İstanbul'da 10 milyon yıllık fosil bulundu: ‘Depreme karşı en zayıf bölgeyi gösteriyor’
GALERİNİN DEVAMI Bağcılar’daki Basın Ekspres Yolu’nun hemen yakınında bir AVM'nin inşaatında çalışan Uğur Akbaş ve babası İrfan Akbaş, kum yığının arasında 20 metrelik bir kazıdan deniz minaresi fosili çıkardı.">15 yıldır hatıra olsun diye ailenin evinde tutulan fosile yönelik bilgi veren Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bunun 10 milyon yıllık olduğunu söyledi.">Prof. Dr. Üşümezsoy, buluntunun, olası büyük Marmara depremine karşı zemin dayanıklılığına dair bilgi verdiğini de dile getirdi. ">Prof. Dr. Üşümezsoy'a göre Yeşilköy'den Bağcılar’a doğru gelen Bakırköy kireç taşları denilen fosil, İstanbul’un büyük bir kesiminde özellikle deprem riski görülen alanlarda yer alıyor.">
Deniz minaresi fosilini babasıyla 15 sene önce hafriyat kazısı yaparken bulduğunu söyleyen Uğur Akbaş, “Basın Ekspres Yolu’nun bir üst tarafında 50 metre yakınında bir hafriyat alanıydı. Yer yer kil ve kum çıkıyordu. Bu fosil ise kum yığının içindeydi. Alt tarafı betonlaşmıştı, salyangozun en üst tarafını kırıp çıkarabildik. Yaklaşık 20 metre civarındaki bir kazıdan çıkardık. Bunun yanı sıra içinden farklı fosiller de çıktı ama bütünlüğünü koruyarak çıkarabildiğimiz tek parça bu oldu. Fosili çıkarttığımız zamanlar sosyal medyayla çok fazla iç içe değildim. Hafriyat kazısından çıkardığımda görsel olarak güzel bir parça olduğunu düşündüm. Tarihi niteliği yoktur diye vitrinimize koyduk” ifadelerini kullandı.">
Sosyal medyada gezerken fosil paylaşım sayfası gördüğünü anlatan Akbaş, “Sayfayı incelediğimde bende olan fosile benzerleri olduğunu gördüm. İnsanlara örnek olması açısından paylaşım yaptım ve baya ilgi gördü. Sanırım daha önce Türkiye’de fazla örneği görülmemiş. Milyonlarca yıl öncesine ait bir fosil olduğunu bilmiyorduk, bizde yeni öğrendik” diye konuştu.">
Akbaş, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Sosyal medyada etkileşim esnasında işin uzmanlarının yaptığı yorumlardan eski bir fosil olduğunu anladım. 10 milyonlarca yıllık fosil olduğunu öğrenince ise heyecanlandım. Bu kadar eski olacağını ve ilgi göreceğini tahmin etmiyordum. Böyle bir tarihi esere sahip olmak çok güzel duygu.”">
Fosilin aynı zamanda şeytan minaresi olarak bilindiğini söyleyen Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Miyosen döneminin Serravallian zamanına ait 10 milyon yaşında bir fosil denilebilir. 10 milyon yıl önceki İstanbul kıyısını işaret eden kireç taşları içinde yaşamış bir canlıymış. Oluştuğu yerdeki paleocoğrafyayı gösterir. Ayrıca, Yeşilköy'den Bağcılar’a doğru gelen Bakırköy kireç taşları dediğimiz sığ denizde yaşayan bir fosildir” dedi.">
Depreme karşı İstanbul’un en zayıf bölgesini deniz fosili tabakaların oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, “İstanbul’un büyük bir kesiminde özellikle deprem riski gördüğümüz alanlarda yer almaktadır. Güngören killeri dediğimiz bir kil var, o biraz daha derinde. Bu boyutuyla değerlendirdiğimizde İstanbul’da 6 – 6.5 şiddetinde yegane deprem riski taşıyan fay Kumburgaz’dır. Depreme karşı İstanbul’un en zayıf bölgesini ise Miyosen dönemine ait 10 milyon yaşlı deniz fosili tabakalar oluşturuyor. İstanbul’da Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Esenler ve Topkapı’ya kadar uzanan bu istif depreme karşı en zayıf bölgeyi gösteriyor” ifadelerini kullandı.">
Ölü midye ve deniz minarelerinin zamanla kireç taşı oluşturduğuna değinen Prof. Dr. Üşümezsoy, “İstanbul’un deprem riskli kesimi bu fosillerin oluştuğu eski deniz kıyısıdır. Marmara Denizi kuzey kenarındaki bütün o faylar bu sedimentlerin çökelmesiyle ilişkilidir. Marmara Denizi sürekli çöken tabakalardan ve göllerden oluşmuştur. Bu da onun kenarındaki bir yapıyı oluşturuyor. Yaşayan bir sürü midye ve deniz minaresi ölüyor, zamanla çökeliyor ve kireç taşını oluşturuyor. O kireç taşları içinde olan bir fosildir. Merter’deki kireç taşları Bağcılar'a geçildiğinde kil taşlarına geçiyor. Aynı zamanda Bağcılar çok geniş bir bölgeyi kapladığı için en altta Güngören killeri onun üstünde ise kireç taşları var. Bu kireç taşları killere göre daha sağlam zeminler oluşturuyor” diye konuştu.">
Bölgenin eskiden deniz kıyısı olduğunu aktaran Prof. Dr. Üşümezsoy, sözlerini şöyle tamamladı:
“Gürpınar killeri dediğimiz kalın bir Miyosen istifi de var. İstanbul’un Trakya kesimindeki zemin dayanıksızlığı ise yine bu noktadan kaynaklanıyor. Deprem anında heyelanlar yaratabileceği için bu bölgeler riskli oluyor.”">
SON DAKİKA DEPREM HABERİ: AFAD'ın açıklamasına göre; Akdeniz Denizi açıklarında saat 10:55'te deprem meydana geldi.
4.02 km derinlikte meydana gelen sarsıntının büyüklüğü 4.0 olarak açıklandı.
Kandilli Rasathanesi ise, merkez üssü Kıbrıs Rum Kesimi olarak belirttiği depremin büyüklüğünü 3.9 olarak açıkladı.
#DEPREM
KIBRIS RUM KESIMI
https://t.co/mYSGrU6COh
/>
17.11.2024, 10:55:26 TSİ
Büyüklük: 3.9
Derinlik: 10.7 km#Kandilli— Kandilli Rasathanesi (@Kandilli_info) November 17, 2024
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/akdeniz-de-korkutan-deprem-afad-acikladi-186442.html
17 Kasım 2024 Pazar
Liman çıkış belgelerine ilişkin esaslar düzenlendi
Ankara
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca hazırlanan "Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişiklikle, yönetmeliğin liman çıkış belgesine ilişkin hükümleri yeniden düzenlendi.
Buna göre, yolcu gemileri ile kruvaziyer gemiler hariç gezi, spor ve eğlence amaçlı turizm faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilere ait özel ve ticari yatlara, gezi amaçlı teknelere, dalabilir deniz turizmi araçlarına ve diğer deniz turizmi araçlarına liman çıkış izni, Deniz Turizmi Yönetmeliği hükümleri kapsamında seyir izin belgesiyle verilecek. Bu durumda seyir izin belgesi liman çıkış belgesi yerine geçecek.
Liman çıkış belgesine ilişkin denetimlerde, geminin asgari gemi adamı donatımını gösteren yeterliklere uygunluğuna bakılacak. Denetimlerde, gemi adamı donatımında asgari emniyet belgesi geçerliliği, personel sayısının sağlanıp sağlanmadığı ile gemi adamlarının yeterlik ve uzmanlık belgelerinin geçerliliği kontrol edilecek.
Yolcu gemilerinde yolcu sayısının, Türk bayraklı gemilerde denize elverişlilik, yabancı bayraklı gemilerde yolcu gemisi emniyet belgelerine uygunluğu kontrol edilecek. Kapasitesinden fazla yolcu alan geminin seferine izin verilmeyecek.
Yük gemilerinde de yükün, geminin cinsi ve yükleri gösterir belgesiyle uygunluğuna ilişkin denetim Bakanlık tarafından çıkarılacak yönergeye göre yapılacak.Gemideki yük miktarının geminin taşıyabileceği azami yük miktarıyla uygunluğu denetlenecek.
Liman çıkış iznine ilişkin denetim kapsamında gemide bulunması zorunlu tüm belgelerin geçerliliği ve uygunluğu Bakanlık tarafından çıkarılacak yönergeye göre yapılacak.
Liman başkanlığınca gerekli görülmesi halinde gemi sefere çıkmadan önce ayrıca can kurtarma, yangından korunma, yangın söndürme ve seyir donanımları, kumanya ve yakıtı, yolcu sayısı, yükünün cinsi, istifi ve yük miktarı denetlenecek ve uygunsuzluk tespit edilen ticaret gemilerinin yola çıkmasına izin verilmeyecek.
Ticari faaliyette bulunmayan gemilere liman çıkış belgesi düzenlenmeyecek.
Liman çıkış belgesi, Türk boğazları dahil olmak üzere Marmara Denizi'nde hat izni ile sefer yapan gemiler, tarama yetki belgesine sahip dökü ve tarama gemileri ile yağ, yakıt ve su tankerleri ile kumanya taşıyan ikmal gemileri, küçük deniz araçları, bitişik limanlarda sefer yapan gemiler ve balıkçı gemileri için 60 gün süreli düzenlenecek.
Yeni inşa gemilerden donatımın tamamlanması ya da seyir tecrübesi amacıyla liman idari sınırını aşarak sefer yapacak gemiler, yazılı izin belgesiyle sefere çıkacak. Bu gemilerden liman çıkış belgesi istenmeyecek.
Hidrokarbon kaynağı arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan gemilerin veya bu gemilere destek sağlayan boru döşeme gemilerinin, açık deniz faaliyetleri destek gemilerinin veya römorkörlerin sadece bu faaliyetleri kapsamında en uygun liman sahaları kullanılarak yapılan seferleri bitişik liman seferi sayılacak.
Kıyı tesislerinin yaklaşım kanallarında su ürünleri avcılığına izin verilebilecek
Liman tesislerine veya yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesine (FSRU) yanaşmış LNG gemileri için emniyet tedbiri olarak gemi operasyonu süresince asgari 60 ton çekme gücüne sahip römorkör alınması ve gemi üzerinde kılavuz kaptan bulundurulması zorunlu olacak. İdare veya liman başkanlığı hava ve deniz koşulları ile seyir emniyetini de göz önünde bulundurarak emniyet tedbiri olarak hazırda bekleyen römorkör sayısı ve çeki gücünü artırabilecek.
Kıyı tesislerinin yaklaşım kanallarında, demirleme sahalarının yoğunluğu, meteorolojik şartlar ve seyir, can, mal ve çevre emniyeti gibi hususlar göz önünde bulundurularak dönemsel su ürünleri avcılığı yapılmasına izin verilebilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/liman-cikis-belgelerine-iliskin-esaslar-duzenlendi-186441.html
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca hazırlanan "Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişiklikle, yönetmeliğin liman çıkış belgesine ilişkin hükümleri yeniden düzenlendi.
Buna göre, yolcu gemileri ile kruvaziyer gemiler hariç gezi, spor ve eğlence amaçlı turizm faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilere ait özel ve ticari yatlara, gezi amaçlı teknelere, dalabilir deniz turizmi araçlarına ve diğer deniz turizmi araçlarına liman çıkış izni, Deniz Turizmi Yönetmeliği hükümleri kapsamında seyir izin belgesiyle verilecek. Bu durumda seyir izin belgesi liman çıkış belgesi yerine geçecek.
Liman çıkış belgesine ilişkin denetimlerde, geminin asgari gemi adamı donatımını gösteren yeterliklere uygunluğuna bakılacak. Denetimlerde, gemi adamı donatımında asgari emniyet belgesi geçerliliği, personel sayısının sağlanıp sağlanmadığı ile gemi adamlarının yeterlik ve uzmanlık belgelerinin geçerliliği kontrol edilecek.
Yolcu gemilerinde yolcu sayısının, Türk bayraklı gemilerde denize elverişlilik, yabancı bayraklı gemilerde yolcu gemisi emniyet belgelerine uygunluğu kontrol edilecek. Kapasitesinden fazla yolcu alan geminin seferine izin verilmeyecek.
Yük gemilerinde de yükün, geminin cinsi ve yükleri gösterir belgesiyle uygunluğuna ilişkin denetim Bakanlık tarafından çıkarılacak yönergeye göre yapılacak.Gemideki yük miktarının geminin taşıyabileceği azami yük miktarıyla uygunluğu denetlenecek.
Liman çıkış iznine ilişkin denetim kapsamında gemide bulunması zorunlu tüm belgelerin geçerliliği ve uygunluğu Bakanlık tarafından çıkarılacak yönergeye göre yapılacak.
Liman başkanlığınca gerekli görülmesi halinde gemi sefere çıkmadan önce ayrıca can kurtarma, yangından korunma, yangın söndürme ve seyir donanımları, kumanya ve yakıtı, yolcu sayısı, yükünün cinsi, istifi ve yük miktarı denetlenecek ve uygunsuzluk tespit edilen ticaret gemilerinin yola çıkmasına izin verilmeyecek.
Ticari faaliyette bulunmayan gemilere liman çıkış belgesi düzenlenmeyecek.
Liman çıkış belgesi, Türk boğazları dahil olmak üzere Marmara Denizi'nde hat izni ile sefer yapan gemiler, tarama yetki belgesine sahip dökü ve tarama gemileri ile yağ, yakıt ve su tankerleri ile kumanya taşıyan ikmal gemileri, küçük deniz araçları, bitişik limanlarda sefer yapan gemiler ve balıkçı gemileri için 60 gün süreli düzenlenecek.
Yeni inşa gemilerden donatımın tamamlanması ya da seyir tecrübesi amacıyla liman idari sınırını aşarak sefer yapacak gemiler, yazılı izin belgesiyle sefere çıkacak. Bu gemilerden liman çıkış belgesi istenmeyecek.
Hidrokarbon kaynağı arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan gemilerin veya bu gemilere destek sağlayan boru döşeme gemilerinin, açık deniz faaliyetleri destek gemilerinin veya römorkörlerin sadece bu faaliyetleri kapsamında en uygun liman sahaları kullanılarak yapılan seferleri bitişik liman seferi sayılacak.
Kıyı tesislerinin yaklaşım kanallarında su ürünleri avcılığına izin verilebilecek
Liman tesislerine veya yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesine (FSRU) yanaşmış LNG gemileri için emniyet tedbiri olarak gemi operasyonu süresince asgari 60 ton çekme gücüne sahip römorkör alınması ve gemi üzerinde kılavuz kaptan bulundurulması zorunlu olacak. İdare veya liman başkanlığı hava ve deniz koşulları ile seyir emniyetini de göz önünde bulundurarak emniyet tedbiri olarak hazırda bekleyen römorkör sayısı ve çeki gücünü artırabilecek.
Kıyı tesislerinin yaklaşım kanallarında, demirleme sahalarının yoğunluğu, meteorolojik şartlar ve seyir, can, mal ve çevre emniyeti gibi hususlar göz önünde bulundurularak dönemsel su ürünleri avcılığı yapılmasına izin verilebilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/liman-cikis-belgelerine-iliskin-esaslar-duzenlendi-186441.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şiddet önleme çalışmalarını 84 merkezde sürdürüyor
Ankara
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde (ŞÖNİM), 7 gün 24 saat esasıyla şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasına yönelik hizmetler yürütülüyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ŞÖNİM'ler 2012 Aralık ayı itibarıyla öncelikle 14 ilde 2 yıllık pilot uygulama yapılması planlanarak Ankara, Adana, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Malatya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon'da hizmete açıldı.
Kasım 2019 itibarıyla ülke geneline yaygınlaştırma çalışmaları tamamlanan ve 2022'de Mersin-Silifke, 2024'te İstanbul-Sancaktepe ve İzmir-Menemen'de hizmet vermeye başlamasıyla ŞÖNİM'lerin büyükşehirlerde ikinci kez açılması çalışmasına fiilen başlandı. Bu kapsamda, 2012'de 13 olan ŞÖNİM'lerin sayısı bu yıl itibarıyla 84'e ulaştı.
Şiddet mağdurunun ihtiyaç duyduğu destek, işbirliğiyle tek elden sağlanıyor
Kanun kapsamında, ŞÖNİM'lerde hizmetin etkin biçimde sunulması için sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, sosyolog ve psikolojik ve rehberlik danışmanlık bölümü mezunu meslek elemanları görevlendiriliyor.
Bunların yanı sıra kadına yönelik şiddetle mücadele alanında hizmet veren ilgili kamu kurum ve kuruluş personellerinden polis, hemşire ve eğitimcilerin de ŞÖNİM'de yarı zamanlı/tam zamanlı görev yapması planlanıyor. Böylece şiddet mağdurunun ihtiyaç duyduğu destek, işbirliği ile tek elden sağlanıyor.
Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik 7 gün 24 saat esasıyla destek ve izleme hizmetlerinin verildiği ŞÖNİM'lerde, tedbir kararlarının izlenme ve takibi ile şiddet mağdurlarının desteklenmesine yönelik, şiddet uygulayanlara yönelik ve şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor.
Ayrıca, şiddetin önlenmesi ve bu konuda toplumsal bilinçlendirmenin sağlanması ve duyarlılık kazandırılması amacıyla eğitim çalışmaları yapılarak, seminerler ve konferanslar düzenleniyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakanligi-siddet-onleme-calismalarini-84-merkezde-surduruyor-186439.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde (ŞÖNİM), 7 gün 24 saat esasıyla şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasına yönelik hizmetler yürütülüyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ŞÖNİM'ler 2012 Aralık ayı itibarıyla öncelikle 14 ilde 2 yıllık pilot uygulama yapılması planlanarak Ankara, Adana, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Malatya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon'da hizmete açıldı.
Kasım 2019 itibarıyla ülke geneline yaygınlaştırma çalışmaları tamamlanan ve 2022'de Mersin-Silifke, 2024'te İstanbul-Sancaktepe ve İzmir-Menemen'de hizmet vermeye başlamasıyla ŞÖNİM'lerin büyükşehirlerde ikinci kez açılması çalışmasına fiilen başlandı. Bu kapsamda, 2012'de 13 olan ŞÖNİM'lerin sayısı bu yıl itibarıyla 84'e ulaştı.
Şiddet mağdurunun ihtiyaç duyduğu destek, işbirliğiyle tek elden sağlanıyor
Kanun kapsamında, ŞÖNİM'lerde hizmetin etkin biçimde sunulması için sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, sosyolog ve psikolojik ve rehberlik danışmanlık bölümü mezunu meslek elemanları görevlendiriliyor.
Bunların yanı sıra kadına yönelik şiddetle mücadele alanında hizmet veren ilgili kamu kurum ve kuruluş personellerinden polis, hemşire ve eğitimcilerin de ŞÖNİM'de yarı zamanlı/tam zamanlı görev yapması planlanıyor. Böylece şiddet mağdurunun ihtiyaç duyduğu destek, işbirliği ile tek elden sağlanıyor.
Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik 7 gün 24 saat esasıyla destek ve izleme hizmetlerinin verildiği ŞÖNİM'lerde, tedbir kararlarının izlenme ve takibi ile şiddet mağdurlarının desteklenmesine yönelik, şiddet uygulayanlara yönelik ve şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor.
