Yeni yılda kırmızı ete zam olacak mı? sorusu Bakan Yumaklı’nın Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklama ardından gündeme geldi.
Bakan Yumaklı ayrıca kırmızı et için üretimi artırma yönünde yol haritalarının olduğunu belirtti.
YENİ YILDA KIRMIZI ETE ZAM OLACAK MI?
Et fiyatları hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, “Sene sonu şu fiyata çıkacak diye spekülasyon yapıyorlardı. Bunlar alışmışlar, bir söylenti ortaya atıp onun üzerinden fiyatları artırmaya. Bu alışkanlıklarından artık vazgeçmeleri lazım. Ancak biz Ticaret Bakanlığımızla beraber gereğini yapıyoruz. Burada amaç ne tüketici fahiş fiyatla ürün alsın, ne de üretici yapmış olduğu işten zarar etsin.” dedi ve büyük baş hayvan varlığını yeni yılda artıracaklarını belirterek, “Piyasayı yakından takip ediyoruz. TİGEM ile ESK işbirliği kapsamında TİGEM’deki büyükbaş hayvan varlığını 2025’te 70 bine çıkaracağız. Bu arada suni artışlar olduğunda ona da müdahaleden kaçınmayacağız. Hiç kimse maliyetin üzerine makul kar elde edilmesine bir şey söylemiyor. Öyle bir coğrafi avantajımız var ki, kendi ihtiyacımızdan sonra etrafımızda ihtiyacı olanlara da ihraç etme potansiyelimiz var” dedi.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yeni-yilda-kirmizi-ete-zam-olacak-mi-bakan-yumakli-dan-aciklama-190997.html
Bakan Yumaklı ayrıca kırmızı et için üretimi artırma yönünde yol haritalarının olduğunu belirtti.
YENİ YILDA KIRMIZI ETE ZAM OLACAK MI?
Et fiyatları hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, “Sene sonu şu fiyata çıkacak diye spekülasyon yapıyorlardı. Bunlar alışmışlar, bir söylenti ortaya atıp onun üzerinden fiyatları artırmaya. Bu alışkanlıklarından artık vazgeçmeleri lazım. Ancak biz Ticaret Bakanlığımızla beraber gereğini yapıyoruz. Burada amaç ne tüketici fahiş fiyatla ürün alsın, ne de üretici yapmış olduğu işten zarar etsin.” dedi ve büyük baş hayvan varlığını yeni yılda artıracaklarını belirterek, “Piyasayı yakından takip ediyoruz. TİGEM ile ESK işbirliği kapsamında TİGEM’deki büyükbaş hayvan varlığını 2025’te 70 bine çıkaracağız. Bu arada suni artışlar olduğunda ona da müdahaleden kaçınmayacağız. Hiç kimse maliyetin üzerine makul kar elde edilmesine bir şey söylemiyor. Öyle bir coğrafi avantajımız var ki, kendi ihtiyacımızdan sonra etrafımızda ihtiyacı olanlara da ihraç etme potansiyelimiz var” dedi.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yeni-yilda-kirmizi-ete-zam-olacak-mi-bakan-yumakli-dan-aciklama-190997.html
Yapı denetim muafiyeti yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırıyor
Ankara
Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle, güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin (GES ve RES) yapı denetim kapsamından çıkarılması, yenilenebilir enerji yatırımlarının bürokratik süreçlerini kolaylaştırarak projelerin daha hızlı ve düşük maliyetle hayata geçirilmesi amaçlıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilen düzenlemeye göre, GES ve RES projelerinde yapı denetim zorunluluğu kaldırıldı. Bu değişiklikle, planlama ve inşaat aşamalarında zaman tasarrufu sağlanırken, projelerin maliyetleri de önemli ölçüde azalacak.
GES ve RES projelerinde yapı denetim zorunluluğunun kaldırıldığı yeni düzenleme kapsamında, ruhsatlandırma yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına devredilecek.
Prosedürlerin sadeleştirilmesi sayesinde ruhsat alma süreçlerinin hızlanması ve denetim mekanizmasının alanında uzman kişiler eliyle yeniden yapılandırılması hedefleniyor. Bu sayede, projelerin daha nitelikli ve etkin şekilde tamamlanması sağlanacak.
Bu düzenleme, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor. Yenilenebilir enerji projelerinin daha hızlı devreye alınmasıyla ülke ekonomisine ivme kazandırılması bekleniyor.
"Ülkemizin enerji geleceği ve emisyon hedefleri adına da memnuniyet verici bir adım"
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların önündeki bürokratik ve mali yüklerini azaltarak, yenilenebilir enerji projelerinin hızla hayata geçirilmesine katkı sağlayacağını söyledi.
Özkök, yapılan düzenlemenin detaylarına değinerek, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'a eklenen (ç) bendiyle güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin yapı denetim kapsamı dışında bırakıldığını, ayrıca kanunun üçüncü fıkrasında yer alan ifadelerin güncel gerekliliklere uygun olarak değiştirildiğini ifade etti.
Söz konusu düzenlemenin, Türkiye'nin yenilenebilir enerji hedefleri açısından kritik bir adım olduğunu vurgulayan Özkök, "Türkiye'de yatırımcılar her ne kadar finansman bulma açısından Avrupa ülkeleri kadar çok seçeneğe sahip olmasa da izin süreçleri açısından ülkemiz benzer ülkelere göre çok daha avantajlı durumda. Avrupa'da benzer süreçlerin ancak 2,5 sene ile 4 sene arasında gerçekleşebildiğini görüyoruz. Türkiye bu alanda çok daha iyi konumda. " değerlendirmesinde bulundu.
Özkök, sözlerini şöyle tamamladı:
"GÜYAD olarak, uzun zamandır sektörümüz için talep edilen ve yatırım süreçlerini hızlandırarak enerji yatırımlarını teşvik etmeyi amaçlayan önemli bir düzenlemenin daha hayata geçirilmesi amacıyla yaptığımız çalışmalar meyvesini vermeye başladı. İlgili makamlarla uzun yıllardır yürütülen çalışmaların ve sektörümüzün ortak çabalarının bir sonucu olarak gündeme alınan ve yasalaşan bu değişiklik, ülkemizin enerji geleceği ve emisyon hedefleri adına da memnuniyet verici bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yenilenebilir enerji sektörünün önünü açmak adına İlgili makamlarla temaslarımıza ve çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yapi-denetim-muafiyeti-yenilenebilir-enerji-yatirimlarini-hizlandiriyor-190996.html
Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle, güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin (GES ve RES) yapı denetim kapsamından çıkarılması, yenilenebilir enerji yatırımlarının bürokratik süreçlerini kolaylaştırarak projelerin daha hızlı ve düşük maliyetle hayata geçirilmesi amaçlıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilen düzenlemeye göre, GES ve RES projelerinde yapı denetim zorunluluğu kaldırıldı. Bu değişiklikle, planlama ve inşaat aşamalarında zaman tasarrufu sağlanırken, projelerin maliyetleri de önemli ölçüde azalacak.
GES ve RES projelerinde yapı denetim zorunluluğunun kaldırıldığı yeni düzenleme kapsamında, ruhsatlandırma yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına devredilecek.
Prosedürlerin sadeleştirilmesi sayesinde ruhsat alma süreçlerinin hızlanması ve denetim mekanizmasının alanında uzman kişiler eliyle yeniden yapılandırılması hedefleniyor. Bu sayede, projelerin daha nitelikli ve etkin şekilde tamamlanması sağlanacak.
Bu düzenleme, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor. Yenilenebilir enerji projelerinin daha hızlı devreye alınmasıyla ülke ekonomisine ivme kazandırılması bekleniyor.
"Ülkemizin enerji geleceği ve emisyon hedefleri adına da memnuniyet verici bir adım"
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların önündeki bürokratik ve mali yüklerini azaltarak, yenilenebilir enerji projelerinin hızla hayata geçirilmesine katkı sağlayacağını söyledi.
Özkök, yapılan düzenlemenin detaylarına değinerek, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'a eklenen (ç) bendiyle güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin yapı denetim kapsamı dışında bırakıldığını, ayrıca kanunun üçüncü fıkrasında yer alan ifadelerin güncel gerekliliklere uygun olarak değiştirildiğini ifade etti.
Söz konusu düzenlemenin, Türkiye'nin yenilenebilir enerji hedefleri açısından kritik bir adım olduğunu vurgulayan Özkök, "Türkiye'de yatırımcılar her ne kadar finansman bulma açısından Avrupa ülkeleri kadar çok seçeneğe sahip olmasa da izin süreçleri açısından ülkemiz benzer ülkelere göre çok daha avantajlı durumda. Avrupa'da benzer süreçlerin ancak 2,5 sene ile 4 sene arasında gerçekleşebildiğini görüyoruz. Türkiye bu alanda çok daha iyi konumda. " değerlendirmesinde bulundu.
Özkök, sözlerini şöyle tamamladı:
"GÜYAD olarak, uzun zamandır sektörümüz için talep edilen ve yatırım süreçlerini hızlandırarak enerji yatırımlarını teşvik etmeyi amaçlayan önemli bir düzenlemenin daha hayata geçirilmesi amacıyla yaptığımız çalışmalar meyvesini vermeye başladı. İlgili makamlarla uzun yıllardır yürütülen çalışmaların ve sektörümüzün ortak çabalarının bir sonucu olarak gündeme alınan ve yasalaşan bu değişiklik, ülkemizin enerji geleceği ve emisyon hedefleri adına da memnuniyet verici bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yenilenebilir enerji sektörünün önünü açmak adına İlgili makamlarla temaslarımıza ve çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yapi-denetim-muafiyeti-yenilenebilir-enerji-yatirimlarini-hizlandiriyor-190996.html
Bilim insanları kalpte mini beyin keşfetti: Kalp artık beyinden bağımsız kontrol edilebilecek
İsveç'teki Karolinska Enstitüsü ve ABD'deki Columbia Üniversitesi'nden bilim insanları, kalbin kendi sinir sistemine sahip olduğunu ve bu sinir ağının kalp ritmini bağımsız olarak düzenleyebildiğini keşfetti. Bu buluş, kalbin sadece beyin tarafından kontrol edildiği inancını çürütürken, "kalpte mini beyin" keşfi, kalp sağlığı ve ritim bozuklukları araştırmalarına yeni bir boyut kazandırdı.
Kalpte Mini Beyin: Beyinden Bağımsız Kontrol Sistemi
Yeni araştırmalar, kalbin duvarlarında bulunan sinir ağlarının, beyinden bağımsız olarak kalp atışlarını düzenleme kapasitesine sahip olduğunu gösterdi. Karolinska Enstitüsü'nden Doç. Dr. Konstantinos Ampatzis, “Kalpteki bu mini beyin, tıpkı beynin solunum veya hareket gibi ritmik fonksiyonları düzenlediği gibi, kalp atışlarını da kontrol ediyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu keşif, "kalpte mini beyin" fikrinin ne kadar önemli bir tıbbi yenilik olduğunu ortaya koyuyor.
Uzun yıllardır kalbin, beyinle bağlantılı otonom sinir sistemi aracılığıyla kontrol edildiği düşünülüyordu. Ancak bu yeni bulgular, kalpteki sinir ağının çok daha karmaşık olduğunu ve ritim düzenlemesinde bağımsız bir rol üstlendiğini kanıtladı. "Kalpte mini beyin" keşfi, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları tedavisinde devrim niteliğinde bir adım olarak değerlendiriliyor.
Zebra Balığı Üzerinde Yapılan Araştırmalar ve Kalpteki Sinirsel Ağ
Keşif, zebra balığı üzerinde yapılan deneylerle doğrulandı. Zebra balığı, insan kalbiyle benzer ritim ve fonksiyonlar gösterdiği için model organizma olarak kullanıldı. Araştırmacılar, tek hücre RNA dizilemesi, anatomik incelemeler ve elektrofizyolojik yöntemler kullanarak kalpteki sinir ağının yapısını ve işlevini detaylı şekilde haritalandırdı. Bu araştırmalar, kalpteki mini beynin ve sinir ağının karmaşıklığını gözler önüne seriyor.
Yeni Tedavi Yöntemleri İçin Umut: Kalp Hastalıklarında Devrim
"Kalpte mini beyin" keşfi, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları için yeni tedavi yollarının kapısını aralayabilir. Kalpteki sinirsel ağın bozulması, aritmi gibi ciddi kalp rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Araştırmacılar, kalbin sinirsel ağı ile beynin etkileşimini, egzersiz, stres ve hastalık gibi farklı koşullar altında daha fazla incelemeyi planlıyor. Bu çalışmalar, kalpteki mini beynin daha iyi anlaşılmasına ve yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Prof. Dr. Okay Abacı, “Kalbin sinirsel ağındaki bozulmalar, kalp atış hızını etkileyebilir ve uzun vadede kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kalpteki mini beyin keşfi, “kalp sağlığı tedavilerinde devrim niteliğinde bir dönemi başlatabilir” dedi.
İlginizi çekebilir;
Uzmanlar bilimsel veriler ışığında yanıtladı: COVID-19 aşıları kalp krizi riskini artırıyor mu?
Dünya Kalp Günü’nde Prof. Dr. Ramazan Özdemir’den ‘gizli kalp krizi' uyarısı
Canan Karatay’dan kolajen takviyeleriyle ilgili kritik uyarı: Kalp sağlığınızı riske atmayın!#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bilim-insanlari-kalpte-mini-beyin-kesfetti-kalp-artik-beyinden-bagimsiz-kontrol-edilebilecek-190995.html
Kalpte Mini Beyin: Beyinden Bağımsız Kontrol Sistemi
Yeni araştırmalar, kalbin duvarlarında bulunan sinir ağlarının, beyinden bağımsız olarak kalp atışlarını düzenleme kapasitesine sahip olduğunu gösterdi. Karolinska Enstitüsü'nden Doç. Dr. Konstantinos Ampatzis, “Kalpteki bu mini beyin, tıpkı beynin solunum veya hareket gibi ritmik fonksiyonları düzenlediği gibi, kalp atışlarını da kontrol ediyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu keşif, "kalpte mini beyin" fikrinin ne kadar önemli bir tıbbi yenilik olduğunu ortaya koyuyor.
Uzun yıllardır kalbin, beyinle bağlantılı otonom sinir sistemi aracılığıyla kontrol edildiği düşünülüyordu. Ancak bu yeni bulgular, kalpteki sinir ağının çok daha karmaşık olduğunu ve ritim düzenlemesinde bağımsız bir rol üstlendiğini kanıtladı. "Kalpte mini beyin" keşfi, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları tedavisinde devrim niteliğinde bir adım olarak değerlendiriliyor.
Zebra Balığı Üzerinde Yapılan Araştırmalar ve Kalpteki Sinirsel Ağ
Keşif, zebra balığı üzerinde yapılan deneylerle doğrulandı. Zebra balığı, insan kalbiyle benzer ritim ve fonksiyonlar gösterdiği için model organizma olarak kullanıldı. Araştırmacılar, tek hücre RNA dizilemesi, anatomik incelemeler ve elektrofizyolojik yöntemler kullanarak kalpteki sinir ağının yapısını ve işlevini detaylı şekilde haritalandırdı. Bu araştırmalar, kalpteki mini beynin ve sinir ağının karmaşıklığını gözler önüne seriyor.
Yeni Tedavi Yöntemleri İçin Umut: Kalp Hastalıklarında Devrim
"Kalpte mini beyin" keşfi, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları için yeni tedavi yollarının kapısını aralayabilir. Kalpteki sinirsel ağın bozulması, aritmi gibi ciddi kalp rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Araştırmacılar, kalbin sinirsel ağı ile beynin etkileşimini, egzersiz, stres ve hastalık gibi farklı koşullar altında daha fazla incelemeyi planlıyor. Bu çalışmalar, kalpteki mini beynin daha iyi anlaşılmasına ve yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Prof. Dr. Okay Abacı, “Kalbin sinirsel ağındaki bozulmalar, kalp atış hızını etkileyebilir ve uzun vadede kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kalpteki mini beyin keşfi, “kalp sağlığı tedavilerinde devrim niteliğinde bir dönemi başlatabilir” dedi.
İlginizi çekebilir;
Uzmanlar bilimsel veriler ışığında yanıtladı: COVID-19 aşıları kalp krizi riskini artırıyor mu?
Dünya Kalp Günü’nde Prof. Dr. Ramazan Özdemir’den ‘gizli kalp krizi' uyarısı
Canan Karatay’dan kolajen takviyeleriyle ilgili kritik uyarı: Kalp sağlığınızı riske atmayın!#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bilim-insanlari-kalpte-mini-beyin-kesfetti-kalp-artik-beyinden-bagimsiz-kontrol-edilebilecek-190995.html
Bakan Bolat: Cari işlemler hesabı 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, cari işlemler hesabının ekim itibarıyla 1,9 milyar dolar fazla verdiğini belirterek, "Cari işlemler hesabı son 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi. 10 ayda cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar azalarak, 3,3 milyar dolara geriledi." ifadesini kullandı.
Bolat, sosyal medya hesabından, ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Cari işlemler hesabındaki güçlü iyileşmenin makroekonomik istikrarı pekiştirerek ekonominin geleceğine dair olumlu tablo sunmaya devam ettiğini vurgulayan Bolat, sağlanan iyileşmeler neticesinde Türkiye'nin risk priminin düşmeye devam ettiğini ve ekonomideki güven ortamını güçlendiğini bildirdi.
Ekonomi programının olumlu sonuçlarına dikkati çeken Bolat, şunları kaydetti:
"İhracat, üretim, yatırım, istihdam ve sürdürülebilir cari işlemler dengesi kapsamında hükümetimizin kararlıkla uygulamakta olduğu ekonomi programı olumlu sonuçlarını vermektedir. Ekim ayında cari işlemler hesabı 1,9 milyar dolar fazla verdi. Cari işlemler hesabı son 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi. 10 ayda cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar azalarak, 3,3 milyar dolara geriledi. Mayıs 2023'te 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda 47,9 milyar dolar azalarak, Ekim 2024 itibarıyla 7,7 milyar dolara geriledi."
İhracattaki artış ve ithalattaki düşüşün finansal ve makroekonomik istikrara katkı sağlarken ekonomik dengeleri güçlendirdiğini, büyümeye de olumlu ve net katkı verdiğini vurgulayan Bolat, bu durumun iş gücü piyasalarındaki istikrarlı ve dayanıklı görünüme katkı sağladığının altını çizdi.
Bolat, Türkiye'nin ihracat verilerine de dikkati çekerek, ekimde yıllıklandırılmış ihracatın yıllık bazda yüzde 3'lük artışla 262,2 milyar dolara yükseldiğini anımsattı.
Aynı dönemde yıllıklandırılmış ithalatın ise yüzde 7,4'lük azalışla 340,1 milyar dolara gerilediği bilgisini veren Bolat, yıllıklandırılmış dış ticaret açığının yüzde 30,9 azalarak 77,9 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranın da yüzde 77,1 olduğunu bildirdi.
"KARARLILIKLA ÇALIŞMAYA DEVAM"
Bolat, Mayıs 2023'te yıllık dış ticaret açığının 122,2 milyar dolar olduğunu anımsatarak, bu açığın 17 ayda 44,3 milyar dolar azaldığını ifade etti.
Dış ticaret açığındaki gerilemeye, hizmet ihracatındaki artışın da eşlik ettiğine vurgu yapan Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
"Hizmet gelirleri ekimde yıllıklandırılmış bazda 112,5 milyar dolarla rekorunu yenilemiştir. Hizmet ihracatının içinde yer alan seyahat gelirleri ise 54,1 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin uygulamadaki sonuçları ile cari işlemler açığında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler, ekonomik büyümeyi daha dengeli hale getirirken iş gücü piyasalarında dayanıklı bir eğilim gözlenmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı Ekim 2024'te bir önceki aya göre 156 bin kişi artarak 32 milyon 970 bin kişiyle tarihin en yüksek seviyesine ulaşırken istihdam oranı 0,2 puan artarak yüzde 49,9 oldu ve rekor düzeyde kaydedildi. Ticaret Bakanlığı olarak, elde edilen bu performansı daha da ileri taşımak ve ekonomimizin sürdürülebilir büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz."
CARİ İŞLEMLER HESABI 5 YIL SONRA İLK KEZ ÜST ÜSTE 5 AY FAZLA VERDİ
Türkiye'nin cari işlemler hesabında ekimde 1 milyar 880 milyon dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında da 7 milyar 163 milyon dolarlık fazla oluşurken, cari işlemler hesabı yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez üst üste 5 ay fazla verdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, ekimde doğrudan yatırımlar kaynaklı 204 milyon dolar çıkış olurken, portföy yatırımlarında 587 milyon dolarlık net giriş gerçekleşti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Ekim 2024'te cari işlemler hesabı 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi.
Buna göre, ekimde doğrudan yatırımlar kaynaklı 204 milyon dolar çıkış olurken, portföy yatırımlarında 587 milyon dolarlık net giriş oldu.
Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 642 milyon dolarlık net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 978 milyon dolarlık net alış yaptığı görüldü.
Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak; bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 1 milyar 807 milyon dolar, 1 milyar 658 milyon dolar ve 1 milyar 622 milyon dolar net borçlanma gerçekleştirdi.
Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 97 milyon dolar net azalış kaydetti.
Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 295 milyon dolar net azalış ve Türk lirası cinsinden 1 milyar 403 milyon dolar net artış olmak üzere toplam 1 milyar 108 milyon dolar net artış oldu.
Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 3 milyar 877 milyon dolar, 45 milyon dolar ve 312 milyon dolar net kullanım gerçekleşti.
Resmi rezervlerde bu ay 4 milyar 861 milyon dolar net artış kaydetti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-bolat-cari-islemler-hesabi-5-yildir-ilk-kez-5-ay-ust-uste-fazla-verdi-190994.html
Bolat, sosyal medya hesabından, ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Cari işlemler hesabındaki güçlü iyileşmenin makroekonomik istikrarı pekiştirerek ekonominin geleceğine dair olumlu tablo sunmaya devam ettiğini vurgulayan Bolat, sağlanan iyileşmeler neticesinde Türkiye'nin risk priminin düşmeye devam ettiğini ve ekonomideki güven ortamını güçlendiğini bildirdi.
Ekonomi programının olumlu sonuçlarına dikkati çeken Bolat, şunları kaydetti:
"İhracat, üretim, yatırım, istihdam ve sürdürülebilir cari işlemler dengesi kapsamında hükümetimizin kararlıkla uygulamakta olduğu ekonomi programı olumlu sonuçlarını vermektedir. Ekim ayında cari işlemler hesabı 1,9 milyar dolar fazla verdi. Cari işlemler hesabı son 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi. 10 ayda cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar azalarak, 3,3 milyar dolara geriledi. Mayıs 2023'te 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda 47,9 milyar dolar azalarak, Ekim 2024 itibarıyla 7,7 milyar dolara geriledi."
İhracattaki artış ve ithalattaki düşüşün finansal ve makroekonomik istikrara katkı sağlarken ekonomik dengeleri güçlendirdiğini, büyümeye de olumlu ve net katkı verdiğini vurgulayan Bolat, bu durumun iş gücü piyasalarındaki istikrarlı ve dayanıklı görünüme katkı sağladığının altını çizdi.
Bolat, Türkiye'nin ihracat verilerine de dikkati çekerek, ekimde yıllıklandırılmış ihracatın yıllık bazda yüzde 3'lük artışla 262,2 milyar dolara yükseldiğini anımsattı.
Aynı dönemde yıllıklandırılmış ithalatın ise yüzde 7,4'lük azalışla 340,1 milyar dolara gerilediği bilgisini veren Bolat, yıllıklandırılmış dış ticaret açığının yüzde 30,9 azalarak 77,9 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranın da yüzde 77,1 olduğunu bildirdi.
"KARARLILIKLA ÇALIŞMAYA DEVAM"
Bolat, Mayıs 2023'te yıllık dış ticaret açığının 122,2 milyar dolar olduğunu anımsatarak, bu açığın 17 ayda 44,3 milyar dolar azaldığını ifade etti.
Dış ticaret açığındaki gerilemeye, hizmet ihracatındaki artışın da eşlik ettiğine vurgu yapan Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
"Hizmet gelirleri ekimde yıllıklandırılmış bazda 112,5 milyar dolarla rekorunu yenilemiştir. Hizmet ihracatının içinde yer alan seyahat gelirleri ise 54,1 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin uygulamadaki sonuçları ile cari işlemler açığında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler, ekonomik büyümeyi daha dengeli hale getirirken iş gücü piyasalarında dayanıklı bir eğilim gözlenmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı Ekim 2024'te bir önceki aya göre 156 bin kişi artarak 32 milyon 970 bin kişiyle tarihin en yüksek seviyesine ulaşırken istihdam oranı 0,2 puan artarak yüzde 49,9 oldu ve rekor düzeyde kaydedildi. Ticaret Bakanlığı olarak, elde edilen bu performansı daha da ileri taşımak ve ekonomimizin sürdürülebilir büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz."
CARİ İŞLEMLER HESABI 5 YIL SONRA İLK KEZ ÜST ÜSTE 5 AY FAZLA VERDİ
Türkiye'nin cari işlemler hesabında ekimde 1 milyar 880 milyon dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında da 7 milyar 163 milyon dolarlık fazla oluşurken, cari işlemler hesabı yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez üst üste 5 ay fazla verdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, ekimde doğrudan yatırımlar kaynaklı 204 milyon dolar çıkış olurken, portföy yatırımlarında 587 milyon dolarlık net giriş gerçekleşti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Ekim 2024'te cari işlemler hesabı 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi.
Buna göre, ekimde doğrudan yatırımlar kaynaklı 204 milyon dolar çıkış olurken, portföy yatırımlarında 587 milyon dolarlık net giriş oldu.
Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 642 milyon dolarlık net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 978 milyon dolarlık net alış yaptığı görüldü.
Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak; bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 1 milyar 807 milyon dolar, 1 milyar 658 milyon dolar ve 1 milyar 622 milyon dolar net borçlanma gerçekleştirdi.
Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 97 milyon dolar net azalış kaydetti.
Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 295 milyon dolar net azalış ve Türk lirası cinsinden 1 milyar 403 milyon dolar net artış olmak üzere toplam 1 milyar 108 milyon dolar net artış oldu.
Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 3 milyar 877 milyon dolar, 45 milyon dolar ve 312 milyon dolar net kullanım gerçekleşti.
Resmi rezervlerde bu ay 4 milyar 861 milyon dolar net artış kaydetti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-bolat-cari-islemler-hesabi-5-yildir-ilk-kez-5-ay-ust-uste-fazla-verdi-190994.html
Burdur'da süt hayvanlarının memelerinde çıkan uçuk yarasını tedavi edici krem geliştirildi
Burdur
Hayvancılıkta ihtisaslaşan üniversitelerden MAKÜ'de çalışma yürüten akademisyenlerden Prof. Dr. Mehmet Kale, "herpes" virüsünün neden olduğu "uçuk" olarak bilinen ve süt hayvanlarının genelde memelerinde sıklıkla görülen lezyonları (yara) tedavi edici bitkisel krem geliştirmeyi başardı.
Bitkisel ve doğal olmasından dolayı hayvanın et ve süt kalitesini etkilemeyen krem, temizlenen yara üzerine eldivenle günde 2 kez uygulandığında ortalama 10 günde yaraların iyileşmesine yardımcı oluyor.
Türk Patent ve Marka Kurumuna patent başvurusu olumlu sonuçlanan krem için Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alınma aşamasına gelindi. Yeni yılın ilk aylarında Ankara'daki bir firma tarafından seri üretimi yapılacak krem, veteriner klinikleri ile ecza depolarının raflarında yerini alacak.
"Hayvanın daha verimli süt vermesini sağlıyoruz"
Aynı zamanda Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Kale, AA muhabirine, kremin MAKÜ-BAKA TEKNOKENT'teki Veteriner Analiz Teşhis Laboratuvarı'nda, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteğiyle geliştirdiklerini söyledi.
Hayvanın vücudunda gizli kalan "herpes" virüsünün özellikle memede siğilden farklı olarak lezyonlar oluşturduğunu belirten Kale, "Bu yaralar süt sağım makinalarıyla diğer hayvanlara da bulaşabiliyor." dedi.
Kale, uçuk yarasının sağımı güçleştirdiği gibi hayvanın genital sistemine kadar yayılabildiğine işaret ederek, "Özellikle bağışıklığı düşen süt sığırlarının memelerinde görülen bu yaralar, tedavi edilmeyince derinleşiyor. Buna bağlı olarak meme körelmesine ve süt gelmemesine neden oluyor. Bu kremle yaraların iyileşmesini ve hayvanın daha verimli süt vermesini sağlıyoruz." diye konuştu.
Kremin "Nonherpes" adıyla piyasaya sunulacağını dile getiren Kale, yanma, şişkinlik veya kızarıklık gibi yan etkilerinin olmadığını vurguladı.
Kale, "Araştırmalarımıza göre bu virüse karşı hayvanları tedavi edici bir krem veya ürün bulunmuyor, sadece aşı düzeyinde çalışmalar var, o yüzden hızlıca patent aldı." şeklinde konuştu.
KOSGEB'den 600 bin liralık destek
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar da hayvan hastalıklarını tedavi edici patentlenmiş 3 somut ürünlerinin olduğunu, hastalıkların teşhisiyle ilgili tanı kitleri ile embriyo transferi projesinin de sürdüğünü bildirdi.
Özellikle hayvan hastalıklarıyla mücadele konusunda ülkenin dışa bağımlı olduğuna dikkati çeken Dalgar, "Daha çok antibiyotik tarzı ilaçlar yerine bizim geliştirdiğimiz ürünler daha çok bitkisel temelli. Bundan sonra yeni ürünlerin devamı yavaş yavaş gelecek." ifadelerini kullandı.
KOSGEB Burdur İl Müdürü Davut Tolga Uğur ise ürünün geliştirilmesi için yaklaşık 600 bin liralık destekte bulunduklarının, uygun desteklerle yüksek katma değerli bir ürün elde ettiklerinin altını çizdi.
Öte yandan kremin, üniversitenin yaptığı araştırmalara göre, hayvanlardaki uçuk hastalıklarını tedavi için geliştirilen ilk krem olma özelliğini taşıdığı kaydedildi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/burdur-da-sut-hayvanlarinin-memelerinde-cikan-ucuk-yarasini-tedavi-edici-krem-gelistirildi-190993.html
Hayvancılıkta ihtisaslaşan üniversitelerden MAKÜ'de çalışma yürüten akademisyenlerden Prof. Dr. Mehmet Kale, "herpes" virüsünün neden olduğu "uçuk" olarak bilinen ve süt hayvanlarının genelde memelerinde sıklıkla görülen lezyonları (yara) tedavi edici bitkisel krem geliştirmeyi başardı.
Bitkisel ve doğal olmasından dolayı hayvanın et ve süt kalitesini etkilemeyen krem, temizlenen yara üzerine eldivenle günde 2 kez uygulandığında ortalama 10 günde yaraların iyileşmesine yardımcı oluyor.
Türk Patent ve Marka Kurumuna patent başvurusu olumlu sonuçlanan krem için Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alınma aşamasına gelindi. Yeni yılın ilk aylarında Ankara'daki bir firma tarafından seri üretimi yapılacak krem, veteriner klinikleri ile ecza depolarının raflarında yerini alacak.
"Hayvanın daha verimli süt vermesini sağlıyoruz"
Aynı zamanda Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Kale, AA muhabirine, kremin MAKÜ-BAKA TEKNOKENT'teki Veteriner Analiz Teşhis Laboratuvarı'nda, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteğiyle geliştirdiklerini söyledi.
Hayvanın vücudunda gizli kalan "herpes" virüsünün özellikle memede siğilden farklı olarak lezyonlar oluşturduğunu belirten Kale, "Bu yaralar süt sağım makinalarıyla diğer hayvanlara da bulaşabiliyor." dedi.
Kale, uçuk yarasının sağımı güçleştirdiği gibi hayvanın genital sistemine kadar yayılabildiğine işaret ederek, "Özellikle bağışıklığı düşen süt sığırlarının memelerinde görülen bu yaralar, tedavi edilmeyince derinleşiyor. Buna bağlı olarak meme körelmesine ve süt gelmemesine neden oluyor. Bu kremle yaraların iyileşmesini ve hayvanın daha verimli süt vermesini sağlıyoruz." diye konuştu.
Kremin "Nonherpes" adıyla piyasaya sunulacağını dile getiren Kale, yanma, şişkinlik veya kızarıklık gibi yan etkilerinin olmadığını vurguladı.
Kale, "Araştırmalarımıza göre bu virüse karşı hayvanları tedavi edici bir krem veya ürün bulunmuyor, sadece aşı düzeyinde çalışmalar var, o yüzden hızlıca patent aldı." şeklinde konuştu.
KOSGEB'den 600 bin liralık destek
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar da hayvan hastalıklarını tedavi edici patentlenmiş 3 somut ürünlerinin olduğunu, hastalıkların teşhisiyle ilgili tanı kitleri ile embriyo transferi projesinin de sürdüğünü bildirdi.
Özellikle hayvan hastalıklarıyla mücadele konusunda ülkenin dışa bağımlı olduğuna dikkati çeken Dalgar, "Daha çok antibiyotik tarzı ilaçlar yerine bizim geliştirdiğimiz ürünler daha çok bitkisel temelli. Bundan sonra yeni ürünlerin devamı yavaş yavaş gelecek." ifadelerini kullandı.
KOSGEB Burdur İl Müdürü Davut Tolga Uğur ise ürünün geliştirilmesi için yaklaşık 600 bin liralık destekte bulunduklarının, uygun desteklerle yüksek katma değerli bir ürün elde ettiklerinin altını çizdi.
Öte yandan kremin, üniversitenin yaptığı araştırmalara göre, hayvanlardaki uçuk hastalıklarını tedavi için geliştirilen ilk krem olma özelliğini taşıdığı kaydedildi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/burdur-da-sut-hayvanlarinin-memelerinde-cikan-ucuk-yarasini-tedavi-edici-krem-gelistirildi-190993.html
Bakan Bolat: Cari işlemler hesabının 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi
Ankara
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sosyal medya hesabından, ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.Cari işlemler hesabı ekimde 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi
Cari işlemler hesabındaki güçlü iyileşmenin makroekonomik istikrarı pekiştirerek ekonominin geleceğine dair olumlu tablo sunmaya devam ettiğini vurgulayan Bolat, sağlanan iyileşmeler neticesinde Türkiye'nin risk priminin düşmeye devam ettiğini ve ekonomideki güven ortamını güçlendiğini bildirdi.
Ekonomi programının olumlu sonuçlarına dikkati çeken Bolat, şunları kaydetti:
"İhracat, üretim, yatırım, istihdam ve sürdürülebilir cari işlemler dengesi kapsamında hükümetimizin kararlıkla uygulamakta olduğu ekonomi programı olumlu sonuçlarını vermektedir. Ekim ayında cari işlemler hesabı 1,9 milyar dolar fazla verdi. Cari işlemler hesabı son 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi. 10 ayda cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar azalarak, 3,3 milyar dolara geriledi. Mayıs 2023'te 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda 47,9 milyar dolar azalarak, Ekim 2024 itibarıyla 7,7 milyar dolara geriledi."
İhracattaki artış ve ithalattaki düşüşün finansal ve makroekonomik istikrara katkı sağlarken ekonomik dengeleri güçlendirdiğini, büyümeye de olumlu ve net katkı verdiğini vurgulayan Bolat, bu durumun iş gücü piyasalarındaki istikrarlı ve dayanıklı görünüme katkı sağladığının altını çizdi.
Bolat, Türkiye'nin ihracat verilerine de dikkati çekerek, ekimde yıllıklandırılmış ihracatın yıllık bazda yüzde 3'lük artışla 262,2 milyar dolara yükseldiğini anımsattı.
Aynı dönemde yıllıklandırılmış ithalatın ise yüzde 7,4'lük azalışla 340,1 milyar dolara gerilediği bilgisini veren Bolat, yıllıklandırılmış dış ticaret açığının yüzde 30,9 azalarak 77,9 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranın da yüzde 77,1 olduğunu bildirdi.
"Kararlılıkla çalışmaya devam"
Bolat, Mayıs 2023'te yıllık dış ticaret açığının 122,2 milyar dolar olduğunu anımsatarak, bu açığın 17 ayda 44,3 milyar dolar azaldığını ifade etti.
Dış ticaret açığındaki gerilemeye, hizmet ihracatındaki artışın da eşlik ettiğine vurgu yapan Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
"Hizmet gelirleri ekimde yıllıklandırılmış bazda 112,5 milyar dolarla rekorunu yenilemiştir. Hizmet ihracatının içinde yer alan seyahat gelirleri ise 54,1 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin uygulamadaki sonuçları ile cari işlemler açığında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler, ekonomik büyümeyi daha dengeli hale getirirken iş gücü piyasalarında dayanıklı bir eğilim gözlenmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı Ekim 2024'te bir önceki aya göre 156 bin kişi artarak 32 milyon 970 bin kişiyle tarihin en yüksek seviyesine ulaşırken istihdam oranı 0,2 puan artarak yüzde 49,9 oldu ve rekor düzeyde kaydedildi. Ticaret Bakanlığı olarak, elde edilen bu performansı daha da ileri taşımak ve ekonomimizin sürdürülebilir büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-bolat-cari-islemler-hesabinin-5-yildir-ilk-kez-5-ay-ust-uste-fazla-verdi-190992.html
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sosyal medya hesabından, ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.Cari işlemler hesabı ekimde 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi
Cari işlemler hesabındaki güçlü iyileşmenin makroekonomik istikrarı pekiştirerek ekonominin geleceğine dair olumlu tablo sunmaya devam ettiğini vurgulayan Bolat, sağlanan iyileşmeler neticesinde Türkiye'nin risk priminin düşmeye devam ettiğini ve ekonomideki güven ortamını güçlendiğini bildirdi.
Ekonomi programının olumlu sonuçlarına dikkati çeken Bolat, şunları kaydetti:
"İhracat, üretim, yatırım, istihdam ve sürdürülebilir cari işlemler dengesi kapsamında hükümetimizin kararlıkla uygulamakta olduğu ekonomi programı olumlu sonuçlarını vermektedir. Ekim ayında cari işlemler hesabı 1,9 milyar dolar fazla verdi. Cari işlemler hesabı son 5 yıldır ilk kez 5 ay üst üste fazla verdi. 10 ayda cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar azalarak, 3,3 milyar dolara geriledi. Mayıs 2023'te 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda 47,9 milyar dolar azalarak, Ekim 2024 itibarıyla 7,7 milyar dolara geriledi."
İhracattaki artış ve ithalattaki düşüşün finansal ve makroekonomik istikrara katkı sağlarken ekonomik dengeleri güçlendirdiğini, büyümeye de olumlu ve net katkı verdiğini vurgulayan Bolat, bu durumun iş gücü piyasalarındaki istikrarlı ve dayanıklı görünüme katkı sağladığının altını çizdi.
Bolat, Türkiye'nin ihracat verilerine de dikkati çekerek, ekimde yıllıklandırılmış ihracatın yıllık bazda yüzde 3'lük artışla 262,2 milyar dolara yükseldiğini anımsattı.
Aynı dönemde yıllıklandırılmış ithalatın ise yüzde 7,4'lük azalışla 340,1 milyar dolara gerilediği bilgisini veren Bolat, yıllıklandırılmış dış ticaret açığının yüzde 30,9 azalarak 77,9 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranın da yüzde 77,1 olduğunu bildirdi.
"Kararlılıkla çalışmaya devam"
Bolat, Mayıs 2023'te yıllık dış ticaret açığının 122,2 milyar dolar olduğunu anımsatarak, bu açığın 17 ayda 44,3 milyar dolar azaldığını ifade etti.
Dış ticaret açığındaki gerilemeye, hizmet ihracatındaki artışın da eşlik ettiğine vurgu yapan Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
"Hizmet gelirleri ekimde yıllıklandırılmış bazda 112,5 milyar dolarla rekorunu yenilemiştir. Hizmet ihracatının içinde yer alan seyahat gelirleri ise 54,1 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin uygulamadaki sonuçları ile cari işlemler açığında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler, ekonomik büyümeyi daha dengeli hale getirirken iş gücü piyasalarında dayanıklı bir eğilim gözlenmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı Ekim 2024'te bir önceki aya göre 156 bin kişi artarak 32 milyon 970 bin kişiyle tarihin en yüksek seviyesine ulaşırken istihdam oranı 0,2 puan artarak yüzde 49,9 oldu ve rekor düzeyde kaydedildi. Ticaret Bakanlığı olarak, elde edilen bu performansı daha da ileri taşımak ve ekonomimizin sürdürülebilir büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-bolat-cari-islemler-hesabinin-5-yildir-ilk-kez-5-ay-ust-uste-fazla-verdi-190992.html
Suriyeliler için otobüs seferleri başlıyor! Resmen duyuruldu
Yeni Suriye Hükümeti, Türkiye’den dönenler için Cilvegözü-Şam otobüs seferleri başlattığını açıkladı.
SURİYELİLERE 'GERİ DÖNÜN' ÇAĞRISI
Geçici yönetimin Başbakanı Muhammed el Beşir, ilk hedeflerinin Suriye'nin tüm kentlerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak, ikinci amaçlarının ise yurt dışındaki milyonlarca Suriyeli sığınmacının geri dönüşünü sağlamak olduğunu belirtti.
Hedefleri sorulan Beşir, “İlk hedefimiz, Suriye’nin tüm kentlerinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak. İnsanlar, adaletsizlikten ve zulümden bıktı. Devletin otoritesi insanların işlerine ve normal hayatlarına dönmesine izin vermelidir. İkinci hedefimiz ise milyonlarca göçmen Suriyelinin dönüşünü sağlamak. Onların deneyimleri, insan sermayesi ülkeyi kalkındıracak. Yurt dışındaki tüm Suriyelilere çağrımdır; Suriye artık özgür bir ülkedir ki kendi gururunu ve onurunu kazandı. Geri dönün. Yeniden inşa etmeli, yeniden doğmalıyız, herkesin yardımına ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Beşir, üçüncü hedeflerinin elektrik, su, ekmek gibi temel hizmetlerin sağlanması olduğunu ifade etti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/suriyeliler-icin-otobus-seferleri-basliyor-resmen-duyuruldu-190991.html
SURİYELİLERE 'GERİ DÖNÜN' ÇAĞRISI
Geçici yönetimin Başbakanı Muhammed el Beşir, ilk hedeflerinin Suriye'nin tüm kentlerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak, ikinci amaçlarının ise yurt dışındaki milyonlarca Suriyeli sığınmacının geri dönüşünü sağlamak olduğunu belirtti.
Hedefleri sorulan Beşir, “İlk hedefimiz, Suriye’nin tüm kentlerinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak. İnsanlar, adaletsizlikten ve zulümden bıktı. Devletin otoritesi insanların işlerine ve normal hayatlarına dönmesine izin vermelidir. İkinci hedefimiz ise milyonlarca göçmen Suriyelinin dönüşünü sağlamak. Onların deneyimleri, insan sermayesi ülkeyi kalkındıracak. Yurt dışındaki tüm Suriyelilere çağrımdır; Suriye artık özgür bir ülkedir ki kendi gururunu ve onurunu kazandı. Geri dönün. Yeniden inşa etmeli, yeniden doğmalıyız, herkesin yardımına ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Beşir, üçüncü hedeflerinin elektrik, su, ekmek gibi temel hizmetlerin sağlanması olduğunu ifade etti.#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/suriyeliler-icin-otobus-seferleri-basliyor-resmen-duyuruldu-190991.html
Hollanda Ticaret ve Kalkınma Bakanı, Hollanda iş dünyasıyla Türkiye'ye geliyor
İstanbul
Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, "Hollanda Ticaret ve Kalkınma Bakanı Reinette Klever'ın, 2025 yılının başında Türkiye'yi ziyaret edeceğini belirterek, "Kendisine, Hollanda'dan üst yöneticiler ve birçok sektörde faaliyet gösteren şirketler eşlik edecek." dedi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Wijnands, Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaretin uzun yıllara dayandığını, iki ülke arasındaki ticaret hacminin ise 12 milyar avro olduğunu söyledi.
Wijnands, Hollandalı yatırımcıların Türkiye'ye en çok yabancı doğrudan yatırımcı pozisyonunda olduğunu ifade ederek, Türk yatırımcıların da Hollanda'ya yatırım yaptığını kaydetti.
Her iki taraf için de tatmin edici birçok sebep olduğunun altını çizen Wijnands, iki ülke arasında politik, ekonomik ve kültürel bağların bulunduğunu ve Hollanda'da yaklaşık yarım milyon Türk'ün yaşadığını belirtti.
Wijnands, yurt dışında en yoğun Türk nüfusunun, Almanya ve Fransa'dan sonra Hollanda'da yaşadığına vurgu yaparak, "Bu da ikili ilişkilerimize değer katıyor. Hollanda'da yaşayan Türk asıllı ikinci, üçüncü jenerasyon başarılı birer girişimci oldu. Bunlar aynı zamanda Türkiye'ye de yatırım yapıyor." diye konuştu.
Hollanda Ticaret ve Kalkınma Bakanı Reinette Klever'ın, 2025 yılının başında Türkiye'ye bir ziyaret programı olacağına dikkati çeken Wijnands, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu önemli ziyarette ona eşlik edecek Hollanda'dan üst yöneticiler ve birçok sektörde faaliyet gösteren şirketler olacak. İş birliği fırsatları için 2025 yılının başı önemli olacak. Umarım birçok önemli sözleşme yapılacak. Bu yıl da iki ülke için ekonomi ve ticari ilişkiler açısından güzel bir yıl oldu. Hollanda, son 25 yıla bakıldığında, Türkiye'ye 30 milyar avro yatırım yaptı. Bu çok önemli. Bu ticari ilişkiler tek değil iki taraflı şekilde ilerliyor. Türkiye'den Hollanda'ya dikkat çekici yatırımlar yapılıyor. Bu da bizim ekonomik ilişkilerimizi çok daha güçlü yapıyor."
"Türkiye ve Hollanda arasında 100. yıl ilişkilerini kutluyoruz"
Wijnands, 2025 yılı için Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaret hacminin giderek daha da büyüyeceğini vurgulayarak, ihracat ve ithalat ürünlerinde trendin artmaya devam edeceğini ve bunun sonucunda ticaret hacminin olumlu etkileneceğini belirtti.
Türkiye'nin Hollanda'ya ihracatının çok çeşitli olduğunu, bunlar arasında mineral yakıt, tekstil ve tarım ürünleri, makine, plastik bulunduğunu aktaran Wijnands, "Hollanda'da 18 milyon insan yaşıyor. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasından dolayı gururluyuz. Hollanda tarım ürünlerinde dünyanın ikinci en çok ihraç eden ülkesi. Türkiye burada önemli bir oyuncu ve ikili ticaretimizde tarım önemli bir yer tutuyor." şeklinde konuştu.
Wijnands, bu yıl Türkiye ve Hollanda arasında 100. yıl ilişkilerini kutladıklarını dile getirerek, "60 yıl önce Hollanda'ya giden 200 Türk'ün ardından bugün yaklaşık yarım milyona yakın Türk asıllı kişi Hollanda'da yaşıyor. İkinci ve üçüncü jenerasyon arasında çok başarılı girişimciler var." ifadelerine yer verdi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hollanda-ticaret-ve-kalkinma-bakani-hollanda-is-dunyasiyla-turkiye-ye-geliyor-190990.html
Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, "Hollanda Ticaret ve Kalkınma Bakanı Reinette Klever'ın, 2025 yılının başında Türkiye'yi ziyaret edeceğini belirterek, "Kendisine, Hollanda'dan üst yöneticiler ve birçok sektörde faaliyet gösteren şirketler eşlik edecek." dedi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Wijnands, Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaretin uzun yıllara dayandığını, iki ülke arasındaki ticaret hacminin ise 12 milyar avro olduğunu söyledi.
Wijnands, Hollandalı yatırımcıların Türkiye'ye en çok yabancı doğrudan yatırımcı pozisyonunda olduğunu ifade ederek, Türk yatırımcıların da Hollanda'ya yatırım yaptığını kaydetti.
Her iki taraf için de tatmin edici birçok sebep olduğunun altını çizen Wijnands, iki ülke arasında politik, ekonomik ve kültürel bağların bulunduğunu ve Hollanda'da yaklaşık yarım milyon Türk'ün yaşadığını belirtti.
Wijnands, yurt dışında en yoğun Türk nüfusunun, Almanya ve Fransa'dan sonra Hollanda'da yaşadığına vurgu yaparak, "Bu da ikili ilişkilerimize değer katıyor. Hollanda'da yaşayan Türk asıllı ikinci, üçüncü jenerasyon başarılı birer girişimci oldu. Bunlar aynı zamanda Türkiye'ye de yatırım yapıyor." diye konuştu.
Hollanda Ticaret ve Kalkınma Bakanı Reinette Klever'ın, 2025 yılının başında Türkiye'ye bir ziyaret programı olacağına dikkati çeken Wijnands, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu önemli ziyarette ona eşlik edecek Hollanda'dan üst yöneticiler ve birçok sektörde faaliyet gösteren şirketler olacak. İş birliği fırsatları için 2025 yılının başı önemli olacak. Umarım birçok önemli sözleşme yapılacak. Bu yıl da iki ülke için ekonomi ve ticari ilişkiler açısından güzel bir yıl oldu. Hollanda, son 25 yıla bakıldığında, Türkiye'ye 30 milyar avro yatırım yaptı. Bu çok önemli. Bu ticari ilişkiler tek değil iki taraflı şekilde ilerliyor. Türkiye'den Hollanda'ya dikkat çekici yatırımlar yapılıyor. Bu da bizim ekonomik ilişkilerimizi çok daha güçlü yapıyor."
"Türkiye ve Hollanda arasında 100. yıl ilişkilerini kutluyoruz"
Wijnands, 2025 yılı için Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaret hacminin giderek daha da büyüyeceğini vurgulayarak, ihracat ve ithalat ürünlerinde trendin artmaya devam edeceğini ve bunun sonucunda ticaret hacminin olumlu etkileneceğini belirtti.
Türkiye'nin Hollanda'ya ihracatının çok çeşitli olduğunu, bunlar arasında mineral yakıt, tekstil ve tarım ürünleri, makine, plastik bulunduğunu aktaran Wijnands, "Hollanda'da 18 milyon insan yaşıyor. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasından dolayı gururluyuz. Hollanda tarım ürünlerinde dünyanın ikinci en çok ihraç eden ülkesi. Türkiye burada önemli bir oyuncu ve ikili ticaretimizde tarım önemli bir yer tutuyor." şeklinde konuştu.
Wijnands, bu yıl Türkiye ve Hollanda arasında 100. yıl ilişkilerini kutladıklarını dile getirerek, "60 yıl önce Hollanda'ya giden 200 Türk'ün ardından bugün yaklaşık yarım milyona yakın Türk asıllı kişi Hollanda'da yaşıyor. İkinci ve üçüncü jenerasyon arasında çok başarılı girişimciler var." ifadelerine yer verdi.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hollanda-ticaret-ve-kalkinma-bakani-hollanda-is-dunyasiyla-turkiye-ye-geliyor-190990.html
Türklerin yurt dışı gayrimenkul alımlarında yeni zirve
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) cari denge verileri gayrimenkul edinimlerinde birikimli olarak yeni rekor seviyeye işaret etti.
Verilere göre, Türklerin yurt dışındaki gayrimenkul alımları Ekim ayında 197 milyon dolar olarak kaydedildi. Ekim itibariyle 12 aylık dönemde ise yurt dışında yapılan gayrimenkul alımları 2 milyar 2 milyon dolarla rekor bir rakama ulaştı.
12 aylık konut alımlarında önceki rekor yine bu yılın Haziran ayında ulaşılan 1 milyar 996 milyon dolar seviyesindeydi.
Aylık olarak bakıldığında ise en yüksek alım Mayıs ayında 213 milyon dolar ile gerçekleşmişti.
#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turklerin-yurt-disi-gayrimenkul-alimlarinda-yeni-zirve-190989.html
Verilere göre, Türklerin yurt dışındaki gayrimenkul alımları Ekim ayında 197 milyon dolar olarak kaydedildi. Ekim itibariyle 12 aylık dönemde ise yurt dışında yapılan gayrimenkul alımları 2 milyar 2 milyon dolarla rekor bir rakama ulaştı.
12 aylık konut alımlarında önceki rekor yine bu yılın Haziran ayında ulaşılan 1 milyar 996 milyon dolar seviyesindeydi.
Aylık olarak bakıldığında ise en yüksek alım Mayıs ayında 213 milyon dolar ile gerçekleşmişti.
#ESHAHABER.COM.TR
#haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turklerin-yurt-disi-gayrimenkul-alimlarinda-yeni-zirve-190989.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
'Yenidoğan çetesi' davasının ikinci duruşması yarın!
News Haber EshaHaber Kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi' olarak adlandırılan ve bebek acil hastalarının ölümüne neden olmakla yargılanan 4...
-
Tüm Spor - Kuzey İrlanda'nın ev sahipliği yaptığı UEFA Avrupa U19 Şampiyonası'nda Türkiye ile İspanya karşı karşıya gelecek. Seaview...
-
İstanbul'un ardından Bartın'ın Amasra ilçesine 845 yolcu ve 446 kişilik mürettebatıyla gelen Panama bandıralı gemi, Amasra Kaymakamı...
-
Gazze Şeridi'nde 9 aydır askerî başarı elde edemeyen İsrail'in hemen her gün askeri araçları havaya uçuruluyor. İsrail ordusu, Gazze...