Haber7 – ÖZEL
FETÖ'cü hainlerin gerçekleştirdiği 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin 8. yılında Gazi Doktor Talha Uçar, Haber7'ye yaşadıklarını ve hissetlerini anlattı.
DARBE GİRİŞİMİNİ ANLAYINCA KÖPRÜDEN AYRILMADIK
"İlk olarak askerlerin köprüyü kapattığını haber aldık" diyen Talha Uçar, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne ulaştığını belirtti. Uçar, "Sonra olayın ilk itibaren bir askeri müdahale olduğunu, oradaki askerlerin söylemlerinden ve tutumlarından anladık. Oradan ayrılmamaya karar verdik. ifadelerinde bulundu.
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASININ ARDINDAN KALABALIK ARTTI
"Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan'ın açıklamaları oldu ve olayın bir grubun kalkışması olduğunu öğrenmiş olduk." diyen Uçar, açıklamaların ardından kalabalığın giderek arttığını ve herkesin ellerinde Türk bayraklarıyla sloganlar attığını belirtti.
KURŞUN YAĞDIRDILAR, TANKLARI ÜZERLERİNE SÜRDÜLER
FETÖ'cü hainlerin şiddetini gittikçe artırdığını belirten Talha Uçar, darbecilerin halkın üzerine kurşun yağdırdığını ve tankların üzerlerine sürüldüğünü aktardı. Uçar, "Darbecilere karşı mukabele ederken tankın bariyerleri sıkıştırması sonucu elimden yaralandım" dedi.
HEKİM OLARAK YARALILARA MÜDAHALE ETTİ
Çok çetin bir direniş verildiğini belirten Uçar, yaralandıktan sonra Beykoz Devlet Hastanesi'ne gittiğini söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde hastanelerin dolup taştığını, öncelikle yaralıları tedavi ettiğini kaydeden Uçar, "Beykoz Devlet Hastanesi'nde bir süre yaralılara baktım, hekim olarak nöbetçi doktorlara yardım ettim." dedi.
15 TEMMUZ'DA İLK DEFA...
Türkiye'de darbeyle ilgili söylemlerin daha önce de var olduğunu belirten Uçar, darbe geleneğinin Osmanlı'daki yeniçerilere kadar dayandığını söyledi. "Darbe ile ilgili Türk hafızasında çok fazla şey var." diyen Uçar, "Bugüne kadar darbelere karşı büyük bir direnişin olmadığını biliyoruz. Çünkü bunların bazıları 1960 ve 1980 darbeleri başarıyla, yani darbe yapılarak sonuçlanmış. Diğerlerinde ise farklı sonuçları olmuş; demokrasi ve halkın aleyhine olmuş, hükümetler devrilmiş. Ancak 15 Temmuz'da ilk defa liderin de dik duruşuyla halk darbeye karşı çok güçlü bir direniş sergiledi. İlk kez bir darbe başarısızlıkla sonuçlandı, bu haksızlık milletin eliyle düzeltildi. Türk siyasi tarihi açısından çok önemli. Bunun sonucu olarak bazı reformlar gerçekleştirildi. Artık millet, kendi cumhurbaşkanını kendisi seçiyor. Dolayısıyla bunu tam tersine, ülkedeki demokrasinin aleyhine olmaktan çıkarıp lehine kendi elimizle bütün bir millet oy kullanarak çevirdik." dedi.
BUNU UNUTMAMALIYIZ
Geçmişte yapılmayan müdahaleler nedeniyle bugünlere gelindiğini vurgulayan Uçar, "Bu olayları unutturmamalıyız ki bir daha yaşamamalıyız. Biz buradan birçok ders çıkarmalıyız. Hiçbir topluluğun, hiçbir gücün, hiçbir klanın devletin içerisinde yapılanmasına devletin ve milletin aleyhine hareket etmesine izin vermemeliyiz. Böyle şeylere tevessül edenleri en baştan engellemeliyiz" dedi.
15 TEMMUZ RUHU DÜNYAYA ÖRNEK OLDU
Halkında darbecilere karşı direnişinin dünyaya da örnek olduğunu vurgulayan Uçar, "Psikolojide şöyle bir fenomen vardır: Kaytarma fenomeni. Nasıl olsa birileri bu işle ilgileniyor diye kaçınma, eyleme katılmama eğilimi vardır. Ama 15 Temmuz'da çok farklı bir şey oldu. Bütün millet buna kendi eliyle karşı çıktı. Hep birlikte insanların, birileri nasıl olsa bununla mücadele ediyordur diye düşünmedi. Yaşlısı, genci, kadını, hastası, engellisi herkes çıktı sokağa. Eminim; başka haksızlığa uğrayan diğer milletler de buradan ilham alarak buna kendi elleriyle dur diyeceklerdir" dedi.
FETÖ'YLE MÜCADELENİN SULANDIRILMASINA İZİN VERİLMEMELİ
Bazı odaklar tarafından FETÖ ile mücadelenin sulandırılmaya çalışıldığını belirten Uçar, bu girişimlere müsaade edilmemesi ve ayrımın iyi yapılması gerektiğini vurguladı. Talha Uçar, "Konunun bizzat merkezinde yer alanlar en ağır şekilde cezalandırılmalı. Cezalandırılmalı ki bir daha bunu birileri aklından bile geçirememeli. İnsanların üzerine tankları süren, kurşun sıkan, dolaylı veya dolaysız bunlara yardım eden, haber veren, istihbarat sağlayan, silah temin eden, sevk eden bunlar da ceza almalı. Ama bunların dışındakileri çok iyi ayrımlamalıyız. Ayrımlamazsak konu bu sefer kamuoyunda farklı bir izlenim uyandırıyor. " dedi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/gazi-doktor-yasadiklarini-anlatti-15-temmuz-da-ilk-defa...-165957.html
13 Temmuz 2024 Cumartesi
Yusuf Yazıcı'nın menajeriyle pazarlıklar başladı!
Lille'den ayrılan Yusuf Yazıcı'nın yeni adresi merak ediliyor. Milli yıldızın ismi Türkiye'den de çok sayıda takımla anılıyor.
Fransız kulübü Lille'le olan sözleşmesi sona eren ve bonservisi elinde olan tecrübeli futbolcu, EURO 2024 sonrası transfer tekliflerini değerlendirmeye başladı. Birçok Türk kulübünün radarına giren tecrübeli oyuncu için yeni bir hamle geldi.
GALATASARAY DEVREDE
Yusuf Yazıcı, kadrodaki yerli derinliğini artırmak isteyen Galatasaray'ın da gündemine geldi. Hem Mertens'in alternatifi hem yardımcı forvet hem de sağ çizgide joker olarak düşünülen 27 yaşındaki futbolcunun menajeriyle ilk temasın kurulduğu ve pazarlık sürecinin başladığı belirtildi.
KONTENJAN AÇABİLMEK İÇİN
Sarı-Kırmızılılar'ın Yusuf transferi için çok büyük bir bütçe ayırmadığı, listede başka yerli oyuncuların da bulunduğu belirtiliyor. Galatasaray Yönetimi bu yaz döneminde kadroya 3-4 yerli takviyesi yapıp, yabancı sayısını mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışacak.
Yeni sezon itibarıyla kulüpler kadrolarında maksimum 12 yabancı oyuncu bulundurabilecek. Galatasaray da yeni transferlere yer açmak için birkaç yabancı satıp, yerli rotasyonunu güçlendirmenin hesapları içerisinde.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yusuf-yazici-nin-menajeriyle-pazarliklar-basladi-165955.html
Fransız kulübü Lille'le olan sözleşmesi sona eren ve bonservisi elinde olan tecrübeli futbolcu, EURO 2024 sonrası transfer tekliflerini değerlendirmeye başladı. Birçok Türk kulübünün radarına giren tecrübeli oyuncu için yeni bir hamle geldi.
GALATASARAY DEVREDE
Yusuf Yazıcı, kadrodaki yerli derinliğini artırmak isteyen Galatasaray'ın da gündemine geldi. Hem Mertens'in alternatifi hem yardımcı forvet hem de sağ çizgide joker olarak düşünülen 27 yaşındaki futbolcunun menajeriyle ilk temasın kurulduğu ve pazarlık sürecinin başladığı belirtildi.
KONTENJAN AÇABİLMEK İÇİN
Sarı-Kırmızılılar'ın Yusuf transferi için çok büyük bir bütçe ayırmadığı, listede başka yerli oyuncuların da bulunduğu belirtiliyor. Galatasaray Yönetimi bu yaz döneminde kadroya 3-4 yerli takviyesi yapıp, yabancı sayısını mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışacak.
Yeni sezon itibarıyla kulüpler kadrolarında maksimum 12 yabancı oyuncu bulundurabilecek. Galatasaray da yeni transferlere yer açmak için birkaç yabancı satıp, yerli rotasyonunu güçlendirmenin hesapları içerisinde.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yusuf-yazici-nin-menajeriyle-pazarliklar-basladi-165955.html
Antalya'da zincirleme kaza: Ölü ve yaralı var!
Antalya-Korkuteli yolu Tahtalıbeli mevkisinde İsa Çoban yönetimindeki 45 L 0433 plakalı kargo yüklü kamyon, aynı yönde giden Mehmet G'nin kullandığı 07 MBL 32 plakalı otomobil ve Erkan K. idaresindeki 34 BJ 578 plakalı tıra çarptı.
İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi.
1 KİŞİ ÖLDÜ, 1 KİŞİ YARALANDI!
Ekipler, kamyon sürücüsü İsa Çoban'ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Yapılan incelemenin ardından Çoban'ın cenazesi morga kaldırıldı.
Ağır yaralanan otomobil sürücüsü Mehmet G. (61) ise Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edildi.
Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Öte yandan kaza anı karşı yönden gelen başka bir aracın araç kamerasına yansıdı. Görüntüde, kamyonun otomobile ve tıra çarptığı anlar görülüyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/antalya-da-zincirleme-kaza-olu-ve-yarali-var-165942.html
İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi.
1 KİŞİ ÖLDÜ, 1 KİŞİ YARALANDI!
Ekipler, kamyon sürücüsü İsa Çoban'ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Yapılan incelemenin ardından Çoban'ın cenazesi morga kaldırıldı.
Ağır yaralanan otomobil sürücüsü Mehmet G. (61) ise Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edildi.
Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Öte yandan kaza anı karşı yönden gelen başka bir aracın araç kamerasına yansıdı. Görüntüde, kamyonun otomobile ve tıra çarptığı anlar görülüyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/antalya-da-zincirleme-kaza-olu-ve-yarali-var-165942.html
Okan Buruk'un raporu ortaya çıktı: 4 futbolcu için karar
Yeni sezon hazırlıkları kapsamında ilk hazırlık maçını LASK Linz'e karşı oynayan Galatasaray, sahadan 3-2 mağlup ayrıldı.
Sözcü'de yer alan habere göre, sarı-kırmızılılarda teknik direktör Okan Buruk, mücadele sonrası eksikleri raporladı. Leo Dubois'nun performansından memnun olmayan Buruk, acil sağ bek transferi istedi.
Buruk ayrıca Tete'nin de performansını beğenmedi. Galatasaray'da Tete'nin kiralanması ya da satılması gündeme gelebilir. Öte yandan karşılaşmada iki gol atan Metehan Baltacı ise Okan Buruk'tan geçer not aldı.
Buruk'un Metehan Baltacı'yı hem sağ bek hem de ön liberoda deneyebileceği konuşuluyor. Yusuf Demir'in de performansını beğenen Buruk, futbolcuyu yakından takip ediyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-un-raporu-ortaya-cikti-4-futbolcu-icin-karar-165937.html
Sözcü'de yer alan habere göre, sarı-kırmızılılarda teknik direktör Okan Buruk, mücadele sonrası eksikleri raporladı. Leo Dubois'nun performansından memnun olmayan Buruk, acil sağ bek transferi istedi.
Buruk ayrıca Tete'nin de performansını beğenmedi. Galatasaray'da Tete'nin kiralanması ya da satılması gündeme gelebilir. Öte yandan karşılaşmada iki gol atan Metehan Baltacı ise Okan Buruk'tan geçer not aldı.
Buruk'un Metehan Baltacı'yı hem sağ bek hem de ön liberoda deneyebileceği konuşuluyor. Yusuf Demir'in de performansını beğenen Buruk, futbolcuyu yakından takip ediyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-un-raporu-ortaya-cikti-4-futbolcu-icin-karar-165937.html
12 Temmuz 2024 Cuma
PKK'nın yaraladığı, FETÖ'nün şehit ettiği oğlunun hasretiyle yaşıyor
Diyarbakır'daki "hendek olayları" sırasında yaralanan, Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'ndaki görevine döndükten sonra FETÖ'nün darbe girişiminde şehit olan Özel Harekat polisi Niyazi Ergüven'in annesi, oğlunun acısını ilk günkü gibi hissediyor.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde F-16'lar tarafından bombalanan Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'nda şehit olan Niyazi Ergüven'in annesi Saadet Ergüven, AA muhabirine, oğlunu anlattı.
Evladının şehadetinden kısa süre önce Sur'daki "hendek olayları"nda bacağından yaralandığını belirten Ergüven, yaralı olduğu süreçte oğluyla yakından ilgilenme fırsatı bulduğunu dile getirdi.
'HİÇ AKLIMDAN ÇIKMIYOR'
GATA'daki tedavisinin ardından yanına gelen oğlunun yarası kapanmayınca 20 gün rapor aldığını, ramazan ayını birlikte geçirdiklerini aktaran Ergüven, şöyle konuştu:
"Orada yaralandığından hiç haberimiz yoktu. Ankara GATA'ya götürülmüş, üzerinden 6 ay geçmiş, yarası kapanmamış ve bir gün araba ile gelmiş. Halen arabası bıraktığı gibi duruyor. 'Bana neden haber etmedin?' dedim. 'Çok kaygılanıyorsun.' dedi. Rapor vermişler. GATA'dakiler 'Yaran iyi olmadı, git annen baksın.' demişler. Orucu burada tuttuk. Ramazan Bayramı'nın üçüncü günüydü, Mersin'e gittik, orada 3 gün durduk. Orada durduk da hiç morali düzgün değildi. Yaralıydı ya, yarası da kapanmamış. O hiç aklımdan çıkmıyor. Biz Maraş'a döndük, kendisi de Ankara'ya döndü. Giderken kız kardeşiyle bana 50'şer lira verdi 'Birer dürüm alın yiyin.' dedi. Mersin tarafına her gittiğimde aklıma geliyor."
Anne Ergüven, pazartesi günü Mersin'de vedalaşarak ayrıldığı oğlunun cuma günü şehit olduğunu, son kez darbe girişiminin yaşandığı gün konuştuklarını ifade ederek, "Cuma günü beni aradı 'Sultanım, ben çalışıyorum.' dedi. 'Allah'ım kaza bela vermesin ciğerim sana.' dedim. O gün memleketten misafiri varmış, onları evinde ağırlamış yollamış. O gece 17 kişi şehit olmuş, 'Yetişin görev var.' demişler. Yavrum, ciğerim, üstünü giymiş, silahlarını almamışlar yanlarına. Şeytan FETÖ üstlerine bombayı atmış." dedi.
15 Temmuz akşamı hiçbir şeyden haberi olmadan uyuduğunu ancak vücudunda bir sıcaklık hissettiğini, kızının gece 2-3 gibi kendisini uyandırdığını belirten Ergüven, "Kızım, 'Çocukların üstüne bomba atmışlar. Niyazi'ye ulaşamıyorum.' dedi. 23.00'te Niyazi'yle konuşmuş, 'Şimdi burası çok kalabalık, telefonu kapat. Ben seni sonra ararım.' demiş. Ondan sonra bir daha ulaşılmamış. Beni çağırdı, 'Ana kalk, Niyazi'ye ulaşamıyorum. Cumhurbaşkanı sokaklara inin diyor.' dedi. Kaymakamlığın oraya doğru giderken büyük oğlanı uyandırdım, 'Zekeriya patlama olmuş, Niyazi'ye ulaşılamıyormuş.' dedim. Yavruma ulaşılmadı. 3 gün bekleyişin ardından oğlumun cenazesi getirildi. Acısı hala dinmedi ancak yanına varırsam biter. 8 sene olacak bu sene, hiç bitmedi, bitmiyor ki."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/pkk-nin-yaraladigi-feto-nun-sehit-ettigi-oglunun-hasretiyle-yasiyor-165780.html
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde F-16'lar tarafından bombalanan Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'nda şehit olan Niyazi Ergüven'in annesi Saadet Ergüven, AA muhabirine, oğlunu anlattı.
Evladının şehadetinden kısa süre önce Sur'daki "hendek olayları"nda bacağından yaralandığını belirten Ergüven, yaralı olduğu süreçte oğluyla yakından ilgilenme fırsatı bulduğunu dile getirdi.
'HİÇ AKLIMDAN ÇIKMIYOR'
GATA'daki tedavisinin ardından yanına gelen oğlunun yarası kapanmayınca 20 gün rapor aldığını, ramazan ayını birlikte geçirdiklerini aktaran Ergüven, şöyle konuştu:
"Orada yaralandığından hiç haberimiz yoktu. Ankara GATA'ya götürülmüş, üzerinden 6 ay geçmiş, yarası kapanmamış ve bir gün araba ile gelmiş. Halen arabası bıraktığı gibi duruyor. 'Bana neden haber etmedin?' dedim. 'Çok kaygılanıyorsun.' dedi. Rapor vermişler. GATA'dakiler 'Yaran iyi olmadı, git annen baksın.' demişler. Orucu burada tuttuk. Ramazan Bayramı'nın üçüncü günüydü, Mersin'e gittik, orada 3 gün durduk. Orada durduk da hiç morali düzgün değildi. Yaralıydı ya, yarası da kapanmamış. O hiç aklımdan çıkmıyor. Biz Maraş'a döndük, kendisi de Ankara'ya döndü. Giderken kız kardeşiyle bana 50'şer lira verdi 'Birer dürüm alın yiyin.' dedi. Mersin tarafına her gittiğimde aklıma geliyor."
Anne Ergüven, pazartesi günü Mersin'de vedalaşarak ayrıldığı oğlunun cuma günü şehit olduğunu, son kez darbe girişiminin yaşandığı gün konuştuklarını ifade ederek, "Cuma günü beni aradı 'Sultanım, ben çalışıyorum.' dedi. 'Allah'ım kaza bela vermesin ciğerim sana.' dedim. O gün memleketten misafiri varmış, onları evinde ağırlamış yollamış. O gece 17 kişi şehit olmuş, 'Yetişin görev var.' demişler. Yavrum, ciğerim, üstünü giymiş, silahlarını almamışlar yanlarına. Şeytan FETÖ üstlerine bombayı atmış." dedi.
15 Temmuz akşamı hiçbir şeyden haberi olmadan uyuduğunu ancak vücudunda bir sıcaklık hissettiğini, kızının gece 2-3 gibi kendisini uyandırdığını belirten Ergüven, "Kızım, 'Çocukların üstüne bomba atmışlar. Niyazi'ye ulaşamıyorum.' dedi. 23.00'te Niyazi'yle konuşmuş, 'Şimdi burası çok kalabalık, telefonu kapat. Ben seni sonra ararım.' demiş. Ondan sonra bir daha ulaşılmamış. Beni çağırdı, 'Ana kalk, Niyazi'ye ulaşamıyorum. Cumhurbaşkanı sokaklara inin diyor.' dedi. Kaymakamlığın oraya doğru giderken büyük oğlanı uyandırdım, 'Zekeriya patlama olmuş, Niyazi'ye ulaşılamıyormuş.' dedim. Yavruma ulaşılmadı. 3 gün bekleyişin ardından oğlumun cenazesi getirildi. Acısı hala dinmedi ancak yanına varırsam biter. 8 sene olacak bu sene, hiç bitmedi, bitmiyor ki."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/pkk-nin-yaraladigi-feto-nun-sehit-ettigi-oglunun-hasretiyle-yasiyor-165780.html
Fındıkta taban fiyat beklentisi ortaya çıktı
Yaklaşan fındık hasadında çalışacak işçilerin yevmiyelerinin belirlenmesi ve bir kilogram fındığın maliyetinin hesaplanması için, Ordu'da bulunan ziraat odası başkanları, Altınordu Ziraat Odası'nda bir araya geldi. Yapılan toplantının ardından fındığın maliyeti, taban fiyat beklentisi ve fındık hasadında çalışacak işçi yevmiyeleri açıklandı.
“FINDIKTA TABAN FİYAT BEKLENTİSİ 160 TL”
Burada açıklamalarda bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, 19 ilçenin ortalamasının alınarak, bir kilogram fındığın maliyetinin 117,46 TL olduğunu belirtti. Soydan, “Fındıkta en önemli unsurlardan birisi maliyet çalışmalarının yapılması. Maliyet ve rekolte çalışmalarının yapılaması lazım. Maliyet üzerinden ortalama bir taban fiyatın verilmesi yönünde Ordu'daki ziraat odası başkanlarımız ile üreticilerimiz adına bu çalışmayı da yapmış bulunuyoruz. Buna göre 19 ilçemizde maliyet dikkate alındı. İlçelerimiz arasında farklı maliyetler çıkabilir. Kahverengi kokarca özellikle sahil kesimlerimizde kahverengi kokarca zararlısı var. Bu nedenle bütün ilçelerimizin ortalamasını alarak bu çalışmayı tamamladık. 2023 yılının rekoltesini dikkate alarak, 19 ilçemizin dekar başı verimi bir kilogram fındık için 117,46 TL. Bu tüm ilçelerimizin ortalamasıdır. Buna göre üreticilerimiz de bir fiyat beklemektedir. Ziraat odalarımızın çalışmaları sonucunda 117,46 TL'lik maliyetin üzerine refah payı eklenerek, en az taban fiyatın 160 TL olarak oluşmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
"İŞÇİ GÜNLÜK YEVMİYESİ 800 TL"
2024 yılının fındık işçisi yevmiyesi ve diğer ücretlerini de açıklayan Soydan, koordinasyon kurulu başkanlığında toplanarak ücretlere ilişkin kararların alındığını söyledi. Soydan, Ordu'da işçi yevmiyesinin, yemek işçiye ait olacak şekilde 800 lira olarak belirlendiğini aktaran Soydan, “10-15 işçi arası aşçı 800, çuvalcı 900 lira günlük yevmiyesi. 15 ve üzeri işçilerde aşçı 900, çuvalcı bin lira. Kilo başı toplanan bahçelerde çuvalcı bin, katırcı bin 600 lira. Kilo hesabıyla toplama ücreti kilo başı 8 lira. Patoz ücretinin saati 2 bin 500 lira. Aracı, dayıbaşı 15 işçiye kadar 900, 15 işçiden fazlası bin lira olarak bir tavsiye niteliğinde bir karar Ziraat Odalarımız tarafından alınmıştır. Üreticilerimize, çalışanlarımıza, işçilerimize, kamuoyuna, sektöre hayırlı, uğurlu olsun” ifadelerine yer verdi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/findikta-taban-fiyat-beklentisi-ortaya-cikti-165777.html
“FINDIKTA TABAN FİYAT BEKLENTİSİ 160 TL”
Burada açıklamalarda bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, 19 ilçenin ortalamasının alınarak, bir kilogram fındığın maliyetinin 117,46 TL olduğunu belirtti. Soydan, “Fındıkta en önemli unsurlardan birisi maliyet çalışmalarının yapılması. Maliyet ve rekolte çalışmalarının yapılaması lazım. Maliyet üzerinden ortalama bir taban fiyatın verilmesi yönünde Ordu'daki ziraat odası başkanlarımız ile üreticilerimiz adına bu çalışmayı da yapmış bulunuyoruz. Buna göre 19 ilçemizde maliyet dikkate alındı. İlçelerimiz arasında farklı maliyetler çıkabilir. Kahverengi kokarca özellikle sahil kesimlerimizde kahverengi kokarca zararlısı var. Bu nedenle bütün ilçelerimizin ortalamasını alarak bu çalışmayı tamamladık. 2023 yılının rekoltesini dikkate alarak, 19 ilçemizin dekar başı verimi bir kilogram fındık için 117,46 TL. Bu tüm ilçelerimizin ortalamasıdır. Buna göre üreticilerimiz de bir fiyat beklemektedir. Ziraat odalarımızın çalışmaları sonucunda 117,46 TL'lik maliyetin üzerine refah payı eklenerek, en az taban fiyatın 160 TL olarak oluşmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
"İŞÇİ GÜNLÜK YEVMİYESİ 800 TL"
2024 yılının fındık işçisi yevmiyesi ve diğer ücretlerini de açıklayan Soydan, koordinasyon kurulu başkanlığında toplanarak ücretlere ilişkin kararların alındığını söyledi. Soydan, Ordu'da işçi yevmiyesinin, yemek işçiye ait olacak şekilde 800 lira olarak belirlendiğini aktaran Soydan, “10-15 işçi arası aşçı 800, çuvalcı 900 lira günlük yevmiyesi. 15 ve üzeri işçilerde aşçı 900, çuvalcı bin lira. Kilo başı toplanan bahçelerde çuvalcı bin, katırcı bin 600 lira. Kilo hesabıyla toplama ücreti kilo başı 8 lira. Patoz ücretinin saati 2 bin 500 lira. Aracı, dayıbaşı 15 işçiye kadar 900, 15 işçiden fazlası bin lira olarak bir tavsiye niteliğinde bir karar Ziraat Odalarımız tarafından alınmıştır. Üreticilerimize, çalışanlarımıza, işçilerimize, kamuoyuna, sektöre hayırlı, uğurlu olsun” ifadelerine yer verdi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/findikta-taban-fiyat-beklentisi-ortaya-cikti-165777.html
Bakan Tunç: FETÖ elebaşı için 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin 8. yılı öncesinde yaptığı değerlendirmede, darbe girişimi sırasında 253 kişinin şehit, 2 bin 190 kişinin de gazi olduğunu belirtti.
Tunç, o karanlık gecede büyük kahramanlık mücadelesi veren aziz millete şükranlarını sunduğunu bildirdi.
Tunç, "15 Temmuz gecesi Türk milleti, dünyaya bir insan hakları mücadelesinin nasıl yapıldığını, milli iradeye nasıl sahip çıkıldığını, demokrasiye nasıl sahip çıkıldığını iyi bir başarıyla gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Türk demokrasi tarihini "darbeler tarihi" olarak niteleyen Tunç, 27 Mayıs 1960 darbesi ile 10 yıl süren başarılı bir iktidarın devrildiğini söyleyerek, "Maalesef milletimiz o dönemin imkanlarıyla o darbeye karşı mücadele edememişti. Darbeciler başarılı olmuştu. Bakanlar, Menderes'le birlikte idama mahkum edilmişti." diye konuştu.
12 Mart 1971 "muhtırası" ile demokrasiye bir darbe daha vurulduğunu, 12 Eylül 1980 darbesiyle de milletin karanlık günler yaşadığını anlatan Tunç, 1990'larda da faili meçhul cinayetlerin, istikrarsızlığın olduğu karanlık dönemlerin ardından 28 Şubat postmodern darbesiyle seçilmiş hükümetin istifa ettirildiğini anımsattı.
Vesayetçi anlayışın direnişinin 2000'li yıllarda da AK Parti iktidarına karşı sürdüğünü dile getiren Tunç, "İlk dönemin sonunda e-muhtıra ile karşı karşıya kaldık. 367 krizi, Mecliste Cumhurbaşkanını seçtirmeme gibi antidemokratik birtakım girişimlerde bulunuldu ve e-muhtıraya karşı da bu ülkenin seçilmiş iktidarı cevabını verdi. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti ve 2008'de yine bir kapatma davasıyla karşı karşıya kalındı." ifadelerini kullandı.
Tunç, devam eden süreçte MİT krizi ve Kobani olayları yaşandığını, Kızılay, Merasim Sokak, Suruç ve Ankara Tren Garı önündeki terör saldırılarıyla çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
"MİLLETİMİZİN SİLAHLARINI MİLLETE DOĞRULTMAYA KALKIŞTILAR"
Söz konusu süreçte PKK terörünün azdırılmaya, Türkiye'nin kaos ortamına sürüklenmeye çalışıldığını ifade eden Tunç, 2013'teki Gezi olaylarına ilişkin, "Bir sokak darbesiyle hükümeti devirebileceklerini düşündüler. Orada da başarılı olamadılar. Yine kirli eller durmadı. Demokrasi düşmanları durmadı. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle masa başında bu işleri bitirebileceklerini düşündüler. Yine de başarılı olamadılar." diye konuştu.
Çeşitli girişimlerle başarılı olamayanların son çare olarak darbe yolunu seçtiğini aktaran Tunç, "Son çare olarak 15 Temmuz gecesi tankları, milletin silahlarını millete doğrultmaya kalkıştılar." dedi.
"TÜRK MİLLETİ DÜNYAYA DEMOKRASİ DERSİ VERDİ"
Darbe girişimi gecesi milli iradenin kalbi TBMM'nin bombalandığına işaret eden Tunç, iktidarın ve muhalefetin ise canları pahasına milli iradeye sahip çıkma başarısı gösterdiğini ifade etti.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milleti darbeye karşı meydanlara davet ettiğini anımsatan Tunç, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ile muhalefet partisi liderlerinin de darbeye karşı mücadele edilmesi yönünde açıklamalar yaptığını anlattı.
Bakan Tunç, "Milletimiz meydanlara indi, kahramanca mücadelesini yaptı ve o karanlık geceyi aydınlatmayı başardı. Bütün dünyaya bir demokrasi mücadelesinin, insan hakları mücadelesinin nasıl verilmesi gerektiğinin en güzel örneğini o gece vermiş oldu." tespitinde bulundu.
"YARGININ KAHRAMANLIĞINI UNUTMAYACAĞIZ"
Bakan Tunç, darbe girişiminin bastırılmasının ardından "devletin kılcal damarlarına sızan" örgüt mensuplarının ayıklanması ve teröristlerin yargılanması sürecinin başladığını ifade etti.
Darbe girişimi sonrası 20 Temmuz 2016'da olağanüstü hal ilan edildiğini aktaran Tunç, "Olağanüstü hal ilan edilirken şöyle geriye dönüp baktığımız zaman 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını sulandırmaya yönelik birtakım beyanatlar, maalesef bir kısım siyasilerimizden duyduk ve hala da duymaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Olağanüstü hal ilanının "darbecilerin hukuk içerisinde yargılanmasını ve devlet kurumlarından ayıklanmasını sağlamaya yönelik Anayasa'nın 121. maddesinden kaynaklanan yetkiyle" yapıldığını dile getiren Tunç, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin TBMM'de kanunlaştırılarak, Anayasa Mahkemesi denetimine sunulduğunu dile getirdi.
Hukuka ve demokrasiye saygılı bir süreç işletilmeye çalışıldığını söyleyen Tunç, 120 bin kişinin kamudan ihraç edildiğini, kurulan Olağanüstü Hal Komisyonu'na yapılan başvurular sonucu da yaklaşık 20 bin kişinin görevine döndüğünü bildirdi.
FETÖ ile mücadele konusunda Adalet Bakanlığı ve yargı teşkilatının da aldığı kararlar bulunduğuna işaret eden Tunç, şöyle konuştu:
"O dönemde görev yapan 16 bin 176 hakim savcımız vardı. Bunun 4 bin 6'sının FETÖ irtibat ve iltisakı olduğu gerekçesiyle yargıdan ihraçları gerçekleşmiş oldu ve yargıda da büyük bir arınma sürecini o dönemde yaşadık. Aslında 17-25 Aralık emniyet ve yargı darbe girişiminden sonra bu ayıklanma süreci devam etmiştir. Sonrasında 15 Temmuz sonrasında da yine bu süreçteki kararlılığımız sürdü. 15 Temmuz gecesinde yargının kahramanlığını unutamayız. 15 Temmuz gecesi cumhuriyet savcılarımız hemen adliyelere koştular, soruşturmaları başlattılar. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında bulunan FETÖ teröristleri hakkında gözaltı kararları verdiler, yakalamalar gerçekleştirildi. Darbeye katılanlar hakkında hızlı bir şekilde yargılama süreçleri başladı."
13 BİNDEDN FAZLA binden fazla FETÖ hükümlü ve tutuklusu cezaevinde
Tunç, 15 Temmuz'un ardından hakkında FETÖ nedeniyle işlem yapılan kişi sayısının 705 bin 172 olduğunu, 125 bin 456 kişi hakkında mahkumiyet, yaklaşık 357 bin kişi hakkında takipsizlik, 104 bin kişi hakkında beraat, 28 bin kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 4 bin 463 kişi hakkında da diğer kararların verildiğini bildirdi.
FETÖ nedeniyle soruşturması devam eden 61 bin 796, ilk derece yargılaması devam eden de 23 bin 52 kişi bulunduğunu aktaran Tunç, "O gece silah çeken, halkın üzerine tankları süren, helikopter kullanan, bomba atan ve fiilen orada milletine karşı koyan darbeci teröristlerle ilgili mahkumiyet kararı 4 bin 891. Bunun 1634’ü ağırlaştırılmış müebbet, 1366'sı müebbet hapis cezası, 1891'i de süreli hapis cezaları. 2 bin 870 kişi hakkında fiili darbe davalarında beraat kararı verilmiş." bilgisini paylaştı.
"Darbe davalarında haksız yere ceza alanlar oldu" şeklinde eleştiriler bulunduğuna dikkati çeken Tunç, "Baktığınız zaman 2 bin 870 kişiye beraat verilmiş. Bunların çoğu da erlerden oluşuyor. Burada yargı, kılı kırk yararak bir karara ulaşıyor." dedi.
Cezaevlerinde 13 bin 251 FETÖ hükümlü ve tutuklusu bulunduğunu belirten Tunç, "Bunun 870'i tutuklu, 10 bin 365'i hükümlü, 2 bin 9'u da hükümözlü olarak cezaevlerinde. Hem fiili darbe davalarından dolayı hem de FETÖ terör örgütü üyesi irtibat ve iltisaklısı olarak hüküm giymiş kişiler var." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevlerinde 13 bin 251 FETÖ hükümlü ve tutuklusu bulunduğu
FETÖ elebaşı Gülen için 7 iade talebi
Bakan Tunç, darbe girişimi öncesi ve sonrası yurt dışına kaçan FETÖ mensupları olduğuna işaret ederek, bakanlığının ve yargının bu konuda da çalışmalar yaptığını bildirdi.
İadesi istenen FETÖ'cüler hakkında bilgi veren Tunç, şunları kaydetti:
"FETÖ elebaşı maalesef ABD'de misafir edilmeye devam ediliyor. 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu. Maalesef ABD Adalet Bakanlığında bekletilen bir süreç, 8 yıldan bu yana iadesi konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Yine 115 ayrı ülkeye bizim FETÖ irtibat ve iltisaklarıyla ilgili, hakkında soruşturma ve kovuşturma devam edenlerle ilgili iade taleplerimiz oldu. Maalesef üzülerek söylüyorum özellikle demokrasiye, insan haklarına saygılı olduklarını söyleyen ABD, Avrupa devletleri, Almanya başta olmak üzere; iade taleplerimize bugüne kadar duyarsız kaldılar, cevap vermediler. Teröristleri kendi ülkelerinde muhafaza etmeye devam ettiler. Bunu da üzülerek söylüyoruz."
Bakan Tunç, Türkiye'nin 181 adli yardımlaşma talebinin sadece 28'inin kabul edildiğini, şüphelilerin bulunduğu ülkede ifadesinin alınarak, gönderildiğini anlattı.
"Dünya ülkelerinin, Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde yanında yer almaması, çok düşündürücü." ifadelerini kullanan Tunç, şöyle devam etti:
"Özellikle müttefik bildiğimiz, herhangi bir saldırıda yanımızda olması gereken ülkelerin, maalesef FETÖ söz konusu olduğunda nasıl bir çifte standart içerisinde olduklarını gördük. Türkiye ne zaman gelişmeye, ilerlemeye, kalkınmaya ve her alanda söz sahibi olmaya başlasa maalesef yabancı eller Türkiye'deki kirli ellerin maşalarını kullanarak Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü hep durdurmaya çalıştılar."
Önceki darbelerdeki gibi darbecilerin yanında saf tutan, onlara brifing veren, onları değil, darbe mağdurlarını yargılayan yargı yerine, darbecileri yargılayan, mağdurlarının, milletin hakkını hukukunu savunan bir yargı bulunduğunun 15 Temmuz'da görüldüğünü ifade eden Tunç, "O gece kahramanlık mücadelesi veren yargı mensuplarımızı buradan bir kez daha kutluyoruz." dedi.
Gelecekte ve bugün görev alan yargı mensuplarının "teyakkuzda olmaya devam edeceklerini" belirten Tunç, "Bundan sonra bu ülkede bir daha darbe kalkışması olmasın, demokrasiye bir müdahale olmasın diye hem yargımız hem de yasamamız gerekli tedbirleri almaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu açık"
Bakan Tunç, demokrasiye müdahaleler yaşanmaması için yapısal reformların hayata geçirildiğini kaydetti.
Bununla birlikte Türkiye'nin halen darbeciler tarafından yazdırılan anayasayla yönetildiğini dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Darbecilerin yazdığı, bugüne kadar 184 değişiklik gören, artık yamalı bohçaya dönen bir anayasayla değil, daha demokratik, sivil halkın temsilcileri tarafından TBMM'de yazılmış, kabul edilmiş ve halkın oylarıyla onay bulmuş yeni bir anayasaya inşallah ülkemiz kavuşur."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-tunc-feto-elebasi-icin-27-suctan-7-iade-talebimiz-oldu-165774.html
Tunç, o karanlık gecede büyük kahramanlık mücadelesi veren aziz millete şükranlarını sunduğunu bildirdi.
Tunç, "15 Temmuz gecesi Türk milleti, dünyaya bir insan hakları mücadelesinin nasıl yapıldığını, milli iradeye nasıl sahip çıkıldığını, demokrasiye nasıl sahip çıkıldığını iyi bir başarıyla gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Türk demokrasi tarihini "darbeler tarihi" olarak niteleyen Tunç, 27 Mayıs 1960 darbesi ile 10 yıl süren başarılı bir iktidarın devrildiğini söyleyerek, "Maalesef milletimiz o dönemin imkanlarıyla o darbeye karşı mücadele edememişti. Darbeciler başarılı olmuştu. Bakanlar, Menderes'le birlikte idama mahkum edilmişti." diye konuştu.
12 Mart 1971 "muhtırası" ile demokrasiye bir darbe daha vurulduğunu, 12 Eylül 1980 darbesiyle de milletin karanlık günler yaşadığını anlatan Tunç, 1990'larda da faili meçhul cinayetlerin, istikrarsızlığın olduğu karanlık dönemlerin ardından 28 Şubat postmodern darbesiyle seçilmiş hükümetin istifa ettirildiğini anımsattı.
Vesayetçi anlayışın direnişinin 2000'li yıllarda da AK Parti iktidarına karşı sürdüğünü dile getiren Tunç, "İlk dönemin sonunda e-muhtıra ile karşı karşıya kaldık. 367 krizi, Mecliste Cumhurbaşkanını seçtirmeme gibi antidemokratik birtakım girişimlerde bulunuldu ve e-muhtıraya karşı da bu ülkenin seçilmiş iktidarı cevabını verdi. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti ve 2008'de yine bir kapatma davasıyla karşı karşıya kalındı." ifadelerini kullandı.
Tunç, devam eden süreçte MİT krizi ve Kobani olayları yaşandığını, Kızılay, Merasim Sokak, Suruç ve Ankara Tren Garı önündeki terör saldırılarıyla çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
"MİLLETİMİZİN SİLAHLARINI MİLLETE DOĞRULTMAYA KALKIŞTILAR"
Söz konusu süreçte PKK terörünün azdırılmaya, Türkiye'nin kaos ortamına sürüklenmeye çalışıldığını ifade eden Tunç, 2013'teki Gezi olaylarına ilişkin, "Bir sokak darbesiyle hükümeti devirebileceklerini düşündüler. Orada da başarılı olamadılar. Yine kirli eller durmadı. Demokrasi düşmanları durmadı. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle masa başında bu işleri bitirebileceklerini düşündüler. Yine de başarılı olamadılar." diye konuştu.
Çeşitli girişimlerle başarılı olamayanların son çare olarak darbe yolunu seçtiğini aktaran Tunç, "Son çare olarak 15 Temmuz gecesi tankları, milletin silahlarını millete doğrultmaya kalkıştılar." dedi.
"TÜRK MİLLETİ DÜNYAYA DEMOKRASİ DERSİ VERDİ"
Darbe girişimi gecesi milli iradenin kalbi TBMM'nin bombalandığına işaret eden Tunç, iktidarın ve muhalefetin ise canları pahasına milli iradeye sahip çıkma başarısı gösterdiğini ifade etti.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milleti darbeye karşı meydanlara davet ettiğini anımsatan Tunç, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ile muhalefet partisi liderlerinin de darbeye karşı mücadele edilmesi yönünde açıklamalar yaptığını anlattı.
Bakan Tunç, "Milletimiz meydanlara indi, kahramanca mücadelesini yaptı ve o karanlık geceyi aydınlatmayı başardı. Bütün dünyaya bir demokrasi mücadelesinin, insan hakları mücadelesinin nasıl verilmesi gerektiğinin en güzel örneğini o gece vermiş oldu." tespitinde bulundu.
"YARGININ KAHRAMANLIĞINI UNUTMAYACAĞIZ"
Bakan Tunç, darbe girişiminin bastırılmasının ardından "devletin kılcal damarlarına sızan" örgüt mensuplarının ayıklanması ve teröristlerin yargılanması sürecinin başladığını ifade etti.
Darbe girişimi sonrası 20 Temmuz 2016'da olağanüstü hal ilan edildiğini aktaran Tunç, "Olağanüstü hal ilan edilirken şöyle geriye dönüp baktığımız zaman 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını sulandırmaya yönelik birtakım beyanatlar, maalesef bir kısım siyasilerimizden duyduk ve hala da duymaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Olağanüstü hal ilanının "darbecilerin hukuk içerisinde yargılanmasını ve devlet kurumlarından ayıklanmasını sağlamaya yönelik Anayasa'nın 121. maddesinden kaynaklanan yetkiyle" yapıldığını dile getiren Tunç, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin TBMM'de kanunlaştırılarak, Anayasa Mahkemesi denetimine sunulduğunu dile getirdi.
Hukuka ve demokrasiye saygılı bir süreç işletilmeye çalışıldığını söyleyen Tunç, 120 bin kişinin kamudan ihraç edildiğini, kurulan Olağanüstü Hal Komisyonu'na yapılan başvurular sonucu da yaklaşık 20 bin kişinin görevine döndüğünü bildirdi.
FETÖ ile mücadele konusunda Adalet Bakanlığı ve yargı teşkilatının da aldığı kararlar bulunduğuna işaret eden Tunç, şöyle konuştu:
"O dönemde görev yapan 16 bin 176 hakim savcımız vardı. Bunun 4 bin 6'sının FETÖ irtibat ve iltisakı olduğu gerekçesiyle yargıdan ihraçları gerçekleşmiş oldu ve yargıda da büyük bir arınma sürecini o dönemde yaşadık. Aslında 17-25 Aralık emniyet ve yargı darbe girişiminden sonra bu ayıklanma süreci devam etmiştir. Sonrasında 15 Temmuz sonrasında da yine bu süreçteki kararlılığımız sürdü. 15 Temmuz gecesinde yargının kahramanlığını unutamayız. 15 Temmuz gecesi cumhuriyet savcılarımız hemen adliyelere koştular, soruşturmaları başlattılar. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında bulunan FETÖ teröristleri hakkında gözaltı kararları verdiler, yakalamalar gerçekleştirildi. Darbeye katılanlar hakkında hızlı bir şekilde yargılama süreçleri başladı."
13 BİNDEDN FAZLA binden fazla FETÖ hükümlü ve tutuklusu cezaevinde
Tunç, 15 Temmuz'un ardından hakkında FETÖ nedeniyle işlem yapılan kişi sayısının 705 bin 172 olduğunu, 125 bin 456 kişi hakkında mahkumiyet, yaklaşık 357 bin kişi hakkında takipsizlik, 104 bin kişi hakkında beraat, 28 bin kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 4 bin 463 kişi hakkında da diğer kararların verildiğini bildirdi.
FETÖ nedeniyle soruşturması devam eden 61 bin 796, ilk derece yargılaması devam eden de 23 bin 52 kişi bulunduğunu aktaran Tunç, "O gece silah çeken, halkın üzerine tankları süren, helikopter kullanan, bomba atan ve fiilen orada milletine karşı koyan darbeci teröristlerle ilgili mahkumiyet kararı 4 bin 891. Bunun 1634’ü ağırlaştırılmış müebbet, 1366'sı müebbet hapis cezası, 1891'i de süreli hapis cezaları. 2 bin 870 kişi hakkında fiili darbe davalarında beraat kararı verilmiş." bilgisini paylaştı.
"Darbe davalarında haksız yere ceza alanlar oldu" şeklinde eleştiriler bulunduğuna dikkati çeken Tunç, "Baktığınız zaman 2 bin 870 kişiye beraat verilmiş. Bunların çoğu da erlerden oluşuyor. Burada yargı, kılı kırk yararak bir karara ulaşıyor." dedi.
Cezaevlerinde 13 bin 251 FETÖ hükümlü ve tutuklusu bulunduğunu belirten Tunç, "Bunun 870'i tutuklu, 10 bin 365'i hükümlü, 2 bin 9'u da hükümözlü olarak cezaevlerinde. Hem fiili darbe davalarından dolayı hem de FETÖ terör örgütü üyesi irtibat ve iltisaklısı olarak hüküm giymiş kişiler var." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevlerinde 13 bin 251 FETÖ hükümlü ve tutuklusu bulunduğu
FETÖ elebaşı Gülen için 7 iade talebi
Bakan Tunç, darbe girişimi öncesi ve sonrası yurt dışına kaçan FETÖ mensupları olduğuna işaret ederek, bakanlığının ve yargının bu konuda da çalışmalar yaptığını bildirdi.
İadesi istenen FETÖ'cüler hakkında bilgi veren Tunç, şunları kaydetti:
"FETÖ elebaşı maalesef ABD'de misafir edilmeye devam ediliyor. 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu. Maalesef ABD Adalet Bakanlığında bekletilen bir süreç, 8 yıldan bu yana iadesi konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Yine 115 ayrı ülkeye bizim FETÖ irtibat ve iltisaklarıyla ilgili, hakkında soruşturma ve kovuşturma devam edenlerle ilgili iade taleplerimiz oldu. Maalesef üzülerek söylüyorum özellikle demokrasiye, insan haklarına saygılı olduklarını söyleyen ABD, Avrupa devletleri, Almanya başta olmak üzere; iade taleplerimize bugüne kadar duyarsız kaldılar, cevap vermediler. Teröristleri kendi ülkelerinde muhafaza etmeye devam ettiler. Bunu da üzülerek söylüyoruz."
Bakan Tunç, Türkiye'nin 181 adli yardımlaşma talebinin sadece 28'inin kabul edildiğini, şüphelilerin bulunduğu ülkede ifadesinin alınarak, gönderildiğini anlattı.
"Dünya ülkelerinin, Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde yanında yer almaması, çok düşündürücü." ifadelerini kullanan Tunç, şöyle devam etti:
"Özellikle müttefik bildiğimiz, herhangi bir saldırıda yanımızda olması gereken ülkelerin, maalesef FETÖ söz konusu olduğunda nasıl bir çifte standart içerisinde olduklarını gördük. Türkiye ne zaman gelişmeye, ilerlemeye, kalkınmaya ve her alanda söz sahibi olmaya başlasa maalesef yabancı eller Türkiye'deki kirli ellerin maşalarını kullanarak Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü hep durdurmaya çalıştılar."
Önceki darbelerdeki gibi darbecilerin yanında saf tutan, onlara brifing veren, onları değil, darbe mağdurlarını yargılayan yargı yerine, darbecileri yargılayan, mağdurlarının, milletin hakkını hukukunu savunan bir yargı bulunduğunun 15 Temmuz'da görüldüğünü ifade eden Tunç, "O gece kahramanlık mücadelesi veren yargı mensuplarımızı buradan bir kez daha kutluyoruz." dedi.
Gelecekte ve bugün görev alan yargı mensuplarının "teyakkuzda olmaya devam edeceklerini" belirten Tunç, "Bundan sonra bu ülkede bir daha darbe kalkışması olmasın, demokrasiye bir müdahale olmasın diye hem yargımız hem de yasamamız gerekli tedbirleri almaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu açık"
Bakan Tunç, demokrasiye müdahaleler yaşanmaması için yapısal reformların hayata geçirildiğini kaydetti.
Bununla birlikte Türkiye'nin halen darbeciler tarafından yazdırılan anayasayla yönetildiğini dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Darbecilerin yazdığı, bugüne kadar 184 değişiklik gören, artık yamalı bohçaya dönen bir anayasayla değil, daha demokratik, sivil halkın temsilcileri tarafından TBMM'de yazılmış, kabul edilmiş ve halkın oylarıyla onay bulmuş yeni bir anayasaya inşallah ülkemiz kavuşur."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-tunc-feto-elebasi-icin-27-suctan-7-iade-talebimiz-oldu-165774.html
ICRC: Gazze'de binlerce Filistinli kayıp
İsrail ordusu, Gazze kentinin güneybatısında dört gün süren yoğun saldırılarının ardından bölgeden kısmen geri çekildi. İsrail güçlerinin çekilmesinin ardından yüzlerce yıkılmış ve yakılmış evin enkazında ve yollarda 56 Filistinlinin cesedi bulundu. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ise İsrail'in saldırıları altındaki Gazze Şeridi'ndeki duruma ilişkin açıklamasında, bölgede binlerce Filistinlinin kayıp olduğunu bildirdi.
'BAZI EVLER TAMAMEN YANMIŞ'
AA'nın aktardığına göre, Gazze'deki Sivil Savunma Birimi Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Tel El Hava Mahallesi'nin sanayi bölgesinden ve Hasta Dostları Hastanesi'nden Tel El Hava'nın güneyine doğru geri çekildiğini söyledi. Basal, sivil savunma ekiplerinin Tel El Hava ve sanayi bölgesinde Filistinlilerin yakılmış cesetlerini bulduğunu ve bazı evlerin tamamen yandığını belirtti.
Sivil Savunma Sözcüsü, açıklamasında, Tel El Hava Mahallesi ile sanayi bölgesinden sürekli imdat çağrıları aldıklarını kaydederek, "Sanayi bölgesindeki ara sokaklarda ve evlerin içinde onlarca Filistinlinin cesedi bulundu" ifadelerine yer verdi.
El-Ehli Baptist Hastanesi'nden AA'ya verilen bilgilere göre ise Tel El Hava Mahallesi'nin çeşitli bölgelerinde 56 Filistinlinin cesedine ulaşıldığı kaydedildi. Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamada ise "İsrail'in Tel El Hava Mahallesi'nde gerçekleştirdiği katliamlara ilişkin bilgiler var" ifadeleri kullanıldı.
ICRC: GÜNDE 500 İLA 2 BİN 500 TELEFON ALIYORUZ
ICRC ise Gazze'deki duruma ilişkin açıklama yaparak 7 Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 6 bin 400 Filistinlinin kendilerine kayıp olarak bildirildiğini duyurdu.
The Guardian'ın haberine göre, bu kişilerin çoğunun enkaz altında olduğuna ya da kimlik tespiti olmadan gömüldüğüne inanılıyor. Bazı kayıpların İsrail tarafından gözaltına alındığı düşünülürken bazıları ile ise iletişim kurulamadığı değerlendiriliyor. ICRC, nisan ayından bu yana kendilerine bildirilen yeni kayıp vakalarından yaklaşık 1100'ünün halen bulunamadığını kaydetti. ICRC Sözcüsü Sarah Davies, "Her hafta yardım hattımıza 500 ile 2 bin 500 çağrı geliyor; bunların çoğu kayıpların aile üyelerinden" dedi.
'SALDIRI YA DA TAHLİYE EMRİ OLDUĞUDA DAHA ÇOK TELEFON ALIYORUZ'
Alınan çağrı ve taleplerin Gazze'deki duruma göre değişiklik gösterdiğini anlatan Davies, yüksek sayıda insanın yaşadığı yerlere yönelik saldırılar olduğunda ya da İsrail tarafından tahliye emirleri verildiğinde yardım hattına daha fazla telefon geldiğini söyledi. Davies, "Maalesef bunun gibi kaotik durumlarda insanlar kolayca birbirinden ayrılabiliyor. İnsanlar panikliyor, bazen karanlık oluyor, görmek zorlaşıyor; eğer yakınlarda patlamalar olursa, yakınlarındaki insanlar kaçıyor ve birbirini kaybediyor" diye konuştu.
Davies, insanlar yaralanıp ambulansla hastaneye kaldırıldığında aile üyelerinin yakınlarının hangi hastanede olduğunu her zaman bilemediğini belirterek, "İnsanlar telefonlarını kaybedebiliyor, iletişim kopabiliyor, SIM kartlar değişiyor. İnsanların savaş alanında birbirinden ayrılması için tarifsiz sebepler var" değerlendirmesinde bulundu.
BM: BİR ÇOCUK NESLİNİ TAMAMEN KAYBETMENİN EŞİĞİNDEYİZ
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Juliette Touma, İsrail saldırıları altındaki Gazze'de bir çocuk neslinin tamamını kaybetmenin eşiğinde olduklarını duyurdu.
BM Cenevre Ofisinin resmi X (eski adıyla Twitter) hesabından paylaşılan videoda, Touma, İsrail saldırıları altındaki Gazze’de çocukların durumuna ilişkin bilgi verdi. İsrail saldırılarının başladığı günden bu yana en az 600 bin çocuğun okula gidemediğini belirten Touma, pek çok okulun kapandığını, UNRWA okullarının ise sığınma yerlerine dönüştürüldüğünü kaydetti. Touma, "Bu demek oluyor ki, eğer bu savaş devam ederse bir çocuk neslinin tamamını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız" dedi.
Çocukların okuldan uzak kalma süresinin eğitimdeki kayıplarının telafisini zorlaştıracağının altını çizen Touma, son olarak çocuklar için ateşkes yapılması çağrısında bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/?crc-gazze-de-binlerce-filistinli-kayip-165761.html
'BAZI EVLER TAMAMEN YANMIŞ'
AA'nın aktardığına göre, Gazze'deki Sivil Savunma Birimi Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Tel El Hava Mahallesi'nin sanayi bölgesinden ve Hasta Dostları Hastanesi'nden Tel El Hava'nın güneyine doğru geri çekildiğini söyledi. Basal, sivil savunma ekiplerinin Tel El Hava ve sanayi bölgesinde Filistinlilerin yakılmış cesetlerini bulduğunu ve bazı evlerin tamamen yandığını belirtti.
Sivil Savunma Sözcüsü, açıklamasında, Tel El Hava Mahallesi ile sanayi bölgesinden sürekli imdat çağrıları aldıklarını kaydederek, "Sanayi bölgesindeki ara sokaklarda ve evlerin içinde onlarca Filistinlinin cesedi bulundu" ifadelerine yer verdi.
El-Ehli Baptist Hastanesi'nden AA'ya verilen bilgilere göre ise Tel El Hava Mahallesi'nin çeşitli bölgelerinde 56 Filistinlinin cesedine ulaşıldığı kaydedildi. Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamada ise "İsrail'in Tel El Hava Mahallesi'nde gerçekleştirdiği katliamlara ilişkin bilgiler var" ifadeleri kullanıldı.
ICRC: GÜNDE 500 İLA 2 BİN 500 TELEFON ALIYORUZ
ICRC ise Gazze'deki duruma ilişkin açıklama yaparak 7 Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 6 bin 400 Filistinlinin kendilerine kayıp olarak bildirildiğini duyurdu.
The Guardian'ın haberine göre, bu kişilerin çoğunun enkaz altında olduğuna ya da kimlik tespiti olmadan gömüldüğüne inanılıyor. Bazı kayıpların İsrail tarafından gözaltına alındığı düşünülürken bazıları ile ise iletişim kurulamadığı değerlendiriliyor. ICRC, nisan ayından bu yana kendilerine bildirilen yeni kayıp vakalarından yaklaşık 1100'ünün halen bulunamadığını kaydetti. ICRC Sözcüsü Sarah Davies, "Her hafta yardım hattımıza 500 ile 2 bin 500 çağrı geliyor; bunların çoğu kayıpların aile üyelerinden" dedi.
'SALDIRI YA DA TAHLİYE EMRİ OLDUĞUDA DAHA ÇOK TELEFON ALIYORUZ'
Alınan çağrı ve taleplerin Gazze'deki duruma göre değişiklik gösterdiğini anlatan Davies, yüksek sayıda insanın yaşadığı yerlere yönelik saldırılar olduğunda ya da İsrail tarafından tahliye emirleri verildiğinde yardım hattına daha fazla telefon geldiğini söyledi. Davies, "Maalesef bunun gibi kaotik durumlarda insanlar kolayca birbirinden ayrılabiliyor. İnsanlar panikliyor, bazen karanlık oluyor, görmek zorlaşıyor; eğer yakınlarda patlamalar olursa, yakınlarındaki insanlar kaçıyor ve birbirini kaybediyor" diye konuştu.
Davies, insanlar yaralanıp ambulansla hastaneye kaldırıldığında aile üyelerinin yakınlarının hangi hastanede olduğunu her zaman bilemediğini belirterek, "İnsanlar telefonlarını kaybedebiliyor, iletişim kopabiliyor, SIM kartlar değişiyor. İnsanların savaş alanında birbirinden ayrılması için tarifsiz sebepler var" değerlendirmesinde bulundu.
BM: BİR ÇOCUK NESLİNİ TAMAMEN KAYBETMENİN EŞİĞİNDEYİZ
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Juliette Touma, İsrail saldırıları altındaki Gazze'de bir çocuk neslinin tamamını kaybetmenin eşiğinde olduklarını duyurdu.
BM Cenevre Ofisinin resmi X (eski adıyla Twitter) hesabından paylaşılan videoda, Touma, İsrail saldırıları altındaki Gazze’de çocukların durumuna ilişkin bilgi verdi. İsrail saldırılarının başladığı günden bu yana en az 600 bin çocuğun okula gidemediğini belirten Touma, pek çok okulun kapandığını, UNRWA okullarının ise sığınma yerlerine dönüştürüldüğünü kaydetti. Touma, "Bu demek oluyor ki, eğer bu savaş devam ederse bir çocuk neslinin tamamını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız" dedi.
Çocukların okuldan uzak kalma süresinin eğitimdeki kayıplarının telafisini zorlaştıracağının altını çizen Touma, son olarak çocuklar için ateşkes yapılması çağrısında bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/?crc-gazze-de-binlerce-filistinli-kayip-165761.html
Bakan Kurum açıkladı: Deprem bölgelerinde her hangi bir tasarrufumuz yok
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman Valisi Osman Varol, Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, milletvekilleri, STK temsilcileri, kurum müdürleri ve çok sayıda kişinin katıldığı toplantıda, Adıyaman’ı gözleri gibi, kalpleri gibi yanında tuttuklarını ve Adıyaman’ı ayağa kaldırmak için her şeyi yaptıklarını dile getirdi.
Bakan Murat Kurum, “Deprem bölgesi en önemli gündem maddemiz. Ve bu noktada bu işler bitene kadar Adıyaman’ın yüzü gülene kadar biz hep bölgede ekip arkadaşlarımızla birlikte Adıyamanlı kardeşlerimizle birlikte bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz dedik. Bizlerde göreve gelir gelmez bu sözü tutmak yapılan işleri yerinde incelemek için önce Malatya, Hatay, Kahramanmaraş ve ardından da bugün Adıyaman’ımızdayız. Tek gündemimiz deprem bölgesini ayağa kaldırmak olacak. Kaybedecek bir saniyemiz dahi yok. Biz sözünü tutmuş sözünü gerçekleştirmiş cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yıldır. Aziz milletimize ne söz verdiysek o sözleri tutmuş kadrolarız. Allah’ın izniyle Adıyaman’ımızın da destekleriyle bu sözlerimizi tutmaya devam edeceğiz. Bizim sözümüz yerde kalmaz. O yüzden bölgemizin yarınlarına siyaset üstü bir anlayışla bakıyoruz ve burada depremin yaralarını sarmak burada şehrin ihtiyaçlarını gidermek için de kimseyi hiçbir ilimizi hiçbir ilçemizi birbirinden ayırmıyoruz ayırmayacağız.
14 Milyon vatandaşımızı burada ihtiyaçlarını gidermek için tüm yerel dinamiklerle birlikte şehri acil öncelikli ihtiyaçları olmak üzere bütün ihtiyaçları inşallah hep birlikte yapacağız. Şu anda 21 yüzyılın en büyük konut dönüşümü deprem dönüşümü gerçekleşmektedir. Bugün sadece Adıyaman'a baktığımızda İndere bölgesinde yaklaşık 20 bin bağımsız bölümlük neredeyse bir burada 60-70 bin vatandaşımızın yaşayacağız bir yer inşa ediyoruz. 2025 Yılın sonuna geldiğinde de inşallah Adıyaman'da evine girmeye hiçbir depremde de kardeşimiz kalmayacaktır. Biz Adıyaman’ı her zaman gözümüz gibi kalbimiz gibi yanımızda tutuyoruz, seviyoruz Adıyaman'da kardeşlerimiz her zaman bizim yoldaşımız oldu, yol arkadaşımız oldu. Biz de Adıyaman'a hizmet etmekten onur duyuyoruz. Adıyaman'ın ne talebi varsa Adıyaman'ın ne ihtiyacı varsa cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ihtiyaçları teker teker gideceğiz. Deprem bölgesinde herhangi bir tasarımımız yok ihtiyaç neyse yapılması gereken neyse bu işlere hızlı bir şekilde yapacağız. Devletimizin kudretiyle inşallah milletimizin desteğiyle duasıyla biz deprem bölgemizi Adıyaman’ımızı hem hızlı bir şekilde inşallah ayağa kaldırıyoruz” diye konuştu.
Bakan Kurum aynı zamanda Adıyaman’da yapılması planlanan meydan projesi hakkında da bilgiler verdi. Yapılan toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-kurum-acikladi-deprem-bolgelerinde-her-hangi-bir-tasarrufumuz-yok-165757.html
Bakan Murat Kurum, “Deprem bölgesi en önemli gündem maddemiz. Ve bu noktada bu işler bitene kadar Adıyaman’ın yüzü gülene kadar biz hep bölgede ekip arkadaşlarımızla birlikte Adıyamanlı kardeşlerimizle birlikte bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz dedik. Bizlerde göreve gelir gelmez bu sözü tutmak yapılan işleri yerinde incelemek için önce Malatya, Hatay, Kahramanmaraş ve ardından da bugün Adıyaman’ımızdayız. Tek gündemimiz deprem bölgesini ayağa kaldırmak olacak. Kaybedecek bir saniyemiz dahi yok. Biz sözünü tutmuş sözünü gerçekleştirmiş cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yıldır. Aziz milletimize ne söz verdiysek o sözleri tutmuş kadrolarız. Allah’ın izniyle Adıyaman’ımızın da destekleriyle bu sözlerimizi tutmaya devam edeceğiz. Bizim sözümüz yerde kalmaz. O yüzden bölgemizin yarınlarına siyaset üstü bir anlayışla bakıyoruz ve burada depremin yaralarını sarmak burada şehrin ihtiyaçlarını gidermek için de kimseyi hiçbir ilimizi hiçbir ilçemizi birbirinden ayırmıyoruz ayırmayacağız.
14 Milyon vatandaşımızı burada ihtiyaçlarını gidermek için tüm yerel dinamiklerle birlikte şehri acil öncelikli ihtiyaçları olmak üzere bütün ihtiyaçları inşallah hep birlikte yapacağız. Şu anda 21 yüzyılın en büyük konut dönüşümü deprem dönüşümü gerçekleşmektedir. Bugün sadece Adıyaman'a baktığımızda İndere bölgesinde yaklaşık 20 bin bağımsız bölümlük neredeyse bir burada 60-70 bin vatandaşımızın yaşayacağız bir yer inşa ediyoruz. 2025 Yılın sonuna geldiğinde de inşallah Adıyaman'da evine girmeye hiçbir depremde de kardeşimiz kalmayacaktır. Biz Adıyaman’ı her zaman gözümüz gibi kalbimiz gibi yanımızda tutuyoruz, seviyoruz Adıyaman'da kardeşlerimiz her zaman bizim yoldaşımız oldu, yol arkadaşımız oldu. Biz de Adıyaman'a hizmet etmekten onur duyuyoruz. Adıyaman'ın ne talebi varsa Adıyaman'ın ne ihtiyacı varsa cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ihtiyaçları teker teker gideceğiz. Deprem bölgesinde herhangi bir tasarımımız yok ihtiyaç neyse yapılması gereken neyse bu işlere hızlı bir şekilde yapacağız. Devletimizin kudretiyle inşallah milletimizin desteğiyle duasıyla biz deprem bölgemizi Adıyaman’ımızı hem hızlı bir şekilde inşallah ayağa kaldırıyoruz” diye konuştu.
Bakan Kurum aynı zamanda Adıyaman’da yapılması planlanan meydan projesi hakkında da bilgiler verdi. Yapılan toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/bakan-kurum-acikladi-deprem-bolgelerinde-her-hangi-bir-tasarrufumuz-yok-165757.html
11 Temmuz 2024 Perşembe
Merkez Bankası rezervlerinde yeni rekor!
Son dakika haberi: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri 148,45 milyar dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, haftalık rezerv oranlarını açıkladı. Merkez'in toplam rezervleri 142 milyar 910 milyon dolardan 148 milyar 448 milyon dolara yükseldi.
Böylece rezervlerdeki artış 5 milyar 578 milyon dolar oldu.
Altın rezervleri 58 milyar 77 milyon dolardan 58 milyar 717 yükseldi.
Döviz rezervi ise 84 milyar 833 milyon dolardan 89 milyar 731 milyon dolara çıktı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/merkez-bankasi-rezervlerinde-yeni-rekor-165575.html
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, haftalık rezerv oranlarını açıkladı. Merkez'in toplam rezervleri 142 milyar 910 milyon dolardan 148 milyar 448 milyon dolara yükseldi.
Böylece rezervlerdeki artış 5 milyar 578 milyon dolar oldu.
Altın rezervleri 58 milyar 77 milyon dolardan 58 milyar 717 yükseldi.
Döviz rezervi ise 84 milyar 833 milyon dolardan 89 milyar 731 milyon dolara çıktı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/merkez-bankasi-rezervlerinde-yeni-rekor-165575.html
Fenerbahçe Galatasaray derbisi ne zaman, hangi tarihte, kaçıncı hafta?
Süper Lig'de yeni sezon fikstür çekimi yapıldı. Fikstür Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri Orhan Saka Konferans Salonu'nda oldu. Derbi haftaları böylelikle belli oldu. Peki, Fenerbahçe Galatasaray derbisi ne zaman, hangi tarihte, kaçıncı hafta?
FENERBAHÇE GALATASARAY DERBİSİ NE ZAMAN, HANGİ TARİHTE, KAÇINCI HAFTA?
Trendyol Süper Lig'de 2024-2025 sezonunda Fenerbahçe Galatasaray derbisi 6. hafta oynanacak.
SÜPER LİG DERBİ HAFTALARI
Süper Lig'de yeni sezon derbilerin haftaları şu şekildedir;
5. hafta: Trabzonspor - Beşiktaş
6. hafta: Fenerbahçe - Galatasaray
10. hafta: Galatasaray - Beşiktaş
11. hafta: Trabzonspor - Fenerbahçe
15. hafta: Beşiktaş - Fenerbahçe
16. hafta: Galatasaray - Trabzonspor
SÜPER LİG İLK HAFTA MAÇLARI
Trendyol Süper Lig'de yeni sezonun ilk haftanın karşılaşmaları şu şekildedir;
Sivasspor - Trabzonspor
Fenerbahçe - Adana Demirspor
Kasımpaşa - Konyaspor
Galatasaray - Hatayspor
Çaykur Rizespor - Başakşehir
Alanyaspor - Eyüpspor
Antalyaspor - Göztepe
Samsunspor - Beşiktaş
Bodrumspor - Gaziantep FK
Kayserispor ilk hafta bay geçecek.
SÜPER LİG'DE BU SEZON KAÇ TAKIM OLACAK?
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu sezon Süper Lig'de 19 takımın olacağını belirterek,"Geçmiş yıllarda olduğu gibi yeni sezonda da büyük bir heyecana sahip olacak Trendyol Süper Lig'de 67. sezon perdelerini açacak. 9 Ağustos'ta başlayıp 1 Haziran'da sona erecek Süper Lig bu yıl 19 takımla oynanacak." açıklamasında bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-galatasaray-derbisi-ne-zaman-hangi-tarihte-kacinci-hafta-165572.html
FENERBAHÇE GALATASARAY DERBİSİ NE ZAMAN, HANGİ TARİHTE, KAÇINCI HAFTA?
Trendyol Süper Lig'de 2024-2025 sezonunda Fenerbahçe Galatasaray derbisi 6. hafta oynanacak.
SÜPER LİG DERBİ HAFTALARI
Süper Lig'de yeni sezon derbilerin haftaları şu şekildedir;
5. hafta: Trabzonspor - Beşiktaş
6. hafta: Fenerbahçe - Galatasaray
10. hafta: Galatasaray - Beşiktaş
11. hafta: Trabzonspor - Fenerbahçe
15. hafta: Beşiktaş - Fenerbahçe
16. hafta: Galatasaray - Trabzonspor
SÜPER LİG İLK HAFTA MAÇLARI
Trendyol Süper Lig'de yeni sezonun ilk haftanın karşılaşmaları şu şekildedir;
Sivasspor - Trabzonspor
Fenerbahçe - Adana Demirspor
Kasımpaşa - Konyaspor
Galatasaray - Hatayspor
Çaykur Rizespor - Başakşehir
Alanyaspor - Eyüpspor
Antalyaspor - Göztepe
Samsunspor - Beşiktaş
Bodrumspor - Gaziantep FK
Kayserispor ilk hafta bay geçecek.
SÜPER LİG'DE BU SEZON KAÇ TAKIM OLACAK?
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu sezon Süper Lig'de 19 takımın olacağını belirterek,"Geçmiş yıllarda olduğu gibi yeni sezonda da büyük bir heyecana sahip olacak Trendyol Süper Lig'de 67. sezon perdelerini açacak. 9 Ağustos'ta başlayıp 1 Haziran'da sona erecek Süper Lig bu yıl 19 takımla oynanacak." açıklamasında bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-galatasaray-derbisi-ne-zaman-hangi-tarihte-kacinci-hafta-165572.html
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni 14 Temmuz'da yola çıkacak
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yazılı açıklamasında, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni'ne ilişkin bilgi verdi.
Tren setinin "Milletin Zaferi" temasıyla tasarlandığını vurgulayan Uraloğlu, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde, 2018'de başlayan ve bu yıl 6'ncısı yola çıkacak olan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni, Ankara Hızlı Tren Garı'ndan 14 Temmuz'da uğurlanacak. Milli hafızamıza kazınan 15 Temmuz gecesinde, hakkın rahmetine kavuşan 251 şehidimizi özlemle anıyor ve 2 bin 740 gazimize minnetimizi sunuyoruz. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni'miz Ankara-Eskişehir-İstanbul ve İstanbul-Konya-İstanbul arasında belirlenecek programa göre sefer yaparak 2 ay boyunca 56 bin kilometre yol kat edecek ve yaklaşık 60 bin yolcu taşıyacak." değerlendirmesinde bulundu.
Uraloğlu, trenin 411 yolcu kapasitesiyle hizmet vereceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Demokrasi ve milli birlik şuuruyla sadece bir gün değil, her gün ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi trenlerimizle yaşatmaya devam ediyoruz. Her 15 Temmuz'da bir gelenek haline gelen ve ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi ve kahramanlık destanını trenlerimizin üzerinde nesilden nesle aktaracağız. Milli irademize, özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza karşı açılan bu savaşta, canlarını ortaya koyan 251 şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/15-temmuz-demokrasi-ve-milli-birlik-treni-14-temmuz-da-yola-cikacak-165569.html
Tren setinin "Milletin Zaferi" temasıyla tasarlandığını vurgulayan Uraloğlu, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde, 2018'de başlayan ve bu yıl 6'ncısı yola çıkacak olan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni, Ankara Hızlı Tren Garı'ndan 14 Temmuz'da uğurlanacak. Milli hafızamıza kazınan 15 Temmuz gecesinde, hakkın rahmetine kavuşan 251 şehidimizi özlemle anıyor ve 2 bin 740 gazimize minnetimizi sunuyoruz. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni'miz Ankara-Eskişehir-İstanbul ve İstanbul-Konya-İstanbul arasında belirlenecek programa göre sefer yaparak 2 ay boyunca 56 bin kilometre yol kat edecek ve yaklaşık 60 bin yolcu taşıyacak." değerlendirmesinde bulundu.
Uraloğlu, trenin 411 yolcu kapasitesiyle hizmet vereceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Demokrasi ve milli birlik şuuruyla sadece bir gün değil, her gün ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi trenlerimizle yaşatmaya devam ediyoruz. Her 15 Temmuz'da bir gelenek haline gelen ve ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi ve kahramanlık destanını trenlerimizin üzerinde nesilden nesle aktaracağız. Milli irademize, özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza karşı açılan bu savaşta, canlarını ortaya koyan 251 şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/15-temmuz-demokrasi-ve-milli-birlik-treni-14-temmuz-da-yola-cikacak-165569.html
Mamah, Göztepe'den İspanya'nın yolunu tuttu
Süper Lig'de yeni sezon hazırlıklarının ikinci etabına Slovenya'da başlayan Göztepe, Nijeryalı kanat oyuncusu
Kenneth Obinna Mamah ile yollarını ayırdı. Son 2 sezondur sarı-kırmızılı formayı giyen 26 yaşındaki futbolcu İspanya'nın yolunu tuttu. Mamah, İspanya 2'nci Lig ekibi CD Castellon'le sözleşme imzaladı.
Kulüpten yapılan açıklamada, "Oyuncumuz Kenneth Obinna Mamah'ın İspanya ekiplerinden CD Castellon takımına kesin transferi konusunda anlaşma sağlanmıştır. Kenneth Obinna Mamah'a teşekkür ediyor, devam eden Futbol kariyerinde başarılar diliyoruz" denildi.
Göztepe'ye 2022-23 sezonu başında İtalya Seri C takımı Varese'den gelen Mamah, İzmir temsilcisinde toplam 57 resmi müsabakaya çıkıp 10 gol attı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/mamah-goztepe-den-ispanya-nin-yolunu-tuttu-165556.html
Kenneth Obinna Mamah ile yollarını ayırdı. Son 2 sezondur sarı-kırmızılı formayı giyen 26 yaşındaki futbolcu İspanya'nın yolunu tuttu. Mamah, İspanya 2'nci Lig ekibi CD Castellon'le sözleşme imzaladı.
Kulüpten yapılan açıklamada, "Oyuncumuz Kenneth Obinna Mamah'ın İspanya ekiplerinden CD Castellon takımına kesin transferi konusunda anlaşma sağlanmıştır. Kenneth Obinna Mamah'a teşekkür ediyor, devam eden Futbol kariyerinde başarılar diliyoruz" denildi.
Göztepe'ye 2022-23 sezonu başında İtalya Seri C takımı Varese'den gelen Mamah, İzmir temsilcisinde toplam 57 resmi müsabakaya çıkıp 10 gol attı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/mamah-goztepe-den-ispanya-nin-yolunu-tuttu-165556.html
YÖK'ün kararı neden alındı? ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkdoğan'dan önemli tavsiyeler
YÖK Başkanı Erol Özvar, devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarına ilişkin yeni kararı dün duyurdu.Kararda devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatıldığını açıkladı.
Özvar, "Bu dönem üniversitelerimizdeki program kalitesini artırmaya yönelik belki de en önemli çalışmamız devlet üniversitelerimizdeki ikinci öğretim programlarının kapatılması olmuştur. Vakıf üniversitelerinde, devlette olduğu gibi, ikinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir." açıklamasında bulunmuştu.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinin (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan kararın arkasındaki sebebi ve yansımalarını Haber7'ye değerlendirdi. Türkdoğan, sınava giren öğrenciler için üç kritik tavsiyede bulundu. Kenan Ahmet Türkdoğan ayrıca kararda ifade edilen "ara eleman yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır" ifadesini de detaylandırdı.
"ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ HEDEFİ OLMAYAN ÜNİVERSİTELERDE İKİNCİ ÖĞRETİM BİR SÜRE DAHA DEVAM ETMELİ"
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinin (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan'ın Haber7'ye yaptığı açıklamalar...
"YÖK devlet üniversitelerinde ikinci öğretim programları kapatıldığı açıklandı. Vakıf üniversiteleri için de benzer bir yönlendirme olacağı ifade edildi. Bu kapatma kararının sebebi nedir?"
YÖK, eğitim kalitesini artırılması adına öğretim üyelerinin araştırma ve geliştirmeye daha çok vakit ayırmaları için ikinci öğretimin kapasitesini toplam kapasiteyi koruyarak istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara aktarmayı hedeflemiştir. Türkiye’de 208 üniversite olup bunların 23 tanesi araştırma üniversitesi kapsamındadır. Türkiye'deki 208 üniversitenin her birinin yıllık araştırma, yayın, proje, paydaşlarla iş birliği, etkileşim, eğitim ve öğretim ile ilgili performanslarının düzenli izlemektedir. Bu kapsamda araştırma üniversiteleri ile araştırma üniversitesi olmayı hedefleyen üniversiteler de ikinci öğretim faaliyeti göstermemeli ama bunun yanında bu hedefi olmayan üniversiteler de yani eğitim odaklı üniversiteler de ikinci öğretim programları belirli bir süre daha faaliyet göstermesi özellikle çalışan öğrenciler için önem taşımaktadır.
İkinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir.
İş Gücü Piyasası İhtiyaçları: Günümüz iş dünyası hızla değişmekte ve yeni becerilere olan ihtiyaç artmaktadır. İkinci öğretim programlarının kapasitesinin, daha fazla talep gören ve iş gücü piyasasında daha fazla ihtiyaç duyulan alanlarda programlar açılması ve aktarılması, mezunların iş bulma şansını artırabilir.
Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik ilerlemeler, yeni mesleklerin ortaya çıkmasına ve mevcut mesleklerin dönüşmesine neden oluyor. Eğitim programlarının bu gelişmelere uygun şekilde güncellenmesi, öğrencilerin geleceğin mesleklerine hazırlıklı olmasını sağlayabilir.
"VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE İKİNCİ ÖĞRETİMİ KAPATMAYA GEREK YOK"
Vakıf üniversiteleri ile ilgili de bir program değişikliği söz konusu… Burada nasıl bir değişiklik bekliyorsunuz?
Vakıf üniversitelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılmasının şu aşamada gerekli olmadığını düşünüyorum. Bu programlar, çalışan kesimin mesai saatleri dışında eğitim alabilmesine olanak tanıyor ve devlet bütçesine ek bir yük getirmiyor. Ayrıca, vakıf üniversitelerinin dinamik ve esnek yapısı, ihtiyaç duyulan alanlarda hızlıca yeni bölümler açabilmelerini sağlıyor. YÖK’ün, istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine yönelik programlara izin vermesi halinde, bu üniversiteler bu tür programları başarıyla hayata geçirebilirler.
"ARA ELEMAN İHTİYACININ KARŞILANMASI SAĞLANABİLİR"
Devlet üniversitelerinde ikinci öğretimlerin kapanma kararıyla farklı sektörlerdeki ara eleman sorununa çözüm üretmeye yönelik bir hamle diyebilir miyiz?
Sektördeki ara elemanlar genellikle Meslek Yüksekokullarından mezun olan kişilerden oluşur. İkinci öğretim programlarındaki yeni düzenlemenin öğrenciler, istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine yönelik programlara yönlendirilerek ara eleman ihtiyacının karşılanması sağlanabilir.
"KONTENJAN KAYBI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bir kontenjan kaybı söz konusu mu? Diğer bölümlerden kontenjan arttırılır mı?
Toplamda kontenjan kaybının olduğunu düşünmüyorum, ikinci programlarının yerine yeni açılan programlar ile kontenjanı artırılan programlar ile sayı dengelenir.
SINAVA GİREN ÖĞRENCİLERE TAVSİYELER
Sınava giren öğrencilerin bu durumdan etkilenmemeleri için ne yapmaları lazım?
Sınava giren öğrencilerin bu durumdan etkilenmemeleri için aşağıdaki adımları atmaları önemlidir:
Açılan yeni programları ve kontenjanı artırılan programları dikkatlice incelemelerini öneririm.
Üniversitelerin rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanarak, hangi programların onlar için uygun olabileceği konusunda destek almalarını öneririm.
Eğer devlet üniversitelerinde istedikleri programları bulamazlarsa, vakıf üniversitelerini ve sundukları burs imkânlarını değerlendirerek arzu ettikleri eğitimi alma şanslarını artırabilirler.
YÖK'ÜN ALABİLECEĞİ KRİTİK KARARLAR...
Bundan sonra toplumun ihtiyaçları doğrultusunda YÖK’ten benzer adımlar gelebilir mi?
1. YÖK, yükseköğretim sistemini toplumun değişen ihtiyaçlarına göre şekillendirerek önemli bir rol görevini başarıyla sürdürüyor,
2. YÖK, yeni eğitim programları ve bölümler açarak toplumun ve iş gücü piyasasının dinamik ihtiyaçlarına uyum sağladı ve sağlamaya devam edecek,
3. YÖK, eğitim kalitesini artırmak ve mezunların istihdam edilebilirliğini güçlendirmek için toplumun beklentilerini dikkate alarak stratejik adımlar atıyor.
4. YÖK, mesleki ve teknik eğitimi destekleyerek, üniversite mezunlarının sektördeki gereksinimlere cevap verebilecek şekilde yetişmelerine katkı sağlıyor.
5. YÖK, iş dünyasıyla yakın iş birlikleri kurarak, öğrencilerin teorik bilgilerini pratik deneyimlerle birleştirmelerine imkân tanıyan programlar geliştiriyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yok-un-karari-neden-alindi-alku-rektoru-prof.-dr.-turkdogan-dan-onemli-tavsiyeler-165553.html
Özvar, "Bu dönem üniversitelerimizdeki program kalitesini artırmaya yönelik belki de en önemli çalışmamız devlet üniversitelerimizdeki ikinci öğretim programlarının kapatılması olmuştur. Vakıf üniversitelerinde, devlette olduğu gibi, ikinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir." açıklamasında bulunmuştu.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinin (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan kararın arkasındaki sebebi ve yansımalarını Haber7'ye değerlendirdi. Türkdoğan, sınava giren öğrenciler için üç kritik tavsiyede bulundu. Kenan Ahmet Türkdoğan ayrıca kararda ifade edilen "ara eleman yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır" ifadesini de detaylandırdı.
"ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ HEDEFİ OLMAYAN ÜNİVERSİTELERDE İKİNCİ ÖĞRETİM BİR SÜRE DAHA DEVAM ETMELİ"
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinin (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan'ın Haber7'ye yaptığı açıklamalar...
"YÖK devlet üniversitelerinde ikinci öğretim programları kapatıldığı açıklandı. Vakıf üniversiteleri için de benzer bir yönlendirme olacağı ifade edildi. Bu kapatma kararının sebebi nedir?"
YÖK, eğitim kalitesini artırılması adına öğretim üyelerinin araştırma ve geliştirmeye daha çok vakit ayırmaları için ikinci öğretimin kapasitesini toplam kapasiteyi koruyarak istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara aktarmayı hedeflemiştir. Türkiye’de 208 üniversite olup bunların 23 tanesi araştırma üniversitesi kapsamındadır. Türkiye'deki 208 üniversitenin her birinin yıllık araştırma, yayın, proje, paydaşlarla iş birliği, etkileşim, eğitim ve öğretim ile ilgili performanslarının düzenli izlemektedir. Bu kapsamda araştırma üniversiteleri ile araştırma üniversitesi olmayı hedefleyen üniversiteler de ikinci öğretim faaliyeti göstermemeli ama bunun yanında bu hedefi olmayan üniversiteler de yani eğitim odaklı üniversiteler de ikinci öğretim programları belirli bir süre daha faaliyet göstermesi özellikle çalışan öğrenciler için önem taşımaktadır.
İkinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir.
İş Gücü Piyasası İhtiyaçları: Günümüz iş dünyası hızla değişmekte ve yeni becerilere olan ihtiyaç artmaktadır. İkinci öğretim programlarının kapasitesinin, daha fazla talep gören ve iş gücü piyasasında daha fazla ihtiyaç duyulan alanlarda programlar açılması ve aktarılması, mezunların iş bulma şansını artırabilir.
Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik ilerlemeler, yeni mesleklerin ortaya çıkmasına ve mevcut mesleklerin dönüşmesine neden oluyor. Eğitim programlarının bu gelişmelere uygun şekilde güncellenmesi, öğrencilerin geleceğin mesleklerine hazırlıklı olmasını sağlayabilir.
"VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE İKİNCİ ÖĞRETİMİ KAPATMAYA GEREK YOK"
Vakıf üniversiteleri ile ilgili de bir program değişikliği söz konusu… Burada nasıl bir değişiklik bekliyorsunuz?
Vakıf üniversitelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılmasının şu aşamada gerekli olmadığını düşünüyorum. Bu programlar, çalışan kesimin mesai saatleri dışında eğitim alabilmesine olanak tanıyor ve devlet bütçesine ek bir yük getirmiyor. Ayrıca, vakıf üniversitelerinin dinamik ve esnek yapısı, ihtiyaç duyulan alanlarda hızlıca yeni bölümler açabilmelerini sağlıyor. YÖK’ün, istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine yönelik programlara izin vermesi halinde, bu üniversiteler bu tür programları başarıyla hayata geçirebilirler.
"ARA ELEMAN İHTİYACININ KARŞILANMASI SAĞLANABİLİR"
Devlet üniversitelerinde ikinci öğretimlerin kapanma kararıyla farklı sektörlerdeki ara eleman sorununa çözüm üretmeye yönelik bir hamle diyebilir miyiz?
Sektördeki ara elemanlar genellikle Meslek Yüksekokullarından mezun olan kişilerden oluşur. İkinci öğretim programlarındaki yeni düzenlemenin öğrenciler, istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine yönelik programlara yönlendirilerek ara eleman ihtiyacının karşılanması sağlanabilir.
"KONTENJAN KAYBI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bir kontenjan kaybı söz konusu mu? Diğer bölümlerden kontenjan arttırılır mı?
Toplamda kontenjan kaybının olduğunu düşünmüyorum, ikinci programlarının yerine yeni açılan programlar ile kontenjanı artırılan programlar ile sayı dengelenir.
SINAVA GİREN ÖĞRENCİLERE TAVSİYELER
Sınava giren öğrencilerin bu durumdan etkilenmemeleri için ne yapmaları lazım?
Sınava giren öğrencilerin bu durumdan etkilenmemeleri için aşağıdaki adımları atmaları önemlidir:
Açılan yeni programları ve kontenjanı artırılan programları dikkatlice incelemelerini öneririm.
Üniversitelerin rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanarak, hangi programların onlar için uygun olabileceği konusunda destek almalarını öneririm.
Eğer devlet üniversitelerinde istedikleri programları bulamazlarsa, vakıf üniversitelerini ve sundukları burs imkânlarını değerlendirerek arzu ettikleri eğitimi alma şanslarını artırabilirler.
YÖK'ÜN ALABİLECEĞİ KRİTİK KARARLAR...
Bundan sonra toplumun ihtiyaçları doğrultusunda YÖK’ten benzer adımlar gelebilir mi?
1. YÖK, yükseköğretim sistemini toplumun değişen ihtiyaçlarına göre şekillendirerek önemli bir rol görevini başarıyla sürdürüyor,
2. YÖK, yeni eğitim programları ve bölümler açarak toplumun ve iş gücü piyasasının dinamik ihtiyaçlarına uyum sağladı ve sağlamaya devam edecek,
3. YÖK, eğitim kalitesini artırmak ve mezunların istihdam edilebilirliğini güçlendirmek için toplumun beklentilerini dikkate alarak stratejik adımlar atıyor.
4. YÖK, mesleki ve teknik eğitimi destekleyerek, üniversite mezunlarının sektördeki gereksinimlere cevap verebilecek şekilde yetişmelerine katkı sağlıyor.
5. YÖK, iş dünyasıyla yakın iş birlikleri kurarak, öğrencilerin teorik bilgilerini pratik deneyimlerle birleştirmelerine imkân tanıyan programlar geliştiriyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yok-un-karari-neden-alindi-alku-rektoru-prof.-dr.-turkdogan-dan-onemli-tavsiyeler-165553.html
10 Temmuz 2024 Çarşamba
Okan Buruk'tan transfer açıklaması!
Sezon öncesi hazırlıkları kapsamında Avusturya'da kampa giren Galatasaray'da teknik direktör Okan Buruk açıklamalarda bulundu.
Okan Buruk'un açıklamaları şöyle:
"Avusturya'yı seçme nedenlerimizden biri iklim değişikliğinden dolayı buralarda sıcak oluyor. Bu dönem hazırlık maçları önemli. Bir yandan da hazırlık maçları bu yüklemenin bir parçası olacak. İlk maçımızı daha hazır bir takıma karşı oynayacağız. Kalabalık bir kadro geldik. Bu kadro içerisinde genç ve kiralıktan dönen oyuncularımız var, kadromuzda tutmak istediğimiz oyuncular var. Bu tür kamplarda çok sıkılacak zaman olmuyor her gün çift antrenman oluyor. Bu maçlarda sonuç odaklı olmayacağız ama Galatasaray takımı çıktığı her maçı kazanmak ister. Sadece milli oyuncularımız dönmedi. Türk Milli Takımı'ndaki oyuncularımıza 22'sine kadar izin verdik onlar 2. kampa gelecekler."
ICARDI VE ZIYECH'İN KAMPA KATILMASI
"Mauro Icardi fiziksel olarak iyi geldi. Bütün oyuncularımız için bu önemli. Burada onları yavaş yavaş özellikle son zamanda gelen Icardi ve Ziyech, onları biraz daha yavaş tempoyla birlikte takım seviyesine getireceğiz. Mauro için en önemli şey hazırlık kampını bizimle geçirecek. Son 2 senede bunları yaşayamamıştık."
TRANSFER AÇIKLAMASI
"Transfer konusunda en az endişeli olması gerekn Galatasaray taraftarı olmalı. En sabırlı olması gereken Galatasaray taraftarı. Çok çalışıyoruz transfer için. Transfer yapmak için hiçbir zaman transfer yapmadık. Galatasaray taraftarını erken değil, doğru transferle mutlu edeceğiz. İstediğimiz ve görüştüğümüz oyuncular var. 1-2 gün sonra da daha sonra da olabilir. Burada en doğru transfer sabırla birlikte olacak. Düşündüğümüz mevkiler var ama hiçbir eksiğimizde yok baktığımızda. Sağ bek ve orta saha transferi... Bunu hep söyledik, hep düşünüyoruz."
BATSHUAYİ SÖZLERİ
"Biz oyun formatı olarak tam 4-2-3-1 oynamıyoruz. Mertens zaten forvet özellikli bir 10 numara. Rakibi karşılarken her zaman ikili karşılıyoruz. Michy Batshuayi'yi bu sistem içerisinde önde 2'li kullanacağız. Michy'nin avantajı tabi çok hızlı bir şekilde geldi ve takıma katıldı. Geçen sene de burada oynuyormuş gibi çok hızlı adapte oldu. Takımı tanıyor, ligi tanıyor bu anlamda bizim için çok önemli bir transfer oldu."
YABANCI SINIRI
"Her mevkiyle ilgili çalışmamız var. Ben hep mevkileri söylüyorum ama elimizde çok iyi oyuncularımız var. Uzun vadede takımı başarıya götürecek oyuncular bakıyoruz. Ülkemizde çok hızlı her şey değişiyor. Yabancı sınırı 14+3'ten 14'e, bu sene 12'ye düştü. Çok hızlı bir düşüş bu. Yusuf Demir'i, Mathias Ross'u 21 yaş altı olarak aldık ama şu an yabancı olarak elimizde. Adapte olma sorunu oluyor. İstediğiniz gibi transfer yapamayacaksınız. Elinizdeki oyunculardan bazılarını göndermek zorundasınız. 12 yabancı sizi kısıtlıyor. 2 tane yabancı oyuncu olmak istiyoruz, onun yanında Türk opsiyonlar da olursa bakacağız."
BARIŞ ALPER'İN PERFORMANSI
"Turnuvaya baktığımızda milli takım olarak 2 tane oyuncu ön plana çıktı. Barış Alper Yılmaz ve Ferdi Kadıoğlu ön plana çıktı. Barış Alper'i bu turnuvaya hazırlayan teknik adam olarak bu beni çok sevindirdi. 70 maç oynadı. Hem fiziksel hem mental olarak yürütmek bu durumu Barış'ın başarısı. Abdülkerim de Kerem de Kaan da çok fazla maç oynadılar. Milli takıma bu hizmetleri Galatasaray açısından gurur verici, diğer takımlar için de aynı şekilde. Barış Alper'in önü çok açık, tabi bizle beraber önü açık olsun."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-tan-transfer-aciklamasi-165374.html
Okan Buruk'un açıklamaları şöyle:
"Avusturya'yı seçme nedenlerimizden biri iklim değişikliğinden dolayı buralarda sıcak oluyor. Bu dönem hazırlık maçları önemli. Bir yandan da hazırlık maçları bu yüklemenin bir parçası olacak. İlk maçımızı daha hazır bir takıma karşı oynayacağız. Kalabalık bir kadro geldik. Bu kadro içerisinde genç ve kiralıktan dönen oyuncularımız var, kadromuzda tutmak istediğimiz oyuncular var. Bu tür kamplarda çok sıkılacak zaman olmuyor her gün çift antrenman oluyor. Bu maçlarda sonuç odaklı olmayacağız ama Galatasaray takımı çıktığı her maçı kazanmak ister. Sadece milli oyuncularımız dönmedi. Türk Milli Takımı'ndaki oyuncularımıza 22'sine kadar izin verdik onlar 2. kampa gelecekler."
ICARDI VE ZIYECH'İN KAMPA KATILMASI
"Mauro Icardi fiziksel olarak iyi geldi. Bütün oyuncularımız için bu önemli. Burada onları yavaş yavaş özellikle son zamanda gelen Icardi ve Ziyech, onları biraz daha yavaş tempoyla birlikte takım seviyesine getireceğiz. Mauro için en önemli şey hazırlık kampını bizimle geçirecek. Son 2 senede bunları yaşayamamıştık."
TRANSFER AÇIKLAMASI
"Transfer konusunda en az endişeli olması gerekn Galatasaray taraftarı olmalı. En sabırlı olması gereken Galatasaray taraftarı. Çok çalışıyoruz transfer için. Transfer yapmak için hiçbir zaman transfer yapmadık. Galatasaray taraftarını erken değil, doğru transferle mutlu edeceğiz. İstediğimiz ve görüştüğümüz oyuncular var. 1-2 gün sonra da daha sonra da olabilir. Burada en doğru transfer sabırla birlikte olacak. Düşündüğümüz mevkiler var ama hiçbir eksiğimizde yok baktığımızda. Sağ bek ve orta saha transferi... Bunu hep söyledik, hep düşünüyoruz."
BATSHUAYİ SÖZLERİ
"Biz oyun formatı olarak tam 4-2-3-1 oynamıyoruz. Mertens zaten forvet özellikli bir 10 numara. Rakibi karşılarken her zaman ikili karşılıyoruz. Michy Batshuayi'yi bu sistem içerisinde önde 2'li kullanacağız. Michy'nin avantajı tabi çok hızlı bir şekilde geldi ve takıma katıldı. Geçen sene de burada oynuyormuş gibi çok hızlı adapte oldu. Takımı tanıyor, ligi tanıyor bu anlamda bizim için çok önemli bir transfer oldu."
YABANCI SINIRI
"Her mevkiyle ilgili çalışmamız var. Ben hep mevkileri söylüyorum ama elimizde çok iyi oyuncularımız var. Uzun vadede takımı başarıya götürecek oyuncular bakıyoruz. Ülkemizde çok hızlı her şey değişiyor. Yabancı sınırı 14+3'ten 14'e, bu sene 12'ye düştü. Çok hızlı bir düşüş bu. Yusuf Demir'i, Mathias Ross'u 21 yaş altı olarak aldık ama şu an yabancı olarak elimizde. Adapte olma sorunu oluyor. İstediğiniz gibi transfer yapamayacaksınız. Elinizdeki oyunculardan bazılarını göndermek zorundasınız. 12 yabancı sizi kısıtlıyor. 2 tane yabancı oyuncu olmak istiyoruz, onun yanında Türk opsiyonlar da olursa bakacağız."
BARIŞ ALPER'İN PERFORMANSI
"Turnuvaya baktığımızda milli takım olarak 2 tane oyuncu ön plana çıktı. Barış Alper Yılmaz ve Ferdi Kadıoğlu ön plana çıktı. Barış Alper'i bu turnuvaya hazırlayan teknik adam olarak bu beni çok sevindirdi. 70 maç oynadı. Hem fiziksel hem mental olarak yürütmek bu durumu Barış'ın başarısı. Abdülkerim de Kerem de Kaan da çok fazla maç oynadılar. Milli takıma bu hizmetleri Galatasaray açısından gurur verici, diğer takımlar için de aynı şekilde. Barış Alper'in önü çok açık, tabi bizle beraber önü açık olsun."
https://www.eshahaber.com.tr/haber/okan-buruk-tan-transfer-aciklamasi-165374.html
Emekli maaşlarına zam için toplantı yapılacak!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, emeklilerin maaşlarına zam yapılması için toplantı kararı aldı.
Milyonlarca emekliyi ilgilendiren zam gelişmesi ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, emeklilere zam yapılması için bir araya gelecek.
En düşük emekli maaşının 10 bin liradan 12-13 bin lira seviyelerine yükseltilmesi beklenirken, diğer emeklilere de zam yapılması bekleniyor.
CNN Türk muhabiri Melike Görür'ün verdiği detaylar şöyle:
Bugün ya da yarın önemli bir toplantının yapılması bekleniyor. Toplantının gündemi emekli maaşı olacak. Emekli maaşına ne kadar zam olacağı da merak ediliyor.
Edinilen bilgiye göre seyyanen zammın mümkün olmadığı söyleniyor. Belirli bir rakamın ve asgari ücret seviyesi çıkarılmasının mümkün olmadığı belirtiliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/emekli-maaslarina-zam-icin-toplanti-yapilacak-165371.html
Milyonlarca emekliyi ilgilendiren zam gelişmesi ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, emeklilere zam yapılması için bir araya gelecek.
En düşük emekli maaşının 10 bin liradan 12-13 bin lira seviyelerine yükseltilmesi beklenirken, diğer emeklilere de zam yapılması bekleniyor.
CNN Türk muhabiri Melike Görür'ün verdiği detaylar şöyle:
Bugün ya da yarın önemli bir toplantının yapılması bekleniyor. Toplantının gündemi emekli maaşı olacak. Emekli maaşına ne kadar zam olacağı da merak ediliyor.
Edinilen bilgiye göre seyyanen zammın mümkün olmadığı söyleniyor. Belirli bir rakamın ve asgari ücret seviyesi çıkarılmasının mümkün olmadığı belirtiliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/emekli-maaslarina-zam-icin-toplanti-yapilacak-165371.html
Beşiktaş ile anılan Di Maria'dan transfer kararı!
Uzun süredir adı Beşiktaş ile anılan Angel Di Maria'nın yeni takımını seçtiği iddia edildi.
Radio Continental'de yer alan habere göre; Beşiktaş'ın Di Maria'ya sunduğu 2 yıllık sözleşme teklifi yıldız futbolcu tarafından reddedildi.
MASADA ANLAŞMA SAĞLANAMADI
Yıldız futbolcunun siyah beyazlı ekibin kurmayları ile Amerika Birleşik Devletleri'nde bir araya geldiği ve masada anlaşmanın sağlanamadığı aktarıldı.
Buna göre 36 yaşındaki hücum oyuncusunun futbola başladığı kulüp olan Rosario Central'e geri döneceği ileri sürüldü.
TARAFLAR ARASINDA SÖZLEŞME İMZALANDI
Angel Di Maria'nın memleketi Arjantin'e dönme isteğinin olduğu vurgulanırken taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı ifade edildi.
Di Maria 2007 yılında Rosario Central'den Benfica'ya 8 milyon Euro'ya transfer olmuş ve ilk yurt dışı deneyimini yaşamıştı.
49 MAÇA ÇIKTI
Geçtiğimiz sezon Benfica formasıyla 49 resmi maça çıkan Di Maria, bu mücadelelerde 17 gol atıp 15 asist kaydetti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/besiktas-ile-anilan-di-maria-dan-transfer-karari-165369.html
Radio Continental'de yer alan habere göre; Beşiktaş'ın Di Maria'ya sunduğu 2 yıllık sözleşme teklifi yıldız futbolcu tarafından reddedildi.
MASADA ANLAŞMA SAĞLANAMADI
Yıldız futbolcunun siyah beyazlı ekibin kurmayları ile Amerika Birleşik Devletleri'nde bir araya geldiği ve masada anlaşmanın sağlanamadığı aktarıldı.
Buna göre 36 yaşındaki hücum oyuncusunun futbola başladığı kulüp olan Rosario Central'e geri döneceği ileri sürüldü.
TARAFLAR ARASINDA SÖZLEŞME İMZALANDI
Angel Di Maria'nın memleketi Arjantin'e dönme isteğinin olduğu vurgulanırken taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı ifade edildi.
Di Maria 2007 yılında Rosario Central'den Benfica'ya 8 milyon Euro'ya transfer olmuş ve ilk yurt dışı deneyimini yaşamıştı.
49 MAÇA ÇIKTI
Geçtiğimiz sezon Benfica formasıyla 49 resmi maça çıkan Di Maria, bu mücadelelerde 17 gol atıp 15 asist kaydetti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/besiktas-ile-anilan-di-maria-dan-transfer-karari-165369.html
Edirne'de 23 düzensiz göçmen yakalandı
Edirne Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, düzensiz göçün önlenmesine yönelik denetim ve kontrollerini sürdürüyor.
Ekipler, merkeze bağlı Yenikadın ve Havsa ilçesine bağlı Söğütlüdere köylerindeki denetimlerde Suriye ve Afganistan uyruklu 23 düzensiz göçmeni yakaladı.
Göçmen kaçakçısı olduğu değerlendirilen 1 şüpheli gözaltına aldı.
Yabancı uyruklular işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/edirne-de-23-duzensiz-gocmen-yakalandi-165357.html
Ekipler, merkeze bağlı Yenikadın ve Havsa ilçesine bağlı Söğütlüdere köylerindeki denetimlerde Suriye ve Afganistan uyruklu 23 düzensiz göçmeni yakaladı.
Göçmen kaçakçısı olduğu değerlendirilen 1 şüpheli gözaltına aldı.
Yabancı uyruklular işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/edirne-de-23-duzensiz-gocmen-yakalandi-165357.html
Başkan Altay: “Ilgın şehir merkezi, Konya’ya ve Ilgın’a yakışır hale gelecek”
Ilgın merkezde önemli bir kentsel dönüşüm çalışması yürüttüklerini ifade eden Başkan Altay, “İnşallah tamamlandığında Çukur Camii, Bedesten ve yeni alanımızla birlikte Ilgın’ın şehir merkezi, Konya ve Ilgın’a yakışır bir hale gelecek. İnşallah 2025 yılı ortalarında tamamlayarak, şehrimizin hizmetine sunmuş olacağız” diye konuştu.
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Ilgın’daki Osmanlı Kent Meydanı Dönüşümü Projesi’nde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ilgın Belediye Başkanı Ömer Apil ile birlikte dönüşüm alanında incelemelerde bulunarak, projenin son durumu hakkında bilgi aldı.
“ILGIN’IN ŞEHİR MERKEZİ, KONYA VE ILGIN’A YAKIŞIR BİR HALE GELECEK”
İncelemelerin ardından açıklamada bulunan Başkan Altay, Konya’nın depremsellik açısından farklılıklar gösteren bir şehir olduğunu belirterek, Ilgın’ın da birinci derece deprem bölgesi ilçelerden biri olduğunu anımsattı.
Başkan Altay, Ilgın merkezde önemli bir kentsel dönüşüm çalışması yürüttüklerini ifade ederek, “İnşallah tamamlandığında Çukur Camii, Bedesten ve yeni alanımızla birlikte Ilgın’ın şehir merkezi, Konya ve Ilgın’a yakışır bir hale gelecek” diye konuştu.
“BİNALAR DEPREMSELLİK AÇISINDAN GÜVENLİ BİNALAR OLARAK ŞEHRİMİZE HİZMET EDECEK”
Dönüşümün hayırlı olmasını temenni eden Başkan Altay, şunları kaydetti:
“Yapmış olduğumuz binalar depremsellik açısından güvenli binalar olarak şehrimize hizmet edecek. Ayrıca bütün işlerimizde mimari kaygıları gözeterek, şehre değer katacak çalışmalar yürütüyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mız, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Ilgın Belediyesi iş birliğinde önemli bir kentsel dönüşüm faaliyetini inşallah 2025 yılı ortalarında tamamlayarak, şehrimizin hizmetine sunmuş olacağız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a Konya’mıza ve projemize desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ilgın Belediye Başkanımız Ömer Apil beye de iş birliğinden dolayı teşekkür ederim. Ilgın’ımıza hayırlı, uğurlu olsun.”
BAŞKAN ALTAY’A TEŞEKKÜR ETTİ
Ilgın Belediye Başkanı Ömer Apil de Konya Büyükşehir Belediye Başkan Uğur İbrahim Altay’a teşekkür ederek, “Osmanlı Kent Meydanı’nda incelemelerde bulunduk. 200 gün gibi bir süreçte tamamlanacağı ön görülüyor. Allah izin verirse kazasız belasız deprem riski olan bölgelerimizi bitirip, Ilgın halkına bu hizmeti sunacağız. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Ilgın ilçesinin tarihi, kültürel ve mimari mirasını koruma ile tanıtma amacıyla tasarlanan dönüşüm projesi, 26.430 metrekare alanda 66 iş yeriyle şehrin nefes almasını sağlayacak iki meydandan oluşuyor.
Başkan Altay, dönüşüm alanındaki incelemenin ardından yaptığı esnaf ziyareti sonrası Ilgın Belediyesi’ni de ziyaret ederek, ilçe genelinde yürütülen çalışmalar hakkında Belediye Başkanı Apil ile istişarelerde bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/baskan-altay-?lgin-sehir-merkezi-konya-ya-ve-?lgin-a-yakisir-hale-gelecek-165353.html
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Ilgın’daki Osmanlı Kent Meydanı Dönüşümü Projesi’nde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ilgın Belediye Başkanı Ömer Apil ile birlikte dönüşüm alanında incelemelerde bulunarak, projenin son durumu hakkında bilgi aldı.
“ILGIN’IN ŞEHİR MERKEZİ, KONYA VE ILGIN’A YAKIŞIR BİR HALE GELECEK”
İncelemelerin ardından açıklamada bulunan Başkan Altay, Konya’nın depremsellik açısından farklılıklar gösteren bir şehir olduğunu belirterek, Ilgın’ın da birinci derece deprem bölgesi ilçelerden biri olduğunu anımsattı.
Başkan Altay, Ilgın merkezde önemli bir kentsel dönüşüm çalışması yürüttüklerini ifade ederek, “İnşallah tamamlandığında Çukur Camii, Bedesten ve yeni alanımızla birlikte Ilgın’ın şehir merkezi, Konya ve Ilgın’a yakışır bir hale gelecek” diye konuştu.
“BİNALAR DEPREMSELLİK AÇISINDAN GÜVENLİ BİNALAR OLARAK ŞEHRİMİZE HİZMET EDECEK”
Dönüşümün hayırlı olmasını temenni eden Başkan Altay, şunları kaydetti:
“Yapmış olduğumuz binalar depremsellik açısından güvenli binalar olarak şehrimize hizmet edecek. Ayrıca bütün işlerimizde mimari kaygıları gözeterek, şehre değer katacak çalışmalar yürütüyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mız, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Ilgın Belediyesi iş birliğinde önemli bir kentsel dönüşüm faaliyetini inşallah 2025 yılı ortalarında tamamlayarak, şehrimizin hizmetine sunmuş olacağız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a Konya’mıza ve projemize desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ilgın Belediye Başkanımız Ömer Apil beye de iş birliğinden dolayı teşekkür ederim. Ilgın’ımıza hayırlı, uğurlu olsun.”
BAŞKAN ALTAY’A TEŞEKKÜR ETTİ
Ilgın Belediye Başkanı Ömer Apil de Konya Büyükşehir Belediye Başkan Uğur İbrahim Altay’a teşekkür ederek, “Osmanlı Kent Meydanı’nda incelemelerde bulunduk. 200 gün gibi bir süreçte tamamlanacağı ön görülüyor. Allah izin verirse kazasız belasız deprem riski olan bölgelerimizi bitirip, Ilgın halkına bu hizmeti sunacağız. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Ilgın ilçesinin tarihi, kültürel ve mimari mirasını koruma ile tanıtma amacıyla tasarlanan dönüşüm projesi, 26.430 metrekare alanda 66 iş yeriyle şehrin nefes almasını sağlayacak iki meydandan oluşuyor.
Başkan Altay, dönüşüm alanındaki incelemenin ardından yaptığı esnaf ziyareti sonrası Ilgın Belediyesi’ni de ziyaret ederek, ilçe genelinde yürütülen çalışmalar hakkında Belediye Başkanı Apil ile istişarelerde bulundu.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/baskan-altay-?lgin-sehir-merkezi-konya-ya-ve-?lgin-a-yakisir-hale-gelecek-165353.html
9 Temmuz 2024 Salı
Mourinho'nun Türkiye açıklamasına Fenerbahçe'den yalanlama
Portekiz basınından Sport TV, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho'nun "Transfer piyasası yeni açıldı ve aradıklarımızın maliyeti çok yüksek. Birçok oyuncu da Türkiye'ye gelmek istemiyor. Bazı oyuncular çok pahalıya mal oluyor." şeklinde bir açıklamasını yayınladı. Bu haber üzerine sarı-lacivertli kulüpten açıklama geldi.
"Joao Neves için verilen bir cevaptı"
Fenerbahçe, Mourinho'nun Sport TV'ye verdiği röportajda 'Oyuncular Türkiye'ye gelmek istemiyor' ifadesinin bir genelleme olmadığını ve Joao Neves için için sorulan soruya verilen cevaptan dolayı öyle bir haberin ortaya çıktığını ve genelleme yapmadığını açıkladı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/mourinho-nun-turkiye-aciklamasina-fenerbahce-den-yalanlama-165163.html
"Joao Neves için verilen bir cevaptı"
Fenerbahçe, Mourinho'nun Sport TV'ye verdiği röportajda 'Oyuncular Türkiye'ye gelmek istemiyor' ifadesinin bir genelleme olmadığını ve Joao Neves için için sorulan soruya verilen cevaptan dolayı öyle bir haberin ortaya çıktığını ve genelleme yapmadığını açıkladı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/mourinho-nun-turkiye-aciklamasina-fenerbahce-den-yalanlama-165163.html
Kadıköy sular saat kaçta gelecek 9 Temmuz Salı?
Kadıköy sular saat kaçta gelecek sorusu 9 Temmuz salı günü arama motorlarında sıklıkla araştırılıyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yürütülen çalışmalar doğrultusunda, Kadıköy'de bazı mahallelerinde planlı su kesintisi meydana gelecek. Vatandaşlar ise, "Kadıköy sular saat kaçta gelecek 9 Temmuz Salı?" sorusuna yanıt arıyor.
KADIKÖY SULAR SAAT KAÇTA GELECEK 9 TEMMUZ SALI?
Kadıköy'de etkilenen mahaller: Göztepe Mahallesi ve Acıbadem Mahallesi.
SU KESİNTİSİNE DAİR AÇIKLAMA : İÇME SUYU HATLARINDA MEYDANA GELEN ARIZA SEBEBIYLE 100 MM ÇAPLI ŞEBEKE HATTI ARIZASI
BAŞLAMA TARİHİ: 9 Temmuz 2024
BİTİŞ TARİHİ : Çalışmanın tahmini olarak 09/07/2024 tarihinde saat 16.30 civarı bitirileceği söyleniyor.
SU KESİNTİSİ AÇIKLAMASI: ELEKTRIK ALT YAPI ÇALIŞMALARI SEBEBIYLE 100 MM ÇAPLI ŞEBEKE HATTI ARIZASI
BAŞLAMA TARİHİ: 9 TEMMUZ 2024
BİTİŞ TARİHİ : Çalışmanın tahmini olarak 9 Temmuz 2024 tarihinde saat 19.02 civarında bitirileceği söylendi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kadikoy-sular-saat-kacta-gelecek-9-temmuz-sali-165160.html
KADIKÖY SULAR SAAT KAÇTA GELECEK 9 TEMMUZ SALI?
Kadıköy'de etkilenen mahaller: Göztepe Mahallesi ve Acıbadem Mahallesi.
SU KESİNTİSİNE DAİR AÇIKLAMA : İÇME SUYU HATLARINDA MEYDANA GELEN ARIZA SEBEBIYLE 100 MM ÇAPLI ŞEBEKE HATTI ARIZASI
BAŞLAMA TARİHİ: 9 Temmuz 2024
BİTİŞ TARİHİ : Çalışmanın tahmini olarak 09/07/2024 tarihinde saat 16.30 civarı bitirileceği söyleniyor.
SU KESİNTİSİ AÇIKLAMASI: ELEKTRIK ALT YAPI ÇALIŞMALARI SEBEBIYLE 100 MM ÇAPLI ŞEBEKE HATTI ARIZASI
BAŞLAMA TARİHİ: 9 TEMMUZ 2024
BİTİŞ TARİHİ : Çalışmanın tahmini olarak 9 Temmuz 2024 tarihinde saat 19.02 civarında bitirileceği söylendi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/kadikoy-sular-saat-kacta-gelecek-9-temmuz-sali-165160.html
Biden talimat kartlarıyla yönlendiriliyor
ABD'de Başkan Joe Biden'ın kötüleşen sağlık durumu ve adaylıktan çekilmesi gerektiği yönündeki tartışmalar devam ediyor.
Biden'ın son olarak Parkinson hastalığı olduğu ve Beyaz Saray'a bu yıl içinde 8 kez bu alanla ilgili doktor ziyaretlerinin olduğu iddia edilmişti.
NATO Zirvesi hazırlıkları sürerken Biden'ın yeni bir gaf yapmasından korkuluyor...
Axios sitesi Biden'ın önemli etkinliklerde nasıl yönlendirildiğine dair bir haber yayınladı.
Beyaz Saray'ın çalışanlara gönderdiği bir etkinlik şablonuna göre, Başkan Biden'ın etkinlik çalışanları, kürsüye giden yolunun ayrıntılı olarak gösterildiği büyük puntolu ve fotoğraflı kısa bir belge hazırlıyor.
Bir kopyası Axios tarafından elde edilen şablonlardan biri kısa ve basitti; her sayfada etkinlik alanının büyük bir resmi ve "Podyumdan görünüm" ve "Seyircilerden görünüm" gibi büyük metinler yer alıyordu. Beş sayfalık belgede, iki ayrı sayfada "Kürsüye yürüyüş"ün resimleri yer alıyor.
Kaynaklar Axios'a, Biden yönetimindeki diğer önemli isimlerin de onun hareketlerini planlamak için benzer yöntemler kullandığını söyledi.
NE OLMUŞTU?
Başkan Biden, Trump ile 27 Haziran'da yaptığı canlı yayın tartışmasında ikinci dönem adaylığında yaşı konusunda duyulan kaygıları giderecek performans sergileyememiş, program sonrası yoğun eleştirilere maruz kalmıştı.
ABD Kongresi Temsilciler Meclisinin Demokrat üyesi Lloyd Doggett, 2 Temmuz'da Biden'a "başkanlık yarışından çekilmesi" çağrısı yaparak Biden'a adaylıktan çekilmesi çağrısı yapan ilk Demokrat Partili Kongre üyesi olmuştu.
Beyaz Saray 3 Temmuz'da, Biden'ın başkanlık yarışından "kesinlikle" çekilmeyeceğini bildirmişti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/biden-talimat-kartlariyla-yonlendiriliyor-165156.html
Biden'ın son olarak Parkinson hastalığı olduğu ve Beyaz Saray'a bu yıl içinde 8 kez bu alanla ilgili doktor ziyaretlerinin olduğu iddia edilmişti.
NATO Zirvesi hazırlıkları sürerken Biden'ın yeni bir gaf yapmasından korkuluyor...
Axios sitesi Biden'ın önemli etkinliklerde nasıl yönlendirildiğine dair bir haber yayınladı.
Beyaz Saray'ın çalışanlara gönderdiği bir etkinlik şablonuna göre, Başkan Biden'ın etkinlik çalışanları, kürsüye giden yolunun ayrıntılı olarak gösterildiği büyük puntolu ve fotoğraflı kısa bir belge hazırlıyor.
Bir kopyası Axios tarafından elde edilen şablonlardan biri kısa ve basitti; her sayfada etkinlik alanının büyük bir resmi ve "Podyumdan görünüm" ve "Seyircilerden görünüm" gibi büyük metinler yer alıyordu. Beş sayfalık belgede, iki ayrı sayfada "Kürsüye yürüyüş"ün resimleri yer alıyor.
Kaynaklar Axios'a, Biden yönetimindeki diğer önemli isimlerin de onun hareketlerini planlamak için benzer yöntemler kullandığını söyledi.
NE OLMUŞTU?
Başkan Biden, Trump ile 27 Haziran'da yaptığı canlı yayın tartışmasında ikinci dönem adaylığında yaşı konusunda duyulan kaygıları giderecek performans sergileyememiş, program sonrası yoğun eleştirilere maruz kalmıştı.
ABD Kongresi Temsilciler Meclisinin Demokrat üyesi Lloyd Doggett, 2 Temmuz'da Biden'a "başkanlık yarışından çekilmesi" çağrısı yaparak Biden'a adaylıktan çekilmesi çağrısı yapan ilk Demokrat Partili Kongre üyesi olmuştu.
Beyaz Saray 3 Temmuz'da, Biden'ın başkanlık yarışından "kesinlikle" çekilmeyeceğini bildirmişti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/biden-talimat-kartlariyla-yonlendiriliyor-165156.html
Fenerbahçe genç yeteneği 3. Lig'e kiraladı
Halen eski milli sağ bek Sabri Sarıoğlu'nun çalıştırdığı U-18 Milli takımında da sağ bekin değişilmezi olan ve 27 Nisan tarihinde Suudi Arabistan'a karşı oynanan son maçta 90 dakika görev alan Mustafa Emir Akyıldız, Fenerbahçe'nin Süper Kupa maçında 11'de sahaya sürdüğü kadroda yer aldı.
Belediye Kütahyaspor Kulübü Başkanı Osman Altınkaya, Mustafa Emir'in kiralanmasında Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Kütahyalı Esin Güral Argat'ın özel bir gayreti olduğunu dile getirerek, Argat'a teşekkür etti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-genc-yetenegi-3.-lig-e-kiraladi-165143.html
Belediye Kütahyaspor Kulübü Başkanı Osman Altınkaya, Mustafa Emir'in kiralanmasında Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Kütahyalı Esin Güral Argat'ın özel bir gayreti olduğunu dile getirerek, Argat'a teşekkür etti.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-genc-yetenegi-3.-lig-e-kiraladi-165143.html
Yerli İHA Boyga'nın ilk ihracatı Afrika'ya yapıldı
STM'den yapılan açıklamaya göre, Boyga'nın Türkiye'den sonraki ilk uluslararası kullanıcısı, Afrika kıtasından bir ülke oldu. İmzalanan ihracat sözleşmesi kapsamında Boyga'nın teslimatları bu yıl içerisinde tamamlanacak.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 2022'de envanterine giren Boyga, terörle mücadele, sınır ötesi operasyonlar ve uluslararası tatbikatlarda aktif olarak görev alıyor. Boyga son olarak, EFES-2024 Tatbikatı'nda görev almış ve belirlenen hedefleri tam isabetle vurmuştu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, Mehmetçiğin ihtiyacı için STM'nin ileri mühendislik kabiliyetleri ile geliştirdiği taktik mini İHA ailesinin uluslararası arenada da öncü olduğunu belirtti.
Döner kanatlı milli vurucu İHA Kargu'yu 2018'de Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kattıklarını ve bugüne kadar 10'dan fazla ülkeye ihraç ettiklerini aktaran Güleryüz, "Ardından ailemizin gözcü üyesi Togan'ı 2 yıl önce ordumuzun hizmetine sunduk. Akabinde iki Afrika ülkesine ihracatını gerçekleştirdik. Son olarak sabit kanatlı vurucu İHA'mız Alpagu'nun da 2023'te ilk ihracatına imza attık." ifadesini kullandı.
Güleryüz, tüm bu başarılardan sonra Türk ordusunun envanterine kazandırdıkları Boyga'nın da ilk uluslararası satışını bir Afrika ülkesine yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Böylece geliştirdiğimiz, sahada kendini başarıyla kanıtlayan taktik mini İHA ailemizin tüm üyelerini ihraç ederek önemli bir başarı sağladık. Sahada sürpriz etki yaratan ve etkili olan İHA'larımızın yeni ihracatları için görüşmelerimiz de sürüyor. Ordumuz başta olmak üzere dost ve kardeş ülkelerin taleplerini de karşılamak için mini İHA alanındaki üretim kapasitemizi de artırdık.
Ukrayna-Rusya savaşı özellikle bu dronların ve mühimmat bırakabilen İHA'ların sahada ne kadar oyun değiştirici bir unsur olduğunu bir kez daha gösterdi. Boyga, milli ve özgün yazılımı, özel olarak geliştirilmiş mühimmatı ve kestirim algoritması ile kullanıcılara sahada ciddi bir avantaj sağlıyor. Yüksek irtifalardan, hedefleri tam hassasiyetle vurabilen Boyga'nın bu sayede düşman tarafından tespit edilmesi güç."
Terörle mücadele ve asimetrik savaş ortamında etkin bir şekilde kullanılabilecek
STM'nin taktik mini İHA ürün ailesinin üyesi Boyga, üzerinde taşıdığı özelleştirilmiş 81 milimetre havan mühimmatını, geliştirilmiş balistik kestirim algoritması sayesinde hedef üzerine tam isabetle bırakıyor.
Terörle mücadele ve asimetrik savaş ortamında etkin bir şekilde kullanılabilecek Boyga, havan mühimmatı ile 30 dakika havada kalma süresine sahip. 3 bin metre maksimum uçuş irtifasına erişebilen Boyga platformu, 10 kilometre menzilde görev yapmasının yanı sıra 17 kilogram ağırlığıyla kolaylıkla taşınabiliyor.
Mühimmat sistemi entegrasyonu ise MKE işbirliğinde gerçekleştiriliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yerli-iha-boyga-nin-ilk-ihracati-afrika-ya-yapildi-165140.html
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 2022'de envanterine giren Boyga, terörle mücadele, sınır ötesi operasyonlar ve uluslararası tatbikatlarda aktif olarak görev alıyor. Boyga son olarak, EFES-2024 Tatbikatı'nda görev almış ve belirlenen hedefleri tam isabetle vurmuştu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, Mehmetçiğin ihtiyacı için STM'nin ileri mühendislik kabiliyetleri ile geliştirdiği taktik mini İHA ailesinin uluslararası arenada da öncü olduğunu belirtti.
Döner kanatlı milli vurucu İHA Kargu'yu 2018'de Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kattıklarını ve bugüne kadar 10'dan fazla ülkeye ihraç ettiklerini aktaran Güleryüz, "Ardından ailemizin gözcü üyesi Togan'ı 2 yıl önce ordumuzun hizmetine sunduk. Akabinde iki Afrika ülkesine ihracatını gerçekleştirdik. Son olarak sabit kanatlı vurucu İHA'mız Alpagu'nun da 2023'te ilk ihracatına imza attık." ifadesini kullandı.
Güleryüz, tüm bu başarılardan sonra Türk ordusunun envanterine kazandırdıkları Boyga'nın da ilk uluslararası satışını bir Afrika ülkesine yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Böylece geliştirdiğimiz, sahada kendini başarıyla kanıtlayan taktik mini İHA ailemizin tüm üyelerini ihraç ederek önemli bir başarı sağladık. Sahada sürpriz etki yaratan ve etkili olan İHA'larımızın yeni ihracatları için görüşmelerimiz de sürüyor. Ordumuz başta olmak üzere dost ve kardeş ülkelerin taleplerini de karşılamak için mini İHA alanındaki üretim kapasitemizi de artırdık.
Ukrayna-Rusya savaşı özellikle bu dronların ve mühimmat bırakabilen İHA'ların sahada ne kadar oyun değiştirici bir unsur olduğunu bir kez daha gösterdi. Boyga, milli ve özgün yazılımı, özel olarak geliştirilmiş mühimmatı ve kestirim algoritması ile kullanıcılara sahada ciddi bir avantaj sağlıyor. Yüksek irtifalardan, hedefleri tam hassasiyetle vurabilen Boyga'nın bu sayede düşman tarafından tespit edilmesi güç."
Terörle mücadele ve asimetrik savaş ortamında etkin bir şekilde kullanılabilecek
STM'nin taktik mini İHA ürün ailesinin üyesi Boyga, üzerinde taşıdığı özelleştirilmiş 81 milimetre havan mühimmatını, geliştirilmiş balistik kestirim algoritması sayesinde hedef üzerine tam isabetle bırakıyor.
Terörle mücadele ve asimetrik savaş ortamında etkin bir şekilde kullanılabilecek Boyga, havan mühimmatı ile 30 dakika havada kalma süresine sahip. 3 bin metre maksimum uçuş irtifasına erişebilen Boyga platformu, 10 kilometre menzilde görev yapmasının yanı sıra 17 kilogram ağırlığıyla kolaylıkla taşınabiliyor.
Mühimmat sistemi entegrasyonu ise MKE işbirliğinde gerçekleştiriliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/yerli-iha-boyga-nin-ilk-ihracati-afrika-ya-yapildi-165140.html
8 Temmuz 2024 Pazartesi
GetirAraç, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nun ulaşım sponsoru oldu
GetirAraç, ulaşım çözümlerini geliştirmeye odaklanarak İstanbul'un kültürel yaşamını desteklemeye devam ediyor. Bu hedef doğrultusunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ ile iş birliğine giderek, bu yıl 1 milyonu aşkın ziyaretçi ağırlaması beklenen Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nun geçen seneden sonra tekrar ulaşım sponsoru oldu.
GetirAraç CEO’su Emre Ayyıldız sponsorluk ile ilgili, “Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nun ulaşım sponsoru olarak, şehrimizin kültürel yaşamına katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. GetirAraç olarak, şehrimizin kültür mirasını desteklemeye ve toplumun sanatla buluşmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
İbrahim Maalouf, Kenan Doğulu, Buena Vista All Stars, Bülent Ortaçgil, Chris Isaak, Mert Demir, Evgeny Grinko gibi ilgi gören konserlere ev sahipliği yapan Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'na GetirAraç ile gelen tüm sanatseverler; yüzde 30 indirimden faydalanabiliyor.
Kullanıcılar ayrıca etkinlik alanının girişindeki GetirAraç’a özel ücretsiz park alanından da yararlanabiliyor. Etkinlik alanındaki GetirAraç standını ziyaret eden kullanıcılar, etkinlikler öncesinde keyifli anlar yaşarken hediye çarkından da sonraki kullanımlar için indirim kazanabiliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/getirarac-harbiye-cemil-topuzlu-acik-hava-tiyatrosu-nun-ulasim-sponsoru-oldu-164975.html
GetirAraç CEO’su Emre Ayyıldız sponsorluk ile ilgili, “Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nun ulaşım sponsoru olarak, şehrimizin kültürel yaşamına katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. GetirAraç olarak, şehrimizin kültür mirasını desteklemeye ve toplumun sanatla buluşmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
İbrahim Maalouf, Kenan Doğulu, Buena Vista All Stars, Bülent Ortaçgil, Chris Isaak, Mert Demir, Evgeny Grinko gibi ilgi gören konserlere ev sahipliği yapan Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'na GetirAraç ile gelen tüm sanatseverler; yüzde 30 indirimden faydalanabiliyor.
Kullanıcılar ayrıca etkinlik alanının girişindeki GetirAraç’a özel ücretsiz park alanından da yararlanabiliyor. Etkinlik alanındaki GetirAraç standını ziyaret eden kullanıcılar, etkinlikler öncesinde keyifli anlar yaşarken hediye çarkından da sonraki kullanımlar için indirim kazanabiliyor.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/getirarac-harbiye-cemil-topuzlu-acik-hava-tiyatrosu-nun-ulasim-sponsoru-oldu-164975.html
Aselsan ile Roketsan arasında sözleşme değişikliği
Aselsan, KAP’a yaptığı açıklamada Roketsan ile hava savunma füze alt sistemleri tedariki kapsamında 59,1 milyon euroluk sözleşme değişikliği imzaladığını duyurdu.
Açıklamada sözleşme kapsamında teslimatların 2024-2028 yılları arasında gerçekleştirileceği belirtildi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aselsan-ile-roketsan-arasinda-sozlesme-degisikligi-164972.html
Açıklamada sözleşme kapsamında teslimatların 2024-2028 yılları arasında gerçekleştirileceği belirtildi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/aselsan-ile-roketsan-arasinda-sozlesme-degisikligi-164972.html
Eskişehir'de sert düşüş yaşayan paraşüt sporcusu yaralandı
Sivrihisar ilçesinde bu yıl 5'inci kez organize edilen paraşüt günleri etkinliğine, Türkiye’nin farklı noktalarından 50 kadar paraşüt sporcusu katıldı. İki gün süren etkinliklerde paraşüt sporcuları yaklaşık 3 bin 500 metrelik yüksekliğe çıkan uçaklardan kendilerini boşluğa bırakıp adrenalin dolu anlar yaşadı. Paraşüt sporcularından Bişar Öçal ise iniş yaptığı sırada toprak zemine düşerek yaralandı.
Ambulansla Sivrihisar Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Öçal'ın bileğinde kırık olduğu ve belinde de incinme meydana geldiği belirlendi. Tedaviye alınan Öçal'ın sağlık durumunun iyi olduğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Paraşüt sporcusunun düştüğü anlar ise cep telefonuyla kaydedildi. Görüntülerde, paraşütçünün yere inmeye çalışırken sert düşüş yaşayıp yaralandığı anlar yer aldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/eskisehir-de-sert-dusus-yasayan-parasut-sporcusu-yaralandi-164969.html
Ambulansla Sivrihisar Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Öçal'ın bileğinde kırık olduğu ve belinde de incinme meydana geldiği belirlendi. Tedaviye alınan Öçal'ın sağlık durumunun iyi olduğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Paraşüt sporcusunun düştüğü anlar ise cep telefonuyla kaydedildi. Görüntülerde, paraşütçünün yere inmeye çalışırken sert düşüş yaşayıp yaralandığı anlar yer aldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/eskisehir-de-sert-dusus-yasayan-parasut-sporcusu-yaralandi-164969.html
Ticaret Bakanlığı'ndan Afgan çoban haberlerine yalanlama
Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın röportajda kullandığı "Ürün o kadar çok ki, çiftçi toplayacak adam bulamıyor. Ciddi bir elemansızlık problemi var. Bu açık yabancı işçilerle de kapatılamıyor. Örneğin bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz" ifadelerinin sosyal medyada bot hesaplar vasıtasıyla çarpıtıldığı aktarıldı.
Ticaret Bakanlığı söz konusu ifadeler hakkında şu açıklamayı yaptı:
Sayın Ticaret Bakanımızın bir gazeteciye telefonda, limon fiyatı, eleman eksikliğinden toplanamadığı, tarım ve hayvancılıkta özellikle hasat zamanında eleman bulma ihtiyacını vurguladığı sözlerinin, çarpıtılarak ve gazetede yayınlandıktan 15 saat sonra, sosyal medyada bot hesaplar vasıtasıyla operasyonel amaçla servis edildiği gözlenmektedir.
Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde güvenlik güçlerimizin kararlı mücadelesiyle terörün etkisi yok edilmiş ve bölge ekonomisi tarım ve hayvancılıkla yeniden canlanmıştır.
"CÜMLELER BİLİNÇLİ ÇARPITILDI"
Doğu Bölgelerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde hayvancılık faaliyetleriyle iştigal edenler, çoban ihtiyacı olduğunu, ve eleman bulamadıklarından hareketle bu boşluğu ancak Afgan Çobanlarla doldurduklarını sıklıkla ifade etmektedirler.
Sayın Bakanımızın açıklamasında da bu bilgi ifade edilmiştir. Bu durumun piyasayı etkilediğinin altı çizilmektedir.
Tamamen piyasa mekanizmasıyla ilgili bir sosyolojik tespit yapılmış olup, çoban istihdamı ile ilgili yapılan tespitleri içeren cümle bilinçli ve kasıtlı şekilde çarpıtılmaktadır.
Gece gündüz ülkemizin ve halkımızın refahı ve esenliği için yapılan çalışmaları, kelime cımbızlama ve bağlamından kopararak istismar taktiği ile örtmeye kalkanlar beyhude çaba içindedir. Sayın Ticaret Bakanımız, yanındaki resmi ve özel sektör heyeti ile beraber, Brüksel de bu sabah ve öğleden sonra Avrupa Birliği Komisyonu Başkan yardımcısı ve Komisyon yetkilileri ile bir yıllık gayret ve çalışmaların ürünü olarak, Türkiye-AB yüksek düzeyli ticaret diyaloğu toplantılarını başlatacak ve yürütecektir.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakanligi-ndan-afgan-coban-haberlerine-yalanlama-164956.html
Ticaret Bakanlığı söz konusu ifadeler hakkında şu açıklamayı yaptı:
Sayın Ticaret Bakanımızın bir gazeteciye telefonda, limon fiyatı, eleman eksikliğinden toplanamadığı, tarım ve hayvancılıkta özellikle hasat zamanında eleman bulma ihtiyacını vurguladığı sözlerinin, çarpıtılarak ve gazetede yayınlandıktan 15 saat sonra, sosyal medyada bot hesaplar vasıtasıyla operasyonel amaçla servis edildiği gözlenmektedir.
Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde güvenlik güçlerimizin kararlı mücadelesiyle terörün etkisi yok edilmiş ve bölge ekonomisi tarım ve hayvancılıkla yeniden canlanmıştır.
"CÜMLELER BİLİNÇLİ ÇARPITILDI"
Doğu Bölgelerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde hayvancılık faaliyetleriyle iştigal edenler, çoban ihtiyacı olduğunu, ve eleman bulamadıklarından hareketle bu boşluğu ancak Afgan Çobanlarla doldurduklarını sıklıkla ifade etmektedirler.
Sayın Bakanımızın açıklamasında da bu bilgi ifade edilmiştir. Bu durumun piyasayı etkilediğinin altı çizilmektedir.
Tamamen piyasa mekanizmasıyla ilgili bir sosyolojik tespit yapılmış olup, çoban istihdamı ile ilgili yapılan tespitleri içeren cümle bilinçli ve kasıtlı şekilde çarpıtılmaktadır.
Gece gündüz ülkemizin ve halkımızın refahı ve esenliği için yapılan çalışmaları, kelime cımbızlama ve bağlamından kopararak istismar taktiği ile örtmeye kalkanlar beyhude çaba içindedir. Sayın Ticaret Bakanımız, yanındaki resmi ve özel sektör heyeti ile beraber, Brüksel de bu sabah ve öğleden sonra Avrupa Birliği Komisyonu Başkan yardımcısı ve Komisyon yetkilileri ile bir yıllık gayret ve çalışmaların ürünü olarak, Türkiye-AB yüksek düzeyli ticaret diyaloğu toplantılarını başlatacak ve yürütecektir.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/ticaret-bakanligi-ndan-afgan-coban-haberlerine-yalanlama-164956.html
Fenerbahçe: Transfer görüşmelerine izin verildi
Fenerbahçe, Serdar Aziz'in yeni sezon planlamasında yer almadığını ve kamptan ayrıldığını açıkladı.
2018-2019 sezonundan bu yana sarı-lacivertli formayı giyen Serdar Aziz, Fenerbahçe macerasının sonuna geldi. Kulüpten yapılan açıklamada, futbolcunun kamptan ayrıldığı ve transfer görüşmeleri için kendisine izin verildiği belirtildi.
FENERBAHÇE: "MOURINHO İLE GÖRÜŞEREK KAMPTAN AYRILMIŞTIR"
Fenerbahçe'den yapılan açıklamada, "Bilgilendirme 2018-2019 sezonundan itibaren formamızı giyen Serdar Aziz, Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ile görüşerek kamptan ayrılmıştır. Futbolcuya transfer görüşmeleri için izin verilmiştir. Oyuncunun takımımızın yeni sezon planlamasında yer almayacağını kamuoyunun bilgisine sunarız." ifadeleri kullanıldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-transfer-gorusmelerine-izin-verildi-164952.html
2018-2019 sezonundan bu yana sarı-lacivertli formayı giyen Serdar Aziz, Fenerbahçe macerasının sonuna geldi. Kulüpten yapılan açıklamada, futbolcunun kamptan ayrıldığı ve transfer görüşmeleri için kendisine izin verildiği belirtildi.
FENERBAHÇE: "MOURINHO İLE GÖRÜŞEREK KAMPTAN AYRILMIŞTIR"
Fenerbahçe'den yapılan açıklamada, "Bilgilendirme 2018-2019 sezonundan itibaren formamızı giyen Serdar Aziz, Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ile görüşerek kamptan ayrılmıştır. Futbolcuya transfer görüşmeleri için izin verilmiştir. Oyuncunun takımımızın yeni sezon planlamasında yer almayacağını kamuoyunun bilgisine sunarız." ifadeleri kullanıldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/fenerbahce-transfer-gorusmelerine-izin-verildi-164952.html
7 Temmuz 2024 Pazar
Erdoğan'dan UEFA'ya sert tepki: Tamamen siyasi bir karar! Dikkat çeken Arda Güler sözleri
Türkiye-Hollanda maçını izleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan UEFA'nın skandal kararı ve Türkiye'nin EURO 2024'teki performansını değerlendirdi.
"ŞAMPİYONAYA GÖLGE DÜŞÜRDÜ"
UEFA'nın Merih Demiral'e verdiği 2 maç cezaya tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz bu maç UEFA’nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA’nın Merih’e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır, ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"MİLLİ TAKIM HOLLANDA'YA KÖK SÖKTÜRDÜ"
Türkiye-Hollanda karşılaşmasıyla ilgli değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün gayretlerine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en iyisini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum. Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler. Doğrusu Avusturya maçından sonra bizleri yine çok duygulandıran tüm tribünlerdeki gurbetçi vatandaşlarım olmuştur. O galibiyet, onların hayata bakışını adeta değiştirmiştir. Yaklaşık seksen bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nı bu denli dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar “Türkiye” dedikçe biz de gururlandık, onurlandık. Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık." dedi.
"HEDEF BÜYÜTEREK YÜRÜYECEĞİZ"
Milli Takımın hedef büyüterek yoluna devam edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maçın sonunda da soyunma odasında gerek Teknik Direktörümüz Vincenzo Montella, gerek ekibi, gerekse bütün futbolcularımızla, Federasyon Başkanımızla birlikte görüşme fırsatımız oldu. Tek tek kendileriyle kucaklaştık. 'Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz.' dedik. Genç bir milli takıma sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26, 27’yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli takımla bu döneme hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik direktörümüz Sayın Montella’yı ve ekibini, milli takımın tüm emekçilerini de kutluyorum. Burada taraftarlarımızı tekrar unutamayız. Vatandaşlarımızı unutamayız. Onlara özel bir parantez açmamız gerekiyor. Sizler de hem stadın içindeki muhteşem havayı hem de sokaklardaki muazzam coşkuyu gördünüz. Berlin caddeleri hamdolsun Türk bayraklarıyla donatıldı, onların coşkulu tezahüratlarıyla yankılandı. Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşatan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye'nin, Almanya'nın ve Avrupa'nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin'i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı’nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında takımımıza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli Takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye’nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabbim hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda milli takımını da başarıları için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan seviyesi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Merih Demiral hakkındaki karar, tam olarak neyi cezalandırmaya yönelikti? Temiz bir mücadele verilmişken, temiz bir taraftar desteği varken, başarılı devam ettirilirken, gerçekten samimiyetle futbola siyaset sokulmaması yönünde bir çabanın karşılığı mı bu? Yoksa tersi bir durum mu söz konusu? Çifte standart dediğimiz şey tekrar niye karşımıza çıkıyor burada? Bir yandan bu haksız cezayı konuşuyoruz ama geçen hafta boyunca oyuncularımızla ilgili Batı medyasının yayın organlarında onların hem kapasitelerini, yeteneklerini hem sosyal zekalarını, üretkenliklerini öven yazılarla da karşılaştık. Acaba bu başarı inançla birlikte ortaya konulunca mı rahatsız eden bir resme dönüşüyor? Yine akla gelen sorulardan bir tanesi de bu, bu mu huzursuz ediyor?
Batı'nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Batı aynı zihniyetiyle devam etmiştir ve aynı şekilde de devam etmektedir. Merih Demiral’a verdikleri ceza, adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş olan bir ceza. Ben Kazakistan'dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Eğer olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlar’da kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var, ‘Niye horozlanıyorsun’ diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Fakat Türkiye'de o golün ve arka arkaya atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih’e verilen bu ceza, Merih’in şahsına değildir. Aslında Türkiye'nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026’da Dünya Kupası, 2028’de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella’nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı.
Sayın Cumhurbaşkanım bu jenerasyonu nasıl görüyorsunuz? 2008'de yaşadık benzer bir şekilde ama devamını getiremedik. 2010-2012'de de ıskaladık şampiyonaları. Önümüzdeki süreçte az önce söylediğiniz turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Buradaki kritik nokta ne sizce?
Önemli olan iki husus var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı… Dikkat edin Batı’ya veya dünyadaki işleyişe, çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç ekiple beraber, bir diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar öyle olmadı mı? Hep değişti. Teknik kadrolar öyle değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. Öyle olmaz. Yani Batı’da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Onunla neticeye ulaştılar. Şimdi mesela Mesut Özil, bizimle beraberdi. Mesut Alman milli takımında oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yedikleri maçı ben Merkel'le birlikte seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye'de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya'daki ve Real Madrid'deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler.
Sayın Cumhurbaşkanım izninizle iki sorum olacak, birincisi Arda Güler'le ilgili düşüncelerinizi gerçekten çok merak ediyorum. Siz de futbolu çok yakından takip eden biri olarak gelmiş geçmiş en yetenekli Türk futbolcular içerisinde Arda'yı nereye konumlandırırsınız? Bir de Mert Günok'un Avusturya maçının bitime bir saniye kala yaptığı bir kurtarış vardı, o an ne hissettiniz, çok merak ettim?
ARDA GÜLER SÖZLERİ
Mert Günok’un şu anda yaşı 30’u geçti. Yani bu yaşı yakalamış olan Mert'in o refleksi ortaya koyması muhteşem bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten. Arda Güler’e gelince, Arda tabii şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda'ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim “al da at diyorsun ve top adrese gidiyor.” Bugün de aynısı oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları… Uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda'dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder.
Turnuva öncesinde beklentiniz neydi? Takımın gösterdiği performans sizi ne kadar tatmin etti? Çeyrek final performansı ne kadar tatmin etti? Ayrıca size göre öne çıkan, turnuvada en beğendiğiniz oyuncularımız kimlerdi? Bir de şunu eklemek istiyorum. Bir yandan da EURO 2032'ye sahipliği yapacağız. Bu turnuvadan hangi deneyimleri oraya taşıyacağız? Hem futbol anlamında hem de organizasyon anlamında.
Şunu çok açık net söylemem lazım. Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da… Yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu’na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zaman da hocamız bize derdi ki, “oğlum topu yiyeceksiniz.” Top yenir mi? “Yiyeceksiniz.” Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Şimdi mesela Ferdi'de bu var. O boyuyla Ferdi çok hırslı. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı rakamlar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Morinho, ‘gidemez’ dedi. Ferdi’nin de istikbaliyle oynamamak lazım. Maşallah Barış Alper de gayet iyi. Arda'yı zaten konuştuk. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman iyiydi. Libero olarak oynadığı zaman yine iyiydi.
Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz'de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo'nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Gol olarak zaten penaltıdan iki golü var. Bir uzatmada attı, bir de bir önceki penaltıdan attı, bir de kaçırdı. Özetle bizim milli takımımızda “şu daha iyidir, bu değildir” diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu deneyimleri 2032’ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Zaten İtalyanlarla beraber bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine görevinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur.
Sayın Cumhurbaşkanım ben de tam Montella'yla ilgili bir soru soracaktım. Milli takıma gelen yabancı teknik adamlar genelde hep yerli isim olsun diye eleştirilir. Fakat Montella'nın sıcak bir tarafı var. Hem verdiği mesajlarla hem de Türkiye'ye olan sevgisiyle ve sizin galibiyetlerden sonra aradığınızda da sizinle olan diyaloglarda da oldukça sıcak ve samimiydi. Hatta yabancı basında “acaba ataları Türk mü?” diye yorumlar da çıktı. Siz Montella için ne düşünüyorsunuz? Teknik direktörlüğünü beğeniyor musunuz?
Her teknik direktörün savunulan yanı olur. Hatasız insan olmayacağı gibi tabii ki hatasız teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir defa kendini zaten ispatlamış bir insan. Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri zamanında yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60’ıncı dakikada olması lazım işte, niye 60’ıncı dakikada olmamış? Ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, mağlubiyet olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece “elinden geleni yaptı” dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? Türkiye ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış.
YABANCI KONTENJANI AÇIKLAMASI
Sayın Cumhurbaşkanım benim sorum futbol kulüplerinin yabancı kontenjanı ile ilgili. Önümüzdeki sezon yabancı kontenjanı kalkıyor ve ilk 11'de 11 yabancı oynayacak. 11 yabancı oynayacak. 8'de 11'e çıktı. Bizim futbolcularımız dünyaca ünlü kulüplerle oynayabiliyor. Şimdi de şampiyonada elde edilen başarıdan sonra yine futbolcularımız dünyaca ünlü kulüplerin radarına gitti. Yani yerli futbolculara kulüplerimizin daha çok yer vermeleri konuşuluyor. Siz bu konuda nasıl bir tavsiyede bulunursunuz?
Bence yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil’in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta fayda var.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/erdogan-dan-uefa-ya-sert-tepki-tamamen-siyasi-bir-karar-dikkat-ceken-arda-guler-sozleri-164850.html
"ŞAMPİYONAYA GÖLGE DÜŞÜRDÜ"
UEFA'nın Merih Demiral'e verdiği 2 maç cezaya tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz bu maç UEFA’nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA’nın Merih’e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır, ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"MİLLİ TAKIM HOLLANDA'YA KÖK SÖKTÜRDÜ"
Türkiye-Hollanda karşılaşmasıyla ilgli değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün gayretlerine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en iyisini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum. Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler. Doğrusu Avusturya maçından sonra bizleri yine çok duygulandıran tüm tribünlerdeki gurbetçi vatandaşlarım olmuştur. O galibiyet, onların hayata bakışını adeta değiştirmiştir. Yaklaşık seksen bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nı bu denli dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar “Türkiye” dedikçe biz de gururlandık, onurlandık. Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık." dedi.
"HEDEF BÜYÜTEREK YÜRÜYECEĞİZ"
Milli Takımın hedef büyüterek yoluna devam edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maçın sonunda da soyunma odasında gerek Teknik Direktörümüz Vincenzo Montella, gerek ekibi, gerekse bütün futbolcularımızla, Federasyon Başkanımızla birlikte görüşme fırsatımız oldu. Tek tek kendileriyle kucaklaştık. 'Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz.' dedik. Genç bir milli takıma sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26, 27’yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli takımla bu döneme hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik direktörümüz Sayın Montella’yı ve ekibini, milli takımın tüm emekçilerini de kutluyorum. Burada taraftarlarımızı tekrar unutamayız. Vatandaşlarımızı unutamayız. Onlara özel bir parantez açmamız gerekiyor. Sizler de hem stadın içindeki muhteşem havayı hem de sokaklardaki muazzam coşkuyu gördünüz. Berlin caddeleri hamdolsun Türk bayraklarıyla donatıldı, onların coşkulu tezahüratlarıyla yankılandı. Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşatan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye'nin, Almanya'nın ve Avrupa'nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin'i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı’nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında takımımıza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli Takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye’nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabbim hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda milli takımını da başarıları için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan seviyesi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Merih Demiral hakkındaki karar, tam olarak neyi cezalandırmaya yönelikti? Temiz bir mücadele verilmişken, temiz bir taraftar desteği varken, başarılı devam ettirilirken, gerçekten samimiyetle futbola siyaset sokulmaması yönünde bir çabanın karşılığı mı bu? Yoksa tersi bir durum mu söz konusu? Çifte standart dediğimiz şey tekrar niye karşımıza çıkıyor burada? Bir yandan bu haksız cezayı konuşuyoruz ama geçen hafta boyunca oyuncularımızla ilgili Batı medyasının yayın organlarında onların hem kapasitelerini, yeteneklerini hem sosyal zekalarını, üretkenliklerini öven yazılarla da karşılaştık. Acaba bu başarı inançla birlikte ortaya konulunca mı rahatsız eden bir resme dönüşüyor? Yine akla gelen sorulardan bir tanesi de bu, bu mu huzursuz ediyor?
Batı'nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Batı aynı zihniyetiyle devam etmiştir ve aynı şekilde de devam etmektedir. Merih Demiral’a verdikleri ceza, adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş olan bir ceza. Ben Kazakistan'dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Eğer olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlar’da kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var, ‘Niye horozlanıyorsun’ diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Fakat Türkiye'de o golün ve arka arkaya atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih’e verilen bu ceza, Merih’in şahsına değildir. Aslında Türkiye'nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026’da Dünya Kupası, 2028’de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella’nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı.
Sayın Cumhurbaşkanım bu jenerasyonu nasıl görüyorsunuz? 2008'de yaşadık benzer bir şekilde ama devamını getiremedik. 2010-2012'de de ıskaladık şampiyonaları. Önümüzdeki süreçte az önce söylediğiniz turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Buradaki kritik nokta ne sizce?
Önemli olan iki husus var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı… Dikkat edin Batı’ya veya dünyadaki işleyişe, çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç ekiple beraber, bir diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar öyle olmadı mı? Hep değişti. Teknik kadrolar öyle değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. Öyle olmaz. Yani Batı’da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Onunla neticeye ulaştılar. Şimdi mesela Mesut Özil, bizimle beraberdi. Mesut Alman milli takımında oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yedikleri maçı ben Merkel'le birlikte seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye'de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya'daki ve Real Madrid'deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler.
Sayın Cumhurbaşkanım izninizle iki sorum olacak, birincisi Arda Güler'le ilgili düşüncelerinizi gerçekten çok merak ediyorum. Siz de futbolu çok yakından takip eden biri olarak gelmiş geçmiş en yetenekli Türk futbolcular içerisinde Arda'yı nereye konumlandırırsınız? Bir de Mert Günok'un Avusturya maçının bitime bir saniye kala yaptığı bir kurtarış vardı, o an ne hissettiniz, çok merak ettim?
ARDA GÜLER SÖZLERİ
Mert Günok’un şu anda yaşı 30’u geçti. Yani bu yaşı yakalamış olan Mert'in o refleksi ortaya koyması muhteşem bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten. Arda Güler’e gelince, Arda tabii şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda'ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim “al da at diyorsun ve top adrese gidiyor.” Bugün de aynısı oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları… Uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda'dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder.
Turnuva öncesinde beklentiniz neydi? Takımın gösterdiği performans sizi ne kadar tatmin etti? Çeyrek final performansı ne kadar tatmin etti? Ayrıca size göre öne çıkan, turnuvada en beğendiğiniz oyuncularımız kimlerdi? Bir de şunu eklemek istiyorum. Bir yandan da EURO 2032'ye sahipliği yapacağız. Bu turnuvadan hangi deneyimleri oraya taşıyacağız? Hem futbol anlamında hem de organizasyon anlamında.
Şunu çok açık net söylemem lazım. Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da… Yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu’na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zaman da hocamız bize derdi ki, “oğlum topu yiyeceksiniz.” Top yenir mi? “Yiyeceksiniz.” Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Şimdi mesela Ferdi'de bu var. O boyuyla Ferdi çok hırslı. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı rakamlar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Morinho, ‘gidemez’ dedi. Ferdi’nin de istikbaliyle oynamamak lazım. Maşallah Barış Alper de gayet iyi. Arda'yı zaten konuştuk. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman iyiydi. Libero olarak oynadığı zaman yine iyiydi.
Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz'de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo'nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Gol olarak zaten penaltıdan iki golü var. Bir uzatmada attı, bir de bir önceki penaltıdan attı, bir de kaçırdı. Özetle bizim milli takımımızda “şu daha iyidir, bu değildir” diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu deneyimleri 2032’ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Zaten İtalyanlarla beraber bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine görevinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur.
Sayın Cumhurbaşkanım ben de tam Montella'yla ilgili bir soru soracaktım. Milli takıma gelen yabancı teknik adamlar genelde hep yerli isim olsun diye eleştirilir. Fakat Montella'nın sıcak bir tarafı var. Hem verdiği mesajlarla hem de Türkiye'ye olan sevgisiyle ve sizin galibiyetlerden sonra aradığınızda da sizinle olan diyaloglarda da oldukça sıcak ve samimiydi. Hatta yabancı basında “acaba ataları Türk mü?” diye yorumlar da çıktı. Siz Montella için ne düşünüyorsunuz? Teknik direktörlüğünü beğeniyor musunuz?
Her teknik direktörün savunulan yanı olur. Hatasız insan olmayacağı gibi tabii ki hatasız teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir defa kendini zaten ispatlamış bir insan. Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri zamanında yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60’ıncı dakikada olması lazım işte, niye 60’ıncı dakikada olmamış? Ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, mağlubiyet olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece “elinden geleni yaptı” dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? Türkiye ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış.
YABANCI KONTENJANI AÇIKLAMASI
Sayın Cumhurbaşkanım benim sorum futbol kulüplerinin yabancı kontenjanı ile ilgili. Önümüzdeki sezon yabancı kontenjanı kalkıyor ve ilk 11'de 11 yabancı oynayacak. 11 yabancı oynayacak. 8'de 11'e çıktı. Bizim futbolcularımız dünyaca ünlü kulüplerle oynayabiliyor. Şimdi de şampiyonada elde edilen başarıdan sonra yine futbolcularımız dünyaca ünlü kulüplerin radarına gitti. Yani yerli futbolculara kulüplerimizin daha çok yer vermeleri konuşuluyor. Siz bu konuda nasıl bir tavsiyede bulunursunuz?
Bence yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil’in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta fayda var.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/erdogan-dan-uefa-ya-sert-tepki-tamamen-siyasi-bir-karar-dikkat-ceken-arda-guler-sozleri-164850.html
Usulsüz çakar takılan TIR'ın şoförüne 6 bin 439 lira ceza
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Keşan'a bağlı Mecidiye köyü mevkisinde yaptıkları trafik denetimi sırasında usulsüz çakar takıldığı belirlenen F.B. yönetimindeki TIR'ı durdurdu.
TIR şoförü F.B.'ye usulsüz çakar takmaktan 6 bin 439 lira idari para cezası kesildi.
TIR'daki çakarlar ise söküldü.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/usulsuz-cakar-takilan-t?r-in-soforune-6-bin-439-lira-ceza-164847.html
TIR şoförü F.B.'ye usulsüz çakar takmaktan 6 bin 439 lira idari para cezası kesildi.
TIR'daki çakarlar ise söküldü.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/usulsuz-cakar-takilan-t?r-in-soforune-6-bin-439-lira-ceza-164847.html
Fındıkta 2024 ürünü tahmini rekolte tespit çalışmaları titizlikle yapılıyor
İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, ilgili kurumların temsilcilerinin yer aldığı rekolte tespit komisyonunun çalışmalarını yerinde inceledi.
Perşembe ilçesindeki bir bahçede gazetecilere açıklama yapan Yılmaz, 1 Temmuz itibariyle il genelindeki bahçelerde çotanak sayımına başladığını belirterek, bu çalışmaların 15 Temmuz'a kadar süreceğini aktardı.
2024 yılı tahmini fındık rekoltesini belirlemek için çalışan komisyon üyelerinin çalışmalarını büyük bir hassasiyet göstererek sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, "Komisyon üyeleri her hususu, her ayrıntıyı dikkate almak suretiyle bu çalışmalarını gerçekleştiriyor. Amacımız gerçeğe en yakın fındık rekoltesini tespit etmek. Gerçekleşecek rekolteye en yakın rakamı bulmak istiyoruz. Tüm ekiplerin titizlikle bu çalışmayı gerçekleştiriyor." dedi.
Rekolte tespit komisyonunda tarım il ve ilçe müdürlükleri ekiplerinin yanı sıra 10 paydaş kurum temsilcisinin bulunduğunu söyleyen Yılmaz, bu görevlilere çalışmalarında hassasiyet gösterdikleri için teşekkür etti.
İlk olarak 400 noktada sayım yapacaklarını ancak bu noktayı 500'e kadar çıkarabileceklerinin altını çizen Yılmaz, "15 Temmuz'a kadar ilimizin tahmini fındık rekoltesini tespit etmiş olacağız. Ardından elde edilen verileri Tarım ve Orman Bakanlığına ileteceğiz. Bakanlığımızda bunu kamuoyu ile paylaşacak." diye konuştu.
"EKİPLER GERÇEK ANLAMDA ÇUVALA GİRECEK FINDIĞI ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Komisyon üyelerinin yaptığı çalışmanın detaylarını veren Yılmaz, "Arkadaşlarımız sayımla beraber 100 tane fındığı kırmak suretiyle bu fındığın ne kadarı boş, ne kadarı hastalık ve zararlılardan etkilenmiş bunu da ortaya koymaya çalışıyorlar. Ekipler gerçek anlamda çuvala girecek fındığı ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu çalışma gerçeğe en yakın sonucu bulmamızda ekiplere büyük bir avantaj sağlıyor." değerlendirmesini yaptı.
Yılmaz, bu çalışmalar sırasında fındıkta önemli bir hastalıkla karşılaşmadığının da bilgisini vererek, "Ancak kahverengi kokarcaların bazı bahçelere yumurtalarını bıraktığını gözlemedik. Dolayısıyla bu zararlıya karşı etkin mücadelenin sürmesi gerekiyor. Üreticilerimiz bahçelerini kontrol ederek bu yumurtaları imha etmeleri lazım. Eğer bahçelerinde yoğunluk fazla ise mutlaka ilaçlama yapmaları gerekiyor." dedi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/findikta-2024-urunu-tahmini-rekolte-tespit-calismalari-titizlikle-yapiliyor-164844.html
Perşembe ilçesindeki bir bahçede gazetecilere açıklama yapan Yılmaz, 1 Temmuz itibariyle il genelindeki bahçelerde çotanak sayımına başladığını belirterek, bu çalışmaların 15 Temmuz'a kadar süreceğini aktardı.
2024 yılı tahmini fındık rekoltesini belirlemek için çalışan komisyon üyelerinin çalışmalarını büyük bir hassasiyet göstererek sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, "Komisyon üyeleri her hususu, her ayrıntıyı dikkate almak suretiyle bu çalışmalarını gerçekleştiriyor. Amacımız gerçeğe en yakın fındık rekoltesini tespit etmek. Gerçekleşecek rekolteye en yakın rakamı bulmak istiyoruz. Tüm ekiplerin titizlikle bu çalışmayı gerçekleştiriyor." dedi.
Rekolte tespit komisyonunda tarım il ve ilçe müdürlükleri ekiplerinin yanı sıra 10 paydaş kurum temsilcisinin bulunduğunu söyleyen Yılmaz, bu görevlilere çalışmalarında hassasiyet gösterdikleri için teşekkür etti.
İlk olarak 400 noktada sayım yapacaklarını ancak bu noktayı 500'e kadar çıkarabileceklerinin altını çizen Yılmaz, "15 Temmuz'a kadar ilimizin tahmini fındık rekoltesini tespit etmiş olacağız. Ardından elde edilen verileri Tarım ve Orman Bakanlığına ileteceğiz. Bakanlığımızda bunu kamuoyu ile paylaşacak." diye konuştu.
"EKİPLER GERÇEK ANLAMDA ÇUVALA GİRECEK FINDIĞI ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Komisyon üyelerinin yaptığı çalışmanın detaylarını veren Yılmaz, "Arkadaşlarımız sayımla beraber 100 tane fındığı kırmak suretiyle bu fındığın ne kadarı boş, ne kadarı hastalık ve zararlılardan etkilenmiş bunu da ortaya koymaya çalışıyorlar. Ekipler gerçek anlamda çuvala girecek fındığı ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu çalışma gerçeğe en yakın sonucu bulmamızda ekiplere büyük bir avantaj sağlıyor." değerlendirmesini yaptı.
Yılmaz, bu çalışmalar sırasında fındıkta önemli bir hastalıkla karşılaşmadığının da bilgisini vererek, "Ancak kahverengi kokarcaların bazı bahçelere yumurtalarını bıraktığını gözlemedik. Dolayısıyla bu zararlıya karşı etkin mücadelenin sürmesi gerekiyor. Üreticilerimiz bahçelerini kontrol ederek bu yumurtaları imha etmeleri lazım. Eğer bahçelerinde yoğunluk fazla ise mutlaka ilaçlama yapmaları gerekiyor." dedi.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/findikta-2024-urunu-tahmini-rekolte-tespit-calismalari-titizlikle-yapiliyor-164844.html
"Altına yatırım yapacak kişilere 24 ayar gram altın tavsiye ediyoruz"
Eskişehir'de kuyumculuk yapan Emre Öztürk, altın fiyatlarına ilişkin, “Özellikle bayram öncesinde fiyatlarda birazcık daha geri çekilme yaşanmıştı, 2 bin 480 seviyelerine kadar düşmüştü. Bu seviyeye bayram dönüşüyle beraber 2 bin 510 seviyelerine kadar yükseldi. Bu tabii ki yeni bir rekor diyemeyiz ama önümüzdeki günlerde bu rekorun kırılmayacağını da söyleyemeyiz. Çünkü piyasa çok hızlı bir şekilde hareketlenmeye başladı" dedi.
“YATIRIM YAPACAK KİŞİLERE 24 AYAR GRAM ALTIN TAVSİYE EDİYORUZ”
Son dönemlerdeki altın fiyatlarının artışından dolayı işçilik taşıyan ziynet eşyalarından ziyade gram altına yatırım yapılmasının daha doğru olduğunu savunan Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Yatırım için daha öncesinde ziynet altınlarda ata altını daha çok tavsiye ediyorduk. İşçilik fiyatları birazcık daha azdı ama şu anda baskın maliyetleriyle beraber gram altına yöneldi diyebiliriz. Özellikle bu 22 ayar gram altınların piyasadan toplanmasıyla 24 ayar gram altına talebi birazcık daha artırdı. Bununla beraber gram altındaki talep artışı çok daha fazla oldu. Özellikle yatırım yapacak kişilere tavsiyemiz şu an için 24 ayar gram altın diyebiliriz. Daha sonrasında da yine cumhuriyet altını ve çeyrek altın diye sıralayabiliriz.”
https://www.eshahaber.com.tr/haber/altina-yatirim-yapacak-kisilere-24-ayar-gram-altin-tavsiye-ediyoruz-164831.html
“YATIRIM YAPACAK KİŞİLERE 24 AYAR GRAM ALTIN TAVSİYE EDİYORUZ”
Son dönemlerdeki altın fiyatlarının artışından dolayı işçilik taşıyan ziynet eşyalarından ziyade gram altına yatırım yapılmasının daha doğru olduğunu savunan Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Yatırım için daha öncesinde ziynet altınlarda ata altını daha çok tavsiye ediyorduk. İşçilik fiyatları birazcık daha azdı ama şu anda baskın maliyetleriyle beraber gram altına yöneldi diyebiliriz. Özellikle bu 22 ayar gram altınların piyasadan toplanmasıyla 24 ayar gram altına talebi birazcık daha artırdı. Bununla beraber gram altındaki talep artışı çok daha fazla oldu. Özellikle yatırım yapacak kişilere tavsiyemiz şu an için 24 ayar gram altın diyebiliriz. Daha sonrasında da yine cumhuriyet altını ve çeyrek altın diye sıralayabiliriz.”
https://www.eshahaber.com.tr/haber/altina-yatirim-yapacak-kisilere-24-ayar-gram-altin-tavsiye-ediyoruz-164831.html
Pınarhisar'da trafik kazası: 1 ölü
Kaza, Pınarhisar ilçesi girişinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Serkan Kafadar idaresindeki 34 BKN 59 plakalı otomobil, Lüleburgaz istikametinden Pınarhisar'a gitmekte olan tıra arkadan çarptı.
Çevredeki sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada ağır yaralanan Serkan Kafadar (27), yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/pinarhisar-da-trafik-kazasi-1-olu-164827.html
Çevredeki sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada ağır yaralanan Serkan Kafadar (27), yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.
https://www.eshahaber.com.tr/haber/pinarhisar-da-trafik-kazasi-1-olu-164827.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Terör örgütü DEAŞ'a yönelik "Gürz-29" operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı
Ankara Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara, İstanbul, Mardin, Samsun ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcılıkl...
-
Tüm Spor - Kuzey İrlanda'nın ev sahipliği yaptığı UEFA Avrupa U19 Şampiyonası'nda Türkiye ile İspanya karşı karşıya gelecek. Seaview...
-
İstanbul'un ardından Bartın'ın Amasra ilçesine 845 yolcu ve 446 kişilik mürettebatıyla gelen Panama bandıralı gemi, Amasra Kaymakamı...
-
Gazze Şeridi'nde 9 aydır askerî başarı elde edemeyen İsrail'in hemen her gün askeri araçları havaya uçuruluyor. İsrail ordusu, Gazze...