Ayrıca, şiddetin önlenmesi ve bu konuda toplumsal bilinçlendirmenin sağlanması ve duyarlılık kazandırılması amacıyla eğitim çalışmaları yapılarak, seminerler ve konferanslar düzenleniyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakanligi-siddet-onleme-calismalarini-84-merkezde-surduruyor-186439.html
Icardi'nin menajerinden Wanda Nara'ya çarpıcı suçlamalar
Galatasaray'ın yıldızı Mauro Icardi ve Wanda Nara arasında ipler tamamen koptu. Yıldız futbolcunun menajeri Pino Elio Letterio, Wanda Nara'ya çarpıcı suçlamalarda bulundu.
Sabah Gazetesi'ne konuşan Pino Elio Letterio, şu ifadeleri kullandı:
"KİMSE GALATASARAY SEVDASINI SORGULAMASIN!"
"Galatasaray, Icardi'nin kariyerindeki en doğru tercihti. İstanbul'da çok mutlu. Kimse Galatasaray sevdasını sorgulamasın.
"HAYATINDA WANDA'NIN OLMASI TAM BİR TALİHSİZLİK!"
Hayatında Wanda'nın olması tam bir talihsizlik çünkü ona milli takım kapılarını kapattı ve sansasyonel yaşamıyla istikrarlı bir başarı yakalamasına bariyer koydu.
Onun hayatında sorunlar çıkararak çok daha başarılı bir oyuncu olmasına engel oldu."
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/?cardi-nin-menajerinden-wanda-nara-ya-carpici-suclamalar-186438.html
Sabah Gazetesi'ne konuşan Pino Elio Letterio, şu ifadeleri kullandı:
"KİMSE GALATASARAY SEVDASINI SORGULAMASIN!"
"Galatasaray, Icardi'nin kariyerindeki en doğru tercihti. İstanbul'da çok mutlu. Kimse Galatasaray sevdasını sorgulamasın.
"HAYATINDA WANDA'NIN OLMASI TAM BİR TALİHSİZLİK!"
Hayatında Wanda'nın olması tam bir talihsizlik çünkü ona milli takım kapılarını kapattı ve sansasyonel yaşamıyla istikrarlı bir başarı yakalamasına bariyer koydu.
Onun hayatında sorunlar çıkararak çok daha başarılı bir oyuncu olmasına engel oldu."
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/?cardi-nin-menajerinden-wanda-nara-ya-carpici-suclamalar-186438.html
Türkiye A Ligi'ne nasıl yükselir, ihtimaller neler?
Türkiye, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup'taki 5. maçında Galler ile karşı karşıya geldi. 87. dakikada penaltı kazanan Türkiye, Kerem Aktürkoğlu'nun vuruşundan yararlanamadı ve karşılaşma 0-0 berabere tamamlandı.
Böylelikle A Milli Futbol Takımı, puanını 11'e yükseltirken, Galler ise 9 puana geldi. Türkiye A Ligi'ne yükselmeyi son haftaya bıraktı. Peki, Türkiye A Ligi'ne nasıl yükselir, ihtimaller neler?
TÜRKİYE A LİGİ'NE NASIL YÜKSELİR, İHTİMALLER NELER?
Kayseri’de Galler'e karşı alınan beraberlik ile A Milli Takım, A Ligi’ne yükselmek için play off oynamayı garantiledi. Fakat gruptan lider olarak çıkma şansını son maça bıraktı.
Millilerin son maçta Karadağ'ı mağlup etmeleri durumunda Galler'in alacağı sonuca bakılmaksızın gruptan lider olarak çıkarak A Ligi'ne yükselecektir.
Ancak Karadağ'a karşı alınacak beraberlikte, Galler'in İzlanda'yı en fazla 3 farkla mağlup etmesi gerekecektir.
GÜNCEL PUAN DURUMU
1- Türkiye - 11 puan
2- Galler - 9 puan
3- İzlanda - 7 puan
4- Karadağ - 0 puan#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-a-ligi-ne-nasil-yukselir-ihtimaller-neler-186436.html
Böylelikle A Milli Futbol Takımı, puanını 11'e yükseltirken, Galler ise 9 puana geldi. Türkiye A Ligi'ne yükselmeyi son haftaya bıraktı. Peki, Türkiye A Ligi'ne nasıl yükselir, ihtimaller neler?
TÜRKİYE A LİGİ'NE NASIL YÜKSELİR, İHTİMALLER NELER?
Kayseri’de Galler'e karşı alınan beraberlik ile A Milli Takım, A Ligi’ne yükselmek için play off oynamayı garantiledi. Fakat gruptan lider olarak çıkma şansını son maça bıraktı.
Millilerin son maçta Karadağ'ı mağlup etmeleri durumunda Galler'in alacağı sonuca bakılmaksızın gruptan lider olarak çıkarak A Ligi'ne yükselecektir.
Ancak Karadağ'a karşı alınacak beraberlikte, Galler'in İzlanda'yı en fazla 3 farkla mağlup etmesi gerekecektir.
GÜNCEL PUAN DURUMU
1- Türkiye - 11 puan
2- Galler - 9 puan
3- İzlanda - 7 puan
4- Karadağ - 0 puan#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-a-ligi-ne-nasil-yukselir-ihtimaller-neler-186436.html
ABD'de savcılara göre rapçi Diddy, aleyhinde tanıklık edecekleri hapishaneden etkilemeye çalışı
Ankara
CNN'in haberine göre, Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde (MDC) tutulan Combs'un, diğer mahkumların telefonlarını kullanarak rapçinin "aranabilecekler" listesinde olmayan birçok kişiyle iletişime geçtiği belirtildi.
Savcılarca dava dosyasına eklenen yeni suçlamada Combs'un, dinlemeye takılmamak için para karşılığında 8 mahkumun telefonlarını kullandığı, konuştuğu kişilere görüşme yasağı listesinde bulunan şahısları bağlatarak üçlü görüşmeler yaptığı belirtildi.
Combs'un görüşmelerinde davada aleyhine tanıklık yapacak kişileri de arayarak tehdit ettiğini kaydeden savcılar, "Davalı, MDC'de tutulduğu süre boyunca yasalara aykırı şekilde tanıkları etkilemeyi sürdürmüş ve davanın işleyişine zarar verecek davranışlarda bulunmuştur." görüşünü paylaştı.
Savcılar, ayrıca Combs'un üçüncü şahıslar aracılığıyla sosyal medyada platformlarında, davada jüri üyesi olarak seçilecek kişilerin güvenilirliğini lekelemeye yönelik girişimlerde bulunduğu suçlamasını yöneltti.
Daha önce kefaletle serbest kalma talebi, "davanın tanıklarını etkileme ihtimali" gerekçesiyle 3 kez reddedilen Combs, gelecek hafta yeni bir "kefaletle serbest kalma teklifi"yle hakim karşısına çıkacak.
Diddy'nin "kirli geçmişi"
"Diddy" lakaplı Combs, "seks ticareti, zorla çalıştırma, adam kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme" suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınmıştı.
Mahkemece 17 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılan 14 sayfalık iddianamede Combs'un bazen günlerce süren, genellikle kayıt altına alınan "Freak Offs" adlı partileri çoğunlukla evlerinde düzenlediği ve bu partilere katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel ilişkiye girmeye zorladığı ifade edilmişti.
Combs'un mağdurlar hakkında "nüfuzunu kullanarak kariyerlerini kontrol etmekle tehdit, ekonomik, psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddette bulunma" gibi yöntemlere başvurduğu belirtilen iddianamede, ünlü rapçinin evlerinde yapılan aramalarda "uyuşturucu maddelerin" ele geçirildiği bildirilmişti.
İddianamede Combs'un tanık ve mağdurlara sessiz kalmaları veya yalancı şahitlik yapmaları için rüşvet teklif ettiği de kaydedilmişti. Combs, Manhattan'da çıkarıldığı federal mahkemede hakkındaki suçlamaların tamamını reddetmişti.
Suçlu bulunması halinde Combs, en az 15 yıl, en fazla da ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir. Amerikalı yapımcı ve rapçinin davaları, 5 Mayıs 2025'te görülmeye başlanacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-de-savcilara-gore-rapci-diddy-aleyhinde-taniklik-edecekleri-hapishaneden-etkilemeye-calisi-186435.html
CNN'in haberine göre, Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde (MDC) tutulan Combs'un, diğer mahkumların telefonlarını kullanarak rapçinin "aranabilecekler" listesinde olmayan birçok kişiyle iletişime geçtiği belirtildi.
Savcılarca dava dosyasına eklenen yeni suçlamada Combs'un, dinlemeye takılmamak için para karşılığında 8 mahkumun telefonlarını kullandığı, konuştuğu kişilere görüşme yasağı listesinde bulunan şahısları bağlatarak üçlü görüşmeler yaptığı belirtildi.
Combs'un görüşmelerinde davada aleyhine tanıklık yapacak kişileri de arayarak tehdit ettiğini kaydeden savcılar, "Davalı, MDC'de tutulduğu süre boyunca yasalara aykırı şekilde tanıkları etkilemeyi sürdürmüş ve davanın işleyişine zarar verecek davranışlarda bulunmuştur." görüşünü paylaştı.
Savcılar, ayrıca Combs'un üçüncü şahıslar aracılığıyla sosyal medyada platformlarında, davada jüri üyesi olarak seçilecek kişilerin güvenilirliğini lekelemeye yönelik girişimlerde bulunduğu suçlamasını yöneltti.
Daha önce kefaletle serbest kalma talebi, "davanın tanıklarını etkileme ihtimali" gerekçesiyle 3 kez reddedilen Combs, gelecek hafta yeni bir "kefaletle serbest kalma teklifi"yle hakim karşısına çıkacak.
Diddy'nin "kirli geçmişi"
"Diddy" lakaplı Combs, "seks ticareti, zorla çalıştırma, adam kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme" suçlamalarıyla 16 Eylül'de gözaltına alınmıştı.
Mahkemece 17 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılan 14 sayfalık iddianamede Combs'un bazen günlerce süren, genellikle kayıt altına alınan "Freak Offs" adlı partileri çoğunlukla evlerinde düzenlediği ve bu partilere katılmaya mecbur kıldığı kişileri cinsel ilişkiye girmeye zorladığı ifade edilmişti.
Combs'un mağdurlar hakkında "nüfuzunu kullanarak kariyerlerini kontrol etmekle tehdit, ekonomik, psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddette bulunma" gibi yöntemlere başvurduğu belirtilen iddianamede, ünlü rapçinin evlerinde yapılan aramalarda "uyuşturucu maddelerin" ele geçirildiği bildirilmişti.
İddianamede Combs'un tanık ve mağdurlara sessiz kalmaları veya yalancı şahitlik yapmaları için rüşvet teklif ettiği de kaydedilmişti. Combs, Manhattan'da çıkarıldığı federal mahkemede hakkındaki suçlamaların tamamını reddetmişti.
Suçlu bulunması halinde Combs, en az 15 yıl, en fazla da ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir. Amerikalı yapımcı ve rapçinin davaları, 5 Mayıs 2025'te görülmeye başlanacak.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/abd-de-savcilara-gore-rapci-diddy-aleyhinde-taniklik-edecekleri-hapishaneden-etkilemeye-calisi-186435.html
Yerli̇ hava trafik görüntüleme yazılımı kullanılmaya başlandı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından geliştirilen hava trafik görüntüleme yazılımı İnteraktif Radar Analiz ve Data Ekranı (İRADE) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak tüm proje ve yatırımlarda yerlilik ve millilik unsurlarını ön planda tuttuklarını vurgulayan Bakan Uraloğlu, “En sonunda havacılık alanında hayata geçirdiğimiz İRADE yazılımını İstanbul Atatürk ve Çukurova Havalimanlarımızda kullanmaya başlayarak havacılık alanında yeni bir dönemi başlatmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlk yerli ve milli hava trafik görüntüleme yazılımımız sayesinde bu alanda da dışa bağımlılıktan kurtularak bundan sonraki yerli teknoloji ürünlerinin önünü açmış olduk.” dedi.
“İRADE GÜNLÜK 5 BİN HAVA ARACI TARAFINDAN KULLANILAN TÜRK HAVA SAHASINDA HAVA TRAFİK KONTROL HİZMETLERİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ BİR ARAÇ OLACAK”
Bakan Uraloğlu, İRADE yazılımının havacılık alanında uluslararası standartlara uygun, güvenli ve tamamen Türk mühendislerce geliştirilen ileri teknoloji bir ürün olduğunun altını çizdi. Bu yeni yazılımın DHMİ bünyesinde çalışan hava trafik emniyeti elektronik personelleri ve hava trafik kontrolörlerinin teknik bilgi, tecrübe ve bilgilerinden faydalanarak geliştirildiğinin altını çizen Bakan Uraloğlu, “Hava seyrüsefer hizmetlerinde DHMİ personeli tarafından daha önce geliştirilen yerli ve milli Sayısal-Havalimanı Terminal Bilgi Sistemi (D-ATIS)’in ardından bir başka yerli ve milli tasarım olan İRADE, günlük yaklaşık 5 bin hava aracı tarafından kullanılan Türk hava sahasında Hava Trafik Kontrol hizmetleri için vazgeçilmez bir araç olacak” diye konuştu.
İRADE HAVA TRAFİĞİNİN KONTROLÜ İÇİN GEREKLİ OLAN ANCAK FARKLI KAYNAKLARDAN GELEN KRİTİK BİLGİLERİ TEK BİR EKRANDA TOPLAYACAK
Yazılımın teknik özellikleri hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “İRADE, gerçek zamanlı radar verisi, anlık olarak otomatik hava gözlem sistemi verileri, AFTN ile NOTAM verileri, güncel AIP erişimi ve meteorolojik radar ve uydu verileri gibi hava trafiğinin kontrol ve idamesi sırasında gerekli olan ancak farklı kaynaklardan elde edilen kritik bilgileri tek bir ekranda toplayarak hava trafik kontrolörlerinin önündeki ekran karmaşasını azaltarak hava trafik emniyetini artırıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda geliştirdiğimiz, yüksek verimlilik ve esnek kullanım özelliğine sahip İRADE; kritik sistemlerde dışa bağımlılığımızı azaltıp, her gün gelişen ve büyüyen havacılık endüstrisiyle her zaman tam entegrasyon sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yerli-hava-trafik-goruntuleme-yazilimi-kullanilmaya-baslandi-186433.html
“İRADE GÜNLÜK 5 BİN HAVA ARACI TARAFINDAN KULLANILAN TÜRK HAVA SAHASINDA HAVA TRAFİK KONTROL HİZMETLERİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ BİR ARAÇ OLACAK”
Bakan Uraloğlu, İRADE yazılımının havacılık alanında uluslararası standartlara uygun, güvenli ve tamamen Türk mühendislerce geliştirilen ileri teknoloji bir ürün olduğunun altını çizdi. Bu yeni yazılımın DHMİ bünyesinde çalışan hava trafik emniyeti elektronik personelleri ve hava trafik kontrolörlerinin teknik bilgi, tecrübe ve bilgilerinden faydalanarak geliştirildiğinin altını çizen Bakan Uraloğlu, “Hava seyrüsefer hizmetlerinde DHMİ personeli tarafından daha önce geliştirilen yerli ve milli Sayısal-Havalimanı Terminal Bilgi Sistemi (D-ATIS)’in ardından bir başka yerli ve milli tasarım olan İRADE, günlük yaklaşık 5 bin hava aracı tarafından kullanılan Türk hava sahasında Hava Trafik Kontrol hizmetleri için vazgeçilmez bir araç olacak” diye konuştu.
İRADE HAVA TRAFİĞİNİN KONTROLÜ İÇİN GEREKLİ OLAN ANCAK FARKLI KAYNAKLARDAN GELEN KRİTİK BİLGİLERİ TEK BİR EKRANDA TOPLAYACAK
Yazılımın teknik özellikleri hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “İRADE, gerçek zamanlı radar verisi, anlık olarak otomatik hava gözlem sistemi verileri, AFTN ile NOTAM verileri, güncel AIP erişimi ve meteorolojik radar ve uydu verileri gibi hava trafiğinin kontrol ve idamesi sırasında gerekli olan ancak farklı kaynaklardan elde edilen kritik bilgileri tek bir ekranda toplayarak hava trafik kontrolörlerinin önündeki ekran karmaşasını azaltarak hava trafik emniyetini artırıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda geliştirdiğimiz, yüksek verimlilik ve esnek kullanım özelliğine sahip İRADE; kritik sistemlerde dışa bağımlılığımızı azaltıp, her gün gelişen ve büyüyen havacılık endüstrisiyle her zaman tam entegrasyon sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yerli-hava-trafik-goruntuleme-yazilimi-kullanilmaya-baslandi-186433.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından sokakta kalan kimsesizler için genelge
Ankara
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın imzasıyla gönderilen genelge kapsamında, kış aylarında sokakta tek bir vatandaşın dahi kalmaması için il ve ilçelerdeki evsiz, mekansız ve kimsesiz kişilerin tespiti yapılacak.
Barınmaları, kamu misafirhaneleri ve oteller tarafından sağlanacak kimsesizlere, temizlik, sağlık, temel gıda, giyim ihtiyaçları ile gerekli durumlarda psikolojik destek de verilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakanligindan-sokakta-kalan-kimsesizler-icin-genelge-186431.html
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın imzasıyla gönderilen genelge kapsamında, kış aylarında sokakta tek bir vatandaşın dahi kalmaması için il ve ilçelerdeki evsiz, mekansız ve kimsesiz kişilerin tespiti yapılacak.
Barınmaları, kamu misafirhaneleri ve oteller tarafından sağlanacak kimsesizlere, temizlik, sağlık, temel gıda, giyim ihtiyaçları ile gerekli durumlarda psikolojik destek de verilecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakanligindan-sokakta-kalan-kimsesizler-icin-genelge-186431.html
Yaşlı çiftin acı sonu: Direksiyon başında kalp krizi geçirdi!
Acı olay, Sümer Mahallesi Ertuğrul Gazi Bulvarı üzerinde meydana geldi.
74 yaşındaki Osman Çilek, kullandığı 70 AY 213 plakalı otomobil ile seyir halindeyken biranda direksiyon başında fenalaştı. Çilek'in bilincini kaybetmesi üzerine kullandığı otomobil kontrolden çıkarak orta refüjdeki aydınlatma direğine çarparak durdu.
Meydana gelen kaza sonucunda sürücü Osman Çilek ile yanında bulunan eşi Ayşe Ç. (72) yaralandı.
İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
HAYATINI KAYBETTİ
Yaralılar Osman Çilek ve eşi Ayşe Ç., ambulansla Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Osman Çilek burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybederken, hafif şekilde yaralanan eşi Ayşe Ç.'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yasli-ciftin-aci-sonu-direksiyon-basinda-kalp-krizi-gecirdi-186430.html
74 yaşındaki Osman Çilek, kullandığı 70 AY 213 plakalı otomobil ile seyir halindeyken biranda direksiyon başında fenalaştı. Çilek'in bilincini kaybetmesi üzerine kullandığı otomobil kontrolden çıkarak orta refüjdeki aydınlatma direğine çarparak durdu.
Meydana gelen kaza sonucunda sürücü Osman Çilek ile yanında bulunan eşi Ayşe Ç. (72) yaralandı.
İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
HAYATINI KAYBETTİ
Yaralılar Osman Çilek ve eşi Ayşe Ç., ambulansla Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Osman Çilek burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybederken, hafif şekilde yaralanan eşi Ayşe Ç.'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yasli-ciftin-aci-sonu-direksiyon-basinda-kalp-krizi-gecirdi-186430.html
Firari hükümlü Özel harekat polislerinin katıldığı operasyonla yakalandı
Asayiş Şube Müdürlüğü ve Aranan Şahıslar Büro Amirliği tarafından bir süredir hakkındaki kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle aranan firari hükümlü Fatih Ç.’yi yakalamak için çalışma başlatıldı.
Polis ekipleri şüphelinin saklandığı yeri belirlerken, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığından alınan arama kararıyla operasyon başlatıldı.13 Kasım Çarşamba günü Arnavutköy, Tayakadın mahallesindeki adrese Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonla baskın yapıldı. Polislere direnen ve kaçmaya çalışan hükümlü Fatih Ç. gözaltına alındı. Şüphelinin üzerinde hayalet silah olarak bilinen 9 mm tabanca, markası ve seri numarası silinmiş 9 mm başka bir tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Aranan Şahıslar Büro Amirliğinde işlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edildi.
5 GÜNDE BİN 923 KİŞİ YAKALANDI
Diğer yandan Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri koordinesinde 11-16 Kasım tarihleri arasında yapılan operasyonlarda çeşitli suçlardan haklarında hapis cezası bulunan 461 hükümlünün yakalandığı öğrenildi. Ayrıca haklarında zorla getirilme ve yakalama kararı bulunan bin 462 kişinin de gözaltına alındığı belirtildi. 5 gün içinde toplam bin 923 kişinin yakalanarak adli makamlara sevk edildiği öğrenildi.
Son 5 gün içinde düzenlenen operasyonlarda yakalanan hükümlüler ve cezaları,
Mevlüt A. - Hırsızlık suçundan 39 Yıl 7 ay hapis cezalı,
Sezgin U. - Dolandırıcılık suçundan 32 yıl hapis cezalı,
Kadir A. - Hırsızlık suçundan 29 Yıl 11 ay hapis cezalı,
Serkan U. - Uyuşturucu madde ticareti 24 Yıl 3 ay hapis cezalı,
Nuri D. - Dolandırıcılık suçundan 23 Yıl 2 ay hapis cezalı,
Fatih Ç. - Nitelikli yağma suçundan 22 Yıl 4 ay hapis cezalı,
Eyüp A. - Kasten öldürme suçundan 20 Yıl 7 Ay hapis cezalı,
İnal A. - Hırsızlık suçundan 19 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Selçuk B. - Kasten öldürme suçundan 18 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Faik K. - Dolandırıcılık suçundan 16 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Bülent Y. - Dolandırıcılık suçundan 16 Yıl 5 ay hapis cezalı,
Sinan H. - Dolandırıcılık suçundan 14 Yıl 4 ay hapis cezalı,
Mehmet H. K. - Uyuşturucu madde ticareti 12 yıl 6 Ay hapis cezalı,
Ramazan S. - Uyuşturucu madde ticareti 12 yıl 6 Ay hapis cezalı,
Mustafa Z. - Yağma suçundan 12 yıl hapis cezalı#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/firari-hukumlu-ozel-harekat-polislerinin-katildigi-operasyonla-yakalandi-186429.html
Polis ekipleri şüphelinin saklandığı yeri belirlerken, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığından alınan arama kararıyla operasyon başlatıldı.13 Kasım Çarşamba günü Arnavutköy, Tayakadın mahallesindeki adrese Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonla baskın yapıldı. Polislere direnen ve kaçmaya çalışan hükümlü Fatih Ç. gözaltına alındı. Şüphelinin üzerinde hayalet silah olarak bilinen 9 mm tabanca, markası ve seri numarası silinmiş 9 mm başka bir tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Aranan Şahıslar Büro Amirliğinde işlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edildi.
5 GÜNDE BİN 923 KİŞİ YAKALANDI
Diğer yandan Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri koordinesinde 11-16 Kasım tarihleri arasında yapılan operasyonlarda çeşitli suçlardan haklarında hapis cezası bulunan 461 hükümlünün yakalandığı öğrenildi. Ayrıca haklarında zorla getirilme ve yakalama kararı bulunan bin 462 kişinin de gözaltına alındığı belirtildi. 5 gün içinde toplam bin 923 kişinin yakalanarak adli makamlara sevk edildiği öğrenildi.
Son 5 gün içinde düzenlenen operasyonlarda yakalanan hükümlüler ve cezaları,
Mevlüt A. - Hırsızlık suçundan 39 Yıl 7 ay hapis cezalı,
Sezgin U. - Dolandırıcılık suçundan 32 yıl hapis cezalı,
Kadir A. - Hırsızlık suçundan 29 Yıl 11 ay hapis cezalı,
Serkan U. - Uyuşturucu madde ticareti 24 Yıl 3 ay hapis cezalı,
Nuri D. - Dolandırıcılık suçundan 23 Yıl 2 ay hapis cezalı,
Fatih Ç. - Nitelikli yağma suçundan 22 Yıl 4 ay hapis cezalı,
Eyüp A. - Kasten öldürme suçundan 20 Yıl 7 Ay hapis cezalı,
İnal A. - Hırsızlık suçundan 19 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Selçuk B. - Kasten öldürme suçundan 18 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Faik K. - Dolandırıcılık suçundan 16 Yıl 9 ay hapis cezalı,
Bülent Y. - Dolandırıcılık suçundan 16 Yıl 5 ay hapis cezalı,
Sinan H. - Dolandırıcılık suçundan 14 Yıl 4 ay hapis cezalı,
Mehmet H. K. - Uyuşturucu madde ticareti 12 yıl 6 Ay hapis cezalı,
Ramazan S. - Uyuşturucu madde ticareti 12 yıl 6 Ay hapis cezalı,
Mustafa Z. - Yağma suçundan 12 yıl hapis cezalı#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/firari-hukumlu-ozel-harekat-polislerinin-katildigi-operasyonla-yakalandi-186429.html
Ticaret Bakanı Bolat, ihracatçılar ve müteahhitlerle Irak yolcusu
Ankara
AA muhabirinin Ticaret Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Türkiye'nin dış ticaretinde en önemli ülkelerden biri olan Irak ile ekonomik ilişkiler, son dönemde giderek pekişiyor.
Bakan Bolat, bu kapsamda TİM organizasyonuyla oluşturulan Genel Ticaret Heyeti, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından organize edilen Müteahhitlik Heyeti ve beraberindeki firma temsilcileriyle 18-19 Kasım'da Irak'ın başkenti Bağdat ile Basra'yı ziyaret edecek.
Söz konusu programla, Türk iş insanları Iraklı iş insanları ile bir araya getirilerek, ikili ilişkilerin geliştirilmesi imkanları aranacak. Ayrıca, başkent Bağdat ve Basra'da müteahhitlik firmalarının katılımıyla "yuvarlak masa toplantıları" gerçekleştirilecek.
Bakan Bolat'ın ziyareti çerçevesinde, iki ülke arasında var olan ticari ve ekonomik bağların daha da güçlendirilmesi hususları ele alınacak ve Türk firmalarının Irak'taki rolünün güçlendirilmesine yönelik girişimlerde bulunulacak.
Ticaret ve yatırımı
Bolat, Bağdat'ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani tarafından kabul edilecek, Irak Ticaret Bakanı Etir Davud Selman Al-Greyri ve Ulaştırma Bakanı Rezzak Muhaybis ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek, Basra'da ise Basra Valisi Esad El-İdani ile toplantı yapacak.
Program kapsamında Bolat, yarın Bağdat'ta Al-Greyri ile 19 Kasım'da ise Basra'da El-İdani ile beraber "Ticaret Heyeti" programlarına katılacak.
Bolat'ın Türk iş insanlarının geniş katılımıyla gerçekleştirilecek Irak ziyaretinde, son dönemde iki ülke arasında gelişen ilişkilerin ticaret ve yatırım boyutunun daha da güçlendirilmesi, başta Basra Körfezi'ni Avrupa ülkelerine bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere, Irak'ın altyapı ve üstyapı projelerinde Türk müteahhitlerin etkinliğinin artırılması hedefleniyor.
Türk müteahhitler Irak'ta 34,9 milyar dolarlık 1111 proje üstlendi
Bu yılın ocak-ekim döneminde Türkiye'nin Irak'a ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 artış göstererek 10,8 milyar dolara ulaştı. Anılan dönemde Irak'tan ithalat ise yüzde 41 azalarak 3,7 milyar dolar oldu. Ticaret hacmi de 14,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türk müteahhitlik firmaları tarafından Irak'ta bugüne kadar 34,9 milyar dolar değerinde 1111 proje üstlenildi. Bu rakam Irak'ı, Türk firmaları tarafından dünyada en fazla proje üstlenilen 3'üncü ülke konumuna getirdi.
Irak ile ikili ticarette yakalanan seviyenin, gerçekleştirilecek ziyaretlerle ve atılan adımlarla dengeli bir yapı içinde sürdürülmesi ve müteahhitlik firmalarının Irak'taki faaliyetlerinin daha da artırılması amaçlanıyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakani-bolat-ihracatcilar-ve-muteahhitlerle-?rak-yolcusu-186428.html
AA muhabirinin Ticaret Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Türkiye'nin dış ticaretinde en önemli ülkelerden biri olan Irak ile ekonomik ilişkiler, son dönemde giderek pekişiyor.
Bakan Bolat, bu kapsamda TİM organizasyonuyla oluşturulan Genel Ticaret Heyeti, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından organize edilen Müteahhitlik Heyeti ve beraberindeki firma temsilcileriyle 18-19 Kasım'da Irak'ın başkenti Bağdat ile Basra'yı ziyaret edecek.
Söz konusu programla, Türk iş insanları Iraklı iş insanları ile bir araya getirilerek, ikili ilişkilerin geliştirilmesi imkanları aranacak. Ayrıca, başkent Bağdat ve Basra'da müteahhitlik firmalarının katılımıyla "yuvarlak masa toplantıları" gerçekleştirilecek.
Bakan Bolat'ın ziyareti çerçevesinde, iki ülke arasında var olan ticari ve ekonomik bağların daha da güçlendirilmesi hususları ele alınacak ve Türk firmalarının Irak'taki rolünün güçlendirilmesine yönelik girişimlerde bulunulacak.
Ticaret ve yatırımı
Bolat, Bağdat'ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani tarafından kabul edilecek, Irak Ticaret Bakanı Etir Davud Selman Al-Greyri ve Ulaştırma Bakanı Rezzak Muhaybis ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek, Basra'da ise Basra Valisi Esad El-İdani ile toplantı yapacak.
Program kapsamında Bolat, yarın Bağdat'ta Al-Greyri ile 19 Kasım'da ise Basra'da El-İdani ile beraber "Ticaret Heyeti" programlarına katılacak.
Bolat'ın Türk iş insanlarının geniş katılımıyla gerçekleştirilecek Irak ziyaretinde, son dönemde iki ülke arasında gelişen ilişkilerin ticaret ve yatırım boyutunun daha da güçlendirilmesi, başta Basra Körfezi'ni Avrupa ülkelerine bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere, Irak'ın altyapı ve üstyapı projelerinde Türk müteahhitlerin etkinliğinin artırılması hedefleniyor.
Türk müteahhitler Irak'ta 34,9 milyar dolarlık 1111 proje üstlendi
Bu yılın ocak-ekim döneminde Türkiye'nin Irak'a ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 artış göstererek 10,8 milyar dolara ulaştı. Anılan dönemde Irak'tan ithalat ise yüzde 41 azalarak 3,7 milyar dolar oldu. Ticaret hacmi de 14,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türk müteahhitlik firmaları tarafından Irak'ta bugüne kadar 34,9 milyar dolar değerinde 1111 proje üstlenildi. Bu rakam Irak'ı, Türk firmaları tarafından dünyada en fazla proje üstlenilen 3'üncü ülke konumuna getirdi.
Irak ile ikili ticarette yakalanan seviyenin, gerçekleştirilecek ziyaretlerle ve atılan adımlarla dengeli bir yapı içinde sürdürülmesi ve müteahhitlik firmalarının Irak'taki faaliyetlerinin daha da artırılması amaçlanıyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakani-bolat-ihracatcilar-ve-muteahhitlerle-?rak-yolcusu-186428.html
Motosiklet minibüsün altına girdi: 1 yaralı
Karaman'da meydana gelen kaza, Yenimahalle Mahallesi Zeytindalı Bulvarı üzerinde meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, E.B. idaresindeki 42 CUS 28 plakalı panelvan minibüs ile S.Ç. yönetimindeki 70 ABT 261 plakalı motosiklet çarptı. Kazada minibüsün altına giren motosikletin sürücüsü yaralandı.
İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı motosiklet sürücüsü sağlık ekibinin olay yerinde yaptığı ilk müdahalenin ardından ambulansla kaldırıldığı Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/motosiklet-minibusun-altina-girdi-1-yarali-186427.html
Edinilen bilgiye göre, E.B. idaresindeki 42 CUS 28 plakalı panelvan minibüs ile S.Ç. yönetimindeki 70 ABT 261 plakalı motosiklet çarptı. Kazada minibüsün altına giren motosikletin sürücüsü yaralandı.
İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı motosiklet sürücüsü sağlık ekibinin olay yerinde yaptığı ilk müdahalenin ardından ambulansla kaldırıldığı Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/motosiklet-minibusun-altina-girdi-1-yarali-186427.html
Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı Lübnan’daki savaş mağduru ailelere ve öğretmenlere el uzatıyor
İsrail ordusunun, 8 Eylül'den bu yana Lübnan'ın güney kentlerine yaptığı yoğun saldırılarından dolayı, binlerce mazlum insan şehit oldu ve 100 binlerce Lübnan vatandaşı yerinden edildi. Yerinden edilen Lübnan vatandaşları, ülkenin güneyinden başkent Beyrut ve kuzeye göç etmek zorunda kalarak bir kısmı da Suriye’ye göç etti. Bu zorlu koşullara rağmen, Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı, Lübnan’da 2021 yılında başlattığı eğitim ve insani yardım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı, 2021 yılından itibaren, Lübnan’daki okullara dini eğitimler veren yüzlerce öğretmene aylık düzenli nakdî yardımda bulunuyor. Aynı zamanda, Lübnan’da Ramazan ayında ve Kurban bayramlarında insani yardım çalışmalarında bulunuyor. Vakıf, 2024 Eylül ayından itibaren savaştan etkilenip Lübnan’ın güneyinden başkent Beyrut ve kuzeye göç eden binlerce Lübnanlı savaş mağduru ailelere bizatihi sahada nakdî yardım dağıtımları gerçekleştirmiştir. Yine önümüzdeki süreçlerde aynî ve nakdî yardımlar devam edecektir.
Hüdayi Vakfı aynı zamanda Türk STKların birlikte organize ettiği yardım gemileri ile acil yardım malzemelerine katkıda bulunmakta ve Lübnan’daki savaş mağduru ailelere ulaştırılması konusunda ekipleriyle destek vermektedir.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aziz-mahm-d-hud-yi-vakfi-lubnan-daki-savas-magduru-ailelere-ve-ogretmenlere-el-uzatiyor-186426.html
Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı, 2021 yılından itibaren, Lübnan’daki okullara dini eğitimler veren yüzlerce öğretmene aylık düzenli nakdî yardımda bulunuyor. Aynı zamanda, Lübnan’da Ramazan ayında ve Kurban bayramlarında insani yardım çalışmalarında bulunuyor. Vakıf, 2024 Eylül ayından itibaren savaştan etkilenip Lübnan’ın güneyinden başkent Beyrut ve kuzeye göç eden binlerce Lübnanlı savaş mağduru ailelere bizatihi sahada nakdî yardım dağıtımları gerçekleştirmiştir. Yine önümüzdeki süreçlerde aynî ve nakdî yardımlar devam edecektir.
Hüdayi Vakfı aynı zamanda Türk STKların birlikte organize ettiği yardım gemileri ile acil yardım malzemelerine katkıda bulunmakta ve Lübnan’daki savaş mağduru ailelere ulaştırılması konusunda ekipleriyle destek vermektedir.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aziz-mahm-d-hud-yi-vakfi-lubnan-daki-savas-magduru-ailelere-ve-ogretmenlere-el-uzatiyor-186426.html
Hesap vakti! Yenidoğan Çetesi yarın hakim karşısında
İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında yarın 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına başlanacak.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı.
İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK'ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına kârlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi.
İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçekle alakalı olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı.
İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hesap-vakti-yenidogan-cetesi-yarin-hakim-karsisinda-186425.html
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında yarın 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına başlanacak.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı.
İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK'ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına kârlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi.
İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçekle alakalı olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı.
İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/hesap-vakti-yenidogan-cetesi-yarin-hakim-karsisinda-186425.html
Gram altın ne kadar oldu?
ABD'de Donald Trump'ın uygulayacağı ekonomi politikaların faiz indirim sürecine ilişkin belirsizlik oluşturmasının da etkisiyle değer kaybeden altının ons fiyatı, haftalık bazda 3,5 yılın en kötü performansını sergiledi.
Peki, yeni hafta öncesinde gram altın ne kadar?
ALTIN FİYATLARI NE KADAR OLDU?
Gram altın: 2837 TL
Çeyrek altın: 4638 TL
Yarım altın: 9277 TL
Tam altın: 19536 TL
Cumhuriyet altını: 18497 TL
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/gram-altin-ne-kadar-oldu-186424.html
Peki, yeni hafta öncesinde gram altın ne kadar?
ALTIN FİYATLARI NE KADAR OLDU?
Gram altın: 2837 TL
Çeyrek altın: 4638 TL
Yarım altın: 9277 TL
Tam altın: 19536 TL
Cumhuriyet altını: 18497 TL
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/gram-altin-ne-kadar-oldu-186424.html
İsrail Dahiye'yi hedef aldı... Lübnan'a şiddetli hava saldırısı
Lübnan resmi ajansı NNA, saldırıların Hades, Şiyah ve Burc el-Baracine bölgelerini hedef aldığını bildirdi.
Hades'e düzenlenen şiddetli hava saldırıları St. George Hastanesi çevresini hedef aldı.
12 KATLI BİNAYA ROKETLİ SALDIRI
Şiyah'ta bir kilisenin yakınındaki 12 katlı binaya düzenlenen ilk saldırıda roketin patlamadığı, ikincisinde ise binanın tamamıyla yerle bir olduğu aktarıldı.
Burc el-Baracine bölgesinde ise Ali Nasır Lisesi'nin arka tarafına çok şiddetli bir saldırı düzenlendiği duyuruldu.
Beyrut'un güneyindeki Dahiye'nin semalarını toz ve duman bulutu kaplarken çok sayıda bina hasar gördü.
CAN KAYBI VE YARALANAN BİLGİSİ PAYLAŞILMADI
Saldırılarda ölen ya da yaralanan olup olmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı.
İsrail ordu sözcüsü, saldırı tehdidinde bulunmuştu
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından, saldırılar öncesinde Hades, Şiyah ve Burc el-Baracine bölgesinde bazı noktaların işaretli olduğu haritalar paylaşarak saldırı tehdidinde bulunmuştu.
ÖNCE TEHDİT, SONRA SALDIRI!
Adraee, söz konusu haritalardaki işaretli bölgelerin Hizbullah tesisleri olduğunu öne sürerek bu bölgelerden en az 500 metre uzağa gidilmesi uyarısı yapmıştı.
İsrail ordusundan dün yapılan açıklamada son bir haftada Beyrut'un güneyine 50 hava saldırısı düzenlendiği öne sürülmüştü.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/israil-dahiye-yi-hedef-aldi...-lubnan-a-siddetli-hava-saldirisi-186423.html
Hades'e düzenlenen şiddetli hava saldırıları St. George Hastanesi çevresini hedef aldı.
12 KATLI BİNAYA ROKETLİ SALDIRI
Şiyah'ta bir kilisenin yakınındaki 12 katlı binaya düzenlenen ilk saldırıda roketin patlamadığı, ikincisinde ise binanın tamamıyla yerle bir olduğu aktarıldı.
Burc el-Baracine bölgesinde ise Ali Nasır Lisesi'nin arka tarafına çok şiddetli bir saldırı düzenlendiği duyuruldu.
Beyrut'un güneyindeki Dahiye'nin semalarını toz ve duman bulutu kaplarken çok sayıda bina hasar gördü.
CAN KAYBI VE YARALANAN BİLGİSİ PAYLAŞILMADI
Saldırılarda ölen ya da yaralanan olup olmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı.
İsrail ordu sözcüsü, saldırı tehdidinde bulunmuştu
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından, saldırılar öncesinde Hades, Şiyah ve Burc el-Baracine bölgesinde bazı noktaların işaretli olduğu haritalar paylaşarak saldırı tehdidinde bulunmuştu.
ÖNCE TEHDİT, SONRA SALDIRI!
Adraee, söz konusu haritalardaki işaretli bölgelerin Hizbullah tesisleri olduğunu öne sürerek bu bölgelerden en az 500 metre uzağa gidilmesi uyarısı yapmıştı.
İsrail ordusundan dün yapılan açıklamada son bir haftada Beyrut'un güneyine 50 hava saldırısı düzenlendiği öne sürülmüştü.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/israil-dahiye-yi-hedef-aldi...-lubnan-a-siddetli-hava-saldirisi-186423.html
16 Kasım 2024 Cumartesi
Avrupa devi küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya! Beşiktaş için büyük avantaj
Fransa Ligue 1 ekiplerinden Olympique Lyon mali durumları nedeniyle küme düşme cezası ile karşı karşıya. Mavi-beyazlı takıma sezon sonuna kadar transfer yasağı ve maaş bütçesini kısma cezası getirildi.
Fransız ekibinin finansal durumda değişiklik olmazsa Ligue 2'ye düşürülecek.
18 puanla ligde 5. sırada bulunan Lyon'un devre arasında bazı yıldız isimlerle yollarını ayırması bekleniyor.
CHERKİ SATIŞ LİSTESİNDE
500 milyon Euro’luk borcuyla küme düşme cezasıyla karşı karşıya kalan Fransız kulübü, ocak ayında futbolcu satışı yapmak zorunda. Gönderilecek isimler arasında ise Cherki de yer alıyor.
BEŞİKTAŞ REKOR TEKLİF YAPACAK
Sözcü'nün haberine göre; Başkan Hasan Arat ve yönetimi, taraftarları heyecanlandıran isim olan Cherki için girişimlere başlayacak. 20 milyon Euro bandında bir teklif yapacak olan siyah-beyazlıların futbolcuya ödenecek maaş konusunda da tüm şartları zorlaması bekleniyor.
AVRUPA DEVLERİ PEŞİNDE
21 yaşındaki Rayan Cherki ile başta Liverpool olmak üzere birçok Avrupa takımının da ilgilendiği iddia ediliyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/avrupa-devi-kume-dusme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-besiktas-icin-buyuk-avantaj-186264.html
Fransız ekibinin finansal durumda değişiklik olmazsa Ligue 2'ye düşürülecek.
18 puanla ligde 5. sırada bulunan Lyon'un devre arasında bazı yıldız isimlerle yollarını ayırması bekleniyor.
CHERKİ SATIŞ LİSTESİNDE
500 milyon Euro’luk borcuyla küme düşme cezasıyla karşı karşıya kalan Fransız kulübü, ocak ayında futbolcu satışı yapmak zorunda. Gönderilecek isimler arasında ise Cherki de yer alıyor.
BEŞİKTAŞ REKOR TEKLİF YAPACAK
Sözcü'nün haberine göre; Başkan Hasan Arat ve yönetimi, taraftarları heyecanlandıran isim olan Cherki için girişimlere başlayacak. 20 milyon Euro bandında bir teklif yapacak olan siyah-beyazlıların futbolcuya ödenecek maaş konusunda da tüm şartları zorlaması bekleniyor.
AVRUPA DEVLERİ PEŞİNDE
21 yaşındaki Rayan Cherki ile başta Liverpool olmak üzere birçok Avrupa takımının da ilgilendiği iddia ediliyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/avrupa-devi-kume-dusme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-besiktas-icin-buyuk-avantaj-186264.html
Kıbrıs Adası açıklarında 4 büyüklüğünde deprem
Akdeniz bir kez daha sallandı. Akdeniz'de Kıbrıs Adası açıklarında meydana gelen depremle ilgili Kandilli Rasathanesi ve AFAD peş peşe açıklama yaptı.
KANDİLLİ 4, AFAD 3,9 OLARAK AÇIKLADI
Kandilli Rasathanesi, Kıbrıs Adası'nın güneyinde saat 11:49 sıralarında meydana gelen depremin büyüklüğünü 4,0, derinliğini ise 5 kilometre olarak açıkladı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), ise depremin büyüklüğünü 3.9 olarak açıkladı.
AFAD depremin saatini farklı açıkladı. AFAD depremin saatini 11:46, derinliğini ise 5.52 kilometre olarak duyurdu.
#DEPREM
AKDENIZ
https://t.co/HqalLNEfyE
/> 16.11.2024, 11:49:31 TSİ
Büyüklük: 4.0
Derinlik: 5.0 km#Kandilli— Kandilli Rasathanesi (@Kandilli_info) November 16, 2024#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kibris-adasi-aciklarinda-4-buyuklugunde-deprem-186263.html
KANDİLLİ 4, AFAD 3,9 OLARAK AÇIKLADI
Kandilli Rasathanesi, Kıbrıs Adası'nın güneyinde saat 11:49 sıralarında meydana gelen depremin büyüklüğünü 4,0, derinliğini ise 5 kilometre olarak açıkladı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), ise depremin büyüklüğünü 3.9 olarak açıkladı.
AFAD depremin saatini farklı açıkladı. AFAD depremin saatini 11:46, derinliğini ise 5.52 kilometre olarak duyurdu.
#DEPREM
AKDENIZ
https://t.co/HqalLNEfyE
/> 16.11.2024, 11:49:31 TSİ
Büyüklük: 4.0
Derinlik: 5.0 km#Kandilli— Kandilli Rasathanesi (@Kandilli_info) November 16, 2024#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kibris-adasi-aciklarinda-4-buyuklugunde-deprem-186263.html
'Midyeci Ahmet'teki pompalı tüfekle saldırının görüntüleri ortaya çıktı!
Olay, 1 Eylül Pazar günü saat 02.30 sıralarında Yıldız Mahallesi Çırağan Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, gece saatlerinde cadde üzerindeki Midyeci Ahmet isimli iş yerine gelen 3 kişi, sıra nedeniyle çalışanlarla tartıştı. Tartışma arbedeye dönüşmesi üzerine 3 kişi “geri geleceğiz" diye tehditler savurup iş yerinden ayrıldı.
Yaklaşık 2 saat sonra motosikletle gelen kasklı iki şüpheliden biri, iş yerine müşteriler yemek yedikleri sırada pompalı tüfekle saldırı düzenledi. Ortalığın bir anda karıştığı saldırıda, iş yeri çalışanlarından biri silahla diğeri ise kaldırımdan aldığı taşla saldırganlara karşılık verdi. Saldırı sonucunda tüfekten çıkan saçmaların isabet ettiği müşteriler İbrahim K. (24) ayağından, Tuna A. (19) bacağından, Osman B. (34) ayağından ve Umut Atahan A. (22) bacak ve kalçasından yaralandı. İş yerine ise 2 adet kurşun isabet ettiği öğrenildi. Yaralılar olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Saldırı anı ve sonrasında yaşananlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
POLİS, SALDIRGANLARI YAKALADI
Olayın ardından çalışma başlatan Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği ekipleri, görgü şahitlerinin ifadesine başvurup güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışma sonucunda motosikletten pompalı tüfekle ateş eden saldırganın Ömer K. (25) olduğu tespit edildi. Evine baskın yapan polis ekipleri, şüphelinin Kağıthane’de bir polis merkezine imzaya gittiği bilgisine ulaşınca Ömer K.‘yı gözaltına aldı. İfadesi alınan Ömer K., olayı azmettiren kişinin Sercan U. (32) olduğunu itiraf etmesi üzerine Sercan U. ve eşi Hatice U. (28) da evinde gözaltına alındı. Yapılan aramalarda ise bina boşluğunda olayda kullanılan pompalı tüfek de ele geçirildi.
CEZAEVİNDEN İZİNLİ ÇIKIP TESLİM OLMUŞ
Polis, olayda kullanılan motosikleti süren şüphelinin de Ahmet U. (27) olduğunu tespit etti. Yapılan incelemelerde Ahmet U.’nın olay günü cezaevinden izinli çıktığı, olayın sabahında ise cezaevine teslim olduğu ortaya ortaya çıktı. Silahlı saldırı öncesi yaşanan arbede sonrasında 3 şüpheliyi araçla almaya gelen Büşra A. (29) ve saldırıdan sonra motosikleti saklayan Melda Rabia U. (22) da yakalandı. Ayrıca saldırganlara karşılık veren işyeri çalışanı Mesut Ç. (37) de olayda kullandığı silahla birlikte gözaltına alındı.
7 KİŞİDEN 2’Sİ TUTUKLANDI
Emniyete götürülen 7 şüphelinin ifadeleri alınıp adli işlemleri yapıldı. Şüphelilerden Ömer K.‘nın 4 adet, Sercan U.’nun 8 adet, Ahmet U.‘nun 12 adet, Hatice U.’nun 1 adet, Melda Rabia U.‘nun 1 adet, Büşra A.’nın 3 adet ve Mesut Ç.’nin de 2 adet suç kaydı olduğu öğrenildi. Adliyeye sevk edilen Ömer K. ile Sercan U. “kasten yaralama", “ateşli silahlar kanununa muhalefet" ve “mala zarar verme" suçlarından tutuklandı. Mesut Ç. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Ahmet U., Hatice U., Melda Rabia U. ve Büşra A. emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. #ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/midyeci-ahmet-teki-pompali-tufekle-saldirinin-goruntuleri-ortaya-cikti-186262.html
Yaklaşık 2 saat sonra motosikletle gelen kasklı iki şüpheliden biri, iş yerine müşteriler yemek yedikleri sırada pompalı tüfekle saldırı düzenledi. Ortalığın bir anda karıştığı saldırıda, iş yeri çalışanlarından biri silahla diğeri ise kaldırımdan aldığı taşla saldırganlara karşılık verdi. Saldırı sonucunda tüfekten çıkan saçmaların isabet ettiği müşteriler İbrahim K. (24) ayağından, Tuna A. (19) bacağından, Osman B. (34) ayağından ve Umut Atahan A. (22) bacak ve kalçasından yaralandı. İş yerine ise 2 adet kurşun isabet ettiği öğrenildi. Yaralılar olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Saldırı anı ve sonrasında yaşananlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
POLİS, SALDIRGANLARI YAKALADI
Olayın ardından çalışma başlatan Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği ekipleri, görgü şahitlerinin ifadesine başvurup güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışma sonucunda motosikletten pompalı tüfekle ateş eden saldırganın Ömer K. (25) olduğu tespit edildi. Evine baskın yapan polis ekipleri, şüphelinin Kağıthane’de bir polis merkezine imzaya gittiği bilgisine ulaşınca Ömer K.‘yı gözaltına aldı. İfadesi alınan Ömer K., olayı azmettiren kişinin Sercan U. (32) olduğunu itiraf etmesi üzerine Sercan U. ve eşi Hatice U. (28) da evinde gözaltına alındı. Yapılan aramalarda ise bina boşluğunda olayda kullanılan pompalı tüfek de ele geçirildi.
CEZAEVİNDEN İZİNLİ ÇIKIP TESLİM OLMUŞ
Polis, olayda kullanılan motosikleti süren şüphelinin de Ahmet U. (27) olduğunu tespit etti. Yapılan incelemelerde Ahmet U.’nın olay günü cezaevinden izinli çıktığı, olayın sabahında ise cezaevine teslim olduğu ortaya ortaya çıktı. Silahlı saldırı öncesi yaşanan arbede sonrasında 3 şüpheliyi araçla almaya gelen Büşra A. (29) ve saldırıdan sonra motosikleti saklayan Melda Rabia U. (22) da yakalandı. Ayrıca saldırganlara karşılık veren işyeri çalışanı Mesut Ç. (37) de olayda kullandığı silahla birlikte gözaltına alındı.
7 KİŞİDEN 2’Sİ TUTUKLANDI
Emniyete götürülen 7 şüphelinin ifadeleri alınıp adli işlemleri yapıldı. Şüphelilerden Ömer K.‘nın 4 adet, Sercan U.’nun 8 adet, Ahmet U.‘nun 12 adet, Hatice U.’nun 1 adet, Melda Rabia U.‘nun 1 adet, Büşra A.’nın 3 adet ve Mesut Ç.’nin de 2 adet suç kaydı olduğu öğrenildi. Adliyeye sevk edilen Ömer K. ile Sercan U. “kasten yaralama", “ateşli silahlar kanununa muhalefet" ve “mala zarar verme" suçlarından tutuklandı. Mesut Ç. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Ahmet U., Hatice U., Melda Rabia U. ve Büşra A. emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. #ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/midyeci-ahmet-teki-pompali-tufekle-saldirinin-goruntuleri-ortaya-cikti-186262.html
Tüketiciler artık deri yerine spor ayakkabı tercih ediyor
İstanbul Fuar Merkezi'nde 71. kez kapılarını açan Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı'na (AYSAF) katılan Salıcı, sektöre ilişkin soruları yanıtladı.
Salıcı, fuarın yılda iki kez düzenlendiğini ve 2024'ün son fuarının gerçekleştirildiğini aktardı.
Fuarın, ilk gününde ziyaretçi sayısının yüksek olduğuna vurgu yapan Salıcı, "Bu da inşallah ticarete dönüşür, ticarete dönüşürse de memnun oluruz. Çünkü fuarlar buluşma noktaları, insanların bir araya geldiği noktalar. Burada sadece ürünler görücüye çıkmıyor, aynı zamanda buluşma noktası. Bu anlamda da çok kıymetli ve değerli." şeklinde konuştu.
Fuar katılımcılarının yüzde 20'sinin yabancı olduğunu dile getiren Salıcı, "72. fuarı 2025 Mayıs'ta düzenleyeceğiz. Fuarda öğrencilerle sanayicileri de bir araya getiriyoruz. Bu iş sevmekle başlıyor. Gençlere bu işi ne kadar sevdirirseniz o kadar gelirler. Bu fuarlar da bunun için önemli." ifadesini kullandı.
Salıcı, sektörün sorunlarına değinerek, şunları kaydetti:
"Ekonomi yönetimiyle sürekli görüşüyoruz neler yapabiliriz diye. 2024 ithalatın da arttığı bir yıl oldu, bu da sanayicilerimiz açısından çok olumlu bir durum değil. Bu sektördeki ithalat devam ettiği sürece üreticilerin kapatmaları, istihdamda azalmalar, sektörden çıkış başlayacaktır. Ustalar, sektörün yetişmiş elemanları başka sektörlere kayacaktır. Bizim bunun önüne geçmemiz gerekiyor."
Kovid-19 salgını döneminde ülkede üretimin ne kadar önemli olduğunu, dışa bağlı olmamak gerektiğinin anlaşıldığını belirten Salıcı, salgın sonrası dünyada tedarik zincirlerinin değişmesiyle Türkiye'de sanayiye de ekstra bir müşteri geldiğini söyledi.
Salıcı, sektörün, yaşanan enflasyon gibi sebeplerden kaynaklı fiyat tutturamama gibi sorunlarının olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Fiyat tutturamama olayını da yan sanayicilerimizle konuşuyoruz ana ham maddelerden kaynaklı mı fiyat tutturamıyoruz? Hayır, genel anlamda genel giderler. Emek yoğun işlerde genel giderler konusunda bir destek gerekiyor. Bunlar da fiyatları, maliyeti etkileyecektir o da satışlarımızı artıracaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla sektörü de koruyacaktır."
"Farklı pazarlara çıkmayı öneriyoruz"
Rekabetçilik konusunda sorun yaşandığını belirten Salıcı, "Biraz daha yüksek teknolojili ürün, gündemi yakalayan, butik ürünler anlamında daha kaliteli malzemenin kullanıldığı ürünlerle farklı pazarlara çıkmayı öneriyoruz. Onu yapanlar da çok başarılı oluyor. Gelenekselleşmiş üretim şekillerinden ziyade daha çok çağı yakalayan, dünyada rekabetçi olabilecek ürün kalitesi, modeli anlamında belki bizim ülkemiz açısından da tercih meselesi olur." diye konuştu.
Salıcı, sektörün ihracat pazarlarında ilk sırada Almanya'nın olduğunu, çok fazla üretim bulunmayan ülkenin bir "tasarım üssü" olduğunu söyledi.
Sait Salıcı, "O ürünler oraya gidiyor, orada depolanıyor, oradan da kendi ürettirdiği ülkelere bizim ürünler gidiyor. O anlamda çok kıymetli. Daha sonra Cezayir, Tunus, Irak ve Kuzey Afrika var." dedi.
Sektörün markalaşmaya yönelik çalışmaları olduğunu vurgulayan Salıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eskiden yüzde 70-75 arasında deri ayakkabı, kalan yüzde 30'luk kısım spor, günlük ayakkabılar tercih ediliyordu. Tüketici bu alışkanlığı değiştirdi. Daha rahat, daha konforlu, daha tekstil türü ayakkabılar tercih ediliyor. Bu oran değişti, tüketiciler şu anda yüzde 70 spor ayakkabı, yüzde 30 deri ayakkabı giymeye başladı."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tuketiciler-artik-deri-yerine-spor-ayakkabi-tercih-ediyor-186261.html
Salıcı, fuarın yılda iki kez düzenlendiğini ve 2024'ün son fuarının gerçekleştirildiğini aktardı.
Fuarın, ilk gününde ziyaretçi sayısının yüksek olduğuna vurgu yapan Salıcı, "Bu da inşallah ticarete dönüşür, ticarete dönüşürse de memnun oluruz. Çünkü fuarlar buluşma noktaları, insanların bir araya geldiği noktalar. Burada sadece ürünler görücüye çıkmıyor, aynı zamanda buluşma noktası. Bu anlamda da çok kıymetli ve değerli." şeklinde konuştu.
Fuar katılımcılarının yüzde 20'sinin yabancı olduğunu dile getiren Salıcı, "72. fuarı 2025 Mayıs'ta düzenleyeceğiz. Fuarda öğrencilerle sanayicileri de bir araya getiriyoruz. Bu iş sevmekle başlıyor. Gençlere bu işi ne kadar sevdirirseniz o kadar gelirler. Bu fuarlar da bunun için önemli." ifadesini kullandı.
Salıcı, sektörün sorunlarına değinerek, şunları kaydetti:
"Ekonomi yönetimiyle sürekli görüşüyoruz neler yapabiliriz diye. 2024 ithalatın da arttığı bir yıl oldu, bu da sanayicilerimiz açısından çok olumlu bir durum değil. Bu sektördeki ithalat devam ettiği sürece üreticilerin kapatmaları, istihdamda azalmalar, sektörden çıkış başlayacaktır. Ustalar, sektörün yetişmiş elemanları başka sektörlere kayacaktır. Bizim bunun önüne geçmemiz gerekiyor."
Kovid-19 salgını döneminde ülkede üretimin ne kadar önemli olduğunu, dışa bağlı olmamak gerektiğinin anlaşıldığını belirten Salıcı, salgın sonrası dünyada tedarik zincirlerinin değişmesiyle Türkiye'de sanayiye de ekstra bir müşteri geldiğini söyledi.
Salıcı, sektörün, yaşanan enflasyon gibi sebeplerden kaynaklı fiyat tutturamama gibi sorunlarının olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Fiyat tutturamama olayını da yan sanayicilerimizle konuşuyoruz ana ham maddelerden kaynaklı mı fiyat tutturamıyoruz? Hayır, genel anlamda genel giderler. Emek yoğun işlerde genel giderler konusunda bir destek gerekiyor. Bunlar da fiyatları, maliyeti etkileyecektir o da satışlarımızı artıracaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla sektörü de koruyacaktır."
"Farklı pazarlara çıkmayı öneriyoruz"
Rekabetçilik konusunda sorun yaşandığını belirten Salıcı, "Biraz daha yüksek teknolojili ürün, gündemi yakalayan, butik ürünler anlamında daha kaliteli malzemenin kullanıldığı ürünlerle farklı pazarlara çıkmayı öneriyoruz. Onu yapanlar da çok başarılı oluyor. Gelenekselleşmiş üretim şekillerinden ziyade daha çok çağı yakalayan, dünyada rekabetçi olabilecek ürün kalitesi, modeli anlamında belki bizim ülkemiz açısından da tercih meselesi olur." diye konuştu.
Salıcı, sektörün ihracat pazarlarında ilk sırada Almanya'nın olduğunu, çok fazla üretim bulunmayan ülkenin bir "tasarım üssü" olduğunu söyledi.
Sait Salıcı, "O ürünler oraya gidiyor, orada depolanıyor, oradan da kendi ürettirdiği ülkelere bizim ürünler gidiyor. O anlamda çok kıymetli. Daha sonra Cezayir, Tunus, Irak ve Kuzey Afrika var." dedi.
Sektörün markalaşmaya yönelik çalışmaları olduğunu vurgulayan Salıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eskiden yüzde 70-75 arasında deri ayakkabı, kalan yüzde 30'luk kısım spor, günlük ayakkabılar tercih ediliyordu. Tüketici bu alışkanlığı değiştirdi. Daha rahat, daha konforlu, daha tekstil türü ayakkabılar tercih ediliyor. Bu oran değişti, tüketiciler şu anda yüzde 70 spor ayakkabı, yüzde 30 deri ayakkabı giymeye başladı."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/tuketiciler-artik-deri-yerine-spor-ayakkabi-tercih-ediyor-186261.html
Yüzde 45'lik zam bakanı bile isyan ettirdi! ‘Bunu ne Hak kabul eder ne de kul’
Kuş gribi vakalarının Türkiye’ye sıçramasının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı iki ilde önlemlerini almıştı. ‘Kuş gribi’ vakasıyla birlikte yumurta fiyatlarında yüzde 45’e varan 2 zam yapıldı. Yumurta fiyatları yükselirken hem Bakan İbrahim Yumaklı’dan hem de sektörden tepki geldi.
FIRSATÇILAR ‘KUŞ GRİBİ’Nİ KULLANARAK PEŞ PEŞE ZAM YAPTI
Konya ve Eskişehir’deki yumurta üretimi yapan birkaç işletmede kuş gribi vakası görülmesi, fırsatçıları harekete geçirdi. “Piyasadaki tüm üretim çiftliklerinde vaka oluştu” algısı fiyatların artmasına sebep oldu.
YUMURTANIN KOLİSİ 200 LİRAYI, TANESİ 9 LİRAYI GEÇTİ
Özellikle yumurta fiyatlarında son 1 ayda yükselişler gözlenmeye başladı. Öyle ki bazı marketlerde fiyatlar 200 lirayı geçti. Ancak piyasanın geneline bakıldığında 30’lu yumurtanın 130-150 lira olduğu görülüyor. Sektör temsilcileri bu algının gerçeği yansıtmadığını belirterek münferit kuş gribi vakalarının, bazı fırsatçılar tarafından fiyatları artırmak için bir bahane olarak kullanıldığını öne sürüyor. Bu tür spekülatif hareketlerin özellikle tüketici güvenini zedelediği ve piyasada gereksiz bir panik havası oluşturduğu belirtiliyor.
BAKAN YUMAKLI YUMURTA ZAMLARINA İSYAN ETTİ
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı duruma isyan ederek, “Yumurta yeterliliğimiz yüzde 115. Ama siz yüzde 45 zam yapabiliyorsunuz. Fırsatçılık tabirinin en bariz örneği budur” dedi. . Sektör temsilcileri ise “Bu söylemlerden nemalanmaya çalışan kesimler var” dedi.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ TEPKİ GÖSTERİYOR: İYİ NİYETLİ DEĞİL
Sektör temsilcileri tanesi 8 lira olan yumurtanın özel üretim olduğu; boy, üretim şekli ve tavuk yem kalitesine göre fiyatlandığına dikkat çekerek klasik yumurtanın satış fiyatının 4-5 lira civarında olduğunu belirtiyor.
‘YUMURTA BULUNAMIYOR’ DİYE PİYASAYI KORKUTTULAR
Özel üretim yumurta fiyatlarının piyasanın genelini yansıtmadığına dikkat çeken Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı İbrahim Afyon Türkiye Gazetesi’nen konuştu.
Afyon, “Bu, kuş gribinden kaynaklanan bir sorun olmadı. Üretim devam etti, piyasaya yumurta sevki hiçbir şekilde aksamadı. Bazı tüccarlar bu durumda yeni tedarikçi aradı. Yeni tedarikçi arayışında piyasada bir algı oluştu. Bu durum sadece o bölgenin alıcısına özeldi. Fırsatçılar bunu genele yaymaya çalıştı. Yumurta bulunamıyor diye arayışa giriyormuş gibi yaptılar. Şu an herhangi bir sıkıntı yok. Bütün taleplere cevap verebiliriz” dedi.
‘YÜKSEK YUMURTA FİYATLARINA İTİBAR ETMEYİN’ UYARISI GELDİ
Afyon, ulusal marketlerde yumurta fiyatlarının daha makul seviyelerde olması gerektiğini belirterek “Bir koli yumurtanın 250 lira civarında olduğu söylentileri var. Tüketicilerimiz ulusal marketlerde fiyatları daha doğru gözlemleyebilirler. Şu an üreticiden normal bir yumurtanın satış fiyatı 3,7 lira civarında. Ulusal marketlerde bir koli yumurtanın fiyatı ise 140 lira civarında. Bahsedilen yüksek fiyatlara tüketicilerimiz itibar etmesinler. Hatta bu konuda duyarlı olmalılar” açıklamasında bulundu.
“NE TAVUK NE DE YUMURTA ÜRETİMİNDE SORUN YOK”
Türkiye Kanatlı Hayvan Eti Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Abdullah Koç ise “Türkiye genelinde 14 bin 500 kümesimizde hastalık bulgusuna rastlanmadı. Konya Meram’da yumurta üretimi yapılan bir çiftlikte tespit edilmiş. Hemen müdahale edildi ve karantinaya alınıp imha edildi. Bu gibi küçük vakalar fiyatları arttırmaz. Piyasada arz sorunu yok, bu tür algıların iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz. Belli dönemlerde bu tür haberler bilinçli çıkarılıyor. Ne tavuk ne de yumurta üretiminde sorun yok” diye konuştu.
"BUNU NE HAK NE DE KUL KABUL EDER"
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, yumurta fiyatının artmasıyla ilgili konuştu:
“Son 15 günde yumurtaya gelen zam yüzde 45. Biz bunu neyle açıklayacağız. Hangi maliyetler arttı. Fırsatçılık konusu son dönemde işini iyi yapanları ve böyle davranmayanları tenzih ediyorum. Âdeta bunu gelir kapısı olarak gören zihniyetler oluşmaya başladı. Ticaret Bakanlığımız gerekli araştırmalara başladı zaten. Bizde kendi bakanlığımızın alanı ile ilgili zerre kadar tolerans göstermeyeceğiz. Çünkü bu konu kabul edilebilir değil. Yani hem sizin yüzde 115 yeterliliğiniz var hem de toplamın içerisinde yüzde 6’lık bir pay var. Oralarda hiç ürün üretilmediğini varsayarsak hiçbir önemi yok. Ama siz 15 günde 45 üzerinde zam yapabiliyorsunuz. Bunu ne Hak kabul eder ne de kul kabul eder. Biz de kabul etmiyoruz. Bu konuda iki bakanlık olarak ciddi tedbirler alıyoruz” dedi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yuzde-45-lik-zam-bakani-bile-isyan-ettirdi-bunu-ne-hak-kabul-eder-ne-de-kul-186260.html
FIRSATÇILAR ‘KUŞ GRİBİ’Nİ KULLANARAK PEŞ PEŞE ZAM YAPTI
Konya ve Eskişehir’deki yumurta üretimi yapan birkaç işletmede kuş gribi vakası görülmesi, fırsatçıları harekete geçirdi. “Piyasadaki tüm üretim çiftliklerinde vaka oluştu” algısı fiyatların artmasına sebep oldu.
YUMURTANIN KOLİSİ 200 LİRAYI, TANESİ 9 LİRAYI GEÇTİ
Özellikle yumurta fiyatlarında son 1 ayda yükselişler gözlenmeye başladı. Öyle ki bazı marketlerde fiyatlar 200 lirayı geçti. Ancak piyasanın geneline bakıldığında 30’lu yumurtanın 130-150 lira olduğu görülüyor. Sektör temsilcileri bu algının gerçeği yansıtmadığını belirterek münferit kuş gribi vakalarının, bazı fırsatçılar tarafından fiyatları artırmak için bir bahane olarak kullanıldığını öne sürüyor. Bu tür spekülatif hareketlerin özellikle tüketici güvenini zedelediği ve piyasada gereksiz bir panik havası oluşturduğu belirtiliyor.
BAKAN YUMAKLI YUMURTA ZAMLARINA İSYAN ETTİ
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı duruma isyan ederek, “Yumurta yeterliliğimiz yüzde 115. Ama siz yüzde 45 zam yapabiliyorsunuz. Fırsatçılık tabirinin en bariz örneği budur” dedi. . Sektör temsilcileri ise “Bu söylemlerden nemalanmaya çalışan kesimler var” dedi.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ TEPKİ GÖSTERİYOR: İYİ NİYETLİ DEĞİL
Sektör temsilcileri tanesi 8 lira olan yumurtanın özel üretim olduğu; boy, üretim şekli ve tavuk yem kalitesine göre fiyatlandığına dikkat çekerek klasik yumurtanın satış fiyatının 4-5 lira civarında olduğunu belirtiyor.
‘YUMURTA BULUNAMIYOR’ DİYE PİYASAYI KORKUTTULAR
Özel üretim yumurta fiyatlarının piyasanın genelini yansıtmadığına dikkat çeken Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı İbrahim Afyon Türkiye Gazetesi’nen konuştu.
Afyon, “Bu, kuş gribinden kaynaklanan bir sorun olmadı. Üretim devam etti, piyasaya yumurta sevki hiçbir şekilde aksamadı. Bazı tüccarlar bu durumda yeni tedarikçi aradı. Yeni tedarikçi arayışında piyasada bir algı oluştu. Bu durum sadece o bölgenin alıcısına özeldi. Fırsatçılar bunu genele yaymaya çalıştı. Yumurta bulunamıyor diye arayışa giriyormuş gibi yaptılar. Şu an herhangi bir sıkıntı yok. Bütün taleplere cevap verebiliriz” dedi.
‘YÜKSEK YUMURTA FİYATLARINA İTİBAR ETMEYİN’ UYARISI GELDİ
Afyon, ulusal marketlerde yumurta fiyatlarının daha makul seviyelerde olması gerektiğini belirterek “Bir koli yumurtanın 250 lira civarında olduğu söylentileri var. Tüketicilerimiz ulusal marketlerde fiyatları daha doğru gözlemleyebilirler. Şu an üreticiden normal bir yumurtanın satış fiyatı 3,7 lira civarında. Ulusal marketlerde bir koli yumurtanın fiyatı ise 140 lira civarında. Bahsedilen yüksek fiyatlara tüketicilerimiz itibar etmesinler. Hatta bu konuda duyarlı olmalılar” açıklamasında bulundu.
“NE TAVUK NE DE YUMURTA ÜRETİMİNDE SORUN YOK”
Türkiye Kanatlı Hayvan Eti Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Abdullah Koç ise “Türkiye genelinde 14 bin 500 kümesimizde hastalık bulgusuna rastlanmadı. Konya Meram’da yumurta üretimi yapılan bir çiftlikte tespit edilmiş. Hemen müdahale edildi ve karantinaya alınıp imha edildi. Bu gibi küçük vakalar fiyatları arttırmaz. Piyasada arz sorunu yok, bu tür algıların iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz. Belli dönemlerde bu tür haberler bilinçli çıkarılıyor. Ne tavuk ne de yumurta üretiminde sorun yok” diye konuştu.
"BUNU NE HAK NE DE KUL KABUL EDER"
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, yumurta fiyatının artmasıyla ilgili konuştu:
“Son 15 günde yumurtaya gelen zam yüzde 45. Biz bunu neyle açıklayacağız. Hangi maliyetler arttı. Fırsatçılık konusu son dönemde işini iyi yapanları ve böyle davranmayanları tenzih ediyorum. Âdeta bunu gelir kapısı olarak gören zihniyetler oluşmaya başladı. Ticaret Bakanlığımız gerekli araştırmalara başladı zaten. Bizde kendi bakanlığımızın alanı ile ilgili zerre kadar tolerans göstermeyeceğiz. Çünkü bu konu kabul edilebilir değil. Yani hem sizin yüzde 115 yeterliliğiniz var hem de toplamın içerisinde yüzde 6’lık bir pay var. Oralarda hiç ürün üretilmediğini varsayarsak hiçbir önemi yok. Ama siz 15 günde 45 üzerinde zam yapabiliyorsunuz. Bunu ne Hak kabul eder ne de kul kabul eder. Biz de kabul etmiyoruz. Bu konuda iki bakanlık olarak ciddi tedbirler alıyoruz” dedi.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yuzde-45-lik-zam-bakani-bile-isyan-ettirdi-bunu-ne-hak-kabul-eder-ne-de-kul-186260.html
Türkiye'nin yeşil dönüşüm seferberliğine "SoGreen" desteği
Ankara
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirilen 400 milyon dolar bütçeli "Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi" ile 81 ilde kadın, genç girişimci ve KOBİ'lere yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklediklerini bildirdi.
Kacır, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, projeye ilişkin bilgi verdi.Dünya Bankası iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz. ♻️#YerelKalkınmaHamlesi… pic.twitter.com/xekTsk9caf— Mehmet Fatih KACIR (@mfatihkacir) November 16, 2024
Yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklemeyi sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli 'Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz. Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonumuz ve yeşil dönüşüm hedeflerimiz doğrultusunda 26 kalkınma ajansı eliyle yürüteceğimiz proje ile yeni istihdam alanları oluşturacak, tüm Türkiye'de sosyal refaha büyük katkı sunacağız."
2 bin kadın ve genç girişimci de yararlanacak
Bakan Kacır'ın paylaşımındaki infografikte de projenin sağlayacağı katkılara yer verildi.
"SoGreen Projesi ile Yeşil Gelecek İçin Sosyal Kapsayıcılık" vurgusunun yer aldığı infografiğe göre, projenin 1810 KOBİ, 1150 mikro girişimci ile 2 bin kadın ve genç girişimciyi kapsaması planlanıyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-nin-yesil-donusum-seferberligine-sogreen-destegi-186259.html
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirilen 400 milyon dolar bütçeli "Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi" ile 81 ilde kadın, genç girişimci ve KOBİ'lere yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklediklerini bildirdi.
Kacır, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, projeye ilişkin bilgi verdi.Dünya Bankası iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz. ♻️#YerelKalkınmaHamlesi… pic.twitter.com/xekTsk9caf— Mehmet Fatih KACIR (@mfatihkacir) November 16, 2024
Yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklemeyi sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli 'Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz. Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonumuz ve yeşil dönüşüm hedeflerimiz doğrultusunda 26 kalkınma ajansı eliyle yürüteceğimiz proje ile yeni istihdam alanları oluşturacak, tüm Türkiye'de sosyal refaha büyük katkı sunacağız."
2 bin kadın ve genç girişimci de yararlanacak
Bakan Kacır'ın paylaşımındaki infografikte de projenin sağlayacağı katkılara yer verildi.
"SoGreen Projesi ile Yeşil Gelecek İçin Sosyal Kapsayıcılık" vurgusunun yer aldığı infografiğe göre, projenin 1810 KOBİ, 1150 mikro girişimci ile 2 bin kadın ve genç girişimciyi kapsaması planlanıyor.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/turkiye-nin-yesil-donusum-seferberligine-sogreen-destegi-186259.html
"Gazze Mahkemesi"nde duruşmalar İstanbul'da tamamlanacak
Eski Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Richard Falk'ın liderliğinde yürütülen "Gazze Mahkemesi" girişiminin başkanlık heyetinde bulunan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) Projesi Koordinatörü Ahmet Köroğlu, mahkemenin kuruluş amacına, önemine ve beklentilere ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Köroğlu, Gazze Mahkemesi'nin, uluslararası sistemden ve devletlerden "bağımsız inisiyatif" olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Köroğlu, "Bu girişim, tamamen insanlığın vicdanını yansıtabilecek bir platform oluşturmak için ortaya çıktı. Entelektüeller, akademisyenler, düşünürler ve uluslararası hukukçular, herhangi bir devlete ya da resmi kuruma bağlı olmadan, sadece insan olmanın gerekliliğiyle bu projede bir araya geliyor." dedi.
Gazze Mahkemesi'nin temel felsefesine de değinen Köroğlu, mahkemenin uluslararası geleneksel mahkemelere alternatif olmadığını, bu mahkemeleri destekleyici rol üstlendiğini söyledi.
Mahkemenin, uluslararası sistemin eksikliklerini tamamlamayı hedeflediğini ve Gazze'de yaşanan hak ihlallerine dikkati çekmeyi amaçlayan "vicdan mahkemesi" olarak önemli misyona sahip olduğunu vurgulayan Köroğlu, bu süreçte insanlığa ve adalete katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti.
Köroğlu, "Bütün insanların, sanatçılardan, entelektüellere, aydınlara, kanıt sunmak isteyen, şahit, mağdur kim varsa herkesin katkı sunabileceği bir platform olup, Gazze Mahkemesi'ni bir insanlık mahkemesi platformuna dönüştürmek istiyoruz. Projenin temel mantığı bu." ifadelerini kullandı.
Köroğlu, Gazze Mahkemesi projesinin uluslararası düzeyde geniş katılımla yürütüldüğünü ve projeye yönelik olumlu tepkiler aldıklarını dile getirdi.
Dünyanın farklı bölgelerinden ve farklı arka planlara sahip katılımcıların projeye dahil olduğunu vurgulayan Köroğlu, "Sanatçılar, aktivistler, sosyal sorumluluk projelerini yöneten kişileri, herkesi buna dahil etmeye çalışıyoruz. Herkesle bu konularda istişare ettik, tekliflerde bulunduk. Çok olumlu dönüşler alıyoruz." diye konuştu.
Projeye olan ilginin giderek de arttığını belirten Köroğlu, "Biz proje başladıktan sonra bu çalışmanın çok daha genişleyeceğini düşünüyoruz. Bütün insanların bir şekilde bu projenin içinde yer almak istediğinin farkındayız. Şu anda yaklaşık 50-60 kişilik çekirdek bir ekip olacak." dedi.
"DURUŞMALAR İSTANBUL'DA TAMAMLANACAK"
Köroğlu, İngiltere'nin başkenti Londra'da 31 Ekim-1 Kasım'da yapılan toplantılarda projeye dahil olabilecek kişilerle bir araya geldiklerini, istişare ve danışma toplantıları yaptıklarını dile getirdi.
Londra'daki bu toplantıların, mahkemenin resmi başlangıcı olarak değerlendirildiğini belirten Köroğlu, bu girişimin 1 yıl boyunca devam edeceğini ve Ekim 2025'te İstanbul'da yapılacak duruşmalarla sonlandırılacağını söyledi. Köroğlu, bu süreç boyunca pek çok görüşme ve toplantı yapacaklarının da altını çizdi.
"YAKLAŞIK 5-6 AY SÜREN DETAYLI CİDDİ HAZIRLIK SÜRECİ OLDU"
Köroğlu, Gazze Mahkemesi'nin hazırlık sürecinin önemine de dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz heyecanlıyız. Londra'ya gelene kadar yaklaşık 5-6 ay süren detaylı ciddi hazırlık süreci oldu. Aslında, biz ilk defa bunun meyvesini de alacağız. İnsanlarla konuşuyoruz. Asıl tabii bu işin nasıl yankı uyandıracağını bu günlerden sonra göreceğiz çünkü ilk defa insanlara artık bunu duyurmuş olacağız. İnsanlar mahkemenin web sitesine girip proje hakkında bilgi sahibi olacak ve biz uluslararası ilgili platformlarda projeyi anlatan, insanların gündemine sokan etkinliklerin, faaliyetlerin daha çok içinde bulunacağız. Asıl ondan sonra biraz daha bu işin nereye evrildiğini, nereye gittiğini görmüş olacağız ama şu ana kadar olan şeyler bunun çok iyi bir noktaya gittiğinin işaretini veriyor. Umarım yanılmayız. Bu şekilde biz devam edeceğiz."
- "GAZZE MAHKEMESİ" GİRİŞİMİ NEDİR?
Gazze Mahkemesi, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşananların hukuki, siyasi ve etik yönlerini araştırmak üzere kuruldu.
Bağımsız bir inisiyatif olarak kurulan, insanlık ve vicdan mahkemesi olan "Gazze Mahkemesi", uzun hazırlık sürecinin ardından İngiltere'nin başkenti Londra'da ilk uluslararası toplantısını gerçekleştirdi.
Eski BM Filistin Özel Raportörü Richard Falk'ın liderliğinde yürütülen projenin başkanlık heyetinde yine BM eski özel raportörlerinden Michael Lynk ve Hilal Elver gibi isimlerin yanı sıra Raji Sourani, Susan Akram, Ahmet Köroğlu, Diana Buttu, Cemil Aydın ve Penny Green bulunuyor.
Mahkemenin önemli bileşenlerinden olan "mahkeme üyeleri" arasında farklı arka planlara sahip dünyanın çeşitli bölgelerinden pek çok önemli isim yer alıyor. Bu isimler arasında, Ilan Pappe, Jeff Halper, Ussama Makdisi, Ayhan Çitil, Cornell West, Avi Shlaim, Naomi Klein, Aslı Bali, Mahmood Mamdani, Craig Mokhiber, Hatem Bazian, Mehmet Karlı, Sami Al Arian, Farank Barat, Hassan Jabareen, Willy Mutunga, Victor Kattan ve Victoria Brittain de bulunuyor.
Halk vicdanına dayanan mahkemenin ikinci ayağının, Mayıs 2025'te Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, üçüncü ve son aşamasının ise Ekim 2025'te İstanbul'da yapılması öngörülüyor.
Mahkeme, İsrail'in Gazze soykırımını ve Filistin halkına yönelik işlediği hak ihlallerini çok boyutlu inceleyerek gündeme taşımayı ve uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi hedefliyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/gazze-mahkemesi-nde-durusmalar-istanbul-da-tamamlanacak-186258.html
Köroğlu, Gazze Mahkemesi'nin, uluslararası sistemden ve devletlerden "bağımsız inisiyatif" olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Köroğlu, "Bu girişim, tamamen insanlığın vicdanını yansıtabilecek bir platform oluşturmak için ortaya çıktı. Entelektüeller, akademisyenler, düşünürler ve uluslararası hukukçular, herhangi bir devlete ya da resmi kuruma bağlı olmadan, sadece insan olmanın gerekliliğiyle bu projede bir araya geliyor." dedi.
Gazze Mahkemesi'nin temel felsefesine de değinen Köroğlu, mahkemenin uluslararası geleneksel mahkemelere alternatif olmadığını, bu mahkemeleri destekleyici rol üstlendiğini söyledi.
Mahkemenin, uluslararası sistemin eksikliklerini tamamlamayı hedeflediğini ve Gazze'de yaşanan hak ihlallerine dikkati çekmeyi amaçlayan "vicdan mahkemesi" olarak önemli misyona sahip olduğunu vurgulayan Köroğlu, bu süreçte insanlığa ve adalete katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti.
Köroğlu, "Bütün insanların, sanatçılardan, entelektüellere, aydınlara, kanıt sunmak isteyen, şahit, mağdur kim varsa herkesin katkı sunabileceği bir platform olup, Gazze Mahkemesi'ni bir insanlık mahkemesi platformuna dönüştürmek istiyoruz. Projenin temel mantığı bu." ifadelerini kullandı.
Köroğlu, Gazze Mahkemesi projesinin uluslararası düzeyde geniş katılımla yürütüldüğünü ve projeye yönelik olumlu tepkiler aldıklarını dile getirdi.
Dünyanın farklı bölgelerinden ve farklı arka planlara sahip katılımcıların projeye dahil olduğunu vurgulayan Köroğlu, "Sanatçılar, aktivistler, sosyal sorumluluk projelerini yöneten kişileri, herkesi buna dahil etmeye çalışıyoruz. Herkesle bu konularda istişare ettik, tekliflerde bulunduk. Çok olumlu dönüşler alıyoruz." diye konuştu.
Projeye olan ilginin giderek de arttığını belirten Köroğlu, "Biz proje başladıktan sonra bu çalışmanın çok daha genişleyeceğini düşünüyoruz. Bütün insanların bir şekilde bu projenin içinde yer almak istediğinin farkındayız. Şu anda yaklaşık 50-60 kişilik çekirdek bir ekip olacak." dedi.
"DURUŞMALAR İSTANBUL'DA TAMAMLANACAK"
Köroğlu, İngiltere'nin başkenti Londra'da 31 Ekim-1 Kasım'da yapılan toplantılarda projeye dahil olabilecek kişilerle bir araya geldiklerini, istişare ve danışma toplantıları yaptıklarını dile getirdi.
Londra'daki bu toplantıların, mahkemenin resmi başlangıcı olarak değerlendirildiğini belirten Köroğlu, bu girişimin 1 yıl boyunca devam edeceğini ve Ekim 2025'te İstanbul'da yapılacak duruşmalarla sonlandırılacağını söyledi. Köroğlu, bu süreç boyunca pek çok görüşme ve toplantı yapacaklarının da altını çizdi.
"YAKLAŞIK 5-6 AY SÜREN DETAYLI CİDDİ HAZIRLIK SÜRECİ OLDU"
Köroğlu, Gazze Mahkemesi'nin hazırlık sürecinin önemine de dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz heyecanlıyız. Londra'ya gelene kadar yaklaşık 5-6 ay süren detaylı ciddi hazırlık süreci oldu. Aslında, biz ilk defa bunun meyvesini de alacağız. İnsanlarla konuşuyoruz. Asıl tabii bu işin nasıl yankı uyandıracağını bu günlerden sonra göreceğiz çünkü ilk defa insanlara artık bunu duyurmuş olacağız. İnsanlar mahkemenin web sitesine girip proje hakkında bilgi sahibi olacak ve biz uluslararası ilgili platformlarda projeyi anlatan, insanların gündemine sokan etkinliklerin, faaliyetlerin daha çok içinde bulunacağız. Asıl ondan sonra biraz daha bu işin nereye evrildiğini, nereye gittiğini görmüş olacağız ama şu ana kadar olan şeyler bunun çok iyi bir noktaya gittiğinin işaretini veriyor. Umarım yanılmayız. Bu şekilde biz devam edeceğiz."
- "GAZZE MAHKEMESİ" GİRİŞİMİ NEDİR?
Gazze Mahkemesi, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşananların hukuki, siyasi ve etik yönlerini araştırmak üzere kuruldu.
Bağımsız bir inisiyatif olarak kurulan, insanlık ve vicdan mahkemesi olan "Gazze Mahkemesi", uzun hazırlık sürecinin ardından İngiltere'nin başkenti Londra'da ilk uluslararası toplantısını gerçekleştirdi.
Eski BM Filistin Özel Raportörü Richard Falk'ın liderliğinde yürütülen projenin başkanlık heyetinde yine BM eski özel raportörlerinden Michael Lynk ve Hilal Elver gibi isimlerin yanı sıra Raji Sourani, Susan Akram, Ahmet Köroğlu, Diana Buttu, Cemil Aydın ve Penny Green bulunuyor.
Mahkemenin önemli bileşenlerinden olan "mahkeme üyeleri" arasında farklı arka planlara sahip dünyanın çeşitli bölgelerinden pek çok önemli isim yer alıyor. Bu isimler arasında, Ilan Pappe, Jeff Halper, Ussama Makdisi, Ayhan Çitil, Cornell West, Avi Shlaim, Naomi Klein, Aslı Bali, Mahmood Mamdani, Craig Mokhiber, Hatem Bazian, Mehmet Karlı, Sami Al Arian, Farank Barat, Hassan Jabareen, Willy Mutunga, Victor Kattan ve Victoria Brittain de bulunuyor.
Halk vicdanına dayanan mahkemenin ikinci ayağının, Mayıs 2025'te Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, üçüncü ve son aşamasının ise Ekim 2025'te İstanbul'da yapılması öngörülüyor.
Mahkeme, İsrail'in Gazze soykırımını ve Filistin halkına yönelik işlediği hak ihlallerini çok boyutlu inceleyerek gündeme taşımayı ve uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi hedefliyor.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/gazze-mahkemesi-nde-durusmalar-istanbul-da-tamamlanacak-186258.html
Beşiktaş’taki 'Midyeci Ahmet'e pompalı tüfekle saldırının görüntüleri ortaya çıktı!
Olay, 1 Eylül Pazar günü saat 02.30 sıralarında Yıldız Mahallesi Çırağan Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, gece saatlerinde cadde üzerindeki Midyeci Ahmet isimli iş yerine gelen 3 kişi, sıra nedeniyle çalışanlarla tartıştı. Tartışma arbedeye dönüşmesi üzerine 3 kişi “geri geleceğiz" diye tehditler savurup iş yerinden ayrıldı.
Yaklaşık 2 saat sonra motosikletle gelen kasklı iki şüpheliden biri, iş yerine müşteriler yemek yedikleri sırada pompalı tüfekle saldırı düzenledi. Ortalığın bir anda karıştığı saldırıda, iş yeri çalışanlarından biri silahla diğeri ise kaldırımdan aldığı taşla saldırganlara karşılık verdi. Saldırı sonucunda tüfekten çıkan saçmaların isabet ettiği müşteriler İbrahim K. (24) ayağından, Tuna A. (19) bacağından, Osman B. (34) ayağından ve Umut Atahan A. (22) bacak ve kalçasından yaralandı. İş yerine ise 2 adet kurşun isabet ettiği öğrenildi. Yaralılar olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Saldırı anı ve sonrasında yaşananlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
POLİS, SALDIRGANLARI YAKALADI
Olayın ardından çalışma başlatan Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği ekipleri, görgü şahitlerinin ifadesine başvurup güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışma sonucunda motosikletten pompalı tüfekle ateş eden saldırganın Ömer K. (25) olduğu tespit edildi. Evine baskın yapan polis ekipleri, şüphelinin Kağıthane’de bir polis merkezine imzaya gittiği bilgisine ulaşınca Ömer K.‘yı gözaltına aldı. İfadesi alınan Ömer K., olayı azmettiren kişinin Sercan U. (32) olduğunu itiraf etmesi üzerine Sercan U. ve eşi Hatice U. (28) da evinde gözaltına alındı. Yapılan aramalarda ise bina boşluğunda olayda kullanılan pompalı tüfek de ele geçirildi.
CEZAEVİNDEN İZİNLİ ÇIKIP TESLİM OLMUŞ
Polis, olayda kullanılan motosikleti süren şüphelinin de Ahmet U. (27) olduğunu tespit etti. Yapılan incelemelerde Ahmet U.’nın olay günü cezaevinden izinli çıktığı, olayın sabahında ise cezaevine teslim olduğu ortaya ortaya çıktı. Silahlı saldırı öncesi yaşanan arbede sonrasında 3 şüpheliyi araçla almaya gelen Büşra A. (29) ve saldırıdan sonra motosikleti saklayan Melda Rabia U. (22) da yakalandı. Ayrıca saldırganlara karşılık veren işyeri çalışanı Mesut Ç. (37) de olayda kullandığı silahla birlikte gözaltına alındı.
7 KİŞİDEN 2’Sİ TUTUKLANDI
Emniyete götürülen 7 şüphelinin ifadeleri alınıp adli işlemleri yapıldı. Şüphelilerden Ömer K.‘nın 4 adet, Sercan U.’nun 8 adet, Ahmet U.‘nun 12 adet, Hatice U.’nun 1 adet, Melda Rabia U.‘nun 1 adet, Büşra A.’nın 3 adet ve Mesut Ç.’nin de 2 adet suç kaydı olduğu öğrenildi. Adliyeye sevk edilen Ömer K. ile Sercan U. “kasten yaralama", “ateşli silahlar kanununa muhalefet" ve “mala zarar verme" suçlarından tutuklandı. Mesut Ç. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Ahmet U., Hatice U., Melda Rabia U. ve Büşra A. emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. #ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/besiktas-taki-midyeci-ahmet-e-pompali-tufekle-saldirinin-goruntuleri-ortaya-cikti-186257.html
Yaklaşık 2 saat sonra motosikletle gelen kasklı iki şüpheliden biri, iş yerine müşteriler yemek yedikleri sırada pompalı tüfekle saldırı düzenledi. Ortalığın bir anda karıştığı saldırıda, iş yeri çalışanlarından biri silahla diğeri ise kaldırımdan aldığı taşla saldırganlara karşılık verdi. Saldırı sonucunda tüfekten çıkan saçmaların isabet ettiği müşteriler İbrahim K. (24) ayağından, Tuna A. (19) bacağından, Osman B. (34) ayağından ve Umut Atahan A. (22) bacak ve kalçasından yaralandı. İş yerine ise 2 adet kurşun isabet ettiği öğrenildi. Yaralılar olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Saldırı anı ve sonrasında yaşananlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
POLİS, SALDIRGANLARI YAKALADI
Olayın ardından çalışma başlatan Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği ekipleri, görgü şahitlerinin ifadesine başvurup güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışma sonucunda motosikletten pompalı tüfekle ateş eden saldırganın Ömer K. (25) olduğu tespit edildi. Evine baskın yapan polis ekipleri, şüphelinin Kağıthane’de bir polis merkezine imzaya gittiği bilgisine ulaşınca Ömer K.‘yı gözaltına aldı. İfadesi alınan Ömer K., olayı azmettiren kişinin Sercan U. (32) olduğunu itiraf etmesi üzerine Sercan U. ve eşi Hatice U. (28) da evinde gözaltına alındı. Yapılan aramalarda ise bina boşluğunda olayda kullanılan pompalı tüfek de ele geçirildi.
CEZAEVİNDEN İZİNLİ ÇIKIP TESLİM OLMUŞ
Polis, olayda kullanılan motosikleti süren şüphelinin de Ahmet U. (27) olduğunu tespit etti. Yapılan incelemelerde Ahmet U.’nın olay günü cezaevinden izinli çıktığı, olayın sabahında ise cezaevine teslim olduğu ortaya ortaya çıktı. Silahlı saldırı öncesi yaşanan arbede sonrasında 3 şüpheliyi araçla almaya gelen Büşra A. (29) ve saldırıdan sonra motosikleti saklayan Melda Rabia U. (22) da yakalandı. Ayrıca saldırganlara karşılık veren işyeri çalışanı Mesut Ç. (37) de olayda kullandığı silahla birlikte gözaltına alındı.
7 KİŞİDEN 2’Sİ TUTUKLANDI
Emniyete götürülen 7 şüphelinin ifadeleri alınıp adli işlemleri yapıldı. Şüphelilerden Ömer K.‘nın 4 adet, Sercan U.’nun 8 adet, Ahmet U.‘nun 12 adet, Hatice U.’nun 1 adet, Melda Rabia U.‘nun 1 adet, Büşra A.’nın 3 adet ve Mesut Ç.’nin de 2 adet suç kaydı olduğu öğrenildi. Adliyeye sevk edilen Ömer K. ile Sercan U. “kasten yaralama", “ateşli silahlar kanununa muhalefet" ve “mala zarar verme" suçlarından tutuklandı. Mesut Ç. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Ahmet U., Hatice U., Melda Rabia U. ve Büşra A. emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. #ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/besiktas-taki-midyeci-ahmet-e-pompali-tufekle-saldirinin-goruntuleri-ortaya-cikti-186257.html
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, COP29'da meteorolojik erken uyarı sistemlerini anlatacak
Ankara
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29), "Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Bütünleşik Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi" başlıklı panele ev sahipliği yapacak.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dünyanın en önemli iklim konferansı olan COP29 etkinlikleri çerçevesinde, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 19 Kasım'da "Gıda, Tarım ve Su" tematik gününde, "Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Bütünleşik Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi" panelini düzenleyecek.
Türkiye pavilyonunda yapılacak panelle, Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi ülkeler arasında meteoroloji alanında mevcut işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Moderatörlüğünü AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen'in yapacağı panelde, Meteoroloji Genel Müdürü Volkan Mutlu Coşkun, Azerbaycan Hidrometeoroloji Servisi Genel Müdürü Nazım Mahmudov, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Sadi Jafarov, Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Ko Barrett birer konuşma yapacak.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından 2027'ye kadar dünyadaki herkesin erken uyarı sistemleriyle korunmasını sağlamak amacıyla, 2022 Mart ayında başlatılan "Herkes için Erken Uyarılar" girişiminin uygulanmasında ve geliştirilmesinde, bölgesel ve alt bölgesel işbirliği büyük önem taşıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamındaki iklim sorunlarıyla ilgili en yüksek karar alma organı olan Taraflar Konferansı COP'un 29. oturumu, 22 Kasım 2024'te sona erecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/meteoroloji-genel-mudurlugu-cop29-da-meteorolojik-erken-uyari-sistemlerini-anlatacak-186256.html
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29), "Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Bütünleşik Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi" başlıklı panele ev sahipliği yapacak.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dünyanın en önemli iklim konferansı olan COP29 etkinlikleri çerçevesinde, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 19 Kasım'da "Gıda, Tarım ve Su" tematik gününde, "Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Bütünleşik Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi" panelini düzenleyecek.
Türkiye pavilyonunda yapılacak panelle, Türk Devletleri Teşkilatı Üyesi ülkeler arasında meteoroloji alanında mevcut işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Moderatörlüğünü AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen'in yapacağı panelde, Meteoroloji Genel Müdürü Volkan Mutlu Coşkun, Azerbaycan Hidrometeoroloji Servisi Genel Müdürü Nazım Mahmudov, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Sadi Jafarov, Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Ko Barrett birer konuşma yapacak.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından 2027'ye kadar dünyadaki herkesin erken uyarı sistemleriyle korunmasını sağlamak amacıyla, 2022 Mart ayında başlatılan "Herkes için Erken Uyarılar" girişiminin uygulanmasında ve geliştirilmesinde, bölgesel ve alt bölgesel işbirliği büyük önem taşıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamındaki iklim sorunlarıyla ilgili en yüksek karar alma organı olan Taraflar Konferansı COP'un 29. oturumu, 22 Kasım 2024'te sona erecek.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/meteoroloji-genel-mudurlugu-cop29-da-meteorolojik-erken-uyari-sistemlerini-anlatacak-186256.html
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brezilya'ya gidecek
Ankara
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18-19 Kasım 2024'de Rio de Janeiro'da düzenlenecek, 19'uncu G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brezilya'ya gideceğini bildirdi.
Altun, şunları kaydetti:
"G20 Liderleri zirve sırasında 'Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek' ana teması altında icra edilecek üç oturumda görüş alışverişinde bulunacaklardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın zirve vesilesiyle G20 Liderleri ile diğer katılımcı devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirmesi de planlanmaktadır."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/cumhurbaskani-erdogan-g20-liderler-zirvesi-ne-katilmak-uzere-brezilya-ya-gidecek-186255.html
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18-19 Kasım 2024'de Rio de Janeiro'da düzenlenecek, 19'uncu G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brezilya'ya gideceğini bildirdi.
Altun, şunları kaydetti:
"G20 Liderleri zirve sırasında 'Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek' ana teması altında icra edilecek üç oturumda görüş alışverişinde bulunacaklardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın zirve vesilesiyle G20 Liderleri ile diğer katılımcı devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirmesi de planlanmaktadır."
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/cumhurbaskani-erdogan-g20-liderler-zirvesi-ne-katilmak-uzere-brezilya-ya-gidecek-186255.html
KAAN 3'üncü uçuşunu yıl sonuna kadar yapacak
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığının muharip uçak ihtiyacını karşılamak için Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen milli muharip uçak KAAN'ın bu yıl sonuna kadar üçüncü uçuşunu yapması için hazırlıklar sürüyor.
TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, AA muhabirine, KAAN'da üçüncü uçuş hazırlıklarının devam ettiğini belirterek, "Tarih, şu anda vermek biraz zor olabilir ama bu yıl içerisinde uçmayı planlıyoruz." dedi.
Demiroğlu, KAAN'ın 2028'de teslimatı için testlere başlayacakları prototipler P1 ve P2'nin 2025'in sonlarına doğru sahne alacağını ve onlarla çok yoğun teste başlayacaklarını ifade etti.
"ŞU ANDA HERHANGİ BİR GECİKMEMİZ YOK"
Demiroğlu, 2026'da ise P4 ve P5 prototiplerin testlerinin gerçekleştirileceğine değinerek, "Bu 4-5 prototipimizle tüm testleri hızlı şekilde yapmamız gerek çünkü süre çok kısa ve bizim çok fazla test yapmamız lazım. 2028'deki teslimata başlayabilmemiz için bunlar gerekli." ifadesini kullandı.
"İnşallah hep beraber 2025'in sonunda da KAAN'larımızı gökyüzünde göreceğiz." diyen Demiroğlu, çalışmaların yoğun şekilde devam ettiğini dile getirdi.
Demiroğlu, programlarında herhangi bir gecikmenin yaşanmadığını aktararak, şunları kaydetti:
"Geliştirme programlarında gecikme doğaldır, yani olabilir. Bir gün, 2 gün, 3 gün, 1 hafta, 2 ay, bunlar doğaldır, bu gecikme sayılmaz. Yani planınızdan biraz şaşmışsınızdır. Bizim şu andaki planımız 2028 teslimatı. Bununla ilgili ne gerekiyorsa şu anda o plan dahilinde çalışıyoruz. Aksi durum olsa da paylaşırız ama şu anda planımızda herhangi bir değişiklik yok."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kaan-3-uncu-ucusunu-yil-sonuna-kadar-yapacak-186254.html
TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, AA muhabirine, KAAN'da üçüncü uçuş hazırlıklarının devam ettiğini belirterek, "Tarih, şu anda vermek biraz zor olabilir ama bu yıl içerisinde uçmayı planlıyoruz." dedi.
Demiroğlu, KAAN'ın 2028'de teslimatı için testlere başlayacakları prototipler P1 ve P2'nin 2025'in sonlarına doğru sahne alacağını ve onlarla çok yoğun teste başlayacaklarını ifade etti.
"ŞU ANDA HERHANGİ BİR GECİKMEMİZ YOK"
Demiroğlu, 2026'da ise P4 ve P5 prototiplerin testlerinin gerçekleştirileceğine değinerek, "Bu 4-5 prototipimizle tüm testleri hızlı şekilde yapmamız gerek çünkü süre çok kısa ve bizim çok fazla test yapmamız lazım. 2028'deki teslimata başlayabilmemiz için bunlar gerekli." ifadesini kullandı.
"İnşallah hep beraber 2025'in sonunda da KAAN'larımızı gökyüzünde göreceğiz." diyen Demiroğlu, çalışmaların yoğun şekilde devam ettiğini dile getirdi.
Demiroğlu, programlarında herhangi bir gecikmenin yaşanmadığını aktararak, şunları kaydetti:
"Geliştirme programlarında gecikme doğaldır, yani olabilir. Bir gün, 2 gün, 3 gün, 1 hafta, 2 ay, bunlar doğaldır, bu gecikme sayılmaz. Yani planınızdan biraz şaşmışsınızdır. Bizim şu andaki planımız 2028 teslimatı. Bununla ilgili ne gerekiyorsa şu anda o plan dahilinde çalışıyoruz. Aksi durum olsa da paylaşırız ama şu anda planımızda herhangi bir değişiklik yok."#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kaan-3-uncu-ucusunu-yil-sonuna-kadar-yapacak-186254.html
Bakan Kacır, yeni istihdam müjdesi verdi: SoGreen Projesi tanıtıldı!
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirilen 400 milyon dolar bütçeli "Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi" ile 81 ilde kadın, genç girişimci ve KOBİ'lere yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklediklerini bildirdi.
YEREL KALKINMA HAMLESİ VİZYONUMUZ VE YEŞİL DÖNÜŞÜM HEDEFLERİMİZ...
Yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklemeyi sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, sosyak medya hesabında: "Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli 'Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz.
Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonumuz ve yeşil dönüşüm hedeflerimiz doğrultusunda 26 kalkınma ajansı eliyle yürüteceğimiz proje ile yeni istihdam alanları oluşturacak, tüm Türkiye'de sosyal refaha büyük katkı sunacağız" ifadelerini kullandı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-kacir-yeni-istihdam-mujdesi-verdi-sogreen-projesi-tanitildi-186253.html
YEREL KALKINMA HAMLESİ VİZYONUMUZ VE YEŞİL DÖNÜŞÜM HEDEFLERİMİZ...
Yeşil dönüşüm çalışmalarını desteklemeyi sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, sosyak medya hesabında: "Dünya Bankası işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz 400 milyon dolar bütçeli 'Sosyal Olarak Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Projesi ile 81 ilimizde başta kadın, genç girişimci ve KOBİ'lerimize yönelik kapsayıcı yeşil dönüşüm çalışmalarını destekliyoruz.
Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonumuz ve yeşil dönüşüm hedeflerimiz doğrultusunda 26 kalkınma ajansı eliyle yürüteceğimiz proje ile yeni istihdam alanları oluşturacak, tüm Türkiye'de sosyal refaha büyük katkı sunacağız" ifadelerini kullandı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-kacir-yeni-istihdam-mujdesi-verdi-sogreen-projesi-tanitildi-186253.html
İzmir'in çilesi: Çeşme'de yollar göle döndü, masa ve sandalyeler akıntıya kapıldı
İzmir’de, dün başlayan ve aralıklarla yağan sağanak yağmur, kentin birçok ilçesinde etkili olmuştu.
Kentte etkili olan sağanak yağış sokakları ve yolların göle çevirdi.
İZMİR'DE SAĞANAK YAĞIŞ ÇİLESİ
Trafikte bulunan sürücüler ile vatandaşların zor anlar yaşadığı kentte, bugün de aralıklarla yağmur etkisini göstermeye devam ediyor.
Çeşme’de ise sabah saatlerinde etkili olan kuvvetli yağış nedeniyle yollar göle döndü.
MASA VE SANDALYELER AKINTIYA KAPILIP SÜRÜKLENDİ
Masa ve sandalyeler akıntıya kapılıp sürüklendi.
İlçede hayatı olumsuz etkileyen sağanak yağışın devam ettiği öğrenildi.
MAKAMINA KÖPEK OTURTMUŞTU
Öte yandan Çeşme'de etkili olan sağanak yağış sonrası cadde ve sokakların göle dönmesi, akıllara Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'yi getirdi.
Denizli, en son geçtiğimiz mayıs ayında makam koltuğuna bir köpeği oturtmasıyla gündeme gelmişti.
Denizli'nin paylaştığı kare ise sosyal medyada alay konusu olmuştu.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/izmir-in-cilesi-cesme-de-yollar-gole-dondu-masa-ve-sandalyeler-akintiya-kapildi-186252.html
Kentte etkili olan sağanak yağış sokakları ve yolların göle çevirdi.
İZMİR'DE SAĞANAK YAĞIŞ ÇİLESİ
Trafikte bulunan sürücüler ile vatandaşların zor anlar yaşadığı kentte, bugün de aralıklarla yağmur etkisini göstermeye devam ediyor.
Çeşme’de ise sabah saatlerinde etkili olan kuvvetli yağış nedeniyle yollar göle döndü.
MASA VE SANDALYELER AKINTIYA KAPILIP SÜRÜKLENDİ
Masa ve sandalyeler akıntıya kapılıp sürüklendi.
İlçede hayatı olumsuz etkileyen sağanak yağışın devam ettiği öğrenildi.
MAKAMINA KÖPEK OTURTMUŞTU
Öte yandan Çeşme'de etkili olan sağanak yağış sonrası cadde ve sokakların göle dönmesi, akıllara Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'yi getirdi.
Denizli, en son geçtiğimiz mayıs ayında makam koltuğuna bir köpeği oturtmasıyla gündeme gelmişti.
Denizli'nin paylaştığı kare ise sosyal medyada alay konusu olmuştu.
#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/izmir-in-cilesi-cesme-de-yollar-gole-dondu-masa-ve-sandalyeler-akintiya-kapildi-186252.html
İstanbul Havalimanı geçen hafta günlük ortalama 1359 uçuşla yine Avrupa'nın zirvesinde
Ankara
Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatının (EUROCONTROL) 4-10 Kasım dönemini kapsayan Avrupa Havacılık Genel Bakış Raporu'nu değerlendirdi.
Rapora göre, İstanbul Havalimanı'nın günlük ortalama 1359 uçuşla Avrupa'daki en yoğun havalimanı olduğunu belirten Uraloğlu, "İstanbul Havalimanı'mız Londra, Amsterdam ve Paris gibi Avrupa başkentlerindeki havalimanlarını geride bırakarak zirvedeki yerini korudu. Dünya genelindeki küresel ölçekli 25 havalimanı içinde ise ortalama 686 günlük uçak kalkışının gerçekleştiği İstanbul Havalimanı'mız 9'uncu sırada yer aldı." ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin günlük ortalama 2 bin 815 uçuşla Avrupa'da en yoğun trafik hacmine sahip ülkeler arasında 6'ncı sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Türk hava sahasının uçuş başına sadece 0,5 dakikanın altındaki gecikme süresiyle Avrupa'nın en verimlisi olduğunu vurgulayan Uraloğlu, Fransa'nın Paris kentinin 1,9 dakikayla en yüksek gecikme yaşayan hava sahası olarak liste başında yer aldığını bildirdi.
Uraloğlu, Sevilla'nın (İspanya) 1,3 dakika, Lizbon'un (Portekiz) 0,9 dakika ve Barselona'nın (İspanya) 0,6 dakikayla gecikmenin en yoğun meydana geldiği diğer saha kontrol merkezlerinden olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/istanbul-havalimani-gecen-hafta-gunluk-ortalama-1359-ucusla-yine-avrupa-nin-zirvesinde-186251.html
Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatının (EUROCONTROL) 4-10 Kasım dönemini kapsayan Avrupa Havacılık Genel Bakış Raporu'nu değerlendirdi.
Rapora göre, İstanbul Havalimanı'nın günlük ortalama 1359 uçuşla Avrupa'daki en yoğun havalimanı olduğunu belirten Uraloğlu, "İstanbul Havalimanı'mız Londra, Amsterdam ve Paris gibi Avrupa başkentlerindeki havalimanlarını geride bırakarak zirvedeki yerini korudu. Dünya genelindeki küresel ölçekli 25 havalimanı içinde ise ortalama 686 günlük uçak kalkışının gerçekleştiği İstanbul Havalimanı'mız 9'uncu sırada yer aldı." ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin günlük ortalama 2 bin 815 uçuşla Avrupa'da en yoğun trafik hacmine sahip ülkeler arasında 6'ncı sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Türk hava sahasının uçuş başına sadece 0,5 dakikanın altındaki gecikme süresiyle Avrupa'nın en verimlisi olduğunu vurgulayan Uraloğlu, Fransa'nın Paris kentinin 1,9 dakikayla en yüksek gecikme yaşayan hava sahası olarak liste başında yer aldığını bildirdi.
Uraloğlu, Sevilla'nın (İspanya) 1,3 dakika, Lizbon'un (Portekiz) 0,9 dakika ve Barselona'nın (İspanya) 0,6 dakikayla gecikmenin en yoğun meydana geldiği diğer saha kontrol merkezlerinden olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/istanbul-havalimani-gecen-hafta-gunluk-ortalama-1359-ucusla-yine-avrupa-nin-zirvesinde-186251.html
Fenerbahçe'de sürpriz transfer gelişmesi! Bu kez teklif futbolcuya değil
Spartak Moskova'da sportif direktör Tomas Amaral'ın istifa etmesinin ardından gündeme Fenerbahçe Sportif Direktörü Mario Branco geldi.
Transfer rotasını Güney Amerika'ya çeviren Rus ekibi, Mario Branco'nun bağlantılarını kullanmak istiyor.
BRANCO'YA TEKLİF İLETİLDİ
Rus basınında yer alan habere göre Spartak Moskova, Mario Branco'ya teklifini iletti.
Spartak Moskova'nın Branco ile anlaşamaması durumunda ise Lazio'dan İgli Tare'ye teklif yapacağı öne sürüldü.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-de-surpriz-transfer-gelismesi-bu-kez-teklif-futbolcuya-degil-186250.html
Transfer rotasını Güney Amerika'ya çeviren Rus ekibi, Mario Branco'nun bağlantılarını kullanmak istiyor.
BRANCO'YA TEKLİF İLETİLDİ
Rus basınında yer alan habere göre Spartak Moskova, Mario Branco'ya teklifini iletti.
Spartak Moskova'nın Branco ile anlaşamaması durumunda ise Lazio'dan İgli Tare'ye teklif yapacağı öne sürüldü.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-de-surpriz-transfer-gelismesi-bu-kez-teklif-futbolcuya-degil-186250.html
Kanal 7'nin yeni dizisi başlıyor: Bir Yemin Ettim
Günlük dizilerde rekoru elinden bırakmayan Kanal 7’den yepyeni bir yapım daha izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Başrollerini Melih Özkaya ve Merve Kansu’unun üstlendiği Bir Yemin Ettim, soluk soluğa izlenecek hikayesiyle Kanal 7 ekranlarındaki yerini alacak. Babalarının acılarıyla farklı şekillerde sınanan iki gencin intikam ile yoğurulan hikayesi “Bir Yemin Ettim”, izleyicileri ekran başına kilitlemeye geliyor.
Yayınladığı dizilerle izleyicilerin müdavimi olduğu Kanal 7 yepyeni bir diziyle gönüllere taht kurmaya geliyor. Bir tarafta genç yaşında babasının şaibeli ölümüyle sarsılan ve ağır bir sorumluluğun altına giren Kerim, diğer tarafta babasının masum olduğunu ispatlamaya çalışan Ecrin’in intikam hırsıyla başlayan hikayesi Bir Yemin Ettim ile ekrana gelecek.
Kerim, hayatı dolu dolu yaşamayı seven, disiplin ve baskıya gelemeyen, özgür ruhlu ve bencil birisidir. Kerim’in cesurca tadını çıkardığı gezi, eğlence ve haz dolu hayatı, babasının ölüm haberini almasıyla birlikte altüst olur. Kerim artık hem ailesine hem de babasının mirası olan tüm şirketlere sahip çıkmak zorundadır. Ecrin ise Kerim’in babası Zeki Karaateş’in şoförlüğünü yapan Veysel’in kızıdır. Yoksul bir mahallede büyümüş olmasına rağmen azmederek çocuk psikolojisi okur daha sonra da ekonomi bölümünden yüksek lisansa başlar. Ecrin; azimli, kariyer odaklı, içi dışı bir, yardımsever, sıcakkanlı ve mütevazı bir genç kızdır. Zeki Karaateş’in ölümünün ardından Ecrin ve Kerim’in yolları kesişir.
Kerim, babasının geçirdiği trafik kazasını şaibeli bularak araştırma yapmaya karar verir. Araştırma sonucunda tüm oklar kaza günü izinli olan Veysel’i gösteriyordur. Ecrin ne kadar dirense de babasının tutuklanmasına engel olamaz. Veysel tutuklanmıştır ancak Kerim’in aklındaki soru işaretleri kaybolmamıştır. Veysel’in neden böyle bir şey yaptığına anlama veremez ve arkasında başka bir iş olduğundan şüphelenir. Kerim, olayın perde arkasını aydınlatmaya çalışırken, Ecrin kaçırılır. Kerim’in Ecrin’i kurtarmasıyla birlikte yeni bir intikam savaşı başlar. Ecrin ve Kerim artık kendi oyunlarını oynayacaklardır…
İntikam duygusuyla bir araya gelen Kerim ve Ecrin’in zamanla aşka dönüşen dramatik hikayesi “Bir Yemin Ettim” 18 Kasım itibarıyla hafta içi her gün 16:30’da Kanal 7’de.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kanal-7-nin-yeni-dizisi-basliyor-bir-yemin-ettim-186249.html
Yayınladığı dizilerle izleyicilerin müdavimi olduğu Kanal 7 yepyeni bir diziyle gönüllere taht kurmaya geliyor. Bir tarafta genç yaşında babasının şaibeli ölümüyle sarsılan ve ağır bir sorumluluğun altına giren Kerim, diğer tarafta babasının masum olduğunu ispatlamaya çalışan Ecrin’in intikam hırsıyla başlayan hikayesi Bir Yemin Ettim ile ekrana gelecek.
Kerim, hayatı dolu dolu yaşamayı seven, disiplin ve baskıya gelemeyen, özgür ruhlu ve bencil birisidir. Kerim’in cesurca tadını çıkardığı gezi, eğlence ve haz dolu hayatı, babasının ölüm haberini almasıyla birlikte altüst olur. Kerim artık hem ailesine hem de babasının mirası olan tüm şirketlere sahip çıkmak zorundadır. Ecrin ise Kerim’in babası Zeki Karaateş’in şoförlüğünü yapan Veysel’in kızıdır. Yoksul bir mahallede büyümüş olmasına rağmen azmederek çocuk psikolojisi okur daha sonra da ekonomi bölümünden yüksek lisansa başlar. Ecrin; azimli, kariyer odaklı, içi dışı bir, yardımsever, sıcakkanlı ve mütevazı bir genç kızdır. Zeki Karaateş’in ölümünün ardından Ecrin ve Kerim’in yolları kesişir.
Kerim, babasının geçirdiği trafik kazasını şaibeli bularak araştırma yapmaya karar verir. Araştırma sonucunda tüm oklar kaza günü izinli olan Veysel’i gösteriyordur. Ecrin ne kadar dirense de babasının tutuklanmasına engel olamaz. Veysel tutuklanmıştır ancak Kerim’in aklındaki soru işaretleri kaybolmamıştır. Veysel’in neden böyle bir şey yaptığına anlama veremez ve arkasında başka bir iş olduğundan şüphelenir. Kerim, olayın perde arkasını aydınlatmaya çalışırken, Ecrin kaçırılır. Kerim’in Ecrin’i kurtarmasıyla birlikte yeni bir intikam savaşı başlar. Ecrin ve Kerim artık kendi oyunlarını oynayacaklardır…
İntikam duygusuyla bir araya gelen Kerim ve Ecrin’in zamanla aşka dönüşen dramatik hikayesi “Bir Yemin Ettim” 18 Kasım itibarıyla hafta içi her gün 16:30’da Kanal 7’de.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kanal-7-nin-yeni-dizisi-basliyor-bir-yemin-ettim-186249.html
Can Aksoy, Esenyurt'ta israfa 'dur' dedi: Yakınlara tahsis edilen araçlar iade edildi
"PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in yerine vekil olarak görevlendirilen İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy, Ahmet Özer döneminde yapılan usulsüz işlemleri mercek altına almaya devam ediyor.
Kayyum Can Aksoy, Ahmet Özer’in kayınbiraderi Metin Günsan’ın yakın çevresine iş imkanı sağladığı belediye iştiraki olan Esenyurt Belediyesi Personel Anonim Şirketi'nin (ESPAŞ) denetlenmesi talimatını verdi. Adeta batık hale getirilen ESPAŞ’ın son iki yıldır Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve vergi ödemeleri dahil 1.2 Milyar TL borcu olduğu tespit edildi.
AHMET ÖZER’İN YAKINLARINA TAHSİS EDİLEN ARAÇLAR İADE EDİLDİ
Aksoy, sadece SGK’ya yaklaşık 950 Milyon TL borcu bulunan ESPAŞ’ın giderlerini kısmak için ilk adım olarak bünyesindeki fazla harcamaları azaltmaya gitti. Aksoy, ESPAŞ bünyesinde Ahmet Özer’in yakınlarına tahsis ettiği 10 adet aracı kiralama şirketine iade etti. Aksoy, daha önce de kağıt üzerinde ESPAŞ bünyesinde çalıştığı gösterilen ve FETÖ'den ihraç edilen 6 subay ve astsubayın maaş aldığını belirleyerek işlerine son vermiş, FETÖ'cü askerler hakkında da inceleme başlatmıştı.
DURDURULAN ÖDEMELER İŞÇİLERE VERİLMEYE BAŞLANDI
Kayyum Can Aksoy, yaptırdığı denetlemeler sonucunda ESPAŞ bünyesinde çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının ödemeleriyle ilgili sorunlar olduğunu tespit etti. Aksoy’un talimatıyla göreve gelen yeni yönetim, işçilerin üç aydır ödemeleri durdurulan kıdem tazminatı ödemelerini yeniden başlattı. Ayrıca işçilerin emeklilik kıdem tazminatları da hesaplarına yatırılmaya başlandı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/can-aksoy-esenyurt-ta-israfa-dur-dedi-yakinlara-tahsis-edilen-araclar-iade-edildi-186248.html
Kayyum Can Aksoy, Ahmet Özer’in kayınbiraderi Metin Günsan’ın yakın çevresine iş imkanı sağladığı belediye iştiraki olan Esenyurt Belediyesi Personel Anonim Şirketi'nin (ESPAŞ) denetlenmesi talimatını verdi. Adeta batık hale getirilen ESPAŞ’ın son iki yıldır Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve vergi ödemeleri dahil 1.2 Milyar TL borcu olduğu tespit edildi.
AHMET ÖZER’İN YAKINLARINA TAHSİS EDİLEN ARAÇLAR İADE EDİLDİ
Aksoy, sadece SGK’ya yaklaşık 950 Milyon TL borcu bulunan ESPAŞ’ın giderlerini kısmak için ilk adım olarak bünyesindeki fazla harcamaları azaltmaya gitti. Aksoy, ESPAŞ bünyesinde Ahmet Özer’in yakınlarına tahsis ettiği 10 adet aracı kiralama şirketine iade etti. Aksoy, daha önce de kağıt üzerinde ESPAŞ bünyesinde çalıştığı gösterilen ve FETÖ'den ihraç edilen 6 subay ve astsubayın maaş aldığını belirleyerek işlerine son vermiş, FETÖ'cü askerler hakkında da inceleme başlatmıştı.
DURDURULAN ÖDEMELER İŞÇİLERE VERİLMEYE BAŞLANDI
Kayyum Can Aksoy, yaptırdığı denetlemeler sonucunda ESPAŞ bünyesinde çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının ödemeleriyle ilgili sorunlar olduğunu tespit etti. Aksoy’un talimatıyla göreve gelen yeni yönetim, işçilerin üç aydır ödemeleri durdurulan kıdem tazminatı ödemelerini yeniden başlattı. Ayrıca işçilerin emeklilik kıdem tazminatları da hesaplarına yatırılmaya başlandı.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/can-aksoy-esenyurt-ta-israfa-dur-dedi-yakinlara-tahsis-edilen-araclar-iade-edildi-186248.html
5 yıl önce Vietnam'dan getirdi! Dünyanın en büyük meyvesi: Taleplere yetişemiyor!
Sınırlı üretim nedeniyle mevyeye olan talebe yanıt veremediklerini söyleyen Soylu, şimdiye kadar yetiştirdiği en büyük jackfruit meyvesinin 6,5 kilogram ağırlığında olduğunu söyledi.
Alanya'nın Uğrak Mahallesi Aydap mevkisinde dünyanın en büyük meyvesi olarak bilinen jackfruit yetiştirilerek hasadı yapıldı. Güneydoğu Asya'ya özgü tropikal meyve olmasının yanı sıra dünyanın ağaçta yetişen en büyük meyve olarak bilinen, bilimsel adı 'Artocarpus heterophyllus' olan jackfruit, 40- 50 kilogram ağırlığa kadar çıkabilmesi ile dikkati çekiyor.
Hindistan, Bangladeş, Tayland, Endonezya ve Filipinler gibi sıcak ve nemli iklimlerde doğal olarak yetişen jackfruit, Türkiye'de deneme amaçlı yetiştirilmeye başlandı. Sert, dikenli bir kabuğa sahip olan jackfruit meyvesini bahçesine diktiği ağaçta yetiştirmeyi başaran üretici Soylu, meyvenin yetişme süreciyle ilgili bilgi verdi.
'YETİŞİP, YETİŞMEYECEĞİNİ MERAK ETTİM'
Tunahan Soylu, Türkiye'de henüz tanınmayan meyveyi üretmeye karar verdiğini, bunun için kapsamlı bir araştırma sürecine girdiğini söyledi. Soylu, Jackfruit meyvesinin Hindistan, Bangladeş ve Güneydoğu Asya ülkelerinin sıcak ve nemli ikliminde yetiştiğini öğrendiğini aktardı. "Dünyanın en büyük meyvesi olarak bilinen jackfruit meyvesinin Türkiye'de yetişip yetişemeyeceğini merak ettim" diyen Soylu, 5 yıl önce Vietnam'dan bir arkadaşına getirttiği çekirdekleri deneme amaçlı Alanya'daki bahçesine diktiğini söyledi.
'3 YIL SONRA İLK HASADIMIZI ALDIK'
Çekirdekten yetiştirilen jackfruit ağacının meyve vermesinin uzun yıllar alabildiğini, her zaman başarıya ulaşamadığını ifade eden Soylu, çekirdekten başlayan üretim sürecinin sonunda geçen yıl eylül ayında ilk, bu yılsa ikinci hasadını yaptığını belirtti. "Jackfruit meyvesinin Türkiye'de ilk kez yetiştirilmesi büyük ilgi uyandırdı. Meyvenin görünümü çok dikkat çekici. Ülkemizde popüler hale geldi ve talep hızla arttı" diyen Soylu, şimdilik üretim miktarının talebi karşılamaya yetmediğini söyledi.
'TALEP ARTIYOR, ÜRETİM KISITLI'
Jackfruit meyvesinin Türkiye'de sınırlı üretimi nedeniyle yüksek fiyattan alıcı bulduğunu söyleyen üretici Soylu, şimdiye kadar yetiştirdiği en büyük meyvenin 6,5 kilogram ağırlığında olduğunu ve fidan üretme amacıyla kilosunu 600 TL'den sattığını söyledi. Jackfruit meyvesinin Türkiye'deki üretiminin az olmasının fiyatları daha yukarı çektiğini vurgulayan Soylu, fiyat belirlemede bir standardizasyon olmadığını, talep doğrultusunda fiyatların değişiklik gösterebileceğini dile getirdi.
YETİŞTİRME VE HASAT SÜRECİNDEKİ ZORLUKLAR
Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı ve iklimin değişken olduğu bir coğrafyada jackfruit gibi hassas tropikal meyvelerin yetiştirilmesinin kolay olmadığını ifade eden Soylu, Alanya'nın don görmeyen bölgelerinde yetiştirilebildiğini ve iklim seçiciliğinin daha fazla olduğunu vurguladı. Soylu, "Alanya'nın her bölgesinde jackfruit yetişmeyebilir. Bizim ilk diktiğimiz sene don olayı yaşandı, ağacın uç yaprakları yandı. Yine de bölgenin genel iklimi ılıman olduğu için denemeye devam ettik" dedi.
'KENDİNE ÖZGÜ, HOŞ BİR KOKU'
Jackfruit meyvesinin C vitamini, potasyum, magnezyum ve B vitaminleri bakımından zengin olduğunu, bağışıklık sistemini desteklemesi ve sindirimi düzenlemesiyle öne çıktığını aktaran Soylu, jackfruit meyvesinin farklı tüketim alanlarına sahip olduğunu belirtti. Soylu, "Meyve yeşilken ve ham haldeyken vegan mutfaklarında et alternatifi olarak kullanılıyor. Tamamen olgunlaştığında ise kendine özgü, hoş bir koku yaymaya başlıyor. Hasat zamanı, bu kokuyu aldığımızda başlıyor" diye konuştu.'TARIM YENİ BİR BAKIŞ AÇISI GETİREBİLİR'Jackfruit meyvesinin olgunlaştığında sakız gibi şekerli tada sahip etli kısımlarının tüketildiğini belirten Soylu, meyvenin içinde kestane büyüklüğünde çekirdekler olduğunu, bu çekirdeklerin haşlanarak veya kavrularak tüketilebildiğini aktardı.
Son yıllarda Türkiye'de tropik meyve üretimine ilginin arttığını anlatan Soylu, "Jackfruit gibi meyvelerin Türkiye'de yetiştirilmesi, tarıma yeni bir bakış açısı getirebilir ve ekonomiye katkı sunabilir. Bu noktada biz de meyvenin çekirdeğinden yeni bir fidan daha diktik. Onun da meyve vermesini bekliyoruz" dedi.
'JACKFRUİT MEYVESİNİN ADAPTASYON SÜRECİNİ GÖZLEMLEDİK'
Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe de "Jackfruit meyvesinin denemesi için mikro iklimin uygun olduğu açık alanda bir çalışma yaptılar. Meyve vermeye başladı. Meyve ağırlığı, tadı ve aroması, kültürümüze uygun özellikler taşıyor. Ancak henüz seri üretimi yok. Alanya'da deneme amaçlı yetiştirilen 38 tropikal üründen biri olan jackfruit meyvesinin adaptasyon sürecini gözlemledik.
Bu meyvenin denize yakın ve rakımı 100 metreyi geçmeyen alanlarda yetişebildiğini ve ekonomik verim için ortalama 4 yaşında meyve verdiğini gördük. Daha büyük alanlarda yetiştirilmesi için çalışmalar yapacağız. Bu konuda diğer paydaşlarla iş birliği yaparak araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdüreceğiz. Ülkemize yeni bir adaptasyon sağlamış ürün kazandırmış olduk" diye konuştu.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/5-yil-once-vietnam-dan-getirdi-dunyanin-en-buyuk-meyvesi-taleplere-yetisemiyor-186247.html
Alanya'nın Uğrak Mahallesi Aydap mevkisinde dünyanın en büyük meyvesi olarak bilinen jackfruit yetiştirilerek hasadı yapıldı. Güneydoğu Asya'ya özgü tropikal meyve olmasının yanı sıra dünyanın ağaçta yetişen en büyük meyve olarak bilinen, bilimsel adı 'Artocarpus heterophyllus' olan jackfruit, 40- 50 kilogram ağırlığa kadar çıkabilmesi ile dikkati çekiyor.
Hindistan, Bangladeş, Tayland, Endonezya ve Filipinler gibi sıcak ve nemli iklimlerde doğal olarak yetişen jackfruit, Türkiye'de deneme amaçlı yetiştirilmeye başlandı. Sert, dikenli bir kabuğa sahip olan jackfruit meyvesini bahçesine diktiği ağaçta yetiştirmeyi başaran üretici Soylu, meyvenin yetişme süreciyle ilgili bilgi verdi.
'YETİŞİP, YETİŞMEYECEĞİNİ MERAK ETTİM'
Tunahan Soylu, Türkiye'de henüz tanınmayan meyveyi üretmeye karar verdiğini, bunun için kapsamlı bir araştırma sürecine girdiğini söyledi. Soylu, Jackfruit meyvesinin Hindistan, Bangladeş ve Güneydoğu Asya ülkelerinin sıcak ve nemli ikliminde yetiştiğini öğrendiğini aktardı. "Dünyanın en büyük meyvesi olarak bilinen jackfruit meyvesinin Türkiye'de yetişip yetişemeyeceğini merak ettim" diyen Soylu, 5 yıl önce Vietnam'dan bir arkadaşına getirttiği çekirdekleri deneme amaçlı Alanya'daki bahçesine diktiğini söyledi.
'3 YIL SONRA İLK HASADIMIZI ALDIK'
Çekirdekten yetiştirilen jackfruit ağacının meyve vermesinin uzun yıllar alabildiğini, her zaman başarıya ulaşamadığını ifade eden Soylu, çekirdekten başlayan üretim sürecinin sonunda geçen yıl eylül ayında ilk, bu yılsa ikinci hasadını yaptığını belirtti. "Jackfruit meyvesinin Türkiye'de ilk kez yetiştirilmesi büyük ilgi uyandırdı. Meyvenin görünümü çok dikkat çekici. Ülkemizde popüler hale geldi ve talep hızla arttı" diyen Soylu, şimdilik üretim miktarının talebi karşılamaya yetmediğini söyledi.
'TALEP ARTIYOR, ÜRETİM KISITLI'
Jackfruit meyvesinin Türkiye'de sınırlı üretimi nedeniyle yüksek fiyattan alıcı bulduğunu söyleyen üretici Soylu, şimdiye kadar yetiştirdiği en büyük meyvenin 6,5 kilogram ağırlığında olduğunu ve fidan üretme amacıyla kilosunu 600 TL'den sattığını söyledi. Jackfruit meyvesinin Türkiye'deki üretiminin az olmasının fiyatları daha yukarı çektiğini vurgulayan Soylu, fiyat belirlemede bir standardizasyon olmadığını, talep doğrultusunda fiyatların değişiklik gösterebileceğini dile getirdi.
YETİŞTİRME VE HASAT SÜRECİNDEKİ ZORLUKLAR
Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı ve iklimin değişken olduğu bir coğrafyada jackfruit gibi hassas tropikal meyvelerin yetiştirilmesinin kolay olmadığını ifade eden Soylu, Alanya'nın don görmeyen bölgelerinde yetiştirilebildiğini ve iklim seçiciliğinin daha fazla olduğunu vurguladı. Soylu, "Alanya'nın her bölgesinde jackfruit yetişmeyebilir. Bizim ilk diktiğimiz sene don olayı yaşandı, ağacın uç yaprakları yandı. Yine de bölgenin genel iklimi ılıman olduğu için denemeye devam ettik" dedi.
'KENDİNE ÖZGÜ, HOŞ BİR KOKU'
Jackfruit meyvesinin C vitamini, potasyum, magnezyum ve B vitaminleri bakımından zengin olduğunu, bağışıklık sistemini desteklemesi ve sindirimi düzenlemesiyle öne çıktığını aktaran Soylu, jackfruit meyvesinin farklı tüketim alanlarına sahip olduğunu belirtti. Soylu, "Meyve yeşilken ve ham haldeyken vegan mutfaklarında et alternatifi olarak kullanılıyor. Tamamen olgunlaştığında ise kendine özgü, hoş bir koku yaymaya başlıyor. Hasat zamanı, bu kokuyu aldığımızda başlıyor" diye konuştu.'TARIM YENİ BİR BAKIŞ AÇISI GETİREBİLİR'Jackfruit meyvesinin olgunlaştığında sakız gibi şekerli tada sahip etli kısımlarının tüketildiğini belirten Soylu, meyvenin içinde kestane büyüklüğünde çekirdekler olduğunu, bu çekirdeklerin haşlanarak veya kavrularak tüketilebildiğini aktardı.
Son yıllarda Türkiye'de tropik meyve üretimine ilginin arttığını anlatan Soylu, "Jackfruit gibi meyvelerin Türkiye'de yetiştirilmesi, tarıma yeni bir bakış açısı getirebilir ve ekonomiye katkı sunabilir. Bu noktada biz de meyvenin çekirdeğinden yeni bir fidan daha diktik. Onun da meyve vermesini bekliyoruz" dedi.
'JACKFRUİT MEYVESİNİN ADAPTASYON SÜRECİNİ GÖZLEMLEDİK'
Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe de "Jackfruit meyvesinin denemesi için mikro iklimin uygun olduğu açık alanda bir çalışma yaptılar. Meyve vermeye başladı. Meyve ağırlığı, tadı ve aroması, kültürümüze uygun özellikler taşıyor. Ancak henüz seri üretimi yok. Alanya'da deneme amaçlı yetiştirilen 38 tropikal üründen biri olan jackfruit meyvesinin adaptasyon sürecini gözlemledik.
Bu meyvenin denize yakın ve rakımı 100 metreyi geçmeyen alanlarda yetişebildiğini ve ekonomik verim için ortalama 4 yaşında meyve verdiğini gördük. Daha büyük alanlarda yetiştirilmesi için çalışmalar yapacağız. Bu konuda diğer paydaşlarla iş birliği yaparak araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdüreceğiz. Ülkemize yeni bir adaptasyon sağlamış ürün kazandırmış olduk" diye konuştu.#ESHAHABER.COM.TR
https://www.eshahaber.com.tr/haber/5-yil-once-vietnam-dan-getirdi-dunyanin-en-buyuk-meyvesi-taleplere-yetisemiyor-186247.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ağrı donuyor: Nehir ve dereler buz tuttu, ağaçlar kırağıyla kaplandı
News Haber EshaHaber Ağrı'da etkili olan dondurucu soğuklar yaşamı olumsuz etkiliyor. Hava sıcaklığının gece en düşük sıfırın altında ...
-
Tüm Spor - Kuzey İrlanda'nın ev sahipliği yaptığı UEFA Avrupa U19 Şampiyonası'nda Türkiye ile İspanya karşı karşıya gelecek. Seaview...
-
İstanbul'un ardından Bartın'ın Amasra ilçesine 845 yolcu ve 446 kişilik mürettebatıyla gelen Panama bandıralı gemi, Amasra Kaymakamı...
-
Gazze Şeridi'nde 9 aydır askerî başarı elde edemeyen İsrail'in hemen her gün askeri araçları havaya uçuruluyor. İsrail ordusu, Gazze